SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Günde Kaç Gram Tuz Tüketilmelidir ?

A- A+ PAYLAŞ

Tuzsever bir toplumuz. Sağlıklı yaşam için alınması gereken günlük tuz miktarının miktanın tam 3,5 katı tuz tükettiğimiz ortaya çıktı.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çetin Turgan, Türkiye'de kişi başına düşen günlük tuz tüketiminin fazla olduğunu belirterek, ''Türk toplumu, sağlıklı yaşam için günlük 6 gramdan fazla alınmaması gereken tuzu yaklaşık 18-19 gram tüketerek limitleri 3,5 kat aşıyor'' dedi.

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği'nce 15-19 Ekim tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen 10. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi'nde AA muhabirine açıklama yapan Turgan, hipertansiyonun günümüzde küresel bir salgın olduğunu, dünyada yaklaşık 1 milyar yüksek tansiyon hastası (hipertansif) bulunduğunu, bu sayının 2025'te 1.6 milyara ulaşmasının beklendiğini söyledi.

Turgan, Türk Hipertansiyon İnsidans Çalışması'na göre Türkiye'de de 2003'de 15 milyon olan hasta sayısının 2008'te 18.5 milyona ulaştığını kaydetti.

Hipertansiyonun hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde önlenebilir ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer aldığını, kalp hastalığı, felç ve böbrek hastalıkları için en büyük risk faktörü olduğunu belirten Turgan, ''Hipertansiyon, dünyada her yıl 7.6 milyon kişinin ölüme yol açmaktadır. Hipertansiyona bağlı ölüm ve maluliyetin yüzde 80'i az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. Sağlık Bakanlığı'nca yapılan Türkiye'nin Hastalık Yükü Çalışması'na göre hipertansiyon, ülkemizde her 4 ölümden 1'inin nedenidir'' diye konuştu.

Kan basıncının 140/90 mm/civa ve üstü olanların ya da düzenli tansiyon ilacı kullananların yüksek tansiyon hastası kabul edildiğini ifade eden Turgan, 120/80'nin altındaki değerlerin normal olduğunu, hastane ölçümlerinde 140/90, ev ölçümlerinde 135/85, diyabet ve böbrek hastalığı olanlarda ise 130/80 ve üstü değerlerin hipertansiyon anlamına geldiğine ve 120-140/80-90 değerlerinin de önlem alınması gereken düzeyler olduğuna işaret etti.

-''18 YAŞ ÜSTÜNDEKİLERİN YÜZDE 31,8'İ HİPERTANSİYON HASTASI''-

Prof. Dr. Turgan, ''Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı'' araştırmasına göre Türkiye'de 18 yaş üstündekilerin yüzde 31,8'inin hipertansiyon hastası olduğunun saptandığını ifade etti.

Bu kişilerin sadece yüzde 40'ının kan basıncının yüksekliğinin farkında olduğuna işaret eden Turgan, ''Bunların yüzde 31'i tedavi alıyor. Kan basıncı yüksekliğinin farkında olan ve tedavi gören kişilerin ancak yüzde 20'sinde tansiyon kontrol altına alınabiliyor. Hastalarının yüzde 40'ından fazlasında kolesterol, yüzde 12'sinde açlık kan şekeri yüksekliği görülüyor'' dedi.

Turgan, 65 yaş üzeri yaşlıların dörtte üçünde hipertansiyonun mevcut olduğunu ve kadınlarda daha yaygın görüldüğünü anlattı.

-TUZ TÜKETİMİ KAN BASINCINI ARTIRIYOR-

Turgan, hipertansiyonu etkileyen faktörlerin başında tuz tüketiminin geldiğini belirterek, fazla tuz içeren besinlerin kan basıncını yükselttiğine dikkati çekti.

Sağlıklı bir kişinin günde 3-4 gramdan fazla tuza ihtiyacı bulunmadığını anlatan Turgan, ''Herhangi bir sorunu bulunmayan kişi günde ortalama 8-9 gram tuz tüketebilir. İşlenmiş ya da hazır gıda tüketen, tadına bakmadan yemeğe tuz ekleyenler ise 15 gram civarında tuz tüketir. Hipertansiyon hastaları ise günde en fazla 6 gram tuz tüketmelidir'' diye konuştu.

HÜ İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgan, Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği tarafından bu yıl içinde yapılan, ''Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı'' araştırması sonucunda, toplumun olması gerekenden çok daha fazla tuz tükettiğinin belirlendiğini ifade ederek, ''Buna göre, Türk toplumu sağlıklı yaşam için günlük 6 gramdan fazla alınmaması gereken tuzu yaklaşık 18 gram tüketerek limitleri 3.5 kat aşıyor. Türkiye'deki kadınlar günde 16.8, erkekler ise 19.3 gram tuz tüketiyor. Bu verilere göre, Türk halkı ABD'li ve İngilizler'e oranla 2 kat daha fazla tuz tüketiyor'' dedi.

Turgan, günlük tüketilen tuzun yüzde 85'inin hazır gıdalardan alındığına ve bazı yiyeceklerin gizli tuz içerdiğine dikkati çekerek, konservelerin, sucuk, pastırma, sosis, turşu, tarhana, ev makarnası ve ev salçasının yanı sıra fast-food diye bilinen yiyeceklerdeki tuz oranının yüksek olduğunu söyledi.

Tansiyon hastalarının, risk grubundakilerin ve sağlıklı bireylerin tümünün az tuzlu, bol lifli, kuru baklagil, meyve ve sebze ağırlıklı yiyecekler tüketmesinin faydalı olduğunun altını çizen Çetin Turgan, şu önerilerde bulundu:

''-Her gün ölçülü miktarda az yağlı süt, yoğurt ve peynir, tahıl ve liften zengin yiyecekler, çok az miktarda doymamış yağ ve bol taze sebze ve meyve yenilmeli.

-Haftada bir kaç kez kuru fasulye, bezelye ve mercimek, kuru yemiş, yağsız et ve kümes hayvanları ve haftada 2 kez balık yemeye özen gösterilmeli.

-Katı yağ yerine sıvı yağ tercih edilmeli, şeker, tuz ve sodyum içeren besinler az tüketilmeli.

-Taze yiyecekler yenilmeli. Hazır çorba, konserve, et ve balık ürünü içeren katkı maddeleri, hazır paketlenmiş ve dondurulmuş yiyecekler, ketçap, hardal, soya sosu ve salata sosları çok az tüketilmeli.

-Yemek pişirirken tuz azaltılmalı, sofrada tuzluk bulunmamalı. Yemeklere tuz yerine limon suyu, sirke, taze sarımsak, nane gibi çeşniler eklenmeli.

-Turşu ve tuzlu kuru yemişlerden kaçınılmalı.''

Prof. Dr. Turgan, sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz, hafif tempolu yürüyüş, yüzme ve bisiklet aktivitelerinin yapılmasının kan basıncının düşürülmesinde çok etkili olduğunu sözlerine ekledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız