SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Halk Oyunları, Gevende ve..

A- A+ PAYLAŞ

Süleyman ÖZEROL

Geçenlerde Türkiyem TV Kemal Deniz’in hazırlayıp sunduğu “Beydağı Sohbetleri” programının konusu halk oyunları idi.  Konukları ise Halk oyunları hakemleri Selahattin Bozdemir, Basri Delmez ve Soner Yolal ile Milidya Folklor araştırmaları Derneği Başkanı Ali Durmaz idi. 
Programdan Malatya özelinde ve Türkiye genelinde halk oyunları konusu işlenirken özellikle giyim, çalgı konularında notlar aldım.
 
* Kıl şalvar üstüne gömlek…
* Baş için taç ve kalak…
* Alan araştırmaları yapılması…
* Manusa dokumacılığı ve bervanik…
* Halk Danslarında Adıyaman var, Malatya yok… 
* Soner Yolal’ın vatan haini ilan edilmesi konusu…
* Davul ve darbukada deri…
 
Mutlaka daha başka konulardan da söz edildi. Ancak ben bunarlı not edebildim. Bu konuların her biri de elbette ki kitaplara kaynaklık edecek derecede zengin konular. 
 
Konuşmacıların açıklamalarından da notlar aldım.
 
* Halk oyunları ile ilgilenenlerin (eğitmenlerin, oyuncuların) toplumsal güvenceleri konusu. (S. Bozdemir)
* Ekipler Festivallere, yurt dışına gönderilmeli (S. Bozdemir)
* Halk oyunları ile ilgili yayınlar yapılmalı (B. Delmez)
* Hekimhan Halk Oyunları CD’si (K. Deniz)
* Figürlerde yanlışlıklar ve benzeri konular (B. Delmez)
* Oyuncu bulunamıyor, aileler göndermiyor (S. Yolal)
* Okullarda halk oyunlarına önem vermeyenler var. Hekimhan, Yeşilyurt’tan ve kenar mahallelerden ekipler çıkıyor, merkez okullarından çıkmıyor nedense (A. Durmaz)
 
Aldığım notların büyük bölümünü programın son bölümünde sorular ve çözüm önerileri ile ilgili konular oluşturdu.
Bu konuda oldukça önemli konular dile getirilerek öneriler sunuldu. Soner Yolal’ın Mehter Takımı gibi Halk Oyunları Ekibinin de belediyede çalışanlarca oluşturulabileceği önerisi aklıma yıllar önce yaşanan bir olayı getirdi. Birileri bir zamanlar belediye konservatuvarı kurulması önerilerine karşı, “Gevendelere mi para verelim” demişlerdi. Bilmem Soner’in önerişlerine yarın neler diyecekler?
 
Gevende konusuna da kısaca değinmek istiyorum.
 
Gevende sözcüğü, "çalgıcı" sözcüğü ile eş anlamlı olarak adlandırılmıştır.
“Abdallara, Kürtlerin yaşadığı yörelerde Gevende, bazı yörelerde de Gurbetler dendiği” dile getirilir. 
“Kimi yerde karaçi, kimi yerde çingene, kimi yerde cingan (Çingen, çingene) diye bilinirler. Nizip’te ise abdal deriz” demiş birisi. 
 
Doç. Dr. Ejder Okumuş; “Türkiye’de Marjinal Bir Grup Olarak Abdallar” yazısında; Abdallara, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde farklı isimler verilmektedir. Diyarbakır’da âşık,  mıtrıp vb, Urfa ve Adıyaman’da gevende veya govende, Gaziantep ve K. Maraş’ta abdal, kirve vb. Veya değişik yerlerde Carcar, Teber, Tencili, Fakcılar, Begdili vs. bu cümleden olarak zikredilebilir” der. Yine bu akdemiysen; “Belirtilmelidir ki Abdalların temel mesleği davulculuktur.  Denilebilir ki Abdalların mesleği olarak davulculuk, Türkiye’de marjinal bir meslektir. Davulculuk, bazı istisnalar dışında Abdalların mesleği olarak görülmektedir. Davulculuk denildiğinde Abdallar akla gelmektedir” diyerek toplumumuzdaki bir ön yargı ile ilgili görüşlerini dile getirir.
 
Uzatmayalım; gevendeler “düğün” dediğimiz, evlilik kurumunun temelini oluşturan geleneğin çalgıcılarıdır. Diğer yandan da eğlence kültürünün… 
 
Aşağılanmaları ya da kötü gözle bakılmaları için hiç bir neden yoktur. Toplumun bir gereksinimini yerine getiren sanatçılardır onlar. Zaten sanatçı olamayanlar ve sanatçıları kötüleyenler, sanatın içine tükürenler, sanat yapıtlarını ucube görenler dünyaya tek pencereden bakanlardır. Bunlar, gerici-tutucu düşüncenin ürünü olan bu görüşleriyle orta çağ düşüncesinden başka bir özellik taşıyamazlar. 
 
Siz eğlenemiyorsunuz diye başkalarının eğlenmesini; kendinizce eğleniyorsanız da sizin gibi eğlenmemesini yadsımaya hakkınız olamaz. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız