SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Hamido Dosyası' Sürprizi

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:34:40
'Hamido Dosyası' Sürprizi
A- A+ PAYLAŞ

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, 17 Nisan 1978'de Ankara'dan gönderilen bombalı paketle yapılan suikast sonucu gelini ve 2 torunuyla birlikte yaşamını yitiren Malatya eski belediye başkanlarından Hamit Fendoğlu'nun ölüm yıldönümü dolayısıyla, merhum Fendoğlu'nun eşi Mukaddes Fendoğlu'nu evinde ziyaret etti, bir kez daha başsağlığı dileklerini iletirken, bu suikastin mutlaka aydınlatılması gerektiğini de söyledi.

Gürkan, ziyaret sırasında, 22 Ekim 1965'den 13. dönem Malatya Milletvekili olarak Adalet Partisi'nden seçilen ve  12 Ekim 1969 seçimlerine kadar  görev yapan Hamit Fendoğlu'nun, meclis genel kurulunda yaptığı ve tutanaklarda yeralan bazı  konuşmalarını içeren bir dosyayı da Mukaddes Fendoğlu'na sundu.

Gürkan'ın, eşini, gelinini ve 2 torununu kaybeden Mukaddes Fendoğlu'na sunduğu "Hamido Dosyası"nda yeralan, merhum Hamit Fendoğlu'nun meclis konuşmaları tutanaklara göre şöyle: 

"..MİLLET MECLİSİ 2. Dönem 8. Cilt 117. Birleşim - Sayfa 370

117. Birleşim    22 . 7. 1966 Cuma

i. — Malatya Milletvekili Hamit Fendoğlu'nun, resmi taşıt araçlarının özel işlerde kullanıldığına ve resmî hizmet arabalariyle çoluk çocuğun gezme yerlerine götürüldüklerine, bu hususta tedbir alınması gerektiğine dair demeci.

BAŞKAN — Malatya Milletvekili Sayın Hamit Fendoğlu, resmî araçların hususi işlerde kullanıldığı ve hattâ daha ileri gidilerek, mesire yerlerine kadar çoluk çocuğun da resmî arabaya bindirilip gidildiği bir hakikattir; bu konu üzerinde gündem dışı söz istiyorum, diyor. Kendisine söz veriyorum; buyurun Sayın Fendoğlu.

HAMİT FENDOĞLU (Malatya) — Muhterem Başkan ve muhterem milletvekilleri; ben, huzurunuzu işgal etmek istemiyordum. Fakat, bizzat müşahede ettiğim bir hususu da huzurunuza getirmek mecburiyetinde kaldım. Bu, benim müşahedem değil; belki sizler de her yerde bu resmî araçların hususi işlerde kullanıldığını ve hattâ mesire yerlerine kadar gidildiğini görmüşsünüzdür. Bolu kaplıcalarına gitmiştim; kaplıcanın önünde dururken resmî plâkalı ve «resmî hizmete mahsustur» kaydının da üzerinde bulunduğu bir arabayı burada gördüğüm zaman üzüntü duydum. Çünkü bu araba ile birçok hanımlarla beraber çocuklar da hamama gelmişlerdi. Bu, üzüntü vericidir arkadaşlar. Hamama giden bir kimsenin... («Terler» sesleri.) Resmî arabayla gitmeye hakkı yoktur. Eğer bu memurun hastası varsa ve bu arabalar hep üst dereceli memurlara veriliyorsa; bunları 500 lira ile geçinen küçük memurlara da tahsis edelim, onların da hakkıdır. Yok bu bir hata ise, «resmî hizmete mahsustur» kaydını bu arabaların üzerinden kaldırmak mecburiyetindeyiz arkadaşlar. Bunun, ilgililerin bilhassa üzerinde durması lâzım gelen bir problem olduğunu da huzurunuzda arz etmek zorundayım. Hürmetlerimle.(Alkışlar.)

MİLLET MECLİSİ 2. Dönem 23. Cilt 32. Birleşim - Sayfa 626

32 nci Birleşim 28.1.1968 Cuma

3. — Malatya Milletvekili Hamid Fendoğlu'nun, Atatürk Öğrenci Yurdunda bir öğrencinin öldürülmesi olayına, bu gibi konularla tedbirler alınması gerektiğine dair demeci ve İçişleri Bakanı Faruk Sükan'ın cevabı.

BŞKAN — Muhterem arkadaşlarım, üniversitesi tesisinde bir talebenin vurulmasıyle alâkalı gündem dışı söz istiyen bir hayli arkadaş vardır. Bunlardan en evvel söz istiyen Adana Milletvekili Sayın Hasan Aksay'a söz veriyorum.

HASAN AKSAY (Adana) — Vazgeçtim efendim.

BAŞKAN — Sıra Hamit Fendoğlu'ndadır. Buyurun. Sayın Fendoğlu, beş dakikayı geçmiyelim,lütfen.

HAMİT FENDOĞLU (Malatya) — Pek muhterem arkadaşlarım ve Muhterem Divan Başkanım, beş, dakikayı geçirmemeye çalışacağım. Sayın milletvekilleri arkadaşlarım, üniversitenin Atatürk öğrenci Yurdunda vuku bulan hâdiseyi, şahsan duyduğum mecburiyet ve bâzı arkadaşlarımın tazyiki neticesi bu kürsüye getirmiş bulunuyorum. Çok elem verici olan bu hâdise 17 Aralık 1967 günü Atatürk öğrenci Yurdunda vuku buluyor. Burada genç, mukaddesatçı öğrencilerimiz iftar sofrasında yemeğini beklerken, yine aynı öğrenci yurdunda komünistler tarafından bilhassa beslenen otuz yaşını aşkın bir öğrenci - ki, yönetmeliğe göre otuz yaşını aşkın olan öğrencilerin yurtlarda kayıtlı olmaması gerekir. – Şahin ismindeki bu arkadaş sadece oradaki milliyetçi ve mukaddesatçı gençlerle mücadele etmek için kaydını sureti mahsusada yaptırtmış, o günü Elbistanlı Şair İmam diye bir şairi getirmiş. Şair'in bilhassa okuduğu şiirin bir cümlesini sizlere duyurmak isterim, diyor ki: «Eller aya giderken Türkiye'de kadınların göğsüne muska yazılması için imam hatip okulları açılıyor». Bunu söylemekten maksat mukaddesata hücum etmek ve sadece oradaki mukaddesatçı gençlere küfretmekti. Bunun üzerino Ruhi Kirişkıran ismindeki Osmaniye'n genç arkadaşımız «Biz iftar sofrasındayız, bu şiirin burada yeri yoktur, mukaddesatımda küfretmeye senin hakkın yoktur* diye müdahale etmiş. Bu hâdiseden evvel Şahin ismindeki bu arkadaş bir kaç gün evvel...

MURAT ÖNER (AfyonKarahisar) — Mahkemeye intikal etmiştir.

HAMİT FENDOĞLU (Devamla) — Evet, mahkemeye intikal etmiştir ama, Parlâmentoya bunu duyurmak ve dünya efkârında da mukaddesatçılara nasıl çatıldığını ve imam-hatip okullarının ne maksatla açıldığını iddia eden bu şairin sıfatını bilhassa bilmemiz gerekir. Bu arkadaş bu olaydan onbeş gün evvel seçimleri kaybettiği için hırs neticesi bu hâdiseyi yaratmış oluyor. Ve nihayet kardeşiyle beraber orada o lokalin müsteciri olan Şahin Salıoğlu isimli bu çocuk derhal Ruhi Kılıçkıran'ın üzerine hücum ediyor, son beni susturamazsın, biz burada konuşacağız, konuşmaya hakkımız var, diyerek iş nihayet kavgaya çevriliyor ve tabancasını çeken bu solcu uşağî, yani komünistler tarafından beslenen bu zavallı, tabancasının tetiğini çekerek bu kıymetli genç arkadaşımızı yere sermiş oluyor. 

Arkadaşlar, bu cok vahimdir. Ben en evvelâ Yurtlar Umum Müdürlüğünü suçlandırırım. Çünkü, böyle sosyalist, hattâ komünist olan bir şairi yurt içerisine sokup bu şekilde bir hâdiseye meydan vermiştir. îlgili makam olarak Millî Eğitim Bakanından bilhassa istirham ediyorum, bunun üzerinde hassasiyetle durulmadığı takdirde, grup mevzuu yapacağımı da huzurunuzda arz ederim.

BAŞKAN — Sayın Fendoğlu, bir dakikanız var, lütfen toparlayın.

HAMİT FENDOĞLU (Devamla) — Türk Ceza Kanunu, bilhassa mukaddesata küfredilen durumlarda kifayetsizdir. îlgili maddenin takviye edilerek mukaddesata, dine küfredenler hakkında ağır bir müeyyidenin getirilmesi suretiyle bu gibi hâdiseleri önlemek hepimize düşüyor. Milletvekili arkadaşlarımız bu hâdise üzerine eğilmezlerse yarın gene mukaddesatımıza, kitabımıza, Allah'ımıza küfredenler çıkacaktır. Fakat bu defa karşılarında Hamido'yu  bulacaklardır. O zaman buna mecbur olacağım. Hürmetlerimle

BAŞKAN — Buyurunuz Sayın İçişleri Bakanı.

ÎÇlŞLERÎ BAKANI FARUK SÜKAN (Konya) 

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Hamit Fendoğlu arkadaşımız tarafından bahis konusu yapılan Site Talebe Yurdunda cereyan eden hâdiseye ânında zabıta kuvvetleri derhal müdahale etmek, suretiyle  suçluyu yakalamışlar ve adliyeye tevdi etmişlerdir. Mesele her yönü ile, idari, adlî ve Millî Eğitim Bakanlığı yönünden tetkik konusu, yapılmaktadır. Adalete intikal etmiş bir konu olması hasebiyle, Anayasamız muvacehesinde, daha fasla tafsilât vermeyi uygun bulmuyoruz. Saygıyla arz ederim...

...MİLLET MECLİSİ  2. Dönem 27. Cilt 71. Birleşim - Sayfa 658

71 nci Birleşim  10 . 4 .1968 Çarşamba

2. — Malatya Milletvekili Hamit Fendoğlu'nun, memurlara çift maaş verilmesi teklifleri karşında, küçük maaşlı memurlara daha fazla zam yapılması gerektiğine dair demeci.

BAŞKAN — Sayın Hamit Fendoğlu, «Müstahdem ve hastabakıcıların maaş durumları meydanda iken, Reşat Özarda'nın teklifi gereğince memurlara, Personel Kanunu çıkıncaya kadar, çift maaş verilsin, diğer taraftan da mebus maaşları artsın denilmektedir» diyerek söz istiyorsunuz. Buyurunuz efendim, kısa, beş dakika içerisinde.

HAMİT FENDOĞLU (Malatya) — Pek muhterem Başkan, muhterem milletvekili arkadaşlarım; Reşat Özarda arkadaşımızın teklif ettiği bir kanun dikkatimizi çekmiş bulunuyor. Diyor ki, memurlara, Personel Kanunu çıkıncaya kadar, çift maaş verilsin, kabul. Memurun durumu malûm, ama evvelâ malî durumu çok bozuk olan küçük memurlar üzerinde durulursa daha doğru olur. Çünkü, bunlar içerisinde müstahdem kadrosunda çalışan bir odacı 250 lira, bir hastabakıcı 200 lira alıyor. Bunların malî durumu ortada iken bunlar üzerine eğilen bir arkadaşımız maalesef çıkmadı. Üst rütbeli bir memurun, 1 500 lira, 2 000 lira alan bir memurun o zaman çift maaşı ne olacak? 1 500 lira alan bir memur 3 000 lira alacak, fakat 200 lira alan küçük bir memur 400 lira alacak. Bu, küçük memurları yine tatmin etmez. Onun için Hükümetimizden çok istirham ediyorum; bilhassa bu küçük rütbeli memurlar üzerinde durularak maaşları bir kademe yükseltilirken, yani çift maaş verilirken, yüksek rütbeli memurların maaşlarının bir mislini değil de, üçte biri nisbetinde alacak şekilde bir kanun tasarısı gelirse daha iyi olur kanaatindeyim.Hürmetlerimle...

...MİLLET MECLİSİ 2. Dönem 35. Cilt 70. Birleşim - Sayfa 301

70. Birleşim  28 .3 .1969 Cuma

3. — Malatya Milletvekili Hamit Fendoğlu'nun, Yeni Gazetede kendisine atfen «Milletvekilleri halkı soyuyor» diye yazılan haberin aslı olmadığına dair demeci.

BAŞKAN — Malatya Milletvekili Sayın Hamit Fendoğlu, bir gazetede kendisine atfen çıkan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini töhmet altında bırakan bir beyanını tavzih ve açıklamada bulunmak üzere gündem dışı söz istemiştir.

Buyurun Sayın Fendoğlu.

HAMİT FENDOĞLU (Malatya) — Pek muhterem Başkan ve muhterem arkadaşlar, Yeni Gazete ilminde çıkan bu ceridede dün deniliyor ki, «Milletvekilleri halkı soyuyor. Bu da Hamido'ya göre.» Halbuki bu kabil bir beyan ne verdim ve ne de kendileri bana sorduğu zaman bu hususta her hangi bir kelime konuşmadım. Buna rağmen bu hâdise karşısında çok üzgünüm, huzurunuzda bunu tekzib ediyorum. Böyle bir şey yoktur ve gazete sadece kendisi bir başlık olsun diye, satışını yapmak için belki düşündü, ama parlamenterleri de itham altında bulundurmaya hakkı yoktur Sadece, Parlâmentoda ekseriyet bulunmuyor, komisyonlarda ekseriyet bulunmuyor, denilmesi karşısında dedim ki, «içimizde doktor arkadaşlar var, avukat arkadaşlarımız var. Avukatlar cübbelerini giyer, yazıhanesinde çalışır, doktor ise muayenehanesinde çalışır, belki Meclisteki çalışmalarını bu şekilde aksatmış olabilir.» Söylediğim bundan ibarettir. Hürmetlerimle..."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız