SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hasan Iğsız Paşaya Tahliye

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:02:58
Hasan Iğsız Paşaya Tahliye
A- A+ PAYLAŞ

Ergenekon davası kapsamında hakkındaki tahliye kararının ardından Silivri Cezaevi’nden çıkan, karargahı Malatya'da bulunan 2. Ordu'nun eski komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, “Bu son günlerde devlet, bütün olanların gerçekten bir senaryonun parçası olduğunun farkına vardı” dedi.

Cezaevi’nden tahliye edildikten sonra gazetecilere bir açıklama yapan Hasan Iğsız, “Tam bugün özgürlüğümün çalınmasının üzerinden 2 yıl 7 ay geçti. Normal olarak özgürlüğümün bana verildiği gün çok mutlu olmam gerekir. Ancak size şunu aktarmak istiyorum. Biraz önce 2 yıl 7 ayımı paylaştığım koğuş arkadaşlarımı geride bırakacak onların yanlarından ayrıldım. Arkadaşlarımız Balyoz Davası’ndan yargılanan denizci arkadaşlarımız deniz kuvvetlerine uzun yıllar başarıyla hizmet etmiş, çok değerli arkadaşlarımızdır. Ben kendime suç işlemediğimi ne kadar biliyorsam, onların suçsuz olduğuna da aynı ölçüde eminim. Bu sebeple onların geride bırakarak onlardan ayrılmak bana gerçekten çok zor geldi. Bunun dışında bildiğimiz gibi bizlere Ergenekon adıyla bir davanın içine dahil ettiler. 23 tane davayı birleştirdiler. Hiç tanımadığımız ve bilmediğimiz insanlarla beraber yargılandık. Ancak duruşmalar sırasında bu insanları yakinen tanıma imkanına sahip oldum. Ortak özelliklerine Atatürkçü düşünce sistemini akıl ve bilime dayalı anlayışı benimsemiş ülkesine ve milletine yürekten bağlı onurlu insanlar olduğunu gördüm. Onların davalarına baktığımız zaman gördük ki bizimkinden hiç farklı değiller. Hepsinde imzasız ihbar mektupları, gizli tanıklar, sahte belgeler insanlar, yıllarca haksızlığa isyan ettiler, sessizliğini duyurmaya çalıştılar. Fakat maalesef bunda muvaffak olmadılar” dedi.

“DEVLETİN BİZLERE VE AİLELERİMİZE BİR ÖZÜR BORCU VARDIR”

“Devletin bizlere ve ailelerimize bir özür borcu vardır” diyen Iğsız, “Devlet sessiz kaldı ve seyretti ama yaşadığımız bu son günlerde devlet, bütün olanların gerçekten bir senaryonun parçası olduğunun farkına vardı. Yargıyla ilgili olarak yapılması gerekenler tabi ki yapılacaktır ama ben sizlere şunu ifade etmek istiyorum. Devletin bizlere ve ailelerimize bir özür borcu vardır. İnsanlar büyük sıkıntılar çekmişlerdir. Ailelerimiz büyük sıkıntılar çekmişlerdir ama eğer bir gün Türkiye’de gerçek bir demokrasinin oluşmasında eğer bizim yaşadıklarımız bir ibret vakası olarak katkı sağlarsa hiç değilse cezaevinde boşu boşuna yatmamış oluruz” diye konuştu.

Iğsız, “Ben sözlerimi bitirmeden şunu ifade etmek istiyorum. Biz özgürlüğümüzün alındığı dönemden itibaren yalnız kalmadık. Biz burada yaz, kış nöbet bekleyen insanlar var. Bizleri yalnız bırakmayan milletvekilleri var. Barolar birliği başkanı var. Özellikle başta Ankara, İstanbul ve İzmir barolar birliği başkanları var. Dostlarımız arkadaşlarımız var. Bizleri hiç yalnız bırakmadılar. Medyanın önemli bir bölümü de buradaki gerçekleri kamuoyuna yansıtılmasında çok büyük yardımları oldu. Bunun için hepsine müteşekkiriz. Ayrıca şunu ifade etmek isterim. Tanıyan ve tanımayan birçok insan mektup aldım ve onlar bizlere yalnız olmadığımızı hissettirdiler. Onlara da müteşekkiriz. Son olarak şunu da ifade edeyim. Burada cezaevinde başta cezaevinin müdürü olmak üzere cezaevinin personellerinin yaklaşımları son derece olumlu olmuştur. Bize ekstra sıkıntı verecek herhangi bir harekette bulunmamışlardır. Cezaevin müdür ve personeline ayrıca teşekkür ederim” diyerek sözlerini tamamladı.

Eşi Ayşe Iğsız ise, “Emekliydi. El ele verip istediğimiz gibi gezecektik. Ancak hayatımızın hemen hemen 3 senesini çaldılar. Birileri bunun hesabını verecektir” şeklinde konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız