SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hekimhan'da Arıcılık Çalıştayı

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:12:50
Hekimhan'da Arıcılık Çalıştayı
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Arıcılık Geliştirme – Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Hekimhan Mehmet Emin Sungur Meslek Yüksek Okulu’nun ortak projesiyle düzenlenen ‘Arıcılık Çalıştayı’ geçtiğimiz günlerde Hekimhan’da yapıldı.

Malatya’da ilk defa yapılan Arıcılık Çalıştayı’nda İnönü Üniversitesi Arıcılık Geliştirme – Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Semiramis Karlıdağ ‘Ana Arı Yetiştiriciliği’, İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fulya Kaya Apak ‘Bal Arılarının Tarım İlaçlarından Korunması’, Malatya Gıda-Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nden Pınar Yıldız ‘Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’, Battalgazi MYO Öğretim Görevlisi Gülşah Saatçıoğlu ise, “Malatya Yöresinde Bulunan Ballı Bitkiler’ başlıklı birer sunum gerçekleştirdi.

Arıcılık Çalıştayı’na Hekimhan Kaymakamı Mesut Çoban, Hekimhan Belediye Başkanı Aliseydi Millioğulları, Hekimhan Mehmet Emin Sungur MYO Müdürü Prof. Dr. Mehmet Önal, Hekimhan İlçe Gıda – Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri ve arı yetiştiricileri katıldı.

“Arıcılıkta yüksek verimin temel koşulu…”

Çalıştayda ilk olarak, Malatyalı arı yetiştiricilerine, arıcılık alanındaki bilimsel gelişmeler ışığında, arıların yaşam dünyası, üretim yöntemleri, sorunlar ve çözüm önerileri sunan Yrd. Doç. Dr. Semiramis Karlıdağ, İnönü Üniversitesi Arıcılık Geliştirme – Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak Malatya’da arı yetiştiriciliğini geliştirmek ve üreticilerin bilinç düzeyini geliştirmeye yönelik çalışmalar ve projeler yürüttüklerini kaydetti.

Arıcılık Çalıştayı’nın organizasyon çalışmalarını da yürüten İnönü Üniversitesi Arıcılık Geliştirme – Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Semiramis Karlıdağ, çalıştaydaki ‘Ana Arı Yetiştiriciliği’ başlıklı sunumunda, arıcılıkta yüksek verim düzeyini yakalamanın temel koşulunun ‘Nitelikli genç ana arı kullanmak’ olduğunu söyledi. Karlıdağ niteliksiz ana arı yetiştirilmesinin ise, genotipin bozulmasına ve verimin düşmesine yol açtığını kaydetti.

Arıcılıkta koloni gücünün, doğrudan ana arının kendisi ve onun damızlık değeri olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Karlıdağ, “Bal arıları koloniler halinde yaşayan sosyal varlıklardır. Normal koşullarda bu sosyal yapı içerisinde bir ana arı ile on binlerce işçi arı ve birkaç yüz erkek arı bulunmaktadır. Bal arıları, kovan içi ve kovan dışında gelişen ve kendilerini zorlayan koşulların etkisiyle doğal olarak ana arı yüksükleri yapıp yeni ana arılar yetiştirirler” şeklinde arı yetiştiricilerine bilgi aktardı.

Arıcılık Geliştirme – Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Semiramis Karlıdağ, sunumunda daha sonra ‘Ana arı üretim yöntemleri’ hakkında bilgilendirmede bulundu.

“Zirai mücadelede kullanılan ilaçlar bal arılarına zarar veriyor”

Çalıştayda, Yrd. Doç. Dr. Semiramis Karlıdağ’ın sunumundan sonra İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fulya Kaya Apak, “Bal Arılarının Tarımsal İlaçlardan Korunması” başlıklı sunumu gerçekleştirdi.

Dünyada hızla artan nüfusun besin ihtiyacını karşılanabilmesi için, kültür bitkilerinde ürün kayıplarına neden olan hastalık ve zararlılar ile mücadele kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Fulya Kaya Apak, zirai mücadele yapılmaması halinde,  zararlılar, hastalıklar ve yabancı otların verdiği zararlar nedeniyle tarımsal ürünlerde % 40’a varan üretim kaybı yaşanabileceğini ifade etti.

Zirai mücadelenin bir zorunluluk olmakla birlikte, zirai mücadelede kullanılan ilaçların çevresel değerlere büyük boyutta zarar verdiğini, bu bağlamda bal arılarının da olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Fulya Kaya Apak, “Arılar ilaçlara nasıl maruz kalırlar?” sorusunu şu şekilde cevapladı: “Arıların kullanılan insektisitlerden etkilenmeleri farklı şekillerde olmaktadır. Arıların, nektar aramak için uzak mesafelere uçması ve ilaçlanan bölgelere girmesi ve zararlılara karşı uygulanan insektisitlerin rüzgarın etkisiyle daha uzak alanlara doğru sürüklenmesiyle arılar zirai ilaçlara maruz kalırlar” şeklinde konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Apak, “Bitkilerin çiçeklenme döneminde yapılan toz veya sıvı ilaç uygulamaları esnasında, bal arıları ya doğrudan ilaca maruz kalır ya da ilaçlı bitkileri ziyaret ederken çiçeklerin taç yapraklarında biriken ilaçlı su damlacıklarının veya ilaç tozlarının vücutlarına bulaşması ile zehri bünyelerine alırlar” dedi.

“Malatya’da elma iç kurdu, erik koşnili ve kiraz sineği için kullanılan ilaçlar arıcıları huzursuz ediyor”

Tarımda kullanılan birçok ilacın geniş spektrumlu yani çok yönlü etki alanına sahip olduğunu, bu durumun da arıcılık yapılacak bölgeleri son derece sınırlı hale getiren unsurlardan biri olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Fulya Kaya Apak, “Malatya’da elma iç kurdu, erik koşnili, kiraz sineği ile yapılan ilaçlı mücadeleler arıcıları huzursuz etmektedir” dedi.

Bal arılarının zirai mücadele ilaçlarından korunması için ne yapmalı?

Yrd. Doç. Dr. Apak, zirai mücadele ilaçlarının bal arıcılığı üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi için bir dizi öneride de bulundu. Apak, bu konuda şu önerilerde bulundu: “Bal arılarının hem arıcılara hem de bitkisel üretimle uğraşanlara büyük faydalar sağladığı tartışılmaz bir gerçektir. Bu yüzden, arı varlığının korunması, her iki üretim grubu için de önemlidir. Tarımda kullanılan ilaçların zehirli etkisinden korunmak için, arıcıların ve bitki üreticilerinin birlikte çalışması ve önlem almaları zarureti vardır. Bal arılarının hem arıcılara hem de bitkisel üretimle uğraşanlara büyük faydalar sağladığı tartışılmaz bir gerçektir. Bu yüzden, arı varlığının korunması, her iki üretim grubu için de önemlidir. Tarımda kullanılan ilaçların zehirli etkisinden korunmak için, arıcıların ve bitki üreticilerinin birlikte çalışması ve önlem almaları zarureti vardır. İlaçlamalar, meyve ağaçları ve diğer kültür bitkilerinin çiçeklenme döneminde kesinlikle yapılmamalıdır. Çiçek tozları ile birlikte kovana taşınması kolay olan toz ilaçların yerine, mümkünse sıvı ve granül ilaçlar kullanılmalıdır. Bahçe veya tarla sahipleri, ilaçlamadan önce çevredeki arıcılara haber vermelidir. Arıcılar da koloniyi korumak için önlem almalıdır”.

“Malatya’da 2100 kayıtlı bitkiyle arıcılık çalışmaları yapılıyor”

Çalıştayda Battalgazi MYO Öğretim Görevlisi Gülşah Saatçıoğlu ise, “Malatya Yöresinde Bulunan Bazı Önemli Ballı Bitkiler” başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Saatçioğlu, Türkiye’de 12000’in üzerinde bitki türü çeşitliliği ile arıcılık için oldukça uygun koşullara sahip olduğuna vurgu yaparak “İlimizde de 110 familyaya ait 450 cins ve 2100 kayıtlı bitki türüyle arıcılık çalışmaları yoğun olarak devam etmektedir” dedi. Saatçıoğlu, Malatya’da yetişen bazı ballı bitkiler hakkında bilgi verdi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız