SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Haberi Olmadan Alındı'

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:35:43
'Haberi Olmadan Alındı'
A- A+ PAYLAŞ

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucularından, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan başbakanlıklarındaki 58. ve 59. hükümetlerde Başbakan Yardımcısı olarak görev alan, daha sonra yeniden aday olmayıp parti ile yollarını ayıran, şimdilerde en sıkı AKP muhaliflerinden olan Abdullatif Şener, verdiği bir röportajda, geçmişte, aralarında Malatyalı bakan Güldal Akşit'in de bulunduğu 3 bakanın, haberleri olmadan daha önceden imzaladıkları istifa dilekçeleri işleme konularak görevden alındıklarını anlattı.

Şener'in http://researchturkey.org adlı internet sitesinde yayınlanan ve odatv.com tarafından da alıntılarak yayınlanan röportajının ilgili bölümleri şöyle:

"Londra Merkezli düşünce kuruluşu Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi (Analiz Türkiye) (yurt dışında bilinen adıyla Research Turkey)'e konuşan Abdüllatif Şener, AKP'nin kuruluşu ve AKP dönemindeki hükümetler ile ilgili çok önemli açıklamalar yaptı.

Başbakan Erdoğan'ın bakan olarak düşündüğü isimlerle önceden özel olarak görüşüp imzalı istifa dilekçelerini istediğini belirten Abdülatif Şener, daha sonra bu imzalı dilekçelerle üç bakanın görevden alındığını söyledi. İstifa dilekçeleri işleme konularak görevden alınan bakanların ise Sami Güçlü, Güldal Akşit ve Zeki Ergezen olduğunu söyledi. 

...3 BAKANIN İSTİFASININ PERDE ARKASI

Sayın Başbakan Erdoğan’ın bakanları görevlendirmeden onlardan imzalı istifa mektubu aldığı bilgisi kamuoyuna yansıdı. Bu doğru mu?

Doğru. Kendisi siyasi yasağı kalkınca Siirt’ten milletvekili oldu. Partinin Genel Başkanı Başbakan olunca, Gül Başbakanlığı bırakmak durumunda kaldı. O da Başbakanlığı üstlendiği zaman Anayasa gereği hükümet değişmiş oluyor. Gül hükümeti 58. Hükümetti, Erdoğan hükümeti 59. HHhHükümet olarak göreve başlayacaktı ve bakanları tekrar Başbakan olarak Cumhurbaşkanı’na teklif edecekti, yani Erdoğan, Ahmet Necdet Sezer’e teklif edecekti. Yeni Bakanlar Kurulu listesini hazırlarken bakan olacak olmayacak bir sürü insanla görüştü. Ama bakan olacak insanlarla özel olarak görüştü. Ve istifa dilekçesini istedi.

1991’den bu yana siyasetin içindesiniz, bu bir gelenek midir? Sayın Gül ya da Sayın Erbakan Başbakan olurken istememiş miydi?

Hayır. Abdullah Gül de istememişti, Erbakan Hoca da istememişti. Ama Erdoğan’ın Başbakanlığında istifa dilekçesi istedi, imzaladım verdim ama dilekçeyi almak ve işleme koymak aynı şeyler değildir. Sizin konumunuz riskliyse siz o dilekçeyi işleme koyamazsınız. Nitekim daha sonra 3 Bakan bunlar kullanılarak görevden alındı.

Göreve başlarken alınan istifa dilekçeleri işleme konularak görevden alınan Bakanlar kimlerdi?

Göreve başlarken alınan istifa dilekçeleri işleme konularak görevden alınan Bakanlar; Sami Güçlü, Güldal Akşit ve Zeki Ergezen’dir. Bunların haberi yokken bu peşinen aldığı istifa dilekçeleriyle Köşk’e çıkıp görevden alma işlemini yapmış Başbakan çünkü ilgili bakan arkadaşlar haberlerinin olmadığını söyledi. Ama haberleri var diye listeler götürüldü. Sayın Erdoğan sadece Bakanlar’dan değil, bağımsız bazı kurumların üst düzey bürokratlarının atanmaları sırasında da peşin istifa dilekçesi almıştır. Biz de 5 yıl beraber olduğumuz dönemde çok ana konularda ayrı düştük. Özelleştirme gibi kurumlar, 50’ye yakın Genel Müdürlükler vardı. Pek çok konuda karşı koymuşluğum oldu. Örneğin kamuoyuna yansıyan Galataport ihalesi vardır, koşulları çok yanlıştı. İmar düzenlemeleri yasaya aykırıydı. Mahkemeler de öyle karar verirler dedim ve bana imzalattırmaya çalıştığı halde imzalamadım. Ama bu tüm zıtlaşmalara, ısrar ettiği konularda ters düşmelere rağmen elindeki istifa dilekçemi işleme koyamadı.

GÜL BENİM ADIMA PARAYI YATIRDI

Neden sizinle ilgili işlem yapamadı sizce? Pek çok tartışmanıza rağmen istifa dilekçenizi işleme koymadı Sayın Başbakan?

Kamuoyunda partinin bilinen birkaç isminden biri benim. Benimle kavga çıkarıp beni Bakanlar Kurulunun dışında bırakmaya çalışması doğrudan kendini yıpratacak, parti tabanındaki algısını bozacak bir şeydi o gün itibariyle. Tabii bir Başbakan bir Başbakan Yardımcısıyla bir süre yürüdüyse risklerinin ne olduğunu bilemez. Onun hakkında ne bildiğimi bilemez. Benim onun hakkında bildiklerim onun için daha büyük riskler getirebilir. Çok kesin bir kırılma yaşadığı takdirde o riskleri kaldıramayabilir. Bunları tartmak zorunda ve tartıyordu da. Hatta 2007’de ben aday olmayacağımı açıkladığım zaman aday olmamamdan bile çekindi ve Abdullah Gül’le birlikte gece 12’den sonra Başbakanlık konutunda beni tekrar aday olmam için ikna etmeye çalıştılar. Adaylık başvurusuyla ilgili partiye 2000 TL para yatırılması lazım biliyorsunuz, Gül benim adıma parayı yatırmıştı. Buna rağmen ‘ben aday değilim’ dedim, ‘zorlamayla olmaz bizim yolumuz ayrılıyor’ dedim ve aday olmadım. (Kaynak: http://researchturkey.org)"

GÜLDAL AKŞİT KİMDİR?

Güldal Akşit (d. 23 Ocak 1960, Malatya, Türkiye), Türk siyasetçi, eski TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı.

Hacettepe Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Polisan Holding A.Ş. Başhukuk Müşavirliği, Malatya Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Üyeliği, Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyeliği, XXII.ve XXIII. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile  2002 Kasım ve 2005 Haziran arasında Turizm ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanlıkları görevinde bulundu. 2011'de yeniden milletvekili adayı gösterilmeyen Akşit, 2011 itibariyle Partinin Kadın Kolları Genel Başkanlığı görevini yürütmektedir. Evlidir. Eski İçişleri Bakanlığı müsteşarı ve eski ANAP Malatya Milletvekili Galip Demirel'in kızıdır.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız