SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Herkesin Derdi Şu.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:04:04
A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı, barış süreci ile ilgili olarak, “Kanın durdurulması hem insani hem İslami hem de vicdani bir görevdir” dedi. 

AKP Malatya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı, AK Parti il binasında düzenlenen halk gününe katıldı.

Fındıklı burada yaptığı konuşmada, “Şu kesinlikle göründü ki bu ülke kaynaklarını iyi kullandığında, ülkenin hazinesini gerçekten sahibi olunduğunda, bu ülkenin gelirine ve giderine gerçekten sahip olduğunuzda, bu ülkede yapılmayacak hiçbir şey yok. Sağlıkta yaptığımız reformlar, yollarda yaptığımız reformlar, eğitimde yaptığımız reformlar, yatırımlar, yollar, tüneller, hastaneler, bütün bunların tamamı, alt geçitler, üst geçitler, hızlı trenler, sıcak asfaltlar, otoban yollar, 156 milyar dolarlık ihracat, bir o kadar üretim, yine Türkiye’nin kalkınmasındaki yüzde 7’ler, yüzde 8’ler, istikrarlı bir büyüme, yüzde 40 ve yüzde 50’lerden yüzde 6’lara kadar düşen bir faiz oranı, enflasyon oranları diplere kadar geldi. Türkiye şunu öğrendi ki, doğru bir yönetim, vicdanlı bir yönetim, insaflı bir yönetim ve adaletli bir yönetimle Türkiye’nin kaynakları Türkiye’ye yetiyor. Bu kadar büyük yatırımları gerçekleştirirken 10 yıl boyunca Recep Tayyip Erdoğan hükümetleri altın dağı bulmadı, yeni petrol yatakları bulmadı, yeni hazineler bulmadı, dışarıdan TIR'larla, çuvallarla para gelmedi. Demek ki bu milletin kaynakları doğru ve düzgün yönetilirse, hortumlar kesilirse ve bütün kaynak halka yönlendirilirse halk da 10 bin dolarlık gelirlere ve bir o kadar da yatırım imkanına kavuşuyor. Şunu kesinlikle unutmayın; yüzde 40 ve 50’lerde olan faiz oranlarının yüzde 6’lara düşmesi ile birlikte 260 milyar dolar civarındaki bir para tasarruf edilmiş oldu. Bu 260 milyar dolar şimdiye kadar Türkiye’de 16 ailenin cebine gidiyordu. Şimdi 75 milyona gidiyor bu para. Türkiye’nin ekonomisi,, Türkiye’nin düzeni, Türkiye’de hakça paylaşım, sosyal projelerin geliştirilmesi bunlar çok önemli işler. Ama Türkiye’de bir şey daha yapmak lazım, bu yaptığımız çalışmaların kalıcı hale gelmesi için yeni bir anayasayı mutlaka yapmamız ve Türkiye’yi mutlaka terör belasından kurtarmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Fındıklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Terör belası diye söylediğimiz şey; 75 milyon evladımızın içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki bazı arkadaşlarımızın, evlatlarımızın devlete isyan etmesi, dağa çıkması, terörist olmasıdır. Yoksa başka bir ülkenin vatandaşından bahsetmiyoruz. Bunların hepsi bizim kendi vatandaşlarımızdır, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıdır. Dolayısıyla suça karışmış olabilirler, suça karışmamış olabilirler. Bu uğurda 30 yılda yapılan mücadelede 40-45 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Bir 5 bine yakın asker ve polisimizi şehit verdik. Yine gazilerimiz oldu, sivil şehitlerimiz oldu. Bu kan devam edemez. Biz çevremizde olan hadiselerde, Türkiye’nin bekası ve geleceği ile alakalı bu kanın durdurulması hem insani hem İslami ve hem de vicdanı bir görevdir; millete karşı duyduğumuz en önemli sorumluluklarımızdan bir tanesidir. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın ifadesi ile gözü yaşlı analara, yetim kalmış çocuklara sözümüz var ve biz bu kanı durdurmak zorundayız. Türkiye işte tam da bu noktada yeni bir düzene ve yeni bir yol haritasına doğru gidiyor. Bu yol haritasında biz isterdik ki MHP ve CHP de bu bizim gövdemizi koyduğumuz barış sürecinde hiç olmazsa ellerini taşın altına koysun. Bu süreç siyasi bir süreç değildir. Bu süreç millet adına yapılmış bir fedakarlık ve sözdür. Sivil anayasayı yapmak ne kadar önemli ve gerekli ise bu kanı durdurmak, bu kardeş kavgasını bitirmek de o kadar önemlidir. Bu şerefli ama zor bir görevdir. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, bu sürece girerken oy kaygısını düşünmedi. Oy kaybederim, kazanırım derdini düşünmedi. Önümüzde 3 tane önemli seçim var. Bir siyasetçinin 3 tane büyük seçimin olduğu arifede bu işe elini koyması, siyaset mantığı ile aldığı bir karar değildir. Bu insani, vicdanı ve İslami tavrından dolayı kaynaklanan bir karardır. Sayın Başbakanımızın ve bizim bu barış sürecinde güvendiğimiz iki yer var; bir Rabb'imize güveniyoruz, bir de milletimize güveniyoruz. Annelerin ağlamaması, demokratikleşmenin sağlanması ve silahların ortadan kaldırılması, ekonomik ve insan anlamında bir çok kaybımızın önüne geçmek için bu süreci başlattık.”

Başlatılan süreç ile ilgili olarak değişik konuşma ve sözlerin kamuoyuna yansıtılabileceğini belirterek vatandaşların bunları dikkate almamasını isteyen Fındıklı, “Kamuoyu şunu iyi bilsin; kamuoyunda sürekli yanlış ve kirli bilgilendirmeye yönelik birçok laf, birçok söz, dedikodular duyabilirsiniz. Bu şuna benzer; bir deprem olur, bir sürü deprem uzmanı çıkar ve herkes ahkam keser ama depremden zarar gören vatandaşın derdiyle ilgilenmezler. Burada, bu süreçte birçok terör uzmanı görüsünüz, birçok siyasetçi uzman görüsünüz, birçok hoca görüsünüz, bunlar zaten 50 senedir konuşuyor. Konuşmakla bir şey olsa şimdiyle kadar olurdu. Bunlar kafanızı karıştırmasın. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıkmayan hiçbir laf bizim lafımız değildir. Onun söylediği her söz, bizim sözümüzdür. Bu süreç yarın bitecek bir süreç değildir. 30 yıllık bir kavganın nihayetlenmesi, sonuçlandırılmasıdır. Burası biraz zaman alacak. Bu zaman içerisinde sinirlerin gerildiği dönemler olacaktır. Bu noktada bütün teşkilat mensubu vatandaşlarımızın yalnızca Sayın Başbakanımızın laflarına bakarak rotasını şaşırmadan yoluna devam etmesi gerekir” diye konuştu.

CHP ve MHP’ye tepki gösteren Fındıklı, “MHP’nin bölge illerinde milletvekili ve belediye başkanları vardı. Neredeler şimdi? İzmir’e gideceksin, Antalya’da oturacaksın, oradan bu tarafı AK Parti’ye milliyetçilik naraları atacaksın. Yemezler onu, yok öyle bir şey. CHP’nin kafası karma karışık oldu. CHP 4 ve 5 parçaya bölündü. CHP içinde faşistler bile türedi. Enteresan bir yapıya ulaştı. Buradan Sezgin Tanrıkulu’na da ismen hitap ediyorum; asıl konuşması gereken günlerde konuşmuyor. Çıkıp konuşması lazım. Partinin genel başkan yardımcısıdır. Büyük ümitlerle Meclis’e geldi ama asıl konuşması gereken günde ortada yoktur. Kimse gözyaşı ortadan kalksın, kimse analar ağlamasın, kimse silahlar susuyor diye bir dertte değil. Herkesin derdi şu: AK Parti'nin ayağı takılsın, bu meselenin içinde kalsın, boğulsun, kurtulalım. Çünkü bizimle hizmetlerde yarışamıyorlar. Bir tek güvenceleri kaldı, 'Bu zor bir iş, İnşallah AK Parti içinde kalır da kurtuluruz’ diye düşünüyorlar. Ölen çocuk, ağlayan anne bunların hiç umurunda değil çünkü zerre kadar vicdan sahibi olsalar bu sürece katkı sağlarlar” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız