SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Hiç Oldu mu?'

A- A+ PAYLAŞ

Kuru kayısıda fiyatların yükseldiği bir dönemde, bazı kuruluşların 20 bin ton kayısının elde kaldığına ilişkin açıklamalarla piyasanın olumsuz etkilenebileceğini savunan Malatya SMMMO eski başkanı ve TÜRMOB Disiplin Kurulu üyesi Mustafa Bahadır Altaş, bu durumu eleştirdi.

Altaş, Bakış Gazetesi'nde yazdığı yazıda, konuya ilişkin değerlendirmelerini şöyle ifade etti:

"Kuru kayısıda fiyatların yükseldiği bir dönemde, bazı kuruluşların 20 bin ton kayısının elde kaldığına ilişkin açıklamalarla

Kayısı, Malatya’nın olmazsa olmazı. Allah’ın bir lütfu. Dünya üzerinde hiçbir ürün yok ki yetiştiği bölgeye böyle bir ekonomik katkı sağlasın. Dünya kuru kayısı pazarının yüzde seksen beşi Malatya’da yetişen kaysıdan karşılanıyor. İşlenip değişik sektörlerde kullanılması ile 2,5 milyar dolarlık değere ulaşan bir pazar. Malatya’da elli bin aile geçimini kayısıdan sağlıyor. Sektör özellikle sezonluk dönemlerde sağlamış olduğu istihdam ile yaklaşık otuz bin kişiye iş imkânı oluşturmaktadır. Malatya’nın kayısı ihracatından sağlamış olduğu gelir ise yıllık 250-350 milyon dolar arasında değişmektedir.

Bu kadar özel bir ürüne sahip iken biz birbirimiz ile rekabet etmekten vazgeçmediğimiz gibi; şimdide kayısının var olduğu günden bugüne kadar geçen süreçte fiyat olarak zirve yaptığı bir dönemde gereksiz bir açıklama ile tarihi bir fırsatı kaçırmakla karşı karşıya kaldık.

Bundan yaklaşık bir yıl önce iklim şartları nedeni ile yaşanan olumsuzlukla çiçek aşamasında olan kayısı dondan etkilendi ve büyük bir hasar oluştu. Konu, Malatya’da bulunan başta üreticiler olmak üzere yetkili kurumlar ve siyasiler tarafından dile getirildi ve TBMM’ne taşındı.

Yapılan bu çalışmalarla sonuç Malatya için çok olumlu oldu ve Hükümet tarafından dondan zarar gören üreticilere ödenmek üzere yaklaşık doksan milyonluk bir destek sağlandı.

Bu gelişmeler yaşanırken 07.04.2010 tarihinde basında yer alan bir haberde. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu’nun bir üyesi tarafından yapılan açıklamada “Don olayı, 10 yıllık tanıtıma darbe indirdi” diyerek bir ton kayısının yanmadan önceki fiyatının 3 bin 500 ile 3 bin 800 dolar aralığına çıktığına da değinerek, ''Ürün yandıktan sonra fiyatlar 5 bin dolarlar seviyesine çıktı'' dedi. Bu yıl fiyatların 4 bin dolar seviyesinde devam etmesi halinde 100-110 bin ton ihracat olduğu düşünüldüğünde 450 milyon dolar bir ihracat olabileceğini ifade ediyordu.

12.01.2011 tarihinde basında yer alan bir haberde ise Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu’nun aynı üyesi, yaptığı açıklamada, son 1 yıllık dönemde “2010 yılında 89 bin 511 ton kuru kayısı ihraç edilerek, ülkemize tarihi rekorla 347 milyon 582 bin 887 ABD doları girdi sağlanmıştır. Önceki dönemde 97 bin 875 ton kuru kayısı ihraç edilmiş, karşılığında 276 milyon 210 bin 428 dolar girdi sağlanmıştı. Miktar bazında yüzde 8,55 azalma görülmesine rağmen, tutar bazında yüzde 25,84 artış olmuştur. Bu başarıda emeği geçen ihracatçılara ve halkımıza teşekkür ederiz” diyordu.

Aradan bir ay bile geçmeden Malatya’da bulunan beş sivil toplum örgütü ve kuruluşu Malatya Ticaret Borsası, Malatya Ziraat Odası, Malatya Kayısı İşletmeleri Derneği, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından ihracatı yapılamayan 20 bin ton kuru kayısının iç piyasada tüketiminin sağlanması için Başbakanlığa, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’na, Milli Savunma Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’na yazı gönderilerek ABD ve Avrupa’nın yanı sıra Ortadoğu’ya da önemli miktarda kayısı ihracatının yapıldığı Malatya’dan, Ortadoğu’da bir süreden beri devam eden karışıklıklar nedeniyle yaklaşık 20 bin ton kuru kayısı ihracatının bu bölgeye yapılamadığı belirtilerek, bu kayısının devlet tarafından satın alınması talebi iletildi.

Sizce bu bir çelişki değil mi?

Önce ‘don var’ diye bütün Türkiye’yi ayağa kaldıracaksın, devletten destek alacaksın; sonra 2-2,5 dolar olan kayısı ihraç fiyatı 5 dolara çıkacak; yıllardır ulaşmak istediğin tarihi bir fırsat yakalayacaksın, sonra kalkıp diyeceksin ki elimizde 20 bin ton kayısı kaldı, bunu devlet alsın.

Hiç oldu mu?

Şimdi önümüzde kayısı açısından zor bir takvim var. Mart-Nisan ayları inşallah ki olmaz; olursa “don” olayını kime anlatacaksınız. Yurtdışı alıcıları saatlik ve günlük olarak piyasaları takip ederken ‘rekolte düşük, kayısı yok’ diye kim inanacak size? Sizlere güvenerek kayısı fiyatları artacak diye elindeki ürünü beş dolardan satmayan üreticinin zararını kim karşılayacak?"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız