SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hocalı Katliamını Protesto

0
Güncellendi - 2015-12-27 12:44:59
Hocalı Katliamını Protesto
A- A+ PAYLAŞ
Hocalı katliamının 20.yıldönümü nedeniyle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Teşkilatı, yürüyüş düzenledi, basın açıklaması yaptı. MHP il binasında toplanan partililer Soykan Parkı'na kadar yürüdü. 
 
MHP Malatya İl Başkanı Arif Yıldız, burada basın açıklaması yaparak, 26 Şubat 1992'de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan Azeri sivillerin Ermeniler tarafından toplu katledilmesini kınadıklarını belirterek, ölenleri rahmetle andıklarını söyledi. 
 
Katillerden katillik yapmalarının beklendiğini anlatan Yıldız, şunları söyledi: "Ancak bize ne olmaktadır ki, koro halinde hepimiz Ermeniyiz sloganları ile sokağa dökülüyoruz. Milletimize neler oluyor? Sözde aydınlarımızı, Hepimiz Ermeniyiz diyenler Hocalı katlimında neden ses çıkarmadılar?" 
 
Arif Yıldız, "Bütün dünya alemi bilsin ki, biz, Türk İslam davasının seferleri olarak, haksızlık ve zulüm karşısında asla boyun eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. 
 
KONFERANS..
Bu arada Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Yuvalı, ''Soykırım benim dinimde olmadığı gibi kültürümde ve tarihimde de olmamıştır. Eğer Hocalı katliamının failleri Müslüman Türkler olsaydı bunların hepsini sözüm ona batının kurduğu, ABD'nin, AB'nin kurduğu mahkemeler yargılarlardı'' dedi. 
     
Prof. Dr. Yuvalı, Malatya Belediye Konferans Salonu'nda MHP Malatya İl Başkanlığının düzenlediği ''Hocalı katliamı'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, Ermeniler'in tarihte gölgesinde olduğu devletlerin başına bir hal geldiğinde ilk hançeri saplayanlar olduğunu belirtti. 
     
Ermenistan'ın bulunduğu bölgede Azeri Türklerinin yaşadığını anlatan Yuvalı, Çarlık Rusyası'nın 1905-1907 yıllarında burada yaşayan Azerileri çıkararak bölgeye Ermenileri yerleştirdiğini bildirdi. 
     
1. Dünya Savaşı sırasında da Çarlık Rusyası'nın Ermenilerin desteği ile Muş'a, Bitlis'e, Van'a kadar indiğini ifade eden Prof. Dr. Yuvalı, 1838 Balta Limanı Anlaşması ile Ermeni, Rum ve Yahudilerin Avrupalıların Osmanlı'daki en mutemet adamı, onların Anadolu'daki temsilcileri konumuna geldiğini, zenginleştiğini, güçlendiğini dile getirdi. 
     
Çarlık Rusyası'nın Azerileri asker olarak yetiştirmediğini, bunun yerine önemli noktalara Ermenileri getirdiğini bildiren Prof. Dr. Yuvalı, ''Teknik olarak onlar eğitildiler. Onların elinde mekanize birlikler varken Azerbaycan Türklerinin elinde bir şey yoktu. 1988 yılında Ermeniler Karabağ bölgesini Azerbaycan Türklerinden temizlemek için sistematik hareketlerini sürdürdüler ve bu Hocalı soykırımı ile bu yürekleri yakan hadise yaşandı'' dedi. 
     
Ermenistan'ın iki cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ve Serj Sarkisyan'ın Karabağ'daki katliamın kumandanları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yuvalı, ''Böyleyken bunlar kalkıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti'ne, ceddim Osmanlı'ya söz ediyorlar. Soykırım suçu işleyenlerin yargılanması lazım. Birleşmiş Milletler kanununa göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre yargılanması lazım. Bu adamlar devlet başkanlığı yapıyor, bu adamların emrindekiler katil. Öyle ise bunların yargılanması lazım. Ama bunlar yargılanmaz'' diye konuştu. 
     
İslam dininin bir insanı öldürmeden ziyade gönlünü kırmayı dahi Kabe'yi yıkmakla eş değer gördüğüne işaret eden Prof. Dr. Yuvalı, ''Bu dinin mensupları soykırım yapabilir mi- Soykırım benim dinimde olmadığı gibi kültürümde ve tarihimde de olmamıştır. Eğer Hocalı katliamının failleri Müslüman Türkler olsaydı bunların hepsini sözüm ona batının kurduğu, ABD'nin, AB'nin kurduğu mahkemeler yargılarlardı'' ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız