SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Halkımızı Kısırlaştırdılar'

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:02:49
'Halkımızı Kısırlaştırdılar'
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü mekanizmalarını çalıştılar. Adeta bizim vatandaşlarımızı, halkımızı kısırlaştırdılar. Sezaryen ve kürtaj denilen olay budur. Bunları yaparken de adeta cinayet işlediler. Bu oyunu bozmamız lazım, onun için ailelere bu ülkede çok büyük iş düşüyor" dedi. 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Rixos Otel'de düzenlenen 'Aile Olmak Projesi'nin tanıtım töreni; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Erdoğan, yaptığı konuşmada, "Biz bu yola çıkarken bir şey söyledik. O da şuydu, muhafazakar ve demokrat kimliğe sahip olarak partimizin hedefinde aile vardı. Hedefimizi bunun üzerine bina ettik. Bir milletin aile yapısı çökmüşse o millet çökmüştür ama aile yapısı ne kadar güçlüyse o millet o kadar güçlüdür. Aile kavramı insanlığın tarihiyle eşittir. İnsanlar, bir aile ortamında dünyaya gelmiş ve hayatlarını bu şekilde sürdürmüşlerdir. Kadın ve erkeğin birlikteliği aynı zamanda insan soyunun devamı için de elzemdir. Bunu özellikle bekarlara söylüyorum" şeklinde konuştu.

Aile kavramının bizim medeniyetimizde çok daha kapsamlı bir anlamı var" diyen Erdoğan, "Bizim kültürümüzde hem anne hem baba tarafından aile büyüklerinin tamamı aile kavramının içindedir. Bunun yanında komşularımızı, arkadaşlarımızı bu halkaya dahil edebiliriz. Diğer taraftan aynı duyguları paylaştığımız insanlar da bizim kardeşlerimiz. Dolayısıyla bunlar da geniş ailemizin bir parçasıdır. Bizler eş ve çocuklarımızdan başlayan tamamı için her türlü fedakarlığı yapan insanlarız. Ailemizin bize bıraktığı miras budur. Bizim sonraki nesillere öğreteceğimiz miras da bu olmalıdır. Aile bağlarımızın güçlülülüğü, samimiyeti ve devamlılığı sayesinde biz yüzlerce yıldır maruz kaldığımız tüm tehditleri bertaraf ettik. Israrla bizi güçlü kılan şeyin, genç ve dinamik nüfuslar olduğunu unutmamalıyız. Ekonomideki başarının sırrı insandır, diğer bütün her şey insanın türevidir. Sermaye, tüketim, yatırım insanın türevidir. İnsan varsa bunların hepsi var, yoksa bunların hiçbiri yok. Onun için Beypazarlı amcayı unutmuyoruz. Bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur dengi olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah Kerim diyeceğiz ve yola devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü mekanizmalarını çalıştılar. Adeta bizim vatandaşlarımızı, halkımızı kısırlaştırdılar. Bununla ilgili tıbbi müdahalelere varıncaya kadar. Sezaryen denilen olay budur. Kürtaj denilen olay budur. Bunları yaparken de adeta cinayet işlediler. Adeta aldattılar. Ölüyorsun seni ölümden kurtaracağız' dediler. Halbuki dert başkaydı. Dert hem fazla para kazanmak hem de maalesef öyle kampanyalar başlattılar ki 'sezaryenla ikiden fazla yapamazsın' dediler. İnandırdılar ve birçok aileler buna inanmak zorunda kaldılar. 'Eğer sezaryen olmazsam ne olur' dediler. İşin aslı bu muydu, değildi. Dert bu milletin nüfusu azalsın ve bu millet milletler yarışında geri kalsındı. Bu oyunu bozuyoruz. Bozmamız lazım, onun için ailelere bu ülkede çok büyük iş düşüyor. Özellikle annelere kadınımıza sesleniyorum. Bu oyunu birinci derecede bozacak olan sizsiniz. Burada tavrınızı koymak durumundasınız."

Annelere seslenen Erdoğan, "Bir Türk kadını, annesi olarak bunu birinci derecede bozacak olan sizsiniz, ikinci derecede de babalara sesleniyorum. Sizler eşlerinizle dayanışma içinde bunu çözmek durumundasınız. Bizim, demokratik haklar, temel hak ve özgürlükler konusunda hiçbir sıkıntımız yok. İcraatlarımızla da buna şüphe vermeyecek şeklide ortaya koyduğumuza inanıyorum. Milletimizin kadim değerlerini hedef alan saldırıların, demokrasiyle insan haklarıyla hiçbir ilgisi yoktur" dedi.

Bu projeyle, inşaattan, turizme, tekstilden ulaşıma kadar önceliğin ailenin hassasiyetlerinin olacağını belirten Erdoğan, STK'larla, yerel yönetimlerle işbirliği içinde her alanda aile odaklı bir yaklaşımın geliştirilerek hayata geçirileceğini ifade etti.

Aile Bakanı Şahin ise, "Ekonomik ve sosyal kalkınma hamlesinde yeni bir aile vizyonuyla yola çıkmamız gerekiyor. Aileyi yeni bir medeniyet projesine dönüştürmemiz gerekiyor. Küreselleşmeye rağmen, medyaya ve sosyal bütün aktörlere rağmen ilk öğretmen, anne-baba ve ilkokul. Ailenin çocuklar üzerindeki etkisini hepimiz anladık. Aile yalnızca barınma mıdır? İyinin kötüden, faydalının faydasızdan ayrıldığı bir değerler sistemidir. Ne kadar aşksa, sevdaysa o kadar akıl ve şuurdur. O yüzden tek çatı altında toplanmak önemlidir. O yüzden çocuk yetiştirmekle nesil yetiştirmek arasında çok ince bir çizgi vardır. AK Parti'nin aile temelli politikalarını yeni hizmet anlayışıyla yolumuza devam ediyoruz. Biz, yola çıkarken 76 milyonu güçlü bir aile olarak düşündük" ifadelerini kullandı.

Gezi Parkı olaylarına ilişkin değerlendirmede bulunan Şahin, "Ekonomimiz testten geçti ama kardeşliğimiz, dostluğumuz da testten geçti. Güçlenerek bu süreçten geçtik. Bu oyunu senaryo haline dönüştürenlerin bilmediği iki şey var. Birincisi milletin feraseti, ikincisi bu ekibin yola çıkarken söylediği 'korkaklar zafer anıtı dikemez" dedi.

Programda, Başbakan Erdoğan'a sürpriz yapılarak aile ağacı oluşturuldu. Erdoğan, ağaçtaki eksik olan fotoğrafı yerine koydu. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız