SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hilmioğlu İçin Soru Önergesi

A- A+ PAYLAŞ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Ergenekon Davası'nda tutuklu bulunan İnönü Üniversitesi Eski Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu ile ilgili olarak Meclis'e soru önergesi verdi. 
 
 Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e,  Hilmioğlu’nda kanser başlangıcı şüphesinin bulunduğunu bildiren Milletvekili Ağbaba, “Bakanlığınız insanları çaresiz dertlere düşürdükten sonra mı tahliye etmektedir? Bilim insanlarının, gazetecilerin, generallerin, yıllarca haklarında hüküm verilmesini beklemesini, bakanlığınız nasıl değerlendirmektedir?” sorularını yönlendirdi. 
 
CHP Milletvekili Veli Ağbaba'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na, Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından yazılı olarak cevaplaması için sunduğu soru önergesi şöyle ; 
 
"İnönü Üniversitesi Eski Rektörü Prof.Dr.Fatih Hilmioğlu Ergenekon davası kapsamında 13 Nisan 2009 tarihinde gözaltına alınmış, 17 Nisan 2009 tarihinde terör örgütünü kurmak, yönetmek, yasa dışı terör örgütü üyesi olmak ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek suçlamasıyla tutuklanmıştır. Hilmioğlu tutuklandıktan 20 gün sonra yüz felci geçirmiş, ardından da 14 yıldır tedavi gördüğü siroz hastalığının ilerlemiş aşaması  HCC (karaciğer kanseri)gelişme riski işaret eden raporlar verilmiştir. 
 
Bu verilerden hareketle; 
1-Ergenekon davası kapsamında bugüne kadar kaç tutuklu kanser ve benzeri hastalıklara yakalanmıştır? Kaç tutuklu hayatını kaybetmiştir?
 
2-Ankara’da uzmanlar tarafından hazırlanan raporda Hilmioğlu’na ‘karaciğer kanseri gelişme ihtimalinin son derece yüksek olduğu, kronik karaciğer hastalığında cezaevi koşullarının olumsuz etki yaratacağı’ şeklinde bir rapor verilmesine rağmen Hilmioğlu’nun hala cezaevinde tutulması bakanlığınızca nasıl değerlendirilmektedir?
 
3- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ,Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu ve  Adli Genel Kurulu tarafından  Prof. Dr. Hilmioğlu’na “2 ay aralıklarla bir üniversite hastanesi hepatoloji bölümünde takiplerin yaptırılmasının” uygun bulunduğuna dair rapor verilmesine rağmen Hilmioğlu’nun, 9 aydır üniversite hepatoloji bölümünde tedavi görmemesi Bakanlığınızca nasıl değerlendirilmektedir?
 
4-Hilmioğlu’na 1. ve 2. raporda kanser başlangıcı olmadığı, 3.raporda ise kanser başlangıcı olduğunu belirten uzmanlar aynı zamanda Hilmioğlu’nun cezaevinde kalmasında bir sakınca görmemişlerdir. Hilmioğlu’na rapor hazırlayan uzmanlara yoğun baskı olduğu düşünülmekte midir?
 
5- Hilmioğlu’nun cezaevinde kalmasında sakınca görmeyen ancak tedavisinin yapılıp yapılmadığını takip etmeyerek hastalığın ilerlemesine seyirci kalan uzmanlarla ilgili herhangi bir işlem yapılması düşünülmekte midir?
 
6-Prof.Dr. Hilmioğlu, Siroz hastası olup gastroenterohepatoloji uzmanları tarafından tedavi edilmesi gerekmektedir. Ancak Hilmioğlu’na Adli Tıp Genel Kurulu tarafından verilen rapordaki 30 uzmanın hiçbiri gastroenterohepatoloji uzmanı değildir. Adli Tıp Genel Kurulu’nun konunun uzmanları ile bile değerlendirmeden verdiği bu raporun ardından yetkililer hakkında bir işlem yapılması düşünülmekte midir?
 
7- Ergenekon tutuklularından Prof.Dr. Erol Manisalı ile Yusuf Erikel kanser olduktan sonra  tahliye edilmişlerdir. Prof.Dr. Hilmioğlu’na da kanser başlangıcı teşhisi konulmuştur.  Bakanlığınız insanları çaresiz dertlere düşürdükten sonra mı tahliye etmektedir? Bilim insanlarının, gazetecilerin, generallerin, yıllarca haklarında hüküm verilmesini beklemesini, bakanlığınız nasıl değerlendirmektedir? Bu uygulama ile Türkiye tüm dünya kamuoyunda ağır eleştirilere muhatap olurken, sorunun çözümü için bakanlığınız tarafından bir çalışma yapılması düşünülmekte midir?"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız