SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"İnancımız Gücümüz Sonsuz"

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:50:15
A- A+ PAYLAŞ

Yeşilyurt Belediyesi ile Meşale Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından "Kudüs İntifadası ve Aksa" konulu konferans düzenlendi.

Filistinli Aktivit Dr.Muhammed Elhindi'nin konuşmacı olarak katılımıyla Meşale Derneğinin konferans salonunda düzenlenen etkinliğe, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Meşale Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcıları ve vatandaşlar katıldı.

MUSTAFA KAYA,"FİLİSTİN SORUNU ÇÖZÜLMEDİKÇE MÜSLÜMANLAR RAHAT UYUYAMAZ"

Meşale Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu adına açılış konuşması yapan Mustafa Kaya, Filistin sorunu çözülmediği müddetçe Müslümanların rahat uyku uyuyamamağını ifade etti. Kaya,"Filistin bizim için kanayan bir yaradır. Filistin meselesi dünya üzerinde çözülmediği sürece Müslümanların rahat uyumaları mümkün değildir. Filistinli kardeşlerimizi çok daha zor günler beklemektedir. Bizler Filistin’i unutmadık, unutmayacağız. Her yerde Müslüman kanı akıyor o halde Dünyadaki bütün Müslümanlara kucak açmamız ve onlara ulaşmamız gerekiyor. Ancak Filistin Mescidi-Aksa'nın bulunduğu bölge olduğu için Müslümanlara yapılan zulümlerin sona ermesi lazım. Bugün Filistin sorununu konuşmak üzere aramızda bulunan Filistin'li aktivitis Dr.Muhammed Elhindi'yi ilimizde ağırladığımız için onur duyuyoruz" dedi.

BAŞKAN POLAT,"MÜSLÜMANLAR BİR VÜCUDUN AZALARI GİBİDİR"

Filistin davasına ömrünü adamış aktivist Dr.Muhammed Elhindi'nin çok önemli deneyimlere ve birikime sahip bir dava adamı olduğunu ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, "Muhammed Elhindi kardeşimiz Filistin'den buraya kardeşlerimizle istişare etmek için geldi. Allah’u Teâlâ Kuran-ı Kerim'de "Mü'minler ancak kardeştirler" diye emrediyor. Hz. Muhammed ( S.A.V.) bir Hadisi Şerifinde "Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir. O azalardan biri rahatsız olduğu zaman bütün vücut rahatsız olur" diye buyurmaktadır. Bugün sadece Filistin'de değil, dünyada Müslümanların yaşadığı her yerde bir zulüm var, ama biz şuna inanıyoruz; "Zulmün en karanlık olduğu nokta şafağın başladığı andır" Yeryüzünde Müslümanlara zulüm yapılan her noktada inşallah ümmet uyanışa geçecek, ümmet direnişe geçecektir. Yenilgiyle geçen bir yüzyıldan sonra tekrar İslam ümmeti dünya'ya yeryüzüne adaleti, uygarlığı, medeniyeti hâkim olacaktır. Filistin'in Osmanlığı toprağı olmaktan İngilizlerin oyunlarıyla elimizden çıkması üzerinden yüz yılı bile geçmedi. 1917 yılına kadar Osmanlının yönetimi ve adaletiyle buralarda barış vardı, huzur vardı, güvenlik vardı. 1917 yılından sonra bu topraklarda hiç bir zaman insanların rahatı, huzuru ve mutluluğu kalmadı. Ümmet Allah'ın ipine, dinine sımsıkı sarılarak tekrardan direniş ve uyanışı gerçekleştirecektir" dedi.

Filistinli aktivist Dr.Muhammed Elhindi, 1,5 saate yakın süren konfrensta, Filistin halkının yıllardır çektiği acıları ve uygulanan baskı politikalarının nedenlerini, İsrail'in kimin projesi olduğunu, İsrail ve Batılı ülkelerin bölgede uyguladıkları siyasi baskının sebeplerini çarpıcı analizler ve tespitlerle anlattı.

ELHİNDİ, "KURAN-I KERİM DIŞINDA BAŞKA BİR ÇÖZÜM YOLU YOKTUR"

Malatya'da böylesine önemli bir organizasyona davet edildiği için Meşale Derneğine ve Yeşilyurt Belediyesine teşekkürlerini sunan Dr.Muhammed Elhindi,"Peygamber Efendimizin vefatından sonra imparatorluklarda birçok zalim ve belki İslam’ın kurallarını dile getirmeyen hâkimler meydana gelmiş, bu yoldan sapmalar olmuştur. Endülüs’ün düşmesiyle birlikte İslam ümmetinin çöküşü başlamıştır. Buradaki çöküntü normal bir çöküntü olarak gözükmesin, bu yaşananların ardından Avrupa'daki ümmeti kaybettik ve milletimiz orda kayboldu. Birçok İslam komutanı o yıllarda hizmet etti ama çöküntüyü durdurmadı. 1924 yılında İslam’ın son hilal ülkesi Osmanlığı İmparatorluğun yıkılmasıyla son darbe vurulmuştur. Belki ümmet bundan sonra uyanabilir, yeniden ayaklanabilir. Batı burada bizim beyinlerimize saldırdı, genleriyle oynamaya başladı. Batı "Müslümanların yeniden İslam’a sarılarak güçlenmelerini önlemek için Müslümanların “kalplerini ve beyinlerini uyutalım ki” oraya dönüş yapmasınlar ve kaybolsunlar" diyerek çeşitli projeler uyguladı. Osmanlı’nın yıkılmasıyla bitmedi, Müslümanları batılılaştırma, misyonerlik çalışmaları hız kazanıp insanları İslam’dan uzaklaştırmaya çalıştılar. İslam ülkelerindeki başarılı insanlarımız ve öğrenciler Batıya götürülerek, batı kültürü ve eğitimi empoze edildi. Bu eğitimi alan insanları İslam ülkelerine gönderip onları yüksek rütbeli yerlerde devleti idare edecek ve gündem belirleyecek makamlara getirdiler. Batılı hayatı güzel göstermek ve pazarlamak için birçok dernek ve faaliyetlerde bulunan insanlar olmuştur. Biz Kuran-ı Kerim dışında başka çözüm yolları aradığımız için bu hale geldik. İslama ve sünnete dönmek tek çaredir" dedi.

ELHİNDİ, "İSRAİL, NAPOLYON'UN PROJESİDİR"

İsrail'in 1800'li yıllarda Fransa'da Ordu Komutanlığı yapan Napolyon'un bir projesi olarak ortaya çıktığını vurgulayan Aktivist Elhindi," İsrail'in görevi sadece Filistin toprakları üzerine egemenlik kurmak değildir. Buradaki hedef Müslümanların o bölgedeki yaşama hakkını tamamen ellerinden almaktır, insanların kalplerine hançer vurmaktır ve hançerin kalıcı olmasıdır.  İsrail'in görevi silah zoruyla batılılaştırma çalışmasıdır. Biz Filistin’de zulmü her gün en acı şekilde yaşıyoruz. Tunus'u, Mısır'ı, Irak'ı ve birçok ülkeye bomba yağdırmaya devam ediyorlar. İsrail kurulduğu günden itibaren hiç bir zaman kendi bütçesini kendisi yapmadı, 1948'ten beri bütçesini ve bütün hayatını Fransa ve Amerika destekleriyle devam ettirmiştir. İsrail, Napolyon'un bir projesiydi orada bulunan Yahudileri toplayıp Avrupa'dan ayaklandırıp "Filistin'de ülke kursunlar" diye bir düşünceyle bu proje başlatıldı. Bunu devam ettiren İngiltere, Filistin'i Osmanlı'dan koparmaya yönelik çeşitli anlaşmalar yapmış ve Yahudilerin buraya yerleşmelerini sağlamıştır. Yahudilerin öncelikli amaçları Filistin’de bir vatan olmaktan ziyade bölgede azınlık olarak yaşamını sürdürmekti. Birçok Yahudi İsrail projesine kuşkuyla bakmıştır, Batılı birçok ülke çıkar uğruna birleşmiştir. İslam halifeliği yıkıldıktan sonra batılı güçler güzel bir zaman yakalayarak İsrail projesini uygulamaya geçirdiler.1948'ten sonra İsrail girdiği tüm savaşları kazanarak Arap ülkelerini hezimete uğratmıştır. O Arap ülkelerinde kendi geçmişlerini unutan, kendi halkından kopuk yaşayan yönetimlerin olmasından ötürü bu hezimetler yaşandı. Bu düşünceye sahip hiç bir yönetim tabiî ki savaş kazanamaz" dedi.

ELHİNDİ, "MÜSLÜMANLARIN PUSULASI, KUDÜS"

Filistin davasına destek veren Türkiye'ye teşekkürlerini sunan Dr.Elhindi,"Filistin'deki savaş kısa süreli bir savaş değildir, mücadelemiz son nefesimize kadar sürecek ve İsrail’i yıkmaya devam edeceğiz. Bu savaş ruhu, iman ruhu, şahadete sevgi gücü Filistin halkının kalbinde olduğu sürece savaş bu şekilde devam edecek. İntifadanın anlamı budur. Biz şu andaki gücümüzle İsrail'i yeneceğimizi düşünmüyoruz, bir kaç milyondan oluşan Filistin halkıyız ama arkamızdaki İslam ümmeti kendi geçmişi, geleceği ve dini olan ümmete sırtımızı yaslıyoruz. İslam ümmetinin durumu şu anda iyi olmayabilir, ama şunu biliyoruz ki, bütün Müslümanların pusulası Kudüs'ü göstermiştir. Allah’a inancımız ve gücümüz sonsuzdur, Allah'ın izniyle Mescid-i Aksa'yı yeniden kazanacağız. Yıllardır süren savaşta Filistin’de İsrail tarafından şehit edilenlerin  %85 kadın ve çocuk. Bunu yapan İsrail, devlet değil, çetedir" dedi.

DR.MUHAMMED ELHİNDİ BAŞKAN POLAT’TA “KUDÜS TOPRAĞI” TAKDİM ETTİ

Konferansın sonunda Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcılarından Haydar Şahin ve Mehmet Çınar ile Meşale Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, Dr.Muhammed Elhindi ile danışmanı Muhammed Hafifi'ye kayısı takdim etti. Dr.Muhammed Elhindi ise Başkan Polat’ta Küçük bir şişe içerisinde Kudüs Toprağı ve katkılarından dolayı teşekkür plaketi takdim etti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız