SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Hilmioğlu İle İlahiyatı Görüştüm'

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'daki 3 kişinin öldürülmesi olayının yargılamasının yapıldığı Zirve Yayınevi Davasının 16. duruşması sona erdi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde görevli araştırma görevlisi Ruhi A. ile Malatya eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Mehmet Ü. de tanık olarak ifade verdiler.

"MİSYONERLİK KONUSUNU ARAŞTIRDIK.."
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Ruhi A. da, duruşmada tanık olarak dinlendi.

Ruhi A. ifadesinde şunları söyledi:

"Malatya ve Adıyaman Bölgesi'nde misyonerlik faaliyetleri ile ilgili olarak çalışma yaptık. Kullanılan yönetmelerle ilgili olarak halkımızda oluşan şüphelere cevap nitelikli bir çalışmaydı. Toplam 6 kişi bu araştırmayı yaptık. Valilik ve Emniyetten izin alarak bu araştırmayı gerçekleştirdik. Araştırmanın nedeni, o dönemdeki medyada çıkan, yaygın haber ve toplumsal ihtiyaçlardır. Bu araştırma 2005'de Dinler Tarihi Sempozyumunda sunuldu ve yayınlandı. Bu konuda Malatya'da konferanslar verildi. Diyanet personellerine bu konuda konferans verdim. 2006 yılında İl Jandarma Alay Komutanlığı'nda rütbeli personele misyonerliğin tarihi konusunda konferans verdim. Bu tarihten sonra, emniyet ve jandarma da, ya telefonla ya da odama gelinerek, bilgime başvuruldu. Genelde misyonerlik faaliyetleri soruldu. Verdiğim bilgiler, misyonerlerin Allah inancına getirdiği hususlardır."

Ruhi A., jandarma ve emniyet mensupları ile bin 415 kez cep telefonuyla konuşmasının sorulması üzerine ise "İlahiyat Fakültesinin kapatılmaması için İl Jandarma Alay Komutanlığı ile bürokrat ve sivil toplum kuruluşu yetkililerini arayarak, sosyal baskı oluşturduk. İl Jandarma Komutanı'ndan, ilahiyat fakültesinin kapatılmaması için rektörle görüşmesini ve başka konularda bu konuya destek verilmesi için görüşmüş olabilirim" dedi.

"Ben akademisyenim herkesle görüşürüm" diyen Ruhi A., "Terör örgütü mensuplarıyla görüşmedim. Görüştüğüm görevlilerle telefonla sosyal ilişkilerimden dolayı görüştüm. Misyonerlik faaliyetleri gençleri ve ihtiyaç sahiplerini istismar ediliyor. Yaptığımız araştırma misyonerliğin dini kısmıyla ilgiliydi. Jandarmanın misyonerlik faaliyetlerini önleme görevinin olup olmadığını bilmiyorum" ifadelerini ileri sürdü.

"FAKÜLTENİN KAPANMAMASI İÇİN.."
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın son bölümünde bir süre önce Ergenekon soruşturma kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan Malatya İl Jandarma eski komutanı Emekli Kurmay Albay Mehmet Ü. de tanık olarak dinlendi.

Emekli Kurmay Albay M.Ü. Malatya'da Ocak 2006 ile Temmuz 2008 araksında İl Jandarma Komutanı olarak görev yaptığını belirterek, "Bu dönemde misyonerlikle ilgili olarak her hangi bir çalışmamız olmadı. İlahiyat Fakültesi'nin kapanmaması için İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu ile o zaman bu konuda görüştüm. Benim bu konuda rektörle görüşmemi isteyen öğretim üyeleri oldu. İlahiyat Fakülteleri Türkiye şartlarında bir şans. Aydın din adamı yetiştirilmesi adına İlahiyat Fakültesi'nin kapatılmaması için rektörle görüştüm" dedi.

Malatya İl Jandarma Komutanlığı'nda 2006 yılında Misyonerlik konusunda İnönü Üniversitesi Araştırma görevlisi Ruhi A.'nın konferans vermesi konusunda ise Emekli Kurmay Albay Mehmet Ü., o zaman Türkiye’de misyonerlik konusunun gündemde olduğunu ve bu nedenden dolayı rütbeli personele bir bilgilendirme toplantısı yapıldığını ve ayrıca değişik konulularda da üst komutanların emirleri doğrultusunda toplantıların yapıldığını kaydetti.

Misyonerlik faaliyetini aşırı sağ bir faaliyet içinde değerlendirdiklerini söyleyen Mehmet Ü., Kerkük Kardeşlik Derneği Başkanı olan ve şu anda el bombası yakalatması nedeniylem cezaevinde tutuklu bulunan Veysel Şahin'in 1.5 yıl yapılan takip sonucu 3 adet el bombası ve 2 adet tabanca ile birlikte yakalandığını ve yakalanmadan öncede bir işyeri sahibine yönelik olarak bir eylem planı içinde olduğunun belirlendiğini kaydetti.

Mehmet Ü. bundan dolayı Veysel Şahin'in kendisine husumet besleyerek kendisi hakkında iftiralarda bulunduğunu ileri sürdü. Veysel Şahin'in 2003 yılında jandarma tarafından haber elemanı olarak kaydedildiğini ancak boş çıkan bir tarihi eser olayı dışında bilgi getirmediğini kaydeden Mehmet Ü., Emre G.'nin hayatta kalması sonucunda kendisinin üzerine atılmak istenen iftiraların boşa çıktığını belirtti. Mehmet Ü., "Emre, ölseydi, olayı üzerimize yıkacaklardı. Benim Veli Küçük ile hiç bir şekilde görüşmem olmamıştır" dedi.

Duruşma sonucunda mahkeme heyeti, Ergenekon davası ile Zirve Yayınevi davasının arasında bağlantı olup olmadığının sorulduğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıya verilecek cevabın beklenilmesine, dinlenmeyen 4 tanığın zorla getirilmesine, Mahkemeye ulaşan Ergenekon Davası'nda sanık olarak yargılanan Ergün Poyraz'ın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde istenen ifadesinin incelenmesi üzerine taraflara önümüzdeki duruşmaya kadar süre verilmesine ve duruşmanın 22 Mayıs 2009 tarihine ertelenmesine karar verdi.

Bu arada, duruşmadan sonra açıklamalarda bulunana müdahil avukatlarından Erdal Doğan, dinlenecek olan tanıkların olacağını ve bu nedenle şimdiden bir şeyler söylemenin zor olduğunu söyleyerek, "Bu davanın özellikle tutuklu sanıkların dışındaki sanıklara ulaşılmadıkça, özelikle Ergenekon bağlantısı konusunda çok güçle emarelerimiz var, bu bağlantı kurulmadıkça biz tatmin olmayacağız. Soruşturma devam ediyor. Aynı şekilde Ergenekon soruşturması da devam ediyor. İstanbul'dan Ergenekon bağlantısı ile ilgili olarak Malatya'daki mahkemeye cevap gönderilmemesinin bir mahsuru yok. Çünkü orada soruşturma devam ediyor" dedi.

Bu arada, duruşmadan sonra Emekli kurmay Albay Mehmet Ü., tek başına adliyeden çıkarak ayrıldı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız