SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Hemşerilik Siyasetin Üstünde'

A- A+ PAYLAŞ

Hürriyet Gazetesi yazarı Sedat Ergin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gezisi nedeniyle geldiği Malatya'daki izlenimlerini "Malatya'da İstanbullu Bir Gazeteci" ikinci yazısıyla aktarmayı sürdürdü.

Ergin'in, 21 Mayıs Cumartesi günkü Hürriyet'te yayınlanan yazısı şöyle:

"Malatya'da İstanbullu bir gazeteci

KENDİNİZİ bir kente karşı mahcup hisseder misiniz? Evet, ben Malatya'ya karşı hep mahcup hissediyordum.

Gazeteci kimliğimle seçimlerde nabız yoklamak ya da devlet büyüklerine, siyasilere yurtiçi seyahatlerinde ya da seçim kampanyalarında eşlik etmek için Türkiye coğrafyasının çok büyük bir bölümüne ayak bastığımı söyleyebilirim.

Malatya'ya hiç fırsat olmamıştı.

Malatya'nın insan sermayesi ve gelişmişlik düzeyiyle Orta Anadolu'nun önemli bir merkezi olduğunun bilincindeydim. Bu fırsatı kendim yarattım ve geçen salı günü Malatya'ya gittim.

MUHAFAZAKÂRLIK VE GELİŞME EL ELE
Havaalanından kente giderken görüş menzilinizi alabildiğine yeşilliğiyle dolduran ovası (350 milyon dolarlık kayısı ihracatının bir bölümü buradan geliyor), yolun iki yakasına yayılmış organize sanayi bölgeleri, kentin batı-doğu aksındaki ana arteri Turgut Özal Bulvarı üstünde yükselen modern binalar, lüks mimarisiyle İstanbul'dakileri pek aratmayan çoğu inşaat halindeki rezidans siteleri, Beydağı'nın eteklerine yayılmaya başlamış olan TOKİ toplu konutları, parkları, düzenli yolları ve planlı görüntüsüyle beklentilerimin çok ötesinde bir Malatya karşıladı beni.

Ve bütün bu gelişmenin kuvvetli bir muhafazakârlığın yükselişiyle birlikte yürüdüğünü görmek de çarpıcı bir olgu olarak karşıma çıktı. Kentin hemen girişine inşa edilmiş olan ve İstanbul'dakileri hiç aratmayan dev AVM'nin alt katındaki buz pistinde buz pateni yapan kızların çoğunun başı örtülüydü.

Oysa Demokrat Parti döneminde bile İsmet Paşa'sını terk etmemiş bir kent Malatya. Çok partili hayata geçildikten sonra Turgut Özal'ın muzaffer çıktığı 1983 seçimine kadar burada çoğunluk oyları belirgin bir farkla hep CHP'ye yönelmiş. Ancak bugün Türkiye'de muhafazakârlığın en önemli merkezlerinden biri Malatya. Adalet ve Kalkınma Partisi 2007 seçiminde yüzde 66.7 oy almış. Son anayasa referandumunda Türkiye'deki en yüksek ‘evet' oy oranlarından biri yüzde 75.4 ile Malatya'da çıkmış.

ANADOLU'DA AVM KÜLTÜRÜ
Bu arada, geçen yıl açılan AVM'nin kent yaşamında önemli bir yer tuttuğunu da söylemeliyim. Bildiğimiz büyük markaların çoğu burada var. Sinemaları, fast food restoranları, dev 5M Migros'u ve kuru temizleyicisine kadar bütün unsurlarıyla klasik bir AVM Malatya Park. Ve her alışveriş merkezinde olduğu gibi biraz da piyasa yeri.

Anadolu kentlerindeki AVM'lerin tüketim kalıpları ve yaşam tarzlarına dönük sonuçları daha şimdiden ilginç araştırmalara konu olacak gibi gözüküyor.

Ziyaretim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mitingine rastladığı için kent siyasetinin de göbeğinde buldum kendimi. Malatya da pek çok Orta Anadolu kenti gibi göç veriyor. Bu nedenle 12 Haziran seçiminde TBMM'deki 7 sandalyesinden birini kaybetmiş. 2007 seçiminde Malatya Meclis'e iktidar partisinden 6, CHP'den 1 milletvekili göndermiş. Şimdi büyük soru, kalan 6 milletvekilinin nasıl paylaşılacağı.

Genel beklenti dağılımın bu kez 5'e 1 olacağı. MHP'nin ilk sıradaki adayı anayasa profesörü Prof. Hasan Tunç'un beğenilmesine karşılık, bu partinin bir milletvekilliğini alabilmesi kolay gözükmüyor.

HEMŞERİLİK SİYASETİN ÜSTÜNDE
Malatya'dan söz ederken, beni en çok etkileyen olaylardan biri, bu kentin insanları arasındaki kardeşlik ve dayanışma duygusunun ne kadar kuvvetli olduğunu görmekti. Tanıklığım da gösterdi ki, farklı dünya görüşüne mensup insanların bir araya geldiği sohbet ortamlarında parti sınırları birden buharlaşıyor ve Malatyalılık bilinci ön plana çıkıyor. Bir araya geldiklerinde, refleks olarak hemen Malatya şivesiyle konuşmaya geçiyorlar zaten.

Ve Malatya'da bir muammayla ayrıldım. Onu da muhakkak anlatmalıyım. Beni Erhaç Havaalanı'ndan kente Mehmet Şanlı adında bir taksi şoförü getirdi. Malatya politikasının bütün detaylarına hakimdi. Kafayı Ergenekon'a da takmıştı ve bu organizasyona çok kızıyordu. Ayrıca, giyim kuşam yasaklarına da çok tepkiliydi. Uzun yıllar Turgut Özal'a oy vermiş, Özal öldükten sonra Bülent Ecevit'e dönmüştü. Kemal Kılıçdaroğlu'na içerliyordu. CHP seçmeni olmadığı her halinden belliydi. MHP'li hiç değildi.

Peki Mehmet Bey şimdi oyunu Recep Tayyip Erdoğan'a verir zannediyorsunuz, değil mi? Hayır, ona da vermeyecekti. Peki kime verecekti? Onu da söylemiyordu. Karşımda hiçbir kalıba sokamadığım bir seçmen vardı. İşte o an, siyaset uzmanlığımın iflas ettiği bir noktadaydım."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız