SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Hoşgörü Tahammül Değildir"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:54:36
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kılıç, ‘Türk Hümanistlerinde Hoşgörü’ başlıklı bir konferans verdi. Prof. Dr. Kılıç, “Hoşgörü de deniz gibi olunmalı” dedi.

Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan ve Eğitim Fakültesi tarafından organize edilen konferansa Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin Dönmez, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Konuşmasına hoşgörünün tanımıyla başlayan Prof. Dr. Mustafa Kılıç, “Hoşgörü bir gönül işidir ve hoşgörülü olmak gönüllülük esasına dayanır. Çünkü hoşgörü; tahammül etmek, katlanmak ya da tolerans göstermek değildir. Bir dünya görüşü, bir yaşam biçimidir” diye konuştu.

13. yüzyılda hoşgörünün toplumda büyük kabul gördüğünü, toplumun onu bir zenginlik olarak kabul ettiğini ve çoğulcu düşünceyi de içine alıp içselleştirdiğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Kılıç, Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi Türk düşünürlerin hoşgörü ile ilgili sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Koşulsuz kabul, saygı, saydamlık, empati, sevgi kavramlarına da değinen ve Mevlana’nın “Yüzde ısrar etme, doksan da olur. İnsan dediğinde, noksan da olur. Sakın büyüklenme! Elde neler var, bir ben varım deme, yoksan da olur.” sözü ile konferansını tamamlayan Prof. Dr. Mustafa Kılıç, son olarak insanların hoşgörüde deniz gibi olmaları yönündeki arzusunu dinleyenlerle paylaştı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız