SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Halkın Bilinciyle Alakalı..'

A- A+ PAYLAŞ

İstanbul ve diğer illerin aksine ramazan ayında bile Sakarya'da türbelere ilgi yok. Bu ilgisizliği, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Halil İbrahim Bulut, halkın türbe ziyaretleriyle ilgili bilincine bağlıyor.

Ülkemizin her ilinde türbeler bulunuyor. İstanbul'da Eyüp Sultan, Yuşa Peygamber türbeleri, Ankara'da Hacı Bayram-ı Veli ile Malatya'da Somuncu Baba türbesi bunlardan sadece birkaçı. Türk halkı, özellikle ramazan ayında türbelere giderek dua ediyor, dilekte buluyor. Emirdağ Mezarlığı'ndaki Eyüp Sultan hazretlerinin amcası Osman İbni El Zeyd ve 1414 yılında Bizanslılarla savaşırken Kahraman mevkiinde şehit düşen Kureyş kabilesinden Seyyid Kahraman Baba'nın türbelerinin bulunduğu Sakarya'da Ramazan
ayının gelmesine rağmen türbelere ilgi yok. Bu ilgisizliği, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Halil İbrahim Bulut, halkın türbelerle ilgili bilincine bağladı.

İslam'ın insanın hem dirisine hem de ölüsüne önem verdiğini belirten Doç.Dr. Halil İbrahim Bulut, şöyle konuştu:

"Böyle olduğundan dolayıdır ki biz ölülerimize ehemmiyet veririz, onları güzel mekanlara defnetmeye ihtimam gösteririz. Elbette bizim toplumda değerli insanlar, büyük insanlar, kendilerine veli denen insanlar vardır. Bu insanlar unutulmasın diye türbeleri yapılır. Bu gayet tabii bir şeydir, sosyal bir durumdur. Ama inancımız açısından olmaması gereken şey, burada yatan kimselerden doğrudan
bir dilekte bulunulmasıdır. Eğer bir dilek, bir temennide bulunacaksak, bu bizim inancımız açısından doğrudan Allah'tan olması gerekir. Bugün cahil kimseler, türbelere gitmek suretiyle dileklerini, beklentilerini, sanki orada yatan insan karşılayacakmış gibi düşünmektedir. Bu tehlikeli ve İslam'ın hoş görmediği yanlış bir inançtır."

Bütün şehirlerimizde olduğu gibi şüphesiz Sakarya'da da önemli türbeler olduğunu anlatan Bulut, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu türbeler halkımız tarafından belli zamanlarda ziyaret edilir. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla Sakarya'da türbelerimiz diğer şehirlerdeki türbelere oranla daha az ziyaret ediliyor. Bu aslında ciddi bir mesele, üstünde durulması gereken bir konu. Bunun sebebi Sakaryalılarımızın işin önemini kavramış, çok muhafazakar bir çevre ve dini bilincin, şuurun üst seviyede olması ve türbelerdeki ziyaretin amacını gözetmiş olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bunun üzerinde ilmi çalışmalar yapmamız gerekir. Ama bunu halkın bilinciyle doğrudan alakalı olduğunu söyleyebiliriz."

İslam'ın türbe ziyaretlerini yasaklamadığını belirten Doç.Dr. Bulut, şöyle konuştu:

"Türbelerin ziyareti meselesi, İslam inancının yasakladığı bir şey değildir. İlk başlangıç döneminde peygamber efendimiz birtakım ihtiyaçlara binaen kabirlere ziyareti yasaklamıştır. Ama Medine döneminin son zamanlarında kabirlerin ziyaret edilebileceğini söylemişti. Aslında içinde yaşadığımız toplum kabirleri önemseyen bir toplum. Bizim geleneğimizde kabir ile hayat iç içedir. Camilerimizin kenarında, bahçelerinde kabirlerimiz vardı. Annemiz, babamız, atamız burada yatmaktaydı. Biz 5 vakit namazı kılmak için camiye girip çıkarken bu kabirleri görüyorduk. Bunlardan ibret alıyorduk ve dünyadaki konumumuz ne olursa olsun eninde sonunda varacağımız yerin bu kabir olacağı bilinciyle hayata bakıyorduk. Bu bize bir bakıma ibret veriyordu. Ama son dönemde modernite ile birlikte artık kabirlerimizi yaşadığımız mekanların dışına çıkarmaya başladık. Bayramda gidip ziyaret edebileceğimiz yerlere dönüştü bunlar. Bu ise bizi daha
seküler bir hayata hazırladı."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız