SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Hoşunuza Gitse de Gitmese de'

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:55:04
'Hoşunuza Gitse de Gitmese de'
A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, Afet ve Acil Durum Başkanlığı bütçesi üzerinde AKP grubu adına bir konuşma yaptı. Muhalefetin eleştirileri üzerine Şahin, “Bugüne kadar çıkmış olduğunuz her yerde, başta Başbakanımız olmak üzere, AK Parti'nin yapmış olduğu, millete mal olan, bu ülkede yapılan her hayırlı işe karşı çıkan bir muhalefet anlayışınız var” dedi.

Konuşmasında Afet ve Acil durum Başkanlığının yapmış olduğu çalışmalar hakkında bilgi veren Milletvekili Mustafa Şahin'in konuşması sık sık muhalefet partili milletvekilleri tarafından kesilmeye çalışıldı. Konuşmasında afetlerin bir daha yaşanmaması temennisinde bulunan Milletvekili Şahin, muhalefet partilerinin de siyasi afetle karşı karşıya kaldığını söyledi. 

Şahin'in konuşması ve sataşmalar TBMM tutanaklarında şöyle yeraldı:

"AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afet ve Acil Durum Başkanlığı bütçesi üzerinde söz almış bulunmaktayım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Özellikle, ülkemizin içerisinde bulunmuş olduğu afet riski yüksek olan bölgelerimizin… 1939 Erzincan depremiyle bu sorun ciddi bir şekilde gün yüzüne çıkmış ve o gün yapılan birtakım yasal düzenlemelerle beraber 1959 yılında 7269 sayılı Yasa'yla biraz daha netleştirilmiştir. Ancak, biz 1999 yılına geldiğimizde, yaşamış olduğumuz depremle gerçekten çok ciddi açıkların, sıkıntıların var olduğunu bir kez daha bire bir yaşayarak bunları hissettik ve bunlarla alakalı daha önce yine bütün alanlarda yapmış olduğumuz devasa çalışmalardan, devrim niteliğindeki dönüşümlerden dolayı, gerçekten birçok kurumlarımız daha iyi nitelikli bir hizmet vermeye devam etti. Bununla beraber, Afet Acil Durum Başkanlığı kurulmadan önce üç başlı olan bu kurumumuz da tek çatı altında birleştirilerek şemsiye bir kurum hâline getirilmişti. Bunun, biz, gerçekten farklılıklarını ne zaman yaşadık? 23 Ekim 2011 tarihinde yaşamış olduğumuz Van depremiyle yine 1999'da yaşamış olduğumuz Marmara'daki deprem arasındaki farkı insanlarımız çok daha iyi bir şekilde bugün görmekteler.

Biz, o günkü 1999 depremine baktığımız zaman, gece saat 03.00'te -ki ben de o bölgedeydim- yaşanan depremde, maalesef sabah saat altı buçuğa kadar insanlarımız çaresiz, naçar hâlde devletin şefkat ellerini bekleyedursun, ancak altı buçuktan itibaren devlet orada birtakım kurumlarıyla -vatandaşlarımızın daha önce ulaşmış oldukları bölgede- varlığını hissettirmeye başlamıştı.

Ancak, biz -bugün, Van depremini şu anda arkadaşlarımız eleştiriyorlar- elbette ki eleştirilere her zaman için açığız ama Van depremine baktığımız zaman, orada 600 küsur insanımızı kaybetmişiz, 1.900 küsur insanımız yaralı kurtulmuş, 252'den fazla canımızı da sağ salim bir şekilde enkaz altından çıkarmışız. Bunları nasıl yapabildik, nasıl gerçekleştirdik? İşte şu anda yapmış olduğumuz değişim ile dönüşümler neticesinde yaptık.

HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU (Bitlis) - Havaalanlarına ulaştıramadılar o insanları, bunları neden söylemiyorsun?

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Yirmi dakika içerisinde devletin oraya ulaşması elbette ki can kaybını bu noktada biraz daha azalttı ve riski azalttı. Daha önce kriz şeklinde algılanan bunlarda, kriz yönetimine dönüşen depremle ilgili çalışmalarda, bugün bu noktada da risk yönetimini uygulayan bir noktaya geldik.

Depremlerden önce, afetlerden önce… Elbette ki birçok afet var; afetlerin hiçbirisini Cenabıallah hiçbir insana, hiçbir bölgeye vermesin ama o noktaya geldiğimiz zaman, elimize ne gelse onlardan medet umacak bir noktaya gelmiş oluyoruz. Ancak bunun öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenleri Hükûmet olarak bugüne kadar çok iyi bir şekilde yaptık.

Evet, Van depremine baktığımızda, bugüne kadar o bölgede yapmış olduğumuz konteyner kentler, çadırlarımız, sıcak aşların verilmesi, hemen akabinde bir yıl içerisinde… Biraz önce arkadaşlarımız gene feveran ediyorlar ama biz ne yaparsak yapalım, Cenabı Allah bu ülkeye 1999'daki afatı yaşatmasın, ayın zamanda siyasi afeti de yaşatmasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) O günün şartlarında yaşananları insanlarımız çok iyi biliyorlar, ne kadar kızarsanız kızın hiç önemli değil.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Siyasi afet sizsiniz, siz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Çok büyük konuştun ya

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Hiç büyük konuşmuyoruz, insanlarımız bunları zaten… O afeti yaşadığınız için bu noktadasınız.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Türkiye sarsıldı şu anda, öyle büyük konuştun!

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Marmara depreminde kimse kalmadı açıkta.

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Bugüne kadar çıkmış olduğunuz her yerde, başta Başbakanımız olmak üzere, AK PARTİ'nin yapmış olduğu, millete mal olan, bu ülkede yapılan her hayırlı işe karşı çıkan bir muhalefet anlayışınız var.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Malatya ayağa kalktı, dinliyor, Malatya ayakta!

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Allah bu afeti, sizleri de başımızdan eksik etsin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Maşallah, maşallah!

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Kesinlikle bugüne kadar yapmış olduğunuz çalışmalara baktığımız zaman, 1999'da, üniversitelerimiz başta olmak üzere, insanlarımızın giyimine, yaşam şekline, hayat tarzlarına müdahale eden bir afetle karşı karşıyaydık. Bunlar hoşunuza gitse de gitmese de böyleydi.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sen bu kadar hırsızlığı, soygunu Malatya'da anlatabiliyor musun, sokağa çıkabiliyor musun?

BAŞKAN - Müdahale etmeyin lütfen.

Sayın milletvekilleri…

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Hiç boşuna feveran etme, boşuna hiç feveran etmeyin.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bu soygunu, bu hırsızlığı anlatabiliyor musun Malatya'da?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bu kadar hırsızlığı nasıl beceriyorsunuz? Yüzünüz kızarmıyor mu?

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Eğer, biz bugün afetleri risk olmaktan çıkardıysak, bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalar… Gerçekten, bütün kurumlarıyla beraber ülkesiyle milletini barışık bir hâle getirdik.

Biraz önce bir arkadaşımız yine bahsetti, burada her şeyin zıddıyla kaim olduğundan bahsetti.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Vallaha, önce hırsızlıklarınızı anlatacaksınız, sonra afeti.

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Evet, her şey zıddıyla kaimdir.

Bugün eğer Doğu ve Güneydoğu'da mütedeyyin insanlarımızın başına terör belasını, Marksist, Leninist bir ideolojinin ürünleri olarak oradaki insanlarımızı derdest etmeye çalışanlar varsa bunlar da sizin ürünleriniz, sizin yaptıklarınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hiçbir şey söylemeye gerek yok, vatandaşımız bunları çok iyi bir şekilde görmekte.

Evet, biz dünyanın birçok yerine, hangi bölge olursa olsun…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - …başta Suriye olmak üzere, bütün bölgelerde insanlarımızın hemen yanı başlarında olduk.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Şahin.

MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Ben tekrar bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız