SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Gün Birlik Olma Günüdür"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:24:58
A- A+ PAYLAŞ

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları, 4 Eylül 1919'da yapılan Sivas Kongresi'nin 96. yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'yi bölecek bir anayasa yapma girişimlerine karşı Sivas Kongresi kararlarının günümüzde hâlâ geçerli olduğunu savundu.

Millioğulları, şu açıklamayı yaptı:

"Sivas Kongresi; günümüzden 96 yıl önce Anadolu’nun işgal edildiği, Türk Milleti’nin kan ve gözyaşına boğulduğu günlerde toplanmıştır.

Mustafa Kemal’in önderliğinde “Milletin bağımsızlığını, yine Milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” diyerek yola çıkanlar, önce Erzurum’da sonra da Sivas’ta bir araya gelmişlerdir.

Şartlar zordu, işgal yaşanıyordu, Padişah ve Damat Ferit Hükümeti vatana ihanet etmekteydiler, Millet açtı, devlet borç içindeydi, eşkıya dağa çıkmıştı, İngilizlerle işbirliği yapan bölücü vatan hainleri vardı…

Ancak Erzurum’da “Vatan bir bütündür parçalanamaz” diyen, Sivas’ta canları pahasına kongre yapıp “Milli sınırlar içerisinde Vatan bir bütündür parçalanamaz”, “her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı Millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir”, “Manda ve Himaye kabul edilemez” diyen Mustafa Kemal ve vatanseverleri, Türk Milleti dikkatle takip ediyordu.

O zor şartlarda azim ve kararlılık ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında tüm vatanseverleri birleştirmeyi başaran Mustafa Kemal, yedi düvele karşı verdiği hem fikri, hem de askeri savaş sonrası Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milletini ayağa kaldırmayı başarmıştır.

Tarihimizde; o günlerden bugünlere kadar övünülecek pek çok kahramanlıklarımız vardır. Ancak son 12 yılda ise Türkiye’yi yönetenler ve yaşananlar adına övünülecek değil utanılacak bir durum söz konusudur.

96 yıl önce başaramadıklarını son 60 yıl içinde yerli işbirlikçiler eliyle başarmaya çalışan emperyalizm artık iyice dişini göstermiştir. BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) adı altında Türkiye ve bölge devletlerinin sınırları değiştirilmeye başlanması ve eşbaşkanlığının da Türkiye tarafından yürütülmesi durumun son derece vahim olduğunun göstergesidir.

ABD emperyalizmi kimi ülkeleri işgal ederek, kimi ülkeleri iç savaşa sürükleyerek kimi ülkeleri ise “yeni Anayasa”lar yaptırarak parçalamaktadır. BOP’un girdiği hiçbir ülke, kargaşadan kurtulamamaktadır.

Ülkemizde “Vatan bir bütündür, parçalanamaz” diyenler Ergenekon, Balyoz vb. davalarda baskı altına alınmaya çalışılmış, Goebbels’in yöntemi kullanılarak Türk Milleti korkutulmak ve sindirilmek istenmiş, yeni Anayasa, ileri demokrasi, açılım vb. yalanlarla parçalanma gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

2007 yılından itibaren Yeni Anayasa gündemde tutulmuş, ancak hem TBMM deki hem de dışarıdaki vatanseverlerin mücadelesi sonucunda bölünme Anayasasını yapamamışlardır. Ancak 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yeni Türkiye ve Yeni Anayasa tekrar gündeme gelmiştir. Yeni Türkiye dedikleri (fiilen gerçekleştirmek için PKK terör örgütü ile açılım adı altında yürütülen parçalanmış Türkiye anlaşılmalıdır) yeni Anayasayla Federatif bir yapıdır.

Türk Bayrağına, Atatürk Anıtlarına, asker ve polisimize yapılan saldırılar aslında hep bu yüzdendir. Saldırıları kim ya da hangi maşalar yaparsa yapsın asıl suçlu ABD emperyalizmi ve iktidardır. Sınır karakolları dahil askerlerimiz geri çekilmiş, bölge, bölücü ve gerici örgütlere terk edilmiştir. Açılım denilen, süreç denilen olayın özü tam olarak budur.

Tüm bunların ışığında Sivas Kongresi kararları günümüzde hala geçerlidir. Başta siyasi partileri ve demokratik kitle örgütleri olmak üzere, tüm yurttaşlarımızı bu kararlar çerçevesinde birleşmeye çağırıyoruz. Önümüzdeki günlerde tekrar bölünme anayasası milletimize dayatılacaktır. Gün aramızdaki etnik, dinsel ve siyasal ayrılıkları erteleyerek ve el ele vererek birlik olma günüdür, bölünme anayasasına geçit vermeme günüdür.

Geçmişte başardık tekrar başaracağız."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız