SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hocaya Göre Külliyen Yalan..

0
Güncellendi - 2015-12-28 00:58:26
Hocaya Göre Külliyen Yalan..
A- A+ PAYLAŞ

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski dekanlarından Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, Malatya'da 3 misyonerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi Davası kapsamında tanık sıfatıyla ifade verdi.

Zirve Davasının görüldüğü Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatı üzerine Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tanık sıfatıyla ifade veren Prof. Dr. Zekeriya Beyaz,  “Ben bu konuyla ilgili daha önce Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifade vermiştim. O ifademde de belirttiğim gibi adı geçen İlker Çınar (davanın sanığı ve gizli tanığı) bana telefon ederek öncesinden papaz olduğunu fakat Müslümanlığına geçtiğini, misyonerlik çalışmalarının zararları ile ilgili olarak benimle birlikte televizyona çıkmak istediğini söyledi. Çünkü Hulki Cevizoglu’nun programına çıktığımı biliyordu. Daha önce onlarca kez misyonerlikle ilgili konuşmalar yapmıştım. Telefonla konuştuktan sonra Hulki Cevizoglu’nu arayarak durumdan bahsettim, o da  ‘Otelde buluşup, görüsün, akşam programa gelin’ dedi. Adı geçen İlker Çınar ile hatırlamadığım Ankara’da bir otelde akşam üzeri buluştuk. Kısa bir tanışmadan sonra programa gittik, program içeriği hakkında görüşmedik. Programda da konuşmalarından afaki konuşmalar yaptığı, derin ve ciddi bir bilgi sahibi olmadığı anlaşılıyordu. Programdan sonra bir daha görüşmedik. İlker Çınar 1-2 defa telefon ederek çocuğunun hasta, kendisinin perişan olduğunu belirterek yardım istedi, ben de kendisinin bu durumunda herkese yaptığım gibi yardımcı olmak istedim ve ben dekan iken İlahiyat Fakültesinde Prof.Dr. ve o sırada da Diyanet İşleri Başkanı olan Ali Bardakoğlu’na mektup yazarak durumu anlattım ve yardımcı olmalarını istedim. Bunun dışında İlker Çınar ile bir daha görüşmedik. Kendisi bundan sonra 3-4 defa beni yine arayarak İstanbul’a geleceğini ve beni görmek istediğini söyledi, ancak ne geldi ne de bir daha görüştük” dedi.

“BİR KUMPAS KURULMUŞ”

İfadesi esnasında, İlker Çınar'ın “Saha çalışması yaptığı dönemde Zekeriya Beyaz ile birçok görüşmeleri olduğu ve bu görüşmeleri çoğunlukla numarasını hatırlamadığı evdeki sabit telefondan yaptığı, bu manipülasyonun çok profesyonelce olduğu ve tuttuğu, bu programının bir kapı olup programdan sonra önünün açıldığı" seklindeki iddiası içinde Prof. Dr. Zekeriya Beyaz,  “Kabul etmem, bu beyanların tamamı asılsızdır. Evdeki sabit telefondan hiçbir şekilde görüşmedik. Zaten evdeki telefon numarası aile dostları dışında kimseye vermiyoruz. Belirttiğim şekilde cep telefonu ile 3-4 kez konuştuk o da İstanbul’a geleceğini haber vermesi seklindeydi. Geriye dönüp baktığımda İlker Çınar’ın da içinde bulunduğu bir kumpas kurulduğunu ve benim üzerimden de yararlanma yolunu seçtiklerini anlıyorum. Dolayısıyla bu kişinin beyanlarına itimat edilecek bir durum olmadığı kanaatindeyim” diye cevap verdi.

“İLKER ÇINAR PARASIZ OLDUĞUNU SÖYLEDİ”

Zirve Davasının gizli tanığı İlker Çınar’ın kendisinin TUSHAD adlı örgüt tarafından televizyona çıkartıldığı iddiası içinde Zekeriye Beyaz, “İlker Çınar'ın telefonda bahsettiği perişanlığı, ekonomik yönden parasız olduğuna ilişkindi. Ayrıca İlker Çınar’ın ifadesinde geçen Hulki Cevizoglu'nun programı ve diğer TV programlarının iddia edildiği şekilde TUSHAD isimli yapı tarafından düzenlendiği ve bu yönde girişimlerin yapıldığı doğru değildir. Hulki Cevizoglu'nun programını ben teklif ettim, tamamen şahsen organize ettim. Öyle bir yapıyı da ilk defa duyuyorum, görüşmemizde İlker Çınar da bana böyle bir yapıdan asla bahsetmedi.” dedi.

Zekeriya Beyaz’ın ifadesi Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız