SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Hükümet Şaşkın"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:40:57
A- A+ PAYLAŞ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlamalarla ilgili provokasyonlara imkan verilmeden, çatışma ve kutuplaşmaya fırsat tanınmadan bu ağır yükün altından kalkılması gerektiğini söyledi. 

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen saldırılarla ilgili olarak Türk milletinin son yılların en acımasız ve kanlı saldırısına muhatap kaldığını söyledi.

Reyhanlı şehir merkezinin iki ayrı noktasında patlayan bombaların felaketle dolu bir tabloyu ortaya çıkardığının altını çizen Bahçeli, son açıklamalara göre 50 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 24’ü ağır olmak üzere toplam 57 kişinin de yaralandığını hatırlattı.

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde gerçekleştirilen saldırıları şiddetle lanetlediğini belirten Bahçeli, “Şüphesiz ne kadar feryat etsek azdır. Ne kadar sızlansak yetersizdir. Türk milleti yastadır. Milli vicdanlar infial halindedir. Buradan bir kez daha teröristlerin, düşmanlıktan beslenenlerin ve gözünü kan bürümüşlerin saldırısı sonucunda vefat eden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Reyhanlılı vatandaşlarımıza ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Yaralılara ise acil şifalar diliyor, geçmiş olsun temennilerimi bildiriyorum” diye konuştu.

Türkiye’nin çok yönlü bir saldırının, bitmek bilmeyen bir aşağılık kumpasın pençesinde olduğunu öne süren Bahçeli, Türkiye’nin acısının çok büyük olduğunu, içlerindeki yangın ali ve öfke seviyesinin tarif edilemeyeceğini kaydetti.

Türkiye’nin elbette yaralarını saracağını ve sarmalayacağının altını çizen Bahçeli, “Provokasyonlara imkan vermeden, çatışma ve kutuplaşmaya fırsat tanımadan bu ağır yükün altından kalkmalıyız. Bu saldırının üstesinden gelmeliyiz ve mutlaka da gelecek kuvvete sahibiz” dedi.

Türk milletinin ona buna pabuç bırakacak, karanlık emellere geçit verecek, hatta sinecek ve her saldırıyı sineye çekecek bir zayıflıkta olmadığını vurgulayan Bahçeli, “Aksini düşünenleri ise hak ettiklerini eninde sonunda bulacaktır” diye konuştu.

Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Edip Semih Yalçın’ın başkanlığında patlamanın olduğu bölgeye giderek incelemelerde bulunan heyetinin bir rapor hazırladığını belirten Bahçeli, inceleme raporlarında patlamalarda hayatını kaybeden vatandaşlardan 10 tanesinin MHP mensubu olduğunu söyledi.

İzlenimler ve aldıkları bilgilere göre Reyhanlı’da çok olumsuz bir havanın hakim olduğunu dile getiren Bahçeli, konuşmasına söyle devam etti:

“Korku ve panik hali Reyhanlı’yı adeta rehin almıştır. Haklı olarak endişeye kapılan vatandaşlarımız ilçeyi terk etmiştir. Patlamalarla büyük zarara uğrayan esnaflarımız dükkanlarını kapatmıştır. Sayıları 700’ün üzerinde bulunan işyerleri patlamalardan olumsuz etkilenmiştir. Önemli oranda zarar gören işyeri sayısı 452’yi bulmuştur. 62 araç tahrip olmuş, 11 kamu binasıyla birlikte 293 konut hasar almıştır. Bunların yanı sıra, patlamaların yol açtığı sosyal yara, güvensizlik, şüphe ve şok dalgası çok daha derindir. Her şey ayan beyan ortadadır ki, sınır hattımız adeta viraneye dönmüş metruk bir hale dönüşmüş ve kendi kaderine terk edilmiştir. Türkiye’nin egemenlik hakları çiğnenmiş, hükümranlık hakları yara almıştır. Bunlar çok ciddi bir zaaftır ve mutlaka sorumluların hesap vermesi gerekmektedir. Menfur saldırılar gerçekleştikten sonra yapılan açıklamalar dikkatle irdelenmeli ve mutlaka da üzerinde durulmalıdır. İçişleri Bakanı patlamaların akabinde, kanlı olayı gerçekleştiren örgüt ve bağlantılı kişilerin tespit edildiğini iddia ederek, katillerin Suriye menşeli El Muhaberat yapılanmasıyla ilişkili olduğunu açıklamıştır. Yıkımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı da benzer yorumlarda bulunmuştur. Bir diğer Başbakan Yardımcısı da ‘ne yapacağımızı herkes görür. Kim olursa, kim planlamışsa, icra etmişse, arkasındaki güç ne olursa olsun bunun hesabını sorarız’ diyerek yine sallamış, laf olsun torba dolsun türünden konuşmuştur.

Dışişleri Bakanı bir adım ileriye gitmiş, ‘kim hangi gerekçeyle olursa olsun, dışarıdaki herhangi bir kaosu Türkiye’ye yansıtmak isterse bunun karşılığını görür. Kimse gücümüzü test etmeye cüret etmemelidir’ diyerek yurt dışından gelişmelere müdahil olmuştur. Başbakan Erdoğan aceleyle ve vahim bilançoyu tam kavramadan, saldırıları sözde çözüm sürecini hazmedemeyenlerle ilişkilendirmiş, kuşkuları buraya çevirmeye ayaküstü de olsa gayret etmiştir. Net olan bir şey varsa oda şudur; hükümet şaşkın, kafası karışık ve köşeye sıkışmıştır.”

Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki olayın biran önce aydınlığa kavuşturulması gerektiğini sözlerine ekleyen Bahçeli, olaylarla öncelikle bu saldırılardaki amacın ne olduğu ve neyin mesajının verilmeye çalıştığının tespit edilmesi gerektiğini söyledi.

Patlamaların arkasında gerçek manada kimlerin olduğunu soran Bahçeli, “tetik çeken elleri hangi mihraklar ve hangi güç merkezleri yönlendirmiştir? Bombalar Türkiye’ye nasıl sokulmuş, bu sırada istihbarat neyle meşgul olmuştur? Ülkemizde daha başka bomba yüklü araçlar var mıdır? Var olduğu iddia edilenler nerededir, nereyi hedeflemiştir? Reyhanlı’daki kanlı saldırı çok yönlü araştırılmalı ve tüm gerçekler ortaya çıkarılmalıdır. Suriye muhalefetinin parmağı peşinen ilham edilmemelidir. El Kaide militanlarıyla ilgili kuşkular yabana atılmamalı, Türkiye’yi Suriye’ye kışkırtmaya çalışanlar dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Başbakan’ın ABD ziyareti öncesi bu saldırının gerçekleşmiş olması zamanlama itibariyle tereddütlerimizi arttırmakta, aklımıza Türkiye üzerinden komplolar yapıldığı hususu gelmektedir. Başbakan’ın Esad merkezli sert beyanları, tehditlere bezenmiş üslubu Türkiye’nin aleyhine olmuştur. Artık tümüyle ortadır ki, Başbakan ve hükümetinin Suriye politikası çökmüştür. Kendi halkına kıyan ve şiddetin dibine batan Esad yönetimi ve diğer unsunlar Türkiye’ye istikrarsızlık ihraç etmektedir. Görülmektedir ki, Suriye meselesi iyice çıkmaza yuvarlanmış, iyice yokuşa sürülmüştür. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı’nın tezleri, tahminleri ve dış politika konsepti iflas etmiştir” şeklinde konuştu.

Reyhanlı’da patlayan bombaların sorumlularının kesinlikle hesap vermesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, AK Parti hükümetinin Suriye politikasından dolayı Türk milletinden özür dilemesi gerektiğini kaydetti.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, AK Parti'nin Suriye merkezli hiçbir öngörüsünün tutmadığını öne sürerek, "Maalesef Başbakan konuştukça Türkiye zarar görmüştür. Başbakan Esad'a saldırdıkça, sövdükçe, hakaret ettikçe Türkiye bir yanından darp edilmiştir. Şam yönetimi ve muhalif unsurlar döktükleri kanı Türkiye'ye de sıçratmışlardır" ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar Suriye kaynaklı meydana gelen saldırıların ve artan şahadetlerin sabırları taşırma noktasına getirdiğini dile getiren Bahçeli, 22 Haziran'dan itibaren yaşanan olayları hatırlattı. "Sınır bölgelerimizdeki illerimiz ve ilçelerimiz adeta rehin alınmış, adeta kuşatılmıştır" diyen Bahçeli, "Açıktır ki, 911 kilometrelik sınırımız olan Suriye'nin iç karışıklığına taraf olunması Türkiye'nin bekasına ve egemenlik haklarına doğrudan doğruya olumsuz yansımıştır.

BOP'un bir senaryosu olan Arap Baharı'nın Suriye ayağı kanlı çekişmelere sahne oldukça ve üstelik Esad'la muhalifler arasındaki vuruşma uzadıkça AKP'nin tüm önermeleri birer birer çökmüştür" diye konuştu.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN ABD ZİYARETİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine işaret eden Bahçeli, ABD'nin Suriye meselesi hakkında Rusya ile mutabakata varmasının, bu ay içinde, geçen yılki Cenevre Konferansı'nda belirlenen 6 maddelik uzlaşmanın esas alınacağı yeni bir uluslararası toplantının düzenlenecek olmasının AK Parti'yi açığa düşürdüğünü savundu. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın tüm çabaları, tüm gözdağları ve tüm mesnetsiz kuru gürültüsü kendisini mahcup etmekle kalmamış, Türkiye'ye kan ve gözyaşı olarak sirayet etmiştir. Esad rejimi, bölgesel kaostan nemalananlar, Türkiye'yi Suriye'ye sokmaya çalışan küresel aktörler taşeronları vasıtasıyla Türk milletini kışkırtmışlar ve ölüm saçmışlardır" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın bebeklerin, çocukların acısı karşısında susmaktansa Türkiye Cumhuriyeti Başbakan kimliğini kürsüye bırakmaktan bahsettiğini ifade eden Bahçeli, "O halde ilk fırsatta bu sözünü yerine getirmeli ve Türkiye'nin başından bir daha gelmemek üzere süratle gitmelidir. Amerika'ya giderken başbakanlık hayaliyle gittin; bari dönerken utancından başbakanlık görevinden ayrıl" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Türkiye'nin sınırlarının belirsizliğe ve risklere havale edildiğini söyleyerek, "Kimin girdiği, kimin çıktığı belli değildir. Vatanımıza bombalar sokulmakta, katiller elini kolunu sallayarak girmektedir. AKP hükümeti Türkiye'nin mahvına neden olacak her tedbirsizliğin, her düşüncesizliğin ve her savsaklamanın içine gömülmüştür. Suriye'den gelen kanlı niyetler Türkiye’de deyim yerindeyse katliam yapmaktadır. PKK'lı teröristler AKP'nin bilgi ve müsamahası altında sınırlarımızda cirit atmaktadır" dedi.

"SUÇLULARIN SINIRLARIMIZDAN DOKUNULMAZLIK ZIRHIYLA GİTMESİ REZİLLİKTİR"

PKK'lı teröristlerin geri çekilmesinin sanki "terör bitmiş" gibi sunulduğunu öne süren Bahçeli, süreç ihanetinin verimli ilerlediği yorumlarına sahne olduğunu kaydetti. Bahçeli, "Suçluların sınırlarımızdan dokunulmazlık zırhıyla çıkıp gitmesi kabul edilemez, onaylanamaz ve geçiştirilemez bir rezilliktir. Sınırlarımızdan çıkıp gidenler göçmen değildir. Sığınmacı veya kaçak işçi de değildir. Bu canilerin kırmızı pasaportları ya da sınırlarımızdan geçiş üstünlükleri de bulunmamaktadır. AKP'nin MİT kanalıyla mihmandarlık yaptığı, gözetlediği, ara ve ana istasyonlar marifetiyle koruma sağladığı kişiler mehmetçiklerimizin, polislerimizin, korucularımızın ve masum vatandaşlarımızın kanını döken teröristlerdir. Bunlar suçludur. Bunlar terörü meslek edinmiş, cinayetten geçinen azılı canavarlardır. Sınırlarımızdan teröristlerin geçişine göz yummak, ortam açmak ve fırsat vermek işlenen suçlara iştirak olup ihanete payandalıktan başka bir anlama da gelmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Çözüm süreci dahilinde atılan tüm adımların, girişimlerin ve tekliflerin gayri hukuki ve gayri meşru olduğunu öne süren Bahçeli, şunları kaydetti: 

"PKK'lıların meydan okurcasına geri çekilmesi, katillerin serbestçe sınırlarımızdan çıkıp gitmelerine seyirci kalınması en ciddi suçlardandır ve buna çanak tutan kim olursa olsun suçludur. PKK terör örgütü ön şartsız bir şekilde silahlarını güvenlik güçlerine teslim etmeli, arkasından da Türk adaleti önünde işledikleri suçların hesabını vermeli ve sonuçlarına da katlanmalıdır. Hukuk imtiyaz kabul etmez, zaman ve zemine göre karar vermez, vermemelidir. Bu nedenle yürekli, cevval, korkusuz, dirayetli, millet sevdalısı ve Cumhuriyet'i savunmakla görevli savcılara çağrıda bulunuyor ve onlardan bir ses bekliyorum. Anayasa suçu işlemiş Başbakan ve bazı hükümet üyeleri, konusu suç teşkil eden emri yerine getiren, suçluyu kayıran ve kollayan kamu görevlileriyle birlikte, 63 sözde akil insanlar heyeti hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na bugün saat 14.00'da suç duyurusunda bulunmak üzere huzurlarınızda partimiz Genel Sekreteri ve Bursa milletvekilimiz İsmet Büyükataman'ı görevlendirmiş bulunuyorum. Adalet bugün değilse ne zaman harekete geçecektir? Savcılar şimdi değilse daha ne zaman Türk milletinin hak ve menfaatlerini koruyacaklardır? Şayet olan biten tüm bu hainliklere sessiz kalınırsa bunu günahı sorumluluk noktasında olan herkesin üzerine olacaktır." 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız