SON DAKİKA
SON DEPREMLER

HSYK'dan 'Yumruk' Açıklaması

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:37:00
HSYK'dan 'Yumruk' Açıklaması
A- A+ PAYLAŞ

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a yumruk atan saldırganın serbest bırakılmasına ilişkin yapılan açıklamada, CMK’da 2 Temmuz 2012’de değişiklik yapıldığı anımsatılarak, “Ceza Muhakemesi kanununun 109. maddesinin 2. fıkrasında kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde, adli kontrole ilişkin hükümlerin uygulanabileceği düzenlenmiş olup, Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığınca bu tedbir talep edilmiş ve mahkemece de talebin kabulüne karar verilmiştir” denildi. 

HSYK’dan yapılan yazılı açıklamada, “Öncelikle sevgi, barış, kardeşlik ve hoşgörüyü öğütleyen Hacıbektaş-ı Veli’yi anma törenlerinde gerçekleşen bu münferit çirkin saldırıyı kınıyoruz” denildi. Saldırı olayının ardından Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı belirtilen açıklamada, şikayetçi olan Bozdağ için Hacıbektaş İlçe Devlet Hastanesi tarafından doktor raporu düzenlendiği ve raporda ‘darp, cebir izi mevcut olup, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, hayati tehlikesi yoktur, durum bildirir’ ifadelerine yer verildiği kaydedildi. Şüpheli Hüseyin Satı’nın gözaltına alınmasına karar verildiği ve Satı’nın illegal bir yapı ile bağlantısının olup olmadığı yönünde şüphe duyulması nedeniyle Ankara TMK 10. madde ile yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşülerek, gözaltı süresi dolan Satı’nın TMK’nın 10/ç maddesi gereğince 24 saat uzatılarak 48 saate çıkardığı belirtilen açıklamada, “Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ’a yumruklu saldırıda bulunarak alınan doktor raporuna göre basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaraladığı iddia edilen şüpheli Hüseyin Satı hakkında 5271 sayılı CMK’nın 109/2-3 maddeleri uyarınca adli kontrol tedbirine karar verilmesi sulh ceza mahkemesinden talep edilmiştir. 4- Hacıbektaş Sulh Ceza Mahkemesince, şüphelinin müdafi huzurunda sorgusu yapılmış ve CMK’nın 109. maddesi uyarınca adli kontrol tedbirine hükmedilerek, şüpheli hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmuştur” denildi.

Açıklamada, kamuoyunda 3. Yargı paketi olarak bilinen 2 Temmuz 2012 yılında yapılan düzenleme ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “tutuklama”yı düzenleyen 100. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapıldığı sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemeyeceğinin düzenlendiğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Şüphelinin eyleminin Türk Ceza Kanununun 86. maddesinin 2. fıkrası kapsamında değerlendirilebileceği ve bu suçun cezasının 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak kanunda düzenlendiği, yine eylemin “kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlendiğinin” kabulü halinde de cezanın yarı oranında artırılacağı ve bu haliyle dahi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tutuklama yasağı kapsamında olduğu açıktır.

Ceza Muhakemesi kanununun 109. maddesinin 2. fıkrasında ise, kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde, adli kontrole ilişkin hükümlerin uygulanabileceği düzenlenmiş olup, Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığınca bu tedbir talep edilmiş ve mahkemece de talebin kabulüne karar verilmiştir.

Şüpheli hakkında devam eden bir soruşturma söz konusu olup, Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmesini gerektirir bir durum görülmesi halinde iddianame düzenlenecek ve milletimiz adına karar veren bağımsız mahkemece de karar verilecektir.” 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız