SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hekimhan Nasıl İlçe Oldu?

0
Güncellendi - 2015-12-27 22:11:35
Hekimhan Nasıl İlçe Oldu?
A- A+ PAYLAŞ

İlk Meclis’te ilçe olması kararı çıkan Hekimhan’ın bu statüye geçmesi o dönem hiçte kolay olmadı. Tek parti ve Cumhuriyetin ilk Meclisi olmasına karşın 1921’de Hekimhan’ın ilçe olması 3 ayrı adımda yaşandı ve zaman zaman Meclis’te tatlı-sert ifadelerin de kullanıldığı konuşmalar  yapılıyor. O dönem Malatya milletvekillerinin Meclis’teki çalışmasını da yansıtan “Malatya livası dâhilinde Hekimhan namiyle bir kaza teşkiline dair kanun” yine ilk Meclis’in meselelere bakış acısını da bugünlere aktarıyor. Hekimhan’ı ilçe yapan kanun tasarısı görüşmelerinde Hekimhan ve bölgenin asayiş yapısı, bölgedeki vergi toplama sorunu da sert ifadelerle konuşulurken, o dönem bölgede saldırıya uğrayarak soyulan Nihat Paşa Olayı da sık sık milletvekillerince dile getiriliyor. 

Hekimhan’ı ilçe olmaya götüren ilk adım dönemin Başbakanı Fevzi Çakmak Paşa imzasıyla gönderilen kanun teklifinin 30 Nisan 1921 tarihinde TBMM’de okunmasıyla atılıyor. Bu ilk adımda kanun tasarısı teklifinin Bütçe Komisyonu’nda görüşülmemesi nedeniyle gelen itirazlar üzerine teklif bu komisyona gönderiliyor. 18 Haziran 1921’de yeniden Meclis gündemine gelen Hekimhan’ın ilçe olması teklifi yapılan görüşmeler sonrasında yeteri Meclis’te çoğunluk sağlanamadığı gerekçesiyle 20 Haziran 1921 tarihine erteleniyor. 20 Haziran 1921 tarihli genel kurul da ise 41 ret oyuna karşılık 161 evet oyuyla Hekimhan ilçe oluyor. 

İLÇE OLMAYA İLK ADIM 

Dönemin İcra Vekilleri Heyeti Reisi ve Müdafaai Milliye Vekili (Başbakan ve Milli Savunma Bakanı) Fevzi Paşa (Çakmak) imzası ile  26 Şubat 1921 tarihinde TBMM’ye gönderilen   Hekimhan’ın ilçe olmasını öngören kanun teklifi TBMM’nin 30 Nisan 1921 tarihli genel kurul görüşmelerinde gündeme alındı. TBMM Genel Kurulu’na başkanlık eden Birinci Reisvekili Hasan Fehmi Beyefendi’nin “Hekimhan namiyle bir kaza teşkiline dair olan lâyihanın müzakeresine geçiyoruz” ifadesiyle okunan İcra Vekilleri Heyeti Reisi ve Müdafaai Milliye Vekili Fevzi Paşa imzalı kanun teklifinin üst yazısı şu şekilde;

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyaseti Celilesine 

Malatya livasına merbut olmak üzere Hekimhan kazası namiyle bir kaza teşkili hakkında İcra Vekilleri Heyetinin 23. 2. 1337 (1919) tarihindeki içtimamda kabul edilen mevaddı kanuniye sureti musaddakasiyle esbabı mucibe lâyihası rapten takdim kılınmıştır. İfayı muktezasiyle neticesinin işarına müsaade buyurulmasını rica ederim, efendim. Ankara : 26 Şubat 1337-1921)”

HEKİMHAN’I İLÇE YAPAN KANUN TEKLİFİ NEYİ KAPSIYOR? 

TBMM Genel Kurulu’nda okunan Hekimhan’ın ilçe olması ile ilgili kanun tasarısı teklifi şu şekilde; 

“Esbabı Mucibe Mazbatası Sivas - Malatya tariki umumisinin Kangal ve Malatya kasabaları arasındaki yüz elli kilometrelik kısmında bir kaza merkezi olmadığı gibi tariki mezkûrun tarafeynindeki kaza merkezlerinin en karibi de elli kilometrelik mesafededir. Anadolu'nun en işlek tariklerinden olan mezkûr yolun tarafeyni kuvvetli Hükümet merkezlerinden mahrum olduğundan dolayı öteden beri eşkıyanın cevelângâhı olmakta ve her sene burada yol bağlanarak mühim şekavetler yapılmaktadır. Bu hale mâni olmak üzere tariki mezkûrun mehmaemken vasatına tesadüf eden ve Hekimhan nahiyesinin merkezini teşkil eylüyen Hekimhan kasabası merkez olmak üzere Hasançelebi ve Gelengeç nahiyelerinden mürekkeben bir kaza teşkili ve Kebanmadeni kazasına merbut olup Hekimhan merkezine binnispe daha karibolan kurası ile Karaca nahiyesinden iki karyenin de yeni teşkil olunan kazaya raptı münasip görülmüş, ona göre tanzim olunan kanun lâyihası raptedilmiştir.

BİRİNCİ MADDE — Malatya'nın Akçadağ kazasına merbut Hekimhan, Hasançelebi ve Gelengeç nahiyelerinden mürekkep olmak ve merkezi Hekimhan kasabası bulunmak üzere Hekimhan kazası teşkil olunmuş ve kazayı mezkûr Malatya’ya raptedilmiştir.

İKİNCİ MADDE — Kebanmadeni kazasının İçer nahiyesi merbutatından İşleman, Eğtir, Merzume, Koşu, Çavuş, Muho, Pozan, Haylican, Mihail, Kışla, Aydınuşağı, Katıl ve Hürriyet karyeleriyle Karaca nahiyesinin Fethiye ve Çemşit karyeleri Hekimhan merkezine ve Karaca nahiyesinin kurayi mütebakıyesi Tahir (bugünkü Arguvan) nahiyesine raptedilmiş ve Karaca nahiyesi lâğvolunmuştur.

ÜÇÜNCÜ MADDE — 1337 senesi Martı iptidasından itibaren meriyülicra olan işbu kararnamenin icrayı ahkâmına Heyeti Vekile memurdur. 23 Şubat 1337 (1921)”

(İmzalar: İcra Vekilleri Heyeti Reisi ve Müdafaai Milliye Vekili Fevzi / Şeriye Vekili Fehmi / Adliye Vekâleti Vekili Mehmed / Dahiliye Vekili Na.Doktor Adnan / Hariciye Vekâleti Vekili Ahmed Muhtar / Maliye Vekili Ferid / Maarif Vekili Hamdullah Suphi / Nafıa Vekili Ömer Lütfi / İktisat Vekâleti Vekili Mahmut Celâl / Sıhhiye Vekili Dr. Adnan / Erkânı Harbiyei Umumiye Reis Vekili Fevzi / 

MECLİS’TE OKUNAN KOMİSYON KARARI 

TBMM Genel Kurulu’na Dahiliye Encümeni (İçişleri Komisyonu) tarafından Hekimhan’ın ilçe olması ile ilgili olarak sunulan mazbata şu şekilde; 

“Dahiliye Encümeni (İçişleri Komisyonu) mazbatası

Malatya livasına merbut olmak üzere Hekimhan kazası namiyle bir kaza teşkili hakkında İcra Vekilleri Heyetinin 689 numaralı ve 23 Şubat 1337 tarihli lâyihai kanuniyesi Dahiliye Encümeninde tetkik ve müzakere olundu.

Sivas - Malatya tarikı umumisinin Kangal ve Malatya kasabaları arasındaki yüz elli kilometrelik kısmında bir kaza merkezi olmadığı ve tariki mezkûrun tarafeynindeki kaza merkezlerinin en karibi de elli kilometrelik mesafede bulunduğu cihetle Anadolu'nun en işlek yollarından biri olan mezkûr yolun mehmaemkân vasatına tesadüf eden ve Hekimhan nahiyesinin merkezini teşkil eyliyen Hekimhan kasabası merkez olmak üzere Hasançelebi ve Gelengeç nahiyelerinden mürekkep 'bir kaza teşkili ve Kebanmadeni kazasına merbut olup Hekimhan merkezimi binnispe daha karibolan kurası ile Karaca nahiyesinden iki karyenin de yeni teşkil olunan mezkûr kazaya raptı halinde kuvvetli bir hükümet merkezi bulundurmak itibariyle asayiş ve inzibatın teminine badi olacağı teemmül olunarak Dahiliye Encümenince de münasip görülmüş olmakla Heyeti Umumiyeye arz olunur. 7 Nisan 1337 (1921)”

(İmzalar Dahiliye Encümeni Reisi Mazhar Müfit (Hakkâri) / Mazbata Muharriri Haydar (Van) / Katip Ahmet (Kayseri) / Aza Hacim Muhittin (Karesi-Balıkesir) / Aza Mehmet Ata (Niğde) / Mustafa (Karahisarı Şarki-Giresun) / Aça Süleyman Sırrı (Yozgad) / Aza Atıf (Kayseri) 

“NİHAT PAŞAYI ORADA SOYDULAR”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Hükümetin kanun teklifi ile Dahiliye (İçişleri) Komisyonu raporlarının okunmasının ardından Meclis Başkan vekili Hasan Fehmi Beyefendi tarafından komisyon kararı üzerinde konuşmak için söz verildi. Meclis Tutanaklarına geçen görüşmeler şu şekilde; 

Reis-Birinci Reisvekili Hasan Fehmi Beyefendi- Efendim, Dahiliye Encümeni namına söz söyliyecek var mı? Yok efendim.

Feyzi Efendi (Malatya)- Efendiler, Hekimhan Sivas'la Malatya'nın arasında bir mevkidir. İki günde Malatya'dan Hekimhan'a gelinir. İki gün giderseniz ancak bir hükümete rasgelirsiniz. Sivas ile Malatya arasında bir mevkidir. Burada birkaç aşiret tecemmu etmiştir. Atmalı aşireti, Kütük aşireti, sonra geçen sene Nihat Paşayı orada soydular. Orada birçok vukuat oluyor.

Zamir Bey (Adana) — Canını şahsi şeylerle işi uzatmayınız, noktai nazarınızı söyleyiniz, efendim.

“VİLAYET YAPALIM”

Feyzi Efendi (Devamla) — Ne buyurdun? Müsaade buyurursanız sözümü dinleyiniz. Burası her halde bir kaymakamlık olması lâzımdır. Her ne kadar masarif etmeye vaktimiz müsait değil ise de her halde icabeder ki, burası bir kaymakamlık olsun. Zira İstanbul ile Sivas arasında büyük bir mevkidir. O mevkide, en mühim bir mahalde tesis edilecek kaymakamlık bütün memleketin intizamını temin eder.

Emin Bey (Erzincan)- Vilâyet yapalım.

“VERGİLER YAZILAMIYOR, HAZİNE ZARAR EDİYOR”

Lütfi Bey (Malatya)- Efendim, Hekimhan kasabası Sivas ile Malatya arasında oldukça büyük bir nahiye merkezidir. Bu nahiyenin etrafında birtakım aşair vardır. Kaza merkezine mesafesi uzak olduğundan dolayı o aşairin nüfusları tahrir edilemiyor, vergileri yazılamıyor. Bundan dolayı Hazine de mutazarrır oluyor. Sonra Sivas ile Malatya arasındaki asayiş dahi tahtı temine alınamıyor. Orada bir kaza teşkil olunacak olursa hem asayiş hem de Devletçe seneden seneye zayi olan varidat tahtı temine alınmış olur. Bundan dolayı buranın kaza haline ifrağı hakkındaki teklifin kabulünü rica ediyorum.

TEKLİF İÇİN İTİRAZLAR 

Muvazenei Malîye Encümeni (Bütçe Komisyonu) Mazbata Muharriri Hasan Bey (Trabzon)- Efendim, ittihaz edilen karar üzerine meselenin hukuku esasiyeye taallûk etmesine binaen bir şey arz etmek isterim. Bendeniz hukuk şinas olmamakla beraber taallûku itibariyle bir şey arz etmek isterim.

Reis - Birinci Reisvekili Hasan Fehmi Beyefendi-  Hasan Bey, o mesele bitti, efendim şimdiki müzakere Hekimhan'a aittir. Efendim, bu mesele hakkında müzakereyi kâfi görenler lütfen el kaldırsın. Müzakere kâfi görüldü. Maddeyi okuyunuz.

Birinci madde-Malatya'nın Akçadağ kazasına merbut Hekimhan, Hasançelebi ve Gelengeç nahiyelerinden mürekkebolmak ve merkezi Hekimhan kasabası bulunmak üzere Hekimhan kazası teşkil olunmuş ve kazayı mezkûr Malatya'ya raptedilmiştir.

Emin Bey (Erzincan)-Reis Bey, usulü müzakere hakkında bir şey söyliyeceğim. Gösterilen esbabı mucibede asayiş olmaması dolayısıyla burada bir kaza teşkiline lüzum gösteriliyor. Efendim, bizde şahsi bir haleti ruhiye vardır. Bir kazada asayişi tahtı temine almak için hemen onu bir liva yapmak ve bir mutasarrıf tâyin etmek isteriz.

Mazhar Müfit Bey (Hakkâri) -Birinci maddesi hakkında söz söylesin, Heyeti Umumiyesi hakkında değil. (Gürültüler)

Emin Bey (Devamla)-Birinci madde hakkında söz söylüyorum. Bendeniz de sizin kadar takdir edebilirim. Şimdi orada bir hükümet teşkil etmek için evvelâ Muvazenei Maliye (Bütçe Komisyonu) Encümeninin reyi alınmalıdır.

Mazhar Müfit Bey (Hakkâri)- Reis Beyefendi, Emin Beyi takyit buyurunuz.

“EĞER NİHAT PAŞANIN SOYULMASI MESELESİ MEVZUUBAHİS İSE”

Emin Bey (Devamla)- Şimdi Hekimhan'da dört aşiret varmış, orası dört aşiretin mahalli içtimaı imiş. Ondan dolayı orada bir hükümet teşkil edilmesi lazımmış. Rica ederim, mesele asayişi temin ise oraya hükümet bir jandarma bölüğü ikame eder. Orada bir kaza teşkil ettiğimiz zaman bu masraf kabul edilebilecek mi? Ve bu masrafı Hazine verebilecek mi? Eğer asayişin temini ve Nihat Paşanın soyulması meselesi mevzuubahis ise Hükümet bir bölük jandarma ikame edebilir. Muvazenei Maliye Encümeninin fikri alınmadan sellemehüsselâm ruznameye alınarak müzakereye geçilemez.

“BU TEKLİF BÜTÇE KOMİSYONUNA GELMEDİ, GÖRÜŞÜLEMEZ”

Muvazenei Malîye Encümeni (Bütçe Komisyonu) Mazbata Muharriri Hasan Bey (Trabzon)- Muvazenei Maliye Encümeni bu teklifi görmemiştir. Bütçede masrafı icabettiren her şeyin Muvazenei Maliyeden geçmesi zaruridir. Masarif tevlideden teklifler böyle Muvazenei Maliye Encümeninden geçmeden ve tesiratı nazarı itibara alınmadan sellemehüsselâm ruznameye alınarak müzakere edilemez.

“TEKLİFİ BÜTÇE KOMİSYONUNA GÖNDERİYORUZ”

Reis - Birinci Reisvekili Hasan Fehmi Beyefendi-Müsaade buyurun, efendim. Şimdi evrakın tetkikinden anlaşılıyor ki, Muvazenei Maliye Encümenine gitmemiştir. Her hangi evrakı Heyeti Umumiyede müzakeresi esnasında aidolduğu encümen talebederse, tabiî o encümene göndermek Nizamnamemiz icabınca mecburidir. Binaenaleyh Nizamnameye tevfikan bu lâyihayı da Muvazenei Maliye Encümenine gönderiyoruz. (Pekâlâ sesleri)

HEKİMHAN KANUN TEKLİFİ 49 GÜ SONRA TEKRAR TBMM’DE 

Hekimhan’ın ilçe olması için 30 Nisan 1921 tarihinde TBMM Genel Kurulu’na hava edilen kanun teklifinin o dönem Muvazenei Maliye Encümeni olarak adlandırılan Bütçe Komisyonuna havale edilmesinin ardından, Bütçe Komisyonu incelemesini tamamlayarak, komisyon teklifini 18 Haziran 1921 tarihinde TBMM Genel Kurulu’na sundu. Bütçe Komisyonu’nun teklifini sunması ile birlikte 18 Haziran 1921 tarihli TBMM Genel Kurul Toplantısı’nda Hekimhan’ın ilçe olmasını öngören kanun teklifi yeniden 49 gün sonra görüşülmeye başlandı.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi- Efendim, ruznamei müzakeratta Hekimhan namiyle bir kaza teşkili hakkında bir lâyihai kanuniye vardır. Bu bir defa daha mevzuu müzakere olmuştu. Mecliste Muvazenei Maliye Encümenine gitmesi takarrür etmişti. Şimdi Muvazenei Maliye Encümeninden çıkmıştır. Bir defa Muvazenei Maliye Encümeninin mazbatasını okuyalım (Muvazenei Maliye Encümeni mazbatası nedir, sesleri) Efendim, Hekimhan namiyle bir kaza teşkiline dair Hükümetten bir lâyihai kanuniye gelmiştir. Sonra bunun müzakeresi esnasında Muvazenei Maliyeye gitmesi lüzumundan bahsettiler. Onun üzerine Muvazenei Maliyeye gitti. Muvazenei Maliye Encümeni muvafıktır diyor. Mazbatayı okuyalım: “Muvazenei Maliye Encümeni mazbatası Ledettetkik Muvazenei Maliye Encümenince de muvafık görülmüş olmakla Heyeti Umumi'ye ye arz olunur. (İmza / Reis Veliyüddin-Burdur)

“HEKİMHAN İLÇE DEĞİL DİYE HAZİNE ZARAR EDİYOR”

Reis - Dr. Adnan Beyefendi- Heyeti Aliyenize tekrar geliyor. Şimdi buna dair söz aldılar.

Lütfi Bey (Malatya) — Efendim, bu Hekimhan nahiyesi Bağdad caddesi cesimi üzerinde mühim bir nahiyedir. Sivas ile Malatya arasında bu nahiyeden geçen yoldan başka mühim bir cadde yoktur. Bu cesim caddenin temini inzibat ve asayişi için buranın nahiye şeklinde kalması birçok safahatı cinaiyenin başlıca sebebi oluyor. Bunlara mahal kalmamak için bunun kaza olması lâzım olduğu gibi bu nahiye kaza şekline ifrağ edilecek olursa nahiye gayet vâsidir, birçok köyleri vardır ki, şunun bunun nüfuzu altında kalmıştır. Keza Akçadağ kazası böyle, bu kaza lâyikıyle buraya nüfuz edemiyor. Keza aşarı, ağnamı lâyıkiyle tâdad edilemiyor ve bundan dolayı Hazine beher sene külli zarar görüyor.

“MALATYA’YA 18 SAAT, SİVAS’A 30 SAAT UZAKLIKTA”

Atıf Bey (Kayseri) — Kaza merkezi buraya ne kadar acaba?.

Lütfi Bey (Devamla) — 18 saat liva merkezine, 30 saat Sivas'la arasında başka bir yer yoktur.

Süleyman Sırrı Bey (Yozgad) — Arada Kangal kazası vardır.

Lütfi Bey (Devamla) — Evet efendim. O da 12, 12 saattir. Bunun için bu nahiye bir kaza şekline ifrağ edilecek olursa evvelâ Hazine bundan mühim miktarda istifade edecektir. Derecei saniyede o havalide inzibat ve asayiş bilhakkin tahtı temine alınmış olacak. Bundan dolayı hem millet müstefit olacak, hem Hazine müstefit olacağından lütfen kabulünü rica ederim.

Hacı Tevfik Efendi (Kângiri-Çankırı) — Efendim, her birerlerimiz kazalarımıza, livalarımıza kimimiz istiklâl istedik, kimimiz bir kaza teşkilini talebettik ve birçoklarını yaptık. Bütçemizi şu hale getirdik ve ondan sonra da Heyeti Vekilemiz teşkilât yapmıyacağım diye söz verdi. Biz de kabul ettik. Şimdi de bu kazanın ehemmiyetinden bahsolunuyor, mamafih muvazeneye dokunmuyor. Bunun reddini değil, bir müddet tehirini rica edeceğim. Tehir olunsun.

Mustafa Kemal Bey (Ertuğrul-Bilecik) — Neden tehir olunsun?.

Hacı Tevfik Efendi (Devamla) — Masraftan bu sırada içtinap için. Nahiyeden kazaya tahvil ettiğimiz kazaların asayişi daha ziyade bozuldu. Kazalar her şeyi başına alıyorsa... (Şiddetli, patırdılar)

“KAĞIT ÜZERİNDE İLÇE OLMAMALI”

Hüseyin Avni Bey (Erzurum) — Efendim, bu teşkilâtta pek noksan şeyler yapılıyor. Birkere nahiye kaza yapılmak isteniyor; bunun hududunu, varidatını, nüfusu umumiyesini bilmeden nasıl karar verebileceğiz? İhtiyacımız olan yerlerde tabiî yapacağız ve vazifemiz burada odur. Vazifemize nihayet verdiğimiz gün onlara nihayet veririz. Değilse bunu bilmek lâzım. Bunun hakkında tetkikat yapılmalı, haritası bilinmeli, nüfusu bilinmeli ve saire... (Doğru,doğru, sadaları) Yoksa burada, ceffelkalem bir nahiye kaza oldu; kaza oldu ama, Hazineye de belâ oldu. Maruzatım bundan ibarettir.

Sırrı Bey (İzmit-Kocaeli) — Hekimhan'da bir kaza teşkili lüzumuna dair mütalâatım zâti tecrübelerime müstenidolduğu için kâğıt üzerindeki tetkikata makis olmıyacağını peşinen arkadaşlarıma arz ederim. (Bir ses, peşinen olur mu?)

Sırrı Bey (Devamla) — Siz onu avans olarak telâkki ediniz. 

Tunalı Hilmi Bey (Bolu) — Her ikisi de Türkçe değil..

“İLÇE OLURSA HAZİNEYE MENFAAT TEMİN ETMİŞ OLACAK”

Sırrı Bey (Devamla) — Efendim, Hekimhan'ın mevkii coğrafisini o muhitin mebusu olan Lûtfi Bey tamamiyle izah ettiler. Bu mütalâayı ret için de Hacı Tevfik Efendinin beyan ettikleri mütalâanın; yalnız bütçe meselesinden tevellüdettiği görüldü. Halbuki Hekimhan'da bir kaza teşkili bütçeye yeni membalar temin etmek demektir. (Pek doğru sesleri) Hekimhan'da elyevm kaza olmaması, yani bir kaza hükümeti bulunmaması, oranın manabii varidatını körletiyor.

Mustafa Kemal Bey (Ertuğrul-Bilecik) — Nahiye müdürü yok mu, Sırrı Bey?

Sırrı Bey (Devamla) — Müdürün salâhiyeti var mıdır?

Mustafa Kemal Bey (Ertuğrul-Bilecik) — Ne için yok.. Ne gibi menabi varsa müdür baksın.

Sırrı Bey (Devamla) - Rica ederim, müsaade buyurun. Hekimhan'ın merbut olduğu kazanın uzaklığı, vesaiti inzıbatiyenin azlığı, oralarda menabii varidattan tamamiyle istifadeye mâni teşkil ediyor, binaenaleyh teklif veçhile Hekimhan'da bir kaza merkezi teşkili kabul edildiği takdirde o kaza masrafı için bütçeye konacak olan miktarın beş altı misli ziyade Hazineye menfaat temin etmiş olacaktır. (Doğru sadaları) Bunun menfaati hem maddidir, hem mânevidir. Bendeniz peşinen arz ettim ki, mütalâatım tecrübelerime müstenittir. Ne malûm? Diyen zevat veyahut bu ifademi müphem telâkki eden arkadaşlarım, daha mantıki surette beyanı mütalâa derlerse ben de kendilerine ittıba ederim.

“HÜKÜMET TETKİKATI YAPMIŞ, İLÇE OLSUN”

Abdülkadir Kemali Bey (Kastamonu)- Teşkilâtı Esasiye Kanunu şimdiye kadar tatbik edilmiş olsaydı bu gibi münakaşata Meclisimiz sahne olmazdı. Fakat esbabı adide dolayısıyla bunun tatbiki biraz teehhür etti, inşallah bunun tatbiki bundan sonra teehhür etmeyecektir. Tasarruf dendiği zaman; memlekette mevcudolan teşkilâtı büsbütün kaldırmayı hatırımıza getiriyoruz. Halbuki tasarrufun mânası bu değildir. Memlekette yapılacak birçok teşkilât, arkadaşlarımdan birçoklarının söyledikleri gibi, tezayüdü varidatı temin eder; varidatı tenkis etmez. Binaenaleyh tetkikatı amikaya salâhiyettar olan Hükümet, Hekimhan hakkında da tetkikatını yapmış ve bize, asayişle alâkadar bir vaziyette olduğunu ve bir nahiye müdürünün, Sırrı Beyin buyurduğu veçhile, salâhiyeti idariyesi ve vazifesi ve muhitindeki memuriniyle idareye imkânı olmadığını görmüş ve kaza halinde idaresini teklif etmiştir. Bunda tasarrufu düşünmek, orada kaza teşkilâtı yapıldığı takdirde cibayet edilecek varidatı ihmal etmek vaziyetindedir ki, bu, doğru değildir. Çünkü Hükümet, elindeki vesaiti fevkalâde ile tetkikatını yapmış ve orada Ağnam Vergisi almıyor vesair vergilerden ne derecelerde istifade ediliyor ve burası kaza haline ifrağ olunduğu halde kaza kuvveti ne kadar iş görecek, bunları hesabetmiş ve bundan sonra bize teklif etmiştir. Bunu Hükümet teklif ediyor. Eğer arkadaşlarımızdan birisinin teklifi olsaydı belki o zaman kendisinde mahza bir kaza vücuda getirmek arzusu vardır denebilirdi.

Fakat bu arzuda bulunan bir arkadaşımız yoktur maaşşükran. Binaenaleyh Teşkilâtı Esasiye Kanunu tatbik edildiği zaman kazaya lâyık olmıyan yerleri, lâyık olan yerleri, salâhiyettar olan mahallî şûralar tetkik ederek vazifelerini ifa ederler. Kaza olması lâzım gelen yerleri kaza, nahiye olması lâzım gelen yerleri de nahiye yaparız. Bugün bu teklifin kabulü taraftarıyım.

Vehbi Bey (Karesi-Balıkesir) — Reis Bey, Dahiliye Encümeninin mazbatası varsa orada nüfus ve muhiti hakkında malûmatı saire vardır, o da okunsun, hepimiz tereddütten kurtulalım.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Evvelce okunmuştu, efendim.

“VAKTİYLE ALACADAĞ HANLARI, HEKİMHAN AĞALARI VE SAİRE BU GİBİ AĞALIKLAR VARDI”

Emir Paşa (Sivas) — Birçok nahiyelerin kaza olması hakkında birçok zevat tarafından teklif var. Herkes yekdiğerine rağmen bu gibi teşkilâtın lehinde bulunmuşlardı. Bu böyle olmaz, yeni teşkilât yapılacak denince, Heyeti Celilenizde bundan dolayı iltifat görmüyor. Fakat her şey öyle olmaz. Hekimhan meselesi,rüfekayı muhteremenin dedikleri gibi, gayet ehemmiyetlidir. Şimdi değil çok zamanlardan beri bu tarafların ehemmiyeti takdir edilmişti. Vaktiyle Alacadağ hanları, Hekimhan ağaları ve saire bu gibi ağalıklar vardı ve devletin en parlak, en kuvvetli zamanlarında bile, Hekimhan, Bağdad caddesi üzerinde olması ve bu havalinin mevkii coğrafyası ve kezalik arazisinin sa'bül mürur olması dolayısiyle buralar o ağalara verilmiş. Bunlardan asker almazlar, vergi almazlar, ağnam almazlardı. Buraların ahvalini bilenler zannedersem çok vardır ve bu hal meşrutiyete gelinceye kadar böylece devam etmiş ve buralar ihmal edilmiş ve haliyle bırakılmıştır. Bir nahiye müdürünün kuvvetiyle orası idare olunamaz. (Doğru, sadaları) Bunu başka türlü telâkki etmeyiniz rica ederim, bu ehemmiyetli bir meseledir. Buranın varidatı, iki kazayı bile idare eder. Eğer burada bir kaza yapmak istiyorsanız, buraya Hükümet namına bir memur koyunuz veya başka bir şey yapınızda ağnamınızı, aşarınızı, askerinizi toplayınız, cemediniz: Onun için ya buralara kuvvet koymalı, veyahut teşkilâtını başka bir şekle ifrağ etmeli. Bunu başka türlü düşünmeyiniz. Bu böyledir.

“HEKİMHANLILAR İLÇE OLUNCA 2 YILLIK MASRAFINI VERECEK”

Reşit Ağa (Malatya) — Bendenizin maruzatımı Sırrı Bey biraderimiz ve Emir Paşa Hazretleri söylediler. Yalnız bendeniz şu ciheti arz edeceğini ki, menafi noktasından bunun ehemmiyeti yoktur. Burada öyle yerler vardır ki, aşarı on bin kuruşluk yerler, köyler üç bin kuruşa satılıyor ve yine de kimse rağbet etmiyor. Menafi noktası bu gibi cihetlerdendir. Bir de Hacı Garip Ağanın Hükümete bir telgrafı vardır ki, ahalisi buranın kazaya ifrağı halinde iki senelik masarifatmı kabul ve deruhde ediyorlar. Bendeniz de buranın kazaya tahvili teklifinin kabulünü rica ederim. (Müzakere kâfi, sesleri)

“HEKİMHAN’DA YILLIK 7-8 BİN LİRA VERGİ GELİR”

Lütfi Bey (Malatya) -Hekimhan'ın ehemmiyeti mevkiiyesini demin bir parça arz ettim. Şimdi eğer buranın kaza haline ifrağında ihtiyar edeceğimiz masarifi düşünüyorsak bunun iki seneliğini ahali deruhde ediyor (öyle ise mesele yoktur, sadaları) Heyeti Celilenize temin ederim ki, köylerin aşarı bu masarif atı temin edecektir. Bu nahiyenin ihtiva ettiği bu kadar kuranın aşarı hakkiyle ihale edilecek olursa senevi 7 - 8 bin lira varidat getirir ve Hazineye sırf aşarından bu kadar menfaat vardır.

“2 YILLIK MASRAFI KARŞILIYORLAR, BUNDAN BÜYÜK TEMİNAT OLMAZ”

Refik Bey (Konya) -Giresunluların yaptıkları gibi teminat verirlerse iş kolaylaşır.

Lütfi Bey (Devamla) — Teminat efendim, bugün o nahiyenin aşarını, ağnamını muvazene ederseniz, Senevi yedi sekiz bin lira menfaat temin eder ve teşkilâttan sonra yapılacak masrafa ahali kendi tahammül ediyor. iki senenin masrafını kendilerine tahmil edince işte bundan büyük teminat olamaz. Sonra efendim, bu nahiyenin teşkilâtında evvel emirde varidatından ziyade inzibatı memleketi düşüneceğiz. Size arz ediyorum ki, Sivas'tan Malatya'ya ve buraya kadar marrin ve âbirin büyük bir tehlike altında gidip geliyorlar. Eğer bu nahiye kaza haline ifrağ edilecek olursa birçok yolcuların hukuku da tahtı emniyete alınmış olacaktır. Hükümet yalnız varidatı düşünecek değildir. Halkın da muhafazai hukukunu düşüneceğiz. Bir de bu noktai nazardan bu suretle kaza haline ifrağı zaruridir. Hüseyin Avni Bey biraderimiz buyuruyorlarki; böyle alelımiyya bir kaza teşkil edilemez; hududu, mülhakatı neden ibaret olacak, onlar bilinmelidir. Evet bu ela doğrudur, zaten olbapdaki evrak meyanında nahiyenin ve sonra teşkilâtı vakıanın bütün teferruatını ihtiva eden ayrı ayrı evrak mevcuttur. isterseniz ayrı ayrı okuyalım, fakat mahal yoktur. Zaten mevkii itibariyle bu kazanın kendine merbut kırk iki pare köyü vardır. Her köyde bugün sekiz yükten on yüke kadar aşarı satılan yerler vardır ki, teşkilâttan sonra on beş, yirmi yüke baliğ olacaktır. Aşar lâyikiyla satılamıyor. Kaza hükümeti oraya lâyikiyle imali nüfuz edemiyor. Fakat o nahiye bir kaza haline ifrağ edilecek olursa mültezimler de tahtı emniyete alınmış olur ve bu suretle varidatı öşriye de hakkiyle cibayet edilir. Bunun için menfaati Hazineyi de düşünerek ve inzibati umumiye itibariyle teklifin kabulünü rica ederim. (Kabul sadaları)

“EŞKİYA HARP İÇİN GÖTÜRÜLEN 7.5’LİK TOPLARA BURADA SALDIRDI”

Sırrı Bey (İzmit- Kocaeli)-Efendim, maddi bir şey daha söyliyeceğim. Harbi Umumi esnasında Irak'a giden 7,5’uk topların üzerine burada hücum edilmiştir. Asayiş o kadar muhteldir ki, bataryaların üzerine eşkiya, ancak burada hücum cesaretini gösterebilmiştir. Şekavete arazinin menaati bu kadar müsaittir. Kezalik daha dün Eccezire cephesine giden kumandana yine burada tecavüz edilmiştir. Artık mevkiin ehemmiyetini siz takdir ediniz, fetvasını da Hocaefendi versin.

Hacı Tevfik Efendi (Kângırı-Çankırı) — Kaymakam ne yapacak iki üç jandarma ile?

Abdülgafur Efendi (Karesi-Balıkesir) — Efendim, Heyeti Celileniz tahminen bundan beş altı ay mukaddem Teşkilâtı Esasiye Kanununu kabul ve tasdik buyurdunuz. O kanunu malûmu âlileri olduğu üzere idare kısmı, idarede mühim ıslahatı tekeffül ediyordu. Bu İslahattan en mühimi de nahiyelere verilecek salâhiyetlerdi. Bendeniz böyle münferit ve gayriilmi idare teşkilâtının aleyhindeyim. Bilhassa teşkilâtı mülkiye meselesi pek mühim teşkilâtı idariyedendir. (Çok mühim sesleri) Hüseyin Avni Beyefendi biraderimizin buyurdukları gibi, bunun birçok tetkik edilecek noktaları vardır. Mamafih bir nahiyeyi kaza, bir kazayı nahiye yapmakla bu nahiyenin veya kazanın ahalisini, şükkânını mesut etmiş olmayız, iş, ey muhterem arkadaşlarım, asıl iş, taşralara ve o zavallı halka salâhiyet vermektedir.

Salâhiyet : Meselâ yeni Nahiye Kanunu mucibince nahiyeler şimdi kazalardan yani bildiğiniz kazalardan daha ziyade haizi salâhiyettirler. Efendiler biz kaza, belâ istemiyelim, yalnız biz teşkilâtı idariyeyi istiyelim, yeni nahiye teşkilâtını istiyelim. Yani Teşkilâtı idariye Kanununun tatbikini bir an evvel istiyelim ki, halk arzu etmiş olduğu adaleti, refeti ve şefkati hakkiyle bulmuş olsun (Alkışlar)

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Müzakerenin kifayetine dair takrir vardır. (Müzakere kâfi sesleri) Müzakereyi kâfi görenler lütfen ellerini kaldırsınlar. Müzakere kâfi görüldü. Şimdi efendim kanunun usulü müzakeresine dair bir takrir vardır.

Riyaseti Celileye

Hekimhan nahiyesinde kaza teşkili halinde ağnam ve aşar gibi bâzı ashabı nüfuz elinde kalmış olan varidatı Hazinenin senevi yedi sekiz bin lira nispetinde tezyidine hizmet edeceği gibi o muhitin temini inzibatına da fevkalâde hizmet edeceğinden bunun nef 'an lilhazine müstaceliyetle müzakere ve kabulünü teklif eylerim. (İmza Malatya Mebusu /Lütfi)

(Kabul sesleri)

REİS - Dr. Adnan Beyefendi-   Bu takrir mucibince kanunun müstaceliyetle müzakeresini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsınlar. Müstaceliyetle müzakeresi kabul edildi. Şimdi efendim heyeti umumiyesi hakkındaki müzakere kâfi görüldü, maddeleri okuyacağız.

Hekimhan kazası namiyle bir kaza teşkili hakkında kanun

MADDE 1. — Malatya'nın Akçadağ kazasına merbut Hekimhan, Hasan Çelebi ve Gelengeç nahiyelerinden mürekkep olmak ve merkezi Hekimhan kasabası bulunmak üzere Hekimhan kazası teşkil olunmuş ve kazayı mezkûr Malatya'ya rabtedilmiştir.

Reis- Dr. Adnan Beyefendi- Efendim bu madde hakkında söz istiyen var mı?

Besim Atalay Bey (Kütahya)-Efendim, biz neye çalışıyoruz, aylardan beri? Bütçede tevazün için mademki kaza teşkil ile varidat tezayüd edecekmiş, boyuna kaza teşkil edelim. (Bravo sesleri).

“İLÇE OLURSA HAZİNEYE FAYDASI OLUR”

Emir Paşa (Sivas)-Hekimhan'ın kaza olması hakkında devletin menafii olduğundan bahseden rüfekayi kiramın beyanatına ben de iştirak ediyorum. Fakat kaza olmasında Hazineye bir menfaat olduğundan başka türlü delil bulamıyorum. Ve bendeniz ispat ediyorum ki burası ehemmiyetli bir yerdir. Devri sabıkta ve hali hazırda da buranın ehemmiyeti vardır. Hattâ Teşkilâtı Esasiye Kanunu tatbik olunsa bile ben diyorum ki, bu Teşkilâtı Esasiye Kanunu burada tatbik olunamaz, buranın devletçe ayrı bir idare ile tedviri lâzımdır. Bu mesele o kadar ehemmiyetlidir. Neden böyle yapıyorsunuz rica ederim? Buna niçin bakmıyorsunuz?

“HEKİMHAN’IN İLÇE OLMASI RED EDİLSİN”

Hakkı Hami Bey (Sinob)-Bendeniz rüfekayi kiramdan bâzılarının mütalâatını teyidetmekten başka bir şey söyliyecek değilim. Ancak bendeniz de o kanaatlere bu kürsüden iştirak ettiğimi arz etmek isterim. Zannedersem kanun yapmak yalnız temini saadet için kâfi değildir, yani yalnız bir kanun çıkarmak kâfi değildir. Bugün orada bir nahiye mevcuttur. Bu nahiye ifayı vazife edemiyorsa onu bir kazaya tahvil etmek suretiyle bir iki memur daha tezyidetmek 3- 4 jandarmanın adedini çoğaltmak acaba matlup asayişi temin edebilecek midir? Bendenize kalırsa temin etmiyecektir. Yalnız ne olacaktır? Hekimhan kazası olacaktır ve masarifat çoğalacaktır ve memurinin adedi biraz artacaktır. Halbuki efendiler bundan iki veya üç ay evvel bu Meclisi Âlinin kemali hararet ve müstaceliyetle kabul etmiş olduğu bir Teşkilâtı Esasiye Kanunu var, rica ederim, bunu niye tatbik etmiyoruz. O kanun bundan daha iyi bu vazifeyi temin etmiyecek mi? Temin edecekse tatbik edelim. Elimizde bir kanun mevcut iken menafii umumiyeyi temin noktai nazarından onu tatbik etmeyip de böyle birtakım mevaddı müteferrikayı ortaya koymak suretiyle aksamı  memaliki Osmaniyenin bir kısmını imtiyazata mazhar etmekte sebep ve hikmet nedir? Bendeniz isterim ki, efendiler, dairei intihabiyem dâhilinde kaza olacak nahiyeler vardır. Nahiye teşkili icabedecek bâzı köyler vardır ve hattâ liva meclisi umumisi icabeden yerleri kabul etmiş, göndermiş ve maalesef Dahiliye Vekâleti bunu kabul etmemiştir. Mevcut nahiyelerin kaza olmasını isterim, fakat onu yalnız benim dairei intihabiyemin temini saadetine hasretmeyin, saadeti umumiyeyi temin ve tekeffül edeceğine kaani değilim. Meclisi Âli bunun için her tarafı düşünmüş ve memleketin her tarafını nazarı itibara alarak Teşkilâtı Esasiye Kanunu yapmıştır. Rica ederiz Hükümetten, bunu tatbik etsin. Tatbik edilemiyecek bir kanun olsa idi, elbette bunu Meclisi Aliniz kabul etmiyecekti. Sonra efendiler, ikinci bir şeyi nazarı âlinize arz etmek isterim. Bütçe dolayısiyle 1337 senesi zarfında da yapılan teşkilât, katiyen nazarı itibara alınmıyarak, 1336 senesi bütçesinin esas ittihaz edilmesini Meclisi Âliniz tahtı karara almışlardır ve bu esas üzerine teşkil etmiş olduğunuz fevkalâde Muvazenei Maliye Encümeni bütçede tenkihat yapmakta iken, bir taraftan yeni teşkilât yapıyoruz,  yarın, öbürgün bütçe ile gelecek hükümet bize diyecek ki: Efendiler, siz söyliyorsunuz, bu kanunu kabul eden sizsiniz ve daima hükümet bize böyle söylüyor ve biz de geldikçe kabul ediyoruz. Sonra diyoruz, efendim filân vekâlet bu kadar teşkilât yapmıştır, halbuki bütçeyi kabartan biziz. Sonra bir teklif daha geliyor, bütçe üzerinde oynayıp duruyoruz. Haddizatında bütçe pek yakın bir zamanda Meclise gelecektir. Bütçenin müzakeresi esnasında belki ref'edilecek teşkilât mevcut iken yeniden teşkilât ihdasetmek, Heyeti Vekileyi ve encümeni yine müşkül bir vaziyet karşısında bırakmak doğru değildir. Binaenaleyh bendeniz arzu ederim ki, o memleket daha iyi bir teşkilât görsün, lâkin bu kanunu kabul etmek suretiyle değil, mevcut kanunu tatbik etmekle yani bu kanunun arz ettiğim esbaptan dolayı reddini ve Teşkilâtı Esasiye Kanununun bir an evvel tatbikini Heyeti Celilenizin nazari teemmüle almasını rica ederim.

“BURADA DAHİLİYE VEKİLİ YOKTUR”

Lütfi Bey (Malatya)-Muhiti göz önüne almak için..

Neşet Bey (İstanbul)- Reis Bey, teşkilâttan bahsediyoruz, ama burada Dahiliye Vekili yoktur.

Reis- Dr. Adnan Beyefendi-  Dahiliye Vekili şimdi burada idi efendim.

Lütfi Bey (Malatya)-Efendim, şimdi muhiti biraz göz önüne almak lâzımdır. Hekimhan nahiyesi Akçadağ kazasına merbuttur.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-   Birinci madde hakkında söyleyin.

Bir Mebus Bey — Beyefendi üç defa söyledi.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-   Tekrar söz almıştır, söylemeye hakkı vardır.

Bir Mebus Bey- Heyeti umumiyesi hakkında söylüyorlarsa müzakere kâfi görüldü.

Reis- Dr. Adnan Beyefendi-   Madde bir kaza teşkilinden ibarettir. Maddesi de birdir, heyeti umumiyesi de; buna dair söyliyecektir.

“HAZİNENİN MENFAATİNİ DÜŞÜNEREK KAZA YAPTIRMAK İSTİYORUZ”

Lütfi Bey (Malatya)- Bendeniz muhitimin ahvalini tasvir ediyorum, müsaade buyurunuz. Şimdi efendim, Hekimhan nahiyesi Akçadağ kazasına merbuttur. Akçadağ sekiz nahiyeyi ihtiva ediyor. Ahalisi Türk, Kürt ve birtakım aşairi muhtelifeden ibarettir. Bir de nahiye, dairen madar 35- 40 saat etrafını ihata edecek kadar vüsati araziye maliktir. Böyle,40 saat dairesi bulunan bir kazayı bugün bir nahiyeden tefrik ediyoruz ki, bu tefrik ettiğimiz nahiyenin de dairen madar 18 saat mesafeleri vardır. Bir kere ahalinin hüsnüidaresini düşüneceğiz, inzibatı umumiyenin sureti tecellisini düşüneceğiz. Eğer yalnız tasarruf düşünüyorsak bütün livaları ve bütün kazaları nahiye şekline ifrağ edelim daha iyi olur, daha çok kazanırız. Halbuki maksat bu değil. Bununla beraber biz size arz ediyoruz ki, ahvali muhiti olan vukufumuz hasebiyle bugün 4 köyün aşarı hakkiyle ihale edilirse bugün yapılacak teşkilâtla daha pek çok istifade temin edilecek. Yazık değil mi böyle 50 - 60 köyün ağnamı mahvolsun, gitsin? Hazine bundan müstefidolamasm. Niçin mahvolsun? Şimdi, kaza olursa niye iyi oluyor ve nahiye neden yapamıyor deniyor. Buna dair izahat vereceğim. Efendiler, nahiye aşar ihale etmeye memur değildir. O salâhiyeti haiz değildir. 18 saat ilerde bulunan bir kaza, gerideki nahiyenin 25 saat ilerisindeki köyleri nasıl ihale edecek? O heyet nahiye merkezine gelirse kaza geri kalıyor, kazaya gelirse nahiyeler geri kalıyor. 8 nahiyesi vardır Akçadağ'ın. Bunların aşarı lâyıkiyle ihale edilemiyor, mevsim mürur ediyor. Bundan dolayı Hazine müstefidolamıyor, mutazarrır oluyor. 400 pare köylük bir kazadır. Rica ederim, bugün buranın nahiye kalması eğer bir menfaati müstelzim olsa biz de sizin gibi, millet vekili sıfatiyle bir akçe Hazineden fazla sarf edilmesine taraftar değiliz. Fakat Hazinenin menfaatini düşünerek kaza yaptırmak istiyoruz. İnzibatı memleket noktai nazarından kaza olsun diyoruz. Bunlar nazarı dikkate alınmıyacak ise yalnız tasarruf yapılacak ise, arz ettiğim gibi, livaları da kaza yapalım, biz de kurtulalım.

Emin Bey (Eskişehir)-Efendim, bendeniz Meclisi Âlide yalnız bir vazife görüyorum ki, memleketin istikbalini muhafaza ve idame etmek ve memleketimizin istilâya uğrayan yerlerini düşmandan, temizlemektir. Bu da paraya mütevakkıftır.

“PARA LAZIMDIR, İŞTE SANA BULUYORUM”

Emir Paşa (Sivas)- Efendim, bu meselenin uzun uzadıya münakaşayı icabeder yerini bendeniz gömemiyorum. Demin arz ettiğim gibi, Heyeti Celilede bu meseleler hakkında bir his uyanmış. Bâzılarının nahiyesi kaza olmamış, bâzılarının kazası liva olmamış. Bundan dolayı bir kin ve garaz bağlanmış gibi geliyor. Hattâ Hakkı Hami Bey biraderimizin sözünden de öyle anlıyorum “kendi livamızda niçin olmadı” diyorlar. Böyle değil rica ederim. Başka türlü düşünmeyiniz, bunda bir kere Devletin iktisaden mühim menfaati var, bu menfaatin olduğunu ispat ediyoruz. Sonra buranın kaza olmasında asker, para, aşar, ağnam velhâsıl her suretle menfaat var; esasen Teşkilâtı Esasiye Kanunu buna muhalif değil, rica ederim. Böyle yapmayın, sonra Emin Bey biraderimiz buyurdular ki; para lâzımdır; işte sana para buluyorum, daha ne istiyorsun?

Hacı Şükrü Bey (Diyarbekir)-Ondan bahsetme anlamamış O!..

Emir Paşa (Devamla)- Bu kazanın teşkil edilmesiyle Devletin kasasına fazla para temin ediyoruz, fazla para sarf etmiyoruz, halbuki para temin ediyoruz, oranın ahvali hususiyesi vardır. Rica ederim kabul edin.

“MASRAF KEYFİYETİNİ ULU ORTA NAZARI DİKKATTEN DUR TUTARAK BU KANUNA (OLUR) DEMEMİŞTİR”

Mazhar Müfid Bey (Hakkâri)-Efendim, rüfekanın beyan buyurdukları mütalâat az çok encümence de nazarı dikkate alınmıştır ve hiç şüphe yok ki, para meselesinde encümen de burada beyanı mütalâa eyliyen rüfeka gibi düşünmüş ve masraf keyfiyetini ulu orta nazarı dikkatten dur tutarak bu kanuna (olur) dememiştir. Yalnız bir şey vardır efendiler; Teşkilâtı Esasiye Kanunu bâzı rüfekanın talebi gibi eğer tatbik edilseydi, bugün hiçbir nahiye kaza olmayı istemiyecekti. Zira Teşkilâtı Esasiye Kanununun 15 nci maddesinde kaza faslına lütfen müracaat buyurun, orada diyordu ki, (Kaza yalnız idari, inzibati bir cüzdür. Ve mânevi şahsiyeti haiz değildir). Halbuki yine Teşkilâtı Esasiye Kanununun 16 ncı maddesinde nahiye kısmına müracaat olunursa orada der ki, (Nahiye hususi hayatında muhtariyeti haiz mânevi bir şahsiyettir). Şu halde beyefendiler: Nahiyenin kanunen mânevi bir şahsiyeti vardır. Fakat Teşkilât kazalardan bu salâhiyeti kaldırıyor, (Kazalar yalnız idari ve inzibati bir cüzüdür) diyor, onlara mânevi şahsiyet vermiyor. Binaenaleyh bu kanunun tatbik edilmemesi neticesidir ki, böyle ekseriya nevahinin kazalara ifrağına dair teklifler vâki oluyor.

Süleyman Sırrı Bey (Yozgad)- Kavanini müteferriasını çıkardık mı ki, tatbikini istiyoruz?

“NAHİYE MÜDÜRÜNÜN EHEMMİYETİ MÂNEVİYESİ BİLE YOKTUR”

Mazhar Müfid Bey (Devamla)-Beyefendi; ben Heyeti Vekileden değilim, zatıâliniz gibi bir mebusum, bunu Hükümetten sorun. Şimdi Heyeti Âliyeniz şu nahiyenin kazaya tahvilini arzu ediyor mu? Etmiyor mu? Bir kısım rüfeka mevkiin ehemmiyetinden ve saireden bahssile kabulünü istiyor ve bir kısım da varidatından bahsile lüzum gösteriyorlar. Bendeniz Harput'ta vali bulunduğum sıralarda Hekimhan’ın az çok tetkik ettim. Bendeniz de bilirim. Filhakika arkadaşlar, Sivas ve Malatya şosesinin 150 kilometre imtidadında olan kısmında Hekimhan'a 50 kilometre kurbunda kaza diye bir hükümet yoktur. Hasançelebi nahiyesinden sonra gelen Hekimhan ile Malatya arasında kaza yoktur. Binaenaleyh her sene orada şekavet vukua geldiği için, Hekimhan da bu havalinin vasatına tesadüf ettiği için kaza merkezi olmasını inzibat noktai nazarından muvafık gördüm. Fakat bâzı rüfeka buna itiraz buyuruyorlar, diyorlarki: Bir mahallin inzibat noktai nazarından kazaya tahvvilinden ne fayda vardır? Ve bir nahiye merkezi, mademki inzibat noktasından mühim mevkii haizdir, oranın zabıtasını tezyidederiz, mesele halolunur, bendeniz zannetmem ki, böyle olsun, böyle mütalâatta bulunan rüfekanın aflarına istinaden diyeceğim ki; böyle değildir. Bir nahiye merkezi, ki inzibat noktai nazarından mühimdir, oraya 5-10 jandarma daha gönderip kuvveti tezyidetmekle asayişi, inzibatı yoluna koymuş olur muyuz zannediyorsunuz? Hayır arkadaşlar, yalnız 8-10 jandarma ile mühim olan bir noktanın inzibatı temin edilmiş olmaz, orada bir idare makinası ister, o makine elbette eski teşkilâta göre nahiyemizin fevkinde olan kaza teşkilâtıdır. Çünkü, orada kaymakam bulunacak ve orada bir bölük kumandanı bulunacaktır. Fakat belki tasdi edeceğim. Malûmu âliniz bugün nevahi merkezlerinde söz nahiye müdürlerinin değildir, efendiler; jandarma takım kumandanlarınındır. Hiç o nahiye müdürünün ehemmiyeti mâneviyesi bile yoktur. Jandarma kumandanı; onun askeri vardır, kuvvet elindedir ne derse o olur. Nahiye müdürünü dinliyen pek enderdir. Binaenaleyh, şimdi efendim, inzibat noktai nazarından burası haizi ehemmiyettir. Evet, bu nahiyenin kaza olması elzemdir. Sonra tasarruf meselesi var, efendim, bendeniz orayı gördüm ve birçok rüfeka da geçmişler, görmüşler. Bir kere Hekimhan'ı oldukça büyük bir şehirdir. Hükümet binası vardır, saniyen çarşısı vardır, telgrafhanesi vardır, ahalisi Allah ziyade etsin, çalışkandır. Servete ve terakkiye kabiliyeti vardır. Binaenaleyh, o koca hattın üzerinde bu nahiyenin kazaya tahvili ile biz bir şey kaybedecek değiliz, eğer öyle olsaydı on parayı bile esirgiyen Muvazenei Maliye Encümeniniz muvafıktır, demezdi. Elbette bunu nazarı dikkate alırdı. Milyonlarca lirayı tasarrufa uğraşan Muvazenei Maliye Encümeniniz elbette bu nahiyenin kazaya tahvilinde hâsıl olacak masrafı nazarı itibara aldı ve gördü ki, rüfekanın uzun uzadıya beyan buyurdukları veçhile kazaya tahvili ile hâsıl olacak varidatı devlet, o masrafın birkaç mislidir. Saniyen efendiler, bir şey daha var: onu da müsaadenizle arz edeyim. Biz böyle memleketin idaresi noktai nazarından mutlaka varidatı ziyade olan yerleri kaza yapacak değiliz. Bâzı menatık vardır ki; o mıntaka, o havali mevkii coğrafisi, onun hali, orayı liva bile yapmayı icabettirir, rica ederim, bizim öyle livalarımız vardırki; varidatı masrafına tekabül etmez, fakat ehemmiyeti mevkiiyesi vardır, öyle vilâyet merkezlerimiz vardır ki, varidatı hiçbir zaman masrafına tekabül etmez. Orayı öyle idare etmeye mecbursunuz. Hulâsa efendim, biz ki, halka doğru gidiyoruz ve Teşkilâtı Esasiye Kanunu ile Abdülgafur Efendi biraderimizin buyurdukları gibi halka az çok yaklaşıyoruz ve hattâ Dahiliye Encümeninde ikmal edip de Makamı Riyasete takdim ettiğimiz İdarei Nevahi Kanunu ile bugün salâhiyeti idariyeyi Teşkilâtı Esasiye Kanununa muvafık olmak üzere halka verdik. İş böyle iken halkın refah ve saadetine taallûk eden bir meselede itirazı pek iyi görmüyorum. (doğru sesleri)  

161'e 41 OYLA KABUL

20 Haziran 1921’deki oturumda ise yapılan kısa görüşmelerin ardından Hekimhan’ın ilçe olmasını öngören kanun  41 milletvekilinin red oyuna karşılık 161 kabul oyuyla Meclis’ten geçiyor. 

TBMM Meclis Tutanakları şu şekilde;

Reis- Dr. Adnan Beyefendi-   Efendim, müzakerelerin kifayetine dair takrirler var. Bitlis Mebusu Resul Beyin takririni okuyacağım: Riyeseti Celileye Hekimhan'ın kaza teşkili hakkındaki kanun lâyihasının birinci maddesinin müzakeresi kâfi olmakla maddenin reye konmasını teklif eylerim. (İmza:  Bitlis Mebusu / Resul) 

VERİLEN TEKLİFLER 

Reis- Dr. Adnan Beyefendi-   Efendim, müzakereyi kâfi görenler lütfen ellerini kaldırsın, müzakere kâfi görülmüştür. Tadil teklifleri var onları okuyacağız. Riyaseti Celileye Şekil ile değil esas ile uğraşalım, bir nahiyeyi kaza yapmakla halkını mesut etmiş olmayız. Nitekim bütün halk gibi zavallı kazalar halkı da maalesef mesut değildir. Teşkilâtı idariye Kanununun vadettiği nevahi idaresini, ıslâhatı idariyeyi bir an evvel tatbik etmek üzere şimdilik bu kanun gibi münferit teşiklâttan sarfınazar edilmesini, binaenaleyh bu kanunun reddini teklif eyleriz.(İmzalar :  Karesi Mebusları H. Basri –İbrahim)

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-   Bu takriri kabul edenler, lütfen ellerini kaldırsın. Reddedilmiştir.

Riyaseti CelileyeHekimhan nahiyesinin tevsii varidatı bugünkü teşkilâtiyle kabil olduğuna kaaniim. Binaenaleyh bu nahiyenin içinde bulunduğumuz bu devrei tasarrufa binaen muhafaza teşkilâtiyle mücerret menabii varidatının temini inkişafı için işbu lâyihai kanuniyenin Heyeti Vekiliye tevdiini teklif eylerim. (İmza: Muş Mebusu /Abdülgani) 

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Bu takriri kabul edenler lütfen el kaldırsın. Kabul edilmedi, efendim. İki takrir daha var, efendim, maddenin aynen kabulünü teklif ediyorlar. Maddeyi bir daha okuyalım.

 (Birinci madde tekrar okundu.)

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-   Birinci maddeyi kabul edenler lûtfen ellerini kaldırsın. Birinci madde aynen kabul edilmiştir. İkinci maddeyi okutuyorum.

MADDE 2. — Kebanmadeni kazasının İymir nahiyesi merbutatından İşleman, Eğdir, Merzume, Koşu, Çavuşmuso, Pozan, Hallican, Mihail Kışla, Aydınuşağı, Katıl ve Hürriyet karyeleriyle Karaca nahiyesinin Fethiye ve Cemşit kariyeleri Hekimhan merkezine ve Karaca nahiyesinin kurayi mütebakiyisi Tahir nahiyesine raptedilmiş ve Karaca nahiyesi lâğvolunmuştur. 

Vehbi Bey (Karasi)-Bunlar burada takdir olunacak şeyler değildir, bunlar mahallerine aittir.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Vehbi Bey o halde teklifin maddenin tâyyı hakkında mı ?

Vehbi Bey (Karasi)- Hayır efendim, eğer bunlar o vilâyet dâhilinde ise bunun takdiri mahalline aittir. Başka vilâyetten ise iyi !...

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Başka vilâyetten olacaklar ki, onun için ilâve etmişlerdir. Efendim başka söz istiyen var mı?

ELAZIĞ MİLLETVEKİLİNDEN İTİRAZ VAR 

Rasim Bey (Elâziz) -Bu maddede zikredilen köylerin bir kısmı Mamuretülâziz vilâyetine merbut (Keban) kazasına aittir, Keban kazasına tâbi olunduğuna göre bunlar vilâyet meclisi umumisiyle, Malatya Meclisi Umumisi arasında hallounacak bir meseledir, İdarei Umumiyeyi Vilâyat Kanunu mucibince bu maddedeki şeyler mahallerine aittir. Binaenaleyh maddenin tâyyını teklif ederim.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi- O halde efendim bir takrir yazınız.

Rasim Bey (Elâziz)-Yazıyorum, efendim.

“KEBAN’A 18 SAAT, HEKİMHAN’A 3-4 SAAT UZAKLIKTA”

Mazhar Müfid Bey (Hakkâri) -Efendim; beyefendinin buyurdukları gayet doğrudur. Raptedilmek istenilen köylerin bir kısmı Elâziz'in (Keban) kazasına tâbidir. Fakat Keban kazasına tâbi olan bu köyler merkezlerine Hekimhan'dan üç misli uzaktır. Keban'a 10 -12 -18 saat köyler Hekimhan'a 3 - 4 saata kadar iniyor. İkincisi Beyefendi biraderimiz buyurdular ki....

Hüseyin Bey (Elâziz)-Oraya uzak olanları da var.

Mazhar Müfid Bey (Devamla)- Zatıâliniz daha iyi bilirsiniz,

Hüseyin Bey (Elâziz) - Oraya civar olanı da bilirim, uzağını da bilirim.

Mazhar Müfid Bey (Devamla) –Şimdi efendim, bir mesele var ki: Beyefendinin buyurdukları gayet mühimdir. Hakikaten Malatya müstakil sancağiyle, Elâziz vilâyetine tâbi olan bu gibi kuranın birbirine tahvili irtibatları için İdarei Vilâyat Kanunu mucibince Meclisi Umumiden bir karar isteriz. Zannediyorum ve öyle hatırımda kalmıştır ki, Heyeti Vekile bu raptü ilhakı yapmazdan evvel istifsarı muamele etmiş, zannederim değil, hakikaten böyledir ve böyle bir muamele üzerine Elâziz vilâyeti Hekimhan'a raptı muvafık olacağını bildirdikten sonra Heyeti Vekile bunu yapmıştır. Şimdi Elâziz vilâyeti bittabi Meclisi Umumisinde veyahut encümende bunu müzakere etmiş, yazmış ve yapmıştır. Eğer onlar yanlış yapmışsa o başkadır.

Kadri Bey (Diyarbekir)- Buradaki mebusların içinde oranın mebusları yok mudur? Buradaki Meclis oradaki meclisin hukukunu şâmil değil midir? (Hayır, hayır sesleri)

Mazhar Müfid Bey (Hakkâri) -Yani bu köylerin raptı vilâyetten istifsar edilmesi üzerine yapılmıştır. (Madde tekrar okunsun sesleri)

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Efendim maddeyi bir daha okuyalım müsaade buyurursanız.

(İkinci madde tekrar okundu)

Nebil Efendi (Karahisarı Sahib)-İdarei Vilâyat Kanunu var mıdır, yok mudur? Rica ederim bu mesele anlaşılsın, bir encümeni muhtelit yapılsın.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Rica ederim bir kere okunsun, ne için israr ediyorsunuz?

“ELAZIĞ’IN KÖYLERİNİ HEKİMHAN’A VERMEK DOĞRU DEĞİLDİR”

Rasim Bey (Elâziz) -Efendim bu köylerden bâzı karyeler var ki, gerçi Hekimhan nahiyesine yakındır. Fakat bâzı köyler var ki, Hekimhan'dan daha ziyade Malatya, Keban ve Arapkir kazalarına yakındır. Bunu halledecek ancak Malatya ve Elâziz meclisi umumileridir. Salâhiyet onlarındır, idarei Umumiyeyi Vilâyat Kanunu el’an meriyül’icradır. Yalnız bir kaza teşkili vesilesiyle diğer vilâyete merbut bir köyü almak veya başka yer vermek doğru değildir.

“FETHİYE HEKİMHAN’A 2 SAAT UZAKLIKTA, AMA 18 SAAT UZAKLIKTA OLDUĞU KEBAN’A BAĞLI”

Lütfi Bey (Malatya)-Beyefendiler, Fethiye karyesine gitmiş olanlar pek iyi bilirler ki, Kırkgöz köprüsünü geçtikten 2 saat sonra Fethiye'ye geliniyor. Malatya'dan 4  saat mesafesi olduğu halde on sekiz saat olan Keban'a raptedilmiştir. Bu teşkilât, hatiati idariyeden münbais bir irtibattır. Biz şimdi bunu tashih ediyoruz, kim itiraz ediyorsa meydana çıksın. Malatya'ya 4 saat mesafede olan köyler tamamen Keban'a merbuttur ki, on sekiz saat mesafedir. Bu ahalinin en ufak bir mesele için 18 saatlik bir mesafede gidip gelmelerini caiz görmek vallahi cinayettir. Başka bir şey değildir. Bunlar her türlü hukuku teshil için kaza merkezlerine müracaat edecekler. Yeni kaza merkezi olan 18 saat beri taraftaki 4 saattir. 4 saati bırakıp da 18 saat mesafeye raptederseniz günah etmiş olursunuz. Ahaliye gadretmiş olursunuz. Bu noktai nazardan müracaat de vâki olmuştur ve zaten encümeni vilâyetin, Meclisi Umuminin de bu yolda mütalâası alınmıştır. Evrak meyanında onları da tesbit etmişlerdir efendim. (Müzakere kâfi sesleri)

Mazhar Müfid Bey (Hakkâri)- Reis Beyefendi encümeni vilâyet ve Meclisi Umuminin kararı var efendim, sorulmuştur bu.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Efendim, müsaade buyurun, encümen diyor ki, buna dair Meclisi umumilerin kararı vardır, o halde mesele kalmamıştır, Heyeti Vekile bunu yapmıştır diyor..

Rasim Bey (Elâziz)- Efendim Meclisi Umuminin mazbatası vardır,fakat Ervegan'ın kaza teşkiline ve ona raptına aittir. Yoksa Hekimhan nahiyesinin kaza teşkiline ait değildir.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Şimdi efendim, müzakereyi kâfi görüyor musunuz? (Kâfi sesleri) Kâfi görenler lütfen ellerini kaldırsın. Müzakere kâfi görüldü.

Riyaseti Celileye

Hekimhan nahiyesinin kazaya tahvili hakkındaki Kanunun ikinci maddesinde Elâziz vilâyetinin Keban kazasına merbut bâzı kariyeleri de Hekimhan kazasına ilhak edilmek istenildiğinden ve halbuki bu mesele İdarei Umumiyeyi Vilâyat Kanunu mucibince Malatya ve Elâziz Meclisi umumilerine ait bulunduğundan ikinci maddenin tayyını teklif ederim. 18 Haziran 1337/ Elâziz Mebusu  Rasim

“MECLİS’TE ÇOĞUNLUK SAĞLANAMADI, CELSEYİ TATİL EDİYORUM”

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-  Bu takriri kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmedi. ikinci maddeyi kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmiştir.

MADDE 3 -Tarihi neşrinden itibaren meriyülicra olan işbu kanunun icrayı ahkâmına Heyeti Vekile memurdur.

Reis - Dr. Adnan Beyefendi-   Üçüncü maddeyi kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmiştir, efendim.  Heyeti umumiyesini tâyini esami ile reye vaz'ediyorum. Lütfen reylerinizi istimal buyurunuz. Reyler badettadat, efendim nisap hâsıl olamadığı görüldü. (157) kişi ancak rey vermiş. Gelecek İçtimada tekrar reye koyacağız. Pazartesi günü saat ikide içtima etmek üzere celseyi tatil ediyorum.

HEKİMHAN’IN İLÇE OLMASI KANUNU İÇİN İKİNCİ OYLAMA 

18 Haziran 1921’de TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeye açılan Hekimhan’ın ilçe olması kanunun teklifi görüşmelerin sonunda tüm maddelerin kabul edilmesine karşın, oylama için çoğunluk sağlanamadığı için Meclis Başkan Vekili Dr. Adnan Beyefendi tarafından Meclis oturumu tatil edilerek, oylama 2 gün sonraya ertelendi. 20 Haziran 1921 tarihinde TBMM’nin genel kurulunda İkinci Reisvekili Faik Beyefendi başkanlığındaki oturum da Hekimhan’ın ilçe olma kanun teklifi ikinci kez oya sunuldu

Hekimhan kazası namiyle bir kaza teşkili hakkındaki kanun lâyihası’nın oylamaya sunulduğu 20 Haziran 1921 tarihli TBMM Genel Kurul Tutanakları şu şekilde;

“ŞİMDİ TEKRAR TÂYİNİ ESAMİ İLE REYE VAZ'EDECEĞİM”

Reis -İkinci Reisvekili Faik Beyefendi: Hekimhan namiyle bir kaza teşkiline dair kanunu reye vaz'etmiştik. Ekseriyet hâsıl olmamıştı. Şimdi tekrar tâyini esami ile reye vaz'edeeeğim. (Ekseriyet yok sesleri)

İsmet Bey (Çorum) -Ruznameye dair söyliyeceğim. Efendim, bütün metalibatımız, icraatımîz hepsi paraya tevakkuf ediyor. Binaenaleyh o işleri yapmak için ben Kavanini Maliye Encümeni Mazbata Muharriri olarak arz ediyorum; Kavanini Maliye Encümenine ait işlerin müstacelen her şeye tercihan çıkmasını teklif ederim. Bunlar çıkmadan hiçbir şey yapamayacağız. Vaktimizin kısmı küllisini zayi edeceğiz. Pek çok işler elimizde kalıyor. Şimdi ruznamemizde bir şey vardır. Gayrimüslimlerin bedeli nakdisi vardır. Bu uzamamalıdır. Katiyen bu mesele çıkmalıdır.

“KANUNU KABUL EDENLER BEYAZ, ETMİYENLER KIRMIZI REY VERECEK”

Reis -İkinci Reisvekili Faik Beyefendi - Hekimhan kazası hakkındaki  Kanunu kabul edenler beyaz, etmiyenler kırmızı rey verecek efendim. Müsaade buyurursanız yoklama suretiyle yapılması hakkında bir teklif vardır. Bu teklifi kabul edenler lütfen el kaldırsın. Kabul edildi, efendim.

İsmet Bey (Çorum) -Tâyini esamiyle rey toplanacağı zaman üç dakika çıngırak çalınır, âzayi kiram girdikten sonra yoklama yapılıyor.

Reis -İkinci Reisvekili Faik Beyefendi-Çalıyoruz, efendim 

Mazhar Müfid Bey (Hakkâri)- Reis Bey biz Muvazenei Maliye Encümenindeyiz.

Reis -İkinci Reisvekili Faik Beyefendi-Tâyini esami ile reye koyuyorum,  burada bulunmak mecburidir.

Vehbi Bey (Karesi) -Yoklama bir saat sürecektir. Neticei hasenesi görülecek mi? Yoksa bu suretle vaktimiz zayi mi olacak?

“KANUN 41 REDDE KARŞI 161 REY İLE KABUL EDİLMİŞTİR”

Reis -İkinci Reisvekili Faik Beyefendi -Efendim bir takrir vardır. Malatya Mebusu Lûtfi Beyin, yoklama icra edilmesine dair, okunacak : “Riyaseti Celileye / Mevcut bulunmıyan âzayi kiramdan kıstelyevm icra edileceğine dair tebligat ifasından sonra, yoklama ve tâyini esami ile rey usulünün tatbikini teklif eylerim.(İmza/ Malatya Mebusu/ Lütfi”

Reis -İkinci Reisvekili Faik Beyefendi- Divanı Riyasete havale ediyoruz. On beş dakika teneffüs edilmek üzere celseyi tatil ediyorum.

Reis -İkinci Reisvekili Faik Beyefendi-  Ekseriyet hâsıl oldu, celseyi küşadediyorum. Hekimhan kazası namiyle bir kaza teşkili hakkındaki kanıma verilen ara neticesini arz ediyorum: Reye 202 zat iştirak etmiş, 161 kişi kabul, 41 kişi ret reyi vermiş, Binaenaleyh kanun 41 redde karşı 161 rey ile kabul edilmiştir.

DERLEYEN: Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız