SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"İmkansız da Değil Kolay da.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 15:58:31
A- A+ PAYLAŞ

Merkez Bankası eski başkanı ve Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Durmuş Yılmaz, “2023 hedefine ulaşabilmek için üretmek zorundayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Durmuş Yılmaz, Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM) tarafından düzenlenen konferanslar serisi etkinliği kapsamında, “Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisi” konulu bir konferans verdi. İl Genel Meclisi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen konferansı MTSO Başkanı Hasan Erkoç, BİLSAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer, Malatya ESKKK Başkanı Ali Evren, akademisyenler, dernek ve oda başkanları ile öğrenciler izledi.

“Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisi” konulu konferansta konuşan Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2023 hedefine ulaşmak için üretim yapılması gerektiğini söyledi. 2007 yılındaki finansal krize değinen Yılmaz, “2007 Ağustos ayında ortaya çıkan, tüm dünyayı etkileyen finansal ve ekonomik kriz, değişik aşamalardan geçerek devam ediyor ve maalesef henüz köklü biz çözümde üretilemedi. Köklü bir çözümden de uzağız. Var olan dengesizlikler giderilemedi. Özellikle Çin ile ABD arasındaki ticari ilişkilerdeki Çin lehine olan dengesizlik devam ederken, Avrupa bölgeleri ülkeleri arasında cari açık fazla, dengesizliği istikrar için tehdit oluşturmaya devam ediyor. Son zamanlarda başta ABD ve Çin olmak üzere küresel ekonominin ivme kaybettiğini görüyoruz” diye konuştu.

“BÜTÜN EKONOMİLER DARALIYOR”

Yılmaz, gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkelerin aynı yöne gittiğini belirterek, “2010 ve 2011 yıllarına zıt istikamette gelişme gösteren, gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkelerin ekonomileri, 2009 yılından bu yana ilk kez aynı yönde hareket ediyorlar. Önceleri gelişmiş ülkelerin sorunları vardı. Gelişmekte olan ülkeler büyümeye devam ediyorlardı ve dünyayı onlar sürüklüyorlardı. Fakat 2009 yılından sonra buda değişti. Artık hepimiz aynı yöne doğru gidiyoruz. Bütün ekonomiler daralıyor. Çünkü onların sorunları bizleri daha derinden etkilemeye başladı” dedi.

“KRİZ BİTECEK AMA BUNUN BİR ACISI OLACAK”

Avrupa’da yaşanan kriz nedeniyle bugünkü neslin acı çektiğini vurgulayan Yılmaz, “-Ülke batıyor- demek, işler o kadar zor ki, insanlar önceki hayat standartlarını kaybediyorlar ve bir nesil acı çekiyor demektir. Şuanda bir nesil acı çekiyor. Türkiye’de 2001 yılında o günkü nesil nasıl acı çektiyse, şuanda da bir nesil acı çekiyor. 2001 krizinde 80 bin mali sektör finans kesimi çalışanı işsiz kaldı. Bir gecede işsiz kaldılar. Dolayısıyla onlarda bu acıyı çekecekler. 1. Dünya Harbi bitti, 20 milyon insan öldü. 2. Dünya Harbi de bitti, 25 milyon insan öldü. Ondan sonra Avrupalılar bir refah gördüler. Dolayısıyla bu krizlerde bitecek ama bunun bir acısı olacak” ifadelerini kullandı.

“PARAMIZ İTİBAR KAZANDI”

Yılmaz, Türk Lirası’nın yapılan reformlarla itibar kazandığını kaydederek, şunları söyledi: “Türkiye, son 10 yılda uyguladığı politikalarla gelişmekte olan ve gelişmiş birçok ülkeye göre olumlu yönde ayrışmıştır. Burada bir başarı söz konusudur. Bizim 1970’li yılların 2001 krizine kadar olan dönemimize baktığımızda bazı yıllar gerçekten çok istikrarsız, dalgalanması çok yüksek bir dönemden geçtik. Bu dönemde bizim ortalama enflasyonumuz yüzde 70’ler civarındaydı. Hatta bir ara enflasyonumuz 3 haneliye çıktı. Tek parti hükümeti geldi ve önceki dönemlerde yapamadığımız bir takım reformları yaptık. Bu reformların sonucunda da ekonomimizi bir patikaya oturttuk. Bu patikanın sonucunda enflasyonu aşağıya çektik, düşen enflasyonla birlikte faiz aşağıya geldi. Paramız da tekrar itibar kazandı. Bu itibarın sonucunda artık cebimizde Türk Lirası’nı rahatlıkla taşıyabiliyoruz.”

“2023 HEDEFİNE ULAŞMAK İMKANSIZ DEĞİL AMA KOLAY DA DEĞİL”

Hükümetin 2023 hedeflerine de değinen Yılmaz, “Şuanda 2,5 milyona yakın işsizimiz var, bunun yanında 15 yaşını doldurup emek piyasasına çıkan 650-700 bin kişi var. Bunlara da iş bulmak durumundayız. Bunun için de yatırım yapmak zorundayız. Hükümet kendisine 2023 hedefini koydu. ‘1,5 trilyon doların üzerinde dış ticaret hacmi ki, bunun içerisinde 500 milyar dolar ihracat yapacağız, işsizlik oranımız yüzde 5’e düşecek, 2 trilyon dolarlık bir ekonomi olacağız’ gibi hedefler var. Bunları yapmak çok kolay değil. İmkansız da değil ama çok kolay da değil. Şuanda bizim ekonomimizin potansiyel büyüme hızı yüzde 5, 5.5, bilemedin 6’dır. 2010-2011’de Türkiye büyüyebilecek potansiyelinin üzerinde büyüdü. Bu da bize cari açık olarak yansıdı. Şuanda geldiğimiz nokta budur” dedi.

“MESLEK EDİNME AÇIĞINI KAPATMAMIZ GEREKİYOR”

Yılmaz, Türkiye’de mesleksiz insanların var olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Rekabeti ve maliyetleri unutmadan çok tükettiğimiz hiç üretmediğimiz, çok tükettiğimiz az ürettiğimiz ürünleri, ara mallarda Türkiye’de üretmenin yollarını arayacağız. Koyulan 2023 hedefine ulaşabilmek içinde üretmek zorundayız. Potansiyelimizin üzerinde büyümek zorundayız. Eğer biz kesintisiz olarak bugün de 2023’e kadar yüzde 8 büyürsek, 1.9 trilyon doları veriyor. Bizim hedefimiz olan 2 trilyon doları vermiyor. Kaldı ki kesintisiz olarak yüzde 8 büyümemizde o kadar kolay değil. Peki, bunu nasıl yapacağız? Yapacağımız şey şu; yeni bir atılım ve yeni bir ikinci paket reform paketine ihtiyaç var. Burada da belirleyici olan artık verimlilik olması, hatta verimliliğin bir sabit bir de değişken oranı var. Bu değişken olanı hedeflememiz lazım. Bununda temeli eğitimdir. Şuanda Türk gençliği, Türk insanı mesleksiz. İçinizden aradığı elemanı bulamayan sanayiciler vardır. Çünkü mesleksiziz. O nedenle biz ne edip ne yapıp insanlarımıza meslek kazandırmalıyız. Önceki dönemde İmam Hatip Okullarının narına meslek eğitimini öldürdük, yaktık. Bu insanlar bize, ‘Yasaklıyorum din eğitimini. Başınızın çaresine bakın. Ama ben meslek eğitimiyle zanaatkar yetiştireceğim’ deselerdi, bugün geldiğimiz noktadan daha iyi olurduk. Ama bunu demediler, İmam Hatip Okullarını kamuflaj yapıp, mesleki eğitimi de öldürdüler. Yine eğitim sistemiyle meslek edinme açığını mutlaka ve de mutlaka kapatmamız gerekiyor.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız