SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hilmioğlu Hakim Huzurunda

A- A+ PAYLAŞ

2.Ergenekon Davasının görüldüğü Silivri'de faaliyet gösteren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu sanıklardan olan İnönü Üniversitesi eski rektörlerinden Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, yaklaşık 1.5 yıl sonra hakim huzurunda ifadesi alınmaya başlandı.

Rahatsızlığı nedeniyle uzun süre hastanede tedavi altında tutulan Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, ilk kez mahkeme heyeti huzurunda ifade verdi.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi olan tutuklu sanık İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu aynı hastanenin doktorlarından Mustafa Sevinç nezaretinde duruşmada ifade verdi.

Kimlik tespiti yapılan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, halen Başkent Üniversitesinde öğretim üyesi olduğunu, gelirinin emekli olduğu için 3 bin TL, "Başkent Üniversitesi"nden de 5 bin TL maaş aldığını ve gelirim 8 bin TL olduğunu kaydetti.

Hilmioğlu, sağlık sorunları nedeniyle oturmak zorunda olduğunu belirtince mahkeme başkanı oturmasına izin verdi.

Hilmioğlu, 17 Nisan 2009'da "Terör örgütü üyeliği, yürütme organının faaliyetlerini engellemeye teşebbüs" suçlarından dolayı tutuklandığını belirterek "Ben bir bilim insanıyım, hukuk da bir bilim dalıdır. İnsanlık tarihi boyunca bilimin gelişmeye devam etmesi kolay olmamıştır. Gelişmenin önderleri işkencelerle, ölüm cezalarıyla karşılaşmışlardır. Hukukun da gelişmesi zaman zaman çok acı veren süreçlerden sonra gerçekleşebilmiştir. Bir tutuklunun 18,5 ay sonra savunmasını verebilmesi, temel insan haklarına dayalı, eşitlikçi, evrensel çağdaş hukuk kurallarıyla nasıl bağdaşabilir?" dedi.

İddia makamının davanın duruşmaları sırasında ‘davanın özü darbedir’ şeklinde açıklamalarda bulunduğunu ifade eden Hilmioğlu, bir darbe yapmak için elverişli vasıtalara sahip olmak gerektiğini , rektörler ve sivillerin emrinde bir ordunun bulunmadığını söyledi.

Hilmioğlu, 2. ve 3. iddianamelerde 2003-2004 yıllarında darbe planladıkları iddia edilen askerlerin hiçbirinin tutuklu bulunmadığını belirterek ifadesinde daha sonra şunları ifade etti:

"Siviller tarafından planlanmış tek bir darbe örneği yoktur. Elverişli vasıtalara sahip olmayan sivillerin darbe yapmaya teşebbüs ettiklerini iddia etmeyi akıl ve mantıkla nasıl bağdaştırabiliriz? Bu durum çağdaş, evrensel hukuk anlayışıyla, eşitlik ilkesiyle nasıl bağdaştırılabilir?"

Hilmioğlu, Yürütme organının başı olan Cumhurbaşkanının kendisine 4 üniversitenin (İnönü Üniversitesi’nin yanı sıra, Adıyaman, Mardin Artuklu ve Batman Üniversiteleri) rektörlüğünü emanet ettiğini belirterek, "Yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanıyorum, devlet koruması altındayım. Bu akılla, mantıkla bağdaşır mı?" dedi.

"Askeri darbeye zemin hazırlamak için kaos oluşturmakla ve öğrencileri sokağa dökmekle" suçlandığını belirten Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, İnönü Üniversitesine bilimsel, kültürel ve sportif faaliyetler kazandırdığını, ayrıca öğrencileri de sokaklardan topladığını kaydetti.

"Ergenekon" soruşturması sonucu düzenlenen her üç iddianamede adı geçen 202 sanıktan sadece 20'sini tanıdığını belirten Hilmioğlu, "Sanıkların yüzde 10'unu tanıyorum. Yüzde 90'ını tanımadığım bir örgütün üyesi olmakla suçlanıyorum" dedi.

Bu arada, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi bir grup, çeşitli sloganlar attı. Burada grup adına yapılan açıklamada, Fatih Hilmioğlu'nun Laik Cumhuriyete, Atatürk devrim ve ilkelerine sahip çıkmaktan başka suçunun olmadığını, Atatürkçü bilim adamlarını tutuklayan bir yargıyla karşı karşıya bulunulduğu kaydedildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız