SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Hakikatleri Konuşmak Zorundayız"

A- A+ PAYLAŞ

AKP  Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, "Kürecik'e kurulan füze kalkanı değil erken uyarı sistemidir" dedi. 
 
AKP Malatya İl Teşkilatı'nda nöbetçi milletvekili uygulamasıyla çerçevesinde gerçekleştirilen toplantıya  Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz katıldı. AKP Malatya İl Başkanı Bülent Tüfenkçi'nin yanı sıra AKP Malatya İl Yönetiminin de katıldığı toplantıda konuşan AKP Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bugüne kadar karnından hiç konuşmadığını söyleyen Öz,"Ben hiç karnımdan konuşmadım. İnanmadığım hiçbir şeyi de konuşmadım. Söylediğim şey bazı arkadaşlarımızın hoşuna gitmeye bilir. O an için tepki gösterebilirler. Ama siyaset müessesine güveni sağlamamız için de hakikatleri konuşmak zorundayız. Hakikatler acı olsa da konuşmak zorundayız. İl Özel İdaresi'nin var oluşu gayesi Malatya'nın 495 Köyü, beldeleri ve ilçeleriyle ilgili her türlü alt yapı, su, içme suyu ve gölet gibi ihtiyaçları karşılamasıdır. Tabi bu ihtiyaçların karşılanması içinde İl Özel İdaremizin ihtiyacı neyse, o ihtiyaçta eleman çalıştırılması da kaçınılmazdır. Ama ne yazık ki, gerek İl Özel İdareleri'nde gerekse de belediyelerimizde ihtiyaçtan fazla elemanın çalıştırıldığını eskiden beri biliyoruz. Geçen yıl bir düzenlemek yaptık. İl Özel İdareleri'nde ihtiyaçtan fazla eleman var ise, bu elemanların Karayolları Genel Müdürlüğü'ne devredilmesi, belediyelerde ihtiyaç fazlası işçilerin, ihtiyaç olan kamu kurum ve kuruluşlarına devredilmesiyle ilgili düzenlemeyi biz yaptık. İlk aşamada 300'den fazla kardeşimizin İl Özel İdare'de ihtiyaç fazlası olduğu söylenerek, Karayollarına devredilmesi planlandı. Ben o kardeşlerimizin nasıl tespit edildiğini bilmiyorum. Herhalde sağlıklı yapılmıştır. Bununla ilgili düşüncülerimi daha önceden aktarmıştım. İl Özel İdaresi'nde ihtiyaçtan fazla eleman var ise özellikle bu işçi kardeşlerimizin emeklilikleri dolmuşsa, emekliye ayrılsın. Eğer hizmetine ihtiyacımız yok ise, emeklisi de dolmuş ise o kardeşimiz emekli olsun. Hizmetine ihtiyacımız var emeklisi de dolmuş ise bu kardeşimiz emekli olmasın. Bu kardeşimiz operatör. Dozerin, greyderin çalışması lazım. Bu kardeşimiz yerine bu işi yapacak biri bulununcaya kadar çalışmasına devam etsin. Emeklisi dolmamış, hizmetine de ihtiyaç yok ise bu kardeşlerimizin Karayollarına devredilsin. Ama bir şartla, bu kardeşlerimizin de Malatya'da kurulu bir düzenleri var; Malatya'da çoluk çocukları var. Bu kardeşlerimizde Karayollarına devredildikten sonra Karayolları Bölge Müdürlüğümüzün Malatya il hudutları içindeki bakım evleri ve şantiyelerde bu kardeşlerimizin görevlendirilmesi gerekir. İlk günden buyana bunu savunuyorum. Savunmaya da devam edeceğim" diye konuştu. 
 
AKP Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, Malatya'da deprem bilincinin oluşturulması için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayarak, "İnsanlarımızın deprem noktasında tedbir alması gerekiyor. Binaları sağlam yapacağız. Atımızı sağlam kazığa bağlayacağız, sonra Allah'a güveneceğiz. Deprem bilincinin Malatya'da oluşturulması; Valilik, Üniversite, Belediyeler ve meslek kuruluşlarının hep beraber depremle ilgili bir strateji belirleyip, bununla ilgili gerekli hazırlıkları hep beraber
yapmamız gerekiyor. Çünkü Malatya birinci derecede deprem bölgesidir. Doğu Anadolu fay hattının geçtiği bir bölgedir" şeklinde konuştu. 
 
Öz, Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesi çalışmasıyla ilgili sorulan soruya, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kurulduğu günlerde özel sektör hakikaten ihtiyaç sahibiydi. Özel sektörün imkanları yoktu. Dolayısıyla devletimiz o zaman Sümerbanklar kurdu, şeker fabrikaları kurdu, tekeller kurdu, et ve balık kurumları kurdu. Bu tür müesseseler ile bu ülkede sanayinin gelişmesine katkı sağladı. Ama öyle bir zamana geldik ki, gerek Türkiye'de gerekse dünyada artık devletin ayakkabı üretmemesi gerekiyor. Devletin sigara üretmemesi gerekiyor. Bunların mutlaka özelleştirilmesi gerekiyordu. Şeker fabrikasıyla ilgili duruma geldiğimizde; şeker hakikaten stratejik bir üründür. Ben şekeri sigarayla ya da Sümerbank'ın basma üretmesiyle bir tutmuyorum. Tahıl, şeker, süt, et temel ihtiyaç maddeleridir. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi AK Parti iktidarı döneminde gündeme gelmedi. Özelleştirme kararı bizden önceki hükümetler zamanında alınmış bir karar idi. şimdi bunlar gruplar halinde ayrılarak, özelleştirilmeye başlandı. Bizim şuandaki düşüncemiz; şeker fabrikasının şuandaki özeleştirilmesinin belirli bir süre içinde ötelenmesi ve yeni ihale şartnamesiyle özelleştirmeye gitmesidir. Şimdi biz burada şeker fabrikasının özeleştirilmesine karşı değiliz. Çok net söylüyorum. Ama Malatya'da şeker fabrikasının mutlaka ve mutlaka hizmete devam etmesini istiyoruz. İkincisi şuanda çalışan mevcut kardeşlerimizin hiç birinin hak mahrumiyetine uğramamasını istiyoruz. Dolayısıyla yapılan ihaleye 7 veya 8 firma katılmış. İhale halen neticelenmedi. Ne olacağı belli değil. İhale neticelenmiş olsa bile bu ihaleyi alan firmanın Malatya'da şeker fabrikasını çalıştırması noktasında her türlü gayreti sarf edeceğimizi çok net olarak söylüyorum. Ama şeker fabrikasının yeri burası olur, ama başka bir yer olur. Çünkü benim burada şeker pancarı üreticim var. Ben bunları düşünmek zorundayım. Benim çiftçimin ürettiği pancarın işlenmesini ve satın alınmasını arzu ediyorum. Ve nakliye ücretinin binmemesi için bunun Malatya'da alınmasını istiyorum" cevabını verdi. 
 

Kürecik'te kurulacak erken uyarı sistemiyle ilgili de bir açıklamada bulunan Öz, "Füze kalkanıyla ilgili tam bir bilgi kirliliği oluşturulmaya çalışılıyor. Şimdi bu füze kalkanı değil. Bu erken uyarı sistemidir. Bunun bu kadar siyasi polemik konusu olmasındaki en büyük sebeplerden birisi de, burada İran ile İsrail arasındaki ilişkideki sıkıntılardan dolayı "İran'ın İsrail'e karşı yapacağı füze saldırılarında erken uyarı sistemi olsun" maksadıyla kurulduğu iddiaları gündeme geldi. Ben bununla ilgili uzman bir kişi değilim. Ama Malatya'da Kürecik bölgesinde kurulmaya çalışılan radar erken uyarı sistemiyle ilgili Malatya'da gündeme getirilen sıkıntıları gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek Milli Savunma Bakanlığımız gerekse de TBMM'de NATO ile ilgili komisyon başkanımızla konuştum. Konuyu bana anlatmalarını istedim. Bu sistem İran'dan İsrail'e yapılacak olan herhangi bir füze saldırısını algılamak için kurulmadı. Bu sadece ve sadece füze saldırısı olduğunda bu füzelerin bir menzili var. Bir kilometre menzilli füzenin ne kadar zamanda yol alacağı bellidir. Herhangi bir saldırı anında buradan ikaz veriyor. Ve daha sonrada füze kalkanları belirli bir yerde konuşlanıyor. Herhangi bir yerden füze saldırısı olduğunda füze kalkanları devreye girerek, bir ülkeye karşı yapılan füze saldırısını belli bir noktada infilak etmesini sağlıyor. Şimdi burada İsrail konusuna gelince, İran'ın İsrail'e yapabileceği bir saldırıyla ilgili Kürecik'teki radar sisteminin bilgisi olmayacak mı? Olacak. Ama bu erken uyarı sisteminden İsrail'de varmış. İsrail'in buradan gidecek bilgilere ihtiyacı yok imiş. Niye Kürecik? Diye sordum. Türkiye'nin tüm bölgesine herhangi bir bölgesine yapılacak füze saldırılarında aynı kapsam içine alınabilmesi için Kücecik'in baz alındığı söylendi. Daha önceden de Amerika'nın burada radar üssünün olduğu bundan dolayı Kürecik'in baz alındığı iletildi. Türkiye Cumhuriyeti haber vermek şartıyla 6 ay önceden tek taraflı bunu feshetme yetkisine sahiptir. Şunu da söyleyeyim; ulus devlet olmak, dünya devleti olmak belirli yükümlülükleri de beraberinde getirir. Türkiye, NATO'ya AK Parti iktidarları döneminde girmedi. Daha önceki dönemlerde NATO'ya girdi. NATO üyesi olarak da, Türkiye'nin sorumluluk ve yükümlülükleri vardır. Ama Türkiye'nin uluslar arası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüğü, kendi ülkesine ihanet etmeyi gerektirmez. Şunu herkes bilsin ki, bu ülkede hiçbir hükümet yapmadığı gibi AK Parti hükümeti de kesinlikle ülkemizin zararına olacak bir ihanetin içinde olması söz konusu değildir. Bu uluslar arası sözleşmeden kaynaklanan bir olaydır" şeklinde konuştu. 
 
Öz, basın mensuplarına Kürecik'e kurulacak erken uyarı sistemini kağıda çizerek anlattı. 

 
Toplantıda konuşan AKP Malatya İl Başkanı Bülent Tüfenkçi de, "Ülkemizde yaşanan acılardan dolayı milletçe hep beraber, kardeşlik hukuku içerisinde, gönülden gönüle yardımların arttığı, devletin bütün imkanlarıyla yaraları sardığı bir dönem geçirdik. Gerçekten bu dönemde devletin yardımlarından çok milletin kardeşliği esas alarak, gönülden gönüle yardımlarını iletmesi bizleri ziyadesiyle sevindirdi" dedi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız