SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"İlk Defa Defansta Değiliz"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:32:49
A- A+ PAYLAŞ

Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, “Demokratikleşme süreci halihazırda tamamlanmış değildir” dedi.

Bilgi Yolu Eğitim Kültür Sosyal Araştırmalar Merkezi Derneği (BİLSAM) tarafından düzenlenen Geleneksel Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisi’nin bu haftaki konuğu, ‘Türkiye’de Siyasetin Dönüşümü ve Demokratikleşme’ konusuyla Prof. Dr. Bekir Berat Özipek idi.

Malatya İl Özel İdare Salonu’nda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr.Bekir Berat Özipek, “Demokratikleşme süreci halihazırda tamamlanmış değildir. Türkiye’nin demokrasiyle oligarşi arasında bir yerde olduğunu hatta bazıları ülkenin demokratik görünümlü bir oligarşiye dayandığı görüşündedirler” diyerek, Türkiye’deki siyasi hayatı anlattı.

“2000’li yıllarda yaşadığımız siyasi ayrışmalar demokrasi üzerinden gerçekleşti. Artık insanlar sadece sağcı ya da sadece solcu değildi. Her kesim kendi içerisinde demokrasi üzerinden daha sahici bir ayrışma yaşadı İnsanlar demokratikleşme üzerinden siyasi olarak ayrıldı.

Sivil koalisyon çok önemli çünkü sorunların çözümünü sadece iktidara yüklemek doğru değil.2007 muhtırasına AK Parti iktidarının verdiği cevabın arkasındaki sivil koalisyonunun desteğini unutmamak lazım. Türkiye tarihinde iktidarı destekleyen sivil unsurlarla birlikte demokratikleşme çabalarının önüne konan engeller aşılmaya başlandı” diyen Özipek, demokrasi paketi ve anayasa çalışmaları anadilde eğitim, başörtüsüyle meclise giren vekiller ve Başbakan’ın öğrenci evleriyle ilgili soruları da cevaplandırdı.

Prof.Dr. B.Berat Özipek, soruları şu şekilde cevaplandırdı: “Demokrasi bir paketin çıkarılmasıyla olacak bir şey değildir.Mücadele neticesinde elde edilecektir.Herhangi bir insan için önemli olan bir hakkı küçümseme hakkımız yok.

Resmi doğruların perdesini aralayarak bazı şeylerin farklı olduğunu gördük. Halk olarak ilk defa defansta değiliz. İlk defa kendi sosyal sözleşmemizi kendi anayasamızı yapıyoruz.

Anadilde eğitim haklarının iadesini konuşurken entelektüel, moral ve söylem üstünlüğünü elimizde bulunduruyoruz.

Şafak Pavey üstenci bir dille hiç sevmediği bir varlığa tahammül ederek konuştu.

Türkiye’de egemenlik ilişkilerinin değiştiğini görüyoruz. Güç ilişkilerinin değişmesinin temelinde özgürlük söyleminin üstünlüğü vardır.

Devletin araçsal bir değer olması gerekir. Devlet bizim hizmetçimiz olacak. Türkiye’deki devlet telakkisi değişmelidir. Devlet memuru kamunun hizmetçisidir. Devletin ideolojik tarafsızlığının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Sorunlar devletin ideolojisinin anti demokratik taraflarının çıkarılmasıyla değil devletin tamamen ideolojik bir tarafsızlığa sahip olmasıyla çözülür.

Türkiye’de adaletin yanında olursak, ortalama insanın sağduyusuna güvenirsek sorunları çözebiliriz.

1950’den beri içinde bulunduğumuz demokratik sürecin devam edebilmesi bizim aşağıdan yukarıya güçlü bir şekilde denetlememize bağlıdır.

AK Parti’nin on senelik İktidarında her kesimin özgürlüğünün genişlediğini düşünüyorum. Fakat korkuları depreştiren bir dil yerine güven verici bir dil kullanmamız lazım. Alternatif yaşam biçimlerinin yok edilmemesi gerekmektedir. Ötekine yaşayabileceği bir alan bırakmak önemlidir. Trend bireysel hakların verilmesidir. Bireysel haklar verildikçe normalleşiyoruz. Devletin belli bir ahlak anlayışını empoze etmemesi lazım.”

Konferans Prof. Dr. Bekir Berat Özipek'in katılımcıların sorularını cevaplandırmasıyla son buldu. Özipek'e günün anısına plaket ve kayısı takdim edildi.

BİLSAM’ın koordine ettiği konferanslar dizisinin bir sonraki hafta 16 Kasım Cumartesi günü Türkiye Ekonomisi ve Yeni Eğilimler konusu ile Ekonomist Dr. Cemil Ertem'in konuk olacağı bildirildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız