SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"İftiranameye Dönüştü!."

0
Güncellendi - 2015-12-27 15:33:23
A- A+ PAYLAŞ

Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesine ilişkin davanın 47'nci duruşması başladı. Duruşmaya, emekli Orgeneral Hurşit Tolon da geldi. 

3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, emekli Orgeneral Hurşit Tolon da katılırken, duruşmayı izlemek için; Tolon'un eşi Ayla Tolon, oğlu Tolga Tolon, Alman Suzanna Geske, sanık ve zanlı ile müdahil avukatları, Tolon'un avukatı İlkay Sezer, sanık ve mağdurların yakınları da katıldı.

Savcının davayla ilgili hazırladığı 19 sanıklı ikinci iddianamede, emekli Orgeneral Tolon'un, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiğinin belirlendiği ileri sürülmüştü.

İddianamede, Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil'in yanı sıra Astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar; Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar ile olaya ilişkin devam eden mevcut davada da sanık olarak bulunan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki sanık olarak gösterilmişti.

Malatya'da 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, boğazı kesilerek ve bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalanmıştı.

"İDDİANAME İFTİRANAMEYE DÖNÜŞTÜ.."

Malatya Zirve Yayınevi Davası'nın 47'nci duruşmasında ikinci iddianamede sanık olarak yer alan emekli Orgeneral Ahmet Hurşit Tolon, savunmasını vermeye başladı. Tolon, "Maruz bırakıldığım hakaret, zulüm ve iftiraları hiçbir şekilde hak etmiyorum. İddianame içeriği itibariyle iftiranameye dönüşmüştür" dedi. 

Tolon'un eşi Ayla Tolon, oğlu Tolga Tolon ve yakınlarıyla arkadaşlarının da izlediği duruşmada, Tolon'un kimlik tespitinin ardından Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, daha önceki duruşmalara katılmadığı için Hurşit Tolon'a iddianamede yöneltilen suçlamaları özetledi. Daha sonra savunmasını yapmaya başlayan Tolon, "Ergenekon" isimli bir örgütün 5 yıldır ortaya çıkarılmadığını, böyle bir örgütün olmadığını iddia ederek, kendisiyle ilgili yapılan suçlamaların iftira olduğunu ileri sürdü.

Zirve Yayınevi cinayetinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Tolon, "Tüm insanlara bu katliamı lanetlediğimi haykırıyorum. Zirve cinayetleri olarak anılan iğrenç katliamın öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere hiçbir aşamasıyla ilgili en küçük bilgim, ilgim ve bağlantım olmadığını ve olamayacağını sesleniyorum" ifadelerini kullandı.

İnönü Üniversitesi'nde dönemin rektörü Fatih Hilmioğlu'nun bir ay önce kendisini davet ettiği ve konuşmacı olarak katıldığı konferansın, Zirve cinayetleriyle aynı güne denk gelmesi nedeniyle mahkeme karşısında olduğunu belirten Tolon, mahkeme salonunda bulunan ve iddianamede geçen hiçbir sanığı tanımadığını iddia ederek, sanıklarla hiçbir şekilde dolaylı ya da doğrudan irtibatının daha önce de şimdi de olmadığını öne sürdü.

Tolon, TUSHAD isimli bir kuruluşun olmadığını savunarak, "İddianamede yer alan 'Türkiye Ulusal Strateji ve Harekat Dairesi' (TUSHAD) isimli kuruluş yoktur ve hiçbir zaman olmamıştır" görüşünü savundu.

Soyut iddialarla olayın azmettiricisi gibi sözde sanık konumuna getirildiğini savunan Tolon, gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nde göreve başlaması üzerinden kısa bir süre sonra alkollü olarak mesaiye geldiği için cezalandırıldığını, daha sonra da firar suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırıldığını, disiplinsiz davranışları dolayısıyla da sözleşmesi feshedilerek Türk Silahlı Kuvvetleri'yle ilişkisinin kesildiğini iddia etti.

Kamuoyunun yanıltılmaması için iddianamedeki iddialara yanıt vermeye geldiğini anlatan Tolon, "Maruz bırakıldığım hakaret, zulüm ve iftiraları hiçbir şekilde hak etmiyorum. Biliyorum ki en yakıcı yara haksızlık yarasıdır. İddianame içeriği itibariyle iftiranameye dönüşmüştür. Tamamen düzmece olan belgeler neticesinde asılsız iddialara maruz kaldığım için derin bir üzüntü ve hicap duymaktayım. Ben savunma yapmaya değil, kişilik haklarımı korumaya, gasp edilen bireysel haklarımı geri almaya geldim" diye konuştu.

TUSHAD isimli bir kuruluşun hiç zaman kurulmadığını, bunun İlker Çınar'ın hayali bir senaryosu olduğunu ileri süren Tolon, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tanık sıfatıyla ifade veren eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün de ifadesinde Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Dairesi bünyesinde TUSHAD isimli bir birimin bulunmadığını son derece net olarak ifade ettiğini kaydetti.

Gizli Tanık İlker Çınar'ın TUSHAD birimine üye olduğu dönemde hapiste olduğunu iddia eden Tolon, TUSHAD'ın varlığı ve kendisinin bu birimin yöneticisi olduğu yönündeki suçlamaların, eşine bilim kurgu filmlerinde rastlanabilecek bir senaryo olabileceğini söyledi.

SORULARA CEVAPLAR..

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Tolon, savunmasını tamamladıktan sonra Mahkeme Heyeti ve avukatların sorularını cevaplandırdı. 

Zirve Yayınevi cinayetleriyle hiçbir şekilde bağlantısının bulunmadığını iddia eden Tolon, hakkındaki suçlamaların iç ve dış güçlerin bir komplosu olduğu görüşünü ileri sürdü. 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yarım asır farklı kademelerde görev yaptığını kaydeden Tolon, “Orduda en fazla madalya alan subayım. Cumhuriyet'in kuruluşunda görev almış bir dedenin torunu ve Cumhuriyet'in emanet edildiği kişilerden biriyim. Ben, terörist başının AB normlarında yargılanmasını sağlayan düzeni sağlayan kişiyim. Hakkımdaki iddialar bir müfterinin iftiralarından başka bir şey değildir. Adaletine sonsuz güvendiğim yüce heyetinizden beraatımı talep ediyor, gasp edilen haklarımın iadesini istiyorum” ifadelerini kullandı. 

Cinayetlerin işlendiği tarih olan 18 Nisan 2007 günü İnönü Üniversitesi'nde bir konferansta bulunduğunu hatırlatan Tolon, zirve yayınevi cinayetini İnönü Üniversitesi’nde akşam yemeğindeyken öğrendiğini savundu. 

Tolon'un savunmasının ardından talepleri alan Mahkeme Heyeti, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmaları nedeniyle Tolon'un 16 Kasım Cuma gününe kadar devam etmesi beklenen duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.

Öte yandan duruşmayı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un eşi Ayşe Tolon ve oğlu Tolga Tolon ile yakın arkadaşları da izledi. 

47. duruşmada en ilginç olay ise tutuksuz sanık Levent Ercan Gelegen ile basın mensupları arasında yaşandı. Duruşmaya verilen arada adliye dışında basın mensuplarının yanına gelen Gelegen, “Hep böyle kaçamak kaçamak çekiyorsunuz. Buyurun çekin. Kaçamak çekiyorsunuz, internetteki resimlerimizi görüyoruz. Benim buradaki görüntülerimi İbrahim Tatlıses haberine sokan hanginiz? Benim raporumda var, o görüntüyü vuracağım. Haberiniz olsun. Umarım içinizden biri değildir. Bu konuda ciddiyim. Beni de tahrik etmeyin. Beni bütün haber programlarında döndürmüşsünüz. Ben uyarıyorum, beni tahrik etmeyin. Çok sinirliyim. Sürekli üzerime geliyorsunuz. Burada davanın en dış kapıdaki adamı benim. Ben dış kapının mandalı iken benim üzerime bu kadar gelmeyin” diyerek, adliyeden uzaklaştı. 

Duruşma sonrası bir açıklamada bulunan müdahil avukat Erdal Doğan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Hurşit Tolon savunma yapıyor. Diyecek bir şey yok. JİTEM de yıllarca Genelkurmay reddetti. TUSHAD adlı yapıda reddedilecek haliyle. Şuanda sanığın savunmasına ilişkin bir şey söylemek doğru değil. Ama ret üzerine kurulu bu cevaplar zaten Genelkurmay’da da var” dedi.

Zirve Yayınevi davasında 48. duruşma yarın 09:15’te başlayacak.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız