SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İlk 1000 Gün Her Şeyi Belirliyor...

A- A+ PAYLAŞ
 
Yıllar süren bir araştırmaya göre, bir bebeğin yaşadığı ilk 1000 gün, onun ileride şeker hastası olup olmayacağını, kalp krizi geçirme ihtimalini, hatta kilosunu bile belirliyor.
 
Daily Mail'de yayınlanan habere göre, söz konusu teori, Prof. David Barker ile Southampton Üniversitesi'nden meslektaşları tarafından yıllarca süren araştırmayla geliştirildi.
 
Barker ile ekibi, bir çocuğun gelişiminde bir dizi kritik aşama olduğunu, her bir aşamada durumun iyi olmaması halinde daha sonra sorunların ortaya çıkabileceğini düşünüyor.
 
Bu sorunlar, daha bebek anne karnındayken belirleniyor. Annenin yetersiz beslenmesi karnındaki çocuğun kilosunu ve plesentayı etkiliyor, gebeyken sigara içmek, alkol ve uyuşturucu kullanmak veya strese girmek de bebeğin ilerideki sağlığı üzerinde önemli etki yapıyor.
 
Prof. Parker, bir kişinin sağlık sorunlarının birçoğunun ana rahmindeki zayıf gelişime dayanabildiğini düşünüyor. Parker'a göre, bir bebeğin doğumdaki kilosu ne kadar düşükse, yaşamının daha sonraki evrelerinde kalp krizi geçirme olasılığı o kadar yüksek. Ana rahminde gıdanın yetersiz olduğu durumda, bu yetersiz besin kaynağının gelişmekte olan beyine aktarıldığı, bunun da kalbi zayıf bıraktığı düşünülüyor. 
 
DİYABETİN TOHUMLARI ANNE KARNINDA MI ATILIYOR?
İnsülini yapan pankreas hücreleri rahimdeyken geliştiği için, şeker hastalığının tohumlarının da ana rahminde atılıyor olabileceği belirtiliyor. Bu çerçevede anne adaylarının yapabileceklerinin bazıları ise şöyle sıralanıyor:
 
''Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında alkol almamak, hem anne hem de baba adayının sigara içmemesi, gebe kalmadan önce ideal kiloya ulaşmak, stresten uzak durmak, iyi beslenmek ancak iki kişilik yememek.''

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız