SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Bülent Korkmaz

Hans Düştü Geyiğe!

A- A+ PAYLAŞ

Hans Düştü Geyiğe

Bülent Korkmaz/Frankfurt Dolayları

 

“Kırk yıl dağda gezdim geyiklerinen,

Haberim duyarsın üveyiklerinen”

 

Yurdum insanının, geyik üretmedeki hızı, rakipsizliği, yaratıcılığı, özgünlüğü, üstünlüğü, başarısını biliyoruz.

Ama Anadolu denen geyik üretme çiftliğinin elemanlarının aynı verimliliği başkalarının topraklarında gösterebilmesi, insanın beynini zonklatıyor, dumurunu genişletiyor, gülelim mi ağlayalım mı, bilinmiyor, bilinemiyor.

 

Pilot kamera başta olmak üzere her açıdan tanık olduğum hadiseyi, eksik de olsa fotoğraflar eşliğinde, arz edeyim efendim... Almanca bilmediğimden aradaki cümleleri, özgür bir tercümeyle, ben atayım, geyiğin boynuzu eksik kalmasın.

 

***

 

Avrupa Malatyasporlular Derneği, Almanya’daki Malatya derneklerinin, Malatyaspor başkanı ve orada bulunan yöneticilerinin, teknik heyet ve futbolculardan birkaç ismin yer aldığı bir yemek verdi. Belirli bir program dahilinde yaşamak zorunda olan teknik heyet ile futbolcular erkenden kalkıp gittiler.

 

Yediğimizi içtiğimizi sormazsınız ama diyelim. Biz Malatyalıların karnı, şareli bulğur pilovu, nahna küftesi, kebap, döner vesaire gibi çarpanhidratı* bol gıdalardan yüklemezsek, doymaz. Benim naçiz bedenimin en üstünde duran naçiz kafam şunu almaz: Bu Almanlar, İsviçreliler, Finlandiyalılar ve diğer birkaç aklı başında millet bizim yediklerimizi yemezler. Niyeyse, bunlar bizden daha sağlıklı ve doğal olarak daha uzun yaşarlar.

 

Neyse…Şehriye (şare) bulamamışlar pilav işi yatmış; Brüksel lahanası da sarıma gelmemiş olsa da kebaplar, tatlılar, meyveler bol kepçe. Başka türlü olamaz, misafirin karnı ziyadesiyle doyacak. Yemeğin verildiği lokanta havuzlu, ormanın (Almanya’da orman olmayan yer var mı?) yanı başında.

 

Sağ olsunlar, var olsunlar, bizimkilerin misafirperverliğine diyecek yok.

 

Tüm bunlar olur da türküler söylenip halaylar çekilmez mi?

 

Dikkat edin, geyik başlıyor…

 

Türküler söylenirken aniden iki Alman polisi ortama duhul eyledi. “Buyur hemşerim” hesabı bizimkiler fırladı. Yakında emekli Hansların dinlendiği, bakıldığı bir yer varmış. Rahatsız olmuşlar. Haliyle Malatyalı kardeşlerimiz “Birazdan bitiyor zaten. Tükanı gapatırken siz geldiniz…” şeklinde hasbıhal ettiler. Teşkilatçı Hanslar şöyle bir gözden yittiler, ama müzik susmayınca geri geldiler…

 

Ne geleler? Dansöz çıkmış. Hemşolar yine polislerin yanına fırladı, yüzlerinden tebessümü eksik etmeksizin, alttan alıyorlar, kola ikram ediyorlar (Alman polisi de bizimkiler gibi, görev başında alkol almıyor. Takdir ettim), arada herhalde yengeyi soruyorlar, çocuklar Bismark Süper Lisesi’ne mi yazdırılacak, Hıristiyan Demokratlar iktidara gelirse tayinler nasıl olacak, filan feşmekan… Kanaatimce, o esnada Hans kardeşler bir yandan “kapatın bak, şikayet var, alırız merkeze” derken, dansözün kıvrak figürlerinin AB standartlarına uyup uymadığını da yakından irdeliyorlar.

 

Yani Öz Türkçesi gardaşlarım “iptal oldular”.

 

İlk gelişlerinde bir şey oldu, onu not edelim hemen… Uzun olan Hans, 12-13 yaşlarında bir Türk çocuğunu yemekte gördü, tatlı sert bir sesle kolundaki saati göstererek “senin bu saatte yatakta olman lazım” diyerek epey azarladı. Bizimki demokratik hukuk devletinde yaşamanın verdiği güvenle aynı ses tonunda “Hocalar derslerde canımızı çıhardılar. Yoh Kuzey Ren Vestfalya’nın maden kaynakları, Versay Anlaşması’nın maddeleri… Goethe’nin Alman Divan Edebiyatındaki yeri ve önemi… Tatildeyim, dur ki gafamı dinleyem” manasında bir şeyler söyledi.

 

Tüm bu muhabbet yetmezmiş, bir şeyler eksik kalmış gibi, işi gücü rast gidesice dansöz kızımız masaların aradan fırladı, polislerin yanına geldi ve aynı kıvraklığı orada devam ettirdi. Uzun olan resim çekildiğini anlayınca (2 numaralı fotoğraf) ileriye kaçtı, kısa olan ortada kaldı, kız bir iki döndü, daha önce fırça yiyen ufaklık hemen olay mahalline intikal edip durumu polisi kurtardı (1 numaralı fotoğraf).

 

Kısa Hans dansözden sonra aynen şöyle demiş:

 

“2-1 siz galipsiniz”

 

Ben de dedim ki:

 

“Geyik işinde 10-0 siz galip olaydınız da, bilim, teknoloji, akıl, fikir işlerinde biz galip olaydık. Yarım sıfıra bile razıyız”

 

Eyi demiş miyim?

 

* Çarpanhidrat sözcüğü, sevgili dostum, geyik dünyasının eşsiz liderlerinden Kenan Karabulut tarafından üretilmiştir. Daha önce bir yazımda belirtmiştim. Lütfen kullanırsanız, kaynak belirtiniz, üreticiyi destekleyiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

Bülent Korkmaz yazıları