SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Güzel ve Özel Bir Çalışma

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:14:57
Güzel ve Özel Bir Çalışma
A- A+ PAYLAŞ

ZAMAN SİYAH BEYAZ AKARKEN MALATYA

Necdet KIRCEYLAN

Büyük boy 496 sayfa bu eserin methini, sayın Celal Yalvaç’dan duyduğumda “Ben siyah beyaz fotoğrafları sevmem, zevk almıyorum, göndermeyiniz” demiştim.

Malatya Kültür Müdürlüğü’nden gelen koca paketin içinden Malatya Valiliği'nin “MALATYA KİTAPLIĞI” serisinin diğer değerli kitapları arasında “ZAMAN SİYAH BEYAZ AKARKEN MALATYA” kitabı çıkıverdi. Sayın Celal Yalvaç boşuna bir şeyi methetmez diyerek, ilk önce bu kitabı okumaya başladım. İlk sayfadan sonra kitap adeta beni esir aldı, saatlerce elimden düşmedi. Bitirinceye kadar da büyük zevk ile kitabı okudum. Yer yer geriye dönerek notlar almaya çalıştım. Malatya’yı ilk defa 1962, daha sonra 1971 de gördüğüm 1985-1990 yılları arasında da beş yıl yaşadığım için Malatya’daki büyük değişimin izlerini rahatça sürdüm.

Osmanlının son zamanları ile Cumhuriyetin ilk yıllarının fotoğraflarının bu kadar güzel olarak zamanımıza ulaştırılması heyecanlandırıyor insanı. Çok güzel bir arşiv çalışması yapılmış. Özel arşivlerde yer alan can alıcı fotoğraflar, Malatya aşığı kişilerce gün ışığına çıkarılmış. Başta derlemeyi yapan Öğretmen Hasan Demirbağ olmak üzere emeği geçenlere ayrı ayrı teşekkürler…

Cumhuriyetle birlikte Malatya’nın şansının döndüğünü, pek çok kalıcı eserin Malatya’ya kazandırıldığını fark ediyorsunuz. Şehrin tarihi dokusunun önemli ölçüde bugünlere taşındığı da bir gerçek. Bir bölümü yok olan eski konak ve evlerin zarif mimari görünüşlerine hayranlık duymamak mümkün mü?

1930 yılı fotoğraflarda, hangi sosyal yapıda olursa olsun, büyük küçük herkesi henüz gülümsemeği fotoğraflara taşıyamadığı görülüyor.

29 Ekim 1933 Cumhuriyet Bayramı törenleri fotoğraflarında, halkın, öğrencilerin, küçücük çocukların giyimleri hüzünlendiriyor insanı. Devlet görevlilerin ise bugüne benzer görüntü verdikleri görülüyor.

30 Mayıs 1929 yılı öğretmenleri ile 1932-1939 ve 1949 yılı öğretmen ve öğrencilerin fotoğraflarındaki görünüş ve objektife bakışlarında müthiş bir olumlu değişimin gerçekleştiği anlaşılıyor.

Malatya’nın cumhuriyet Türkiye’sine intibakının çok hızlı ve güzel olduğu, 1940’lı fotoğraflardaki öğretmen ve öğrencilerin aydınlık görünüşleri, güler yüzleri, kılık kıyafetleri ile fark ediliyor.

Kitabın 343-345. sayfalarında, Balıkesir gelini olan Prof. Dr. Esin Emin Üstün’ün Malatyalı olduğunu öğreniyorum. Bir hasta yakınımıza yardımı için 1982 yılında tanıştığımızda, çok değerli tıp profesörü ve şair-yazar olan değerli eşi Emin Faik Üstün’ü kaybetmişti. Değerli oğlu Çağatay Üstün, anne ve babasının yolunda tıp Doç. Doktoru ve babası gibi sanatçı kişiliği ile topluma hizmet veriyor. Balıkesir’de bir mahalli gazetede günlük yazılar yazıyor, böylesine değerli bir hemşerisi ile Malatya basını da tanışmalıdır.

Malatya’nın çok değerli eğitimcilerle tanıştığını öğreniyoruz. Lisenin ilk müdürünün Vasfi Mahir Kocatürk, 1942 yıllarında Arif Nihat Asya’nın ise lisede öğretmenlik ve müdürlük yaptığı belirtiliyor.

Osmanlı’dan bugünlere Malatya’nın gelişimini siyah beyaz fotoğraflarla anlatan bu kitabı elinize aldığınızda sanırım sizlerde benim gibi büyüsüne kapılarak keyifle okuyacak, izleyeceksiniz.

29 Ekim 1933 Cumhuriyet Bayramı törenlerinin yapıldığı alanın bugün geldiği nokta ise, 80 yılın Malatya’ya pek çok güzel şeyi kazandırdığının bir şahidi durumunda.

Bu eseri, “MALATYA KİTAPLIĞI” na kazandıran başta Hasan Demirbağ olmak üzere değerli ekibe gönülden teşekkürler… 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız