SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İnönü İçin Üniversitede Anma

0
Güncellendi - 2015-12-27 16:05:17
İnönü İçin Üniversitede Anma
A- A+ PAYLAŞ

İsmet İnönü’nün ölümünün 39. yıldönümü dolayısıyla İnönü Üniversitesi'nde de bir program gerçekleştirildi. Anma programında “Falih Rıfkı’nın Gözüyle Atatürk-İnönü Dostluğu” anlatıldı.

Hoca Ahmet Yesevi Konferans Salonu’nda düzenlenen ve Yrd. Doç. Dr. Serap Taşdemir’in konuşmacı olduğu konferansa, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İsmail Özdemir, Prof. Dr. Asım Künkül, Prof. Dr. Yusuf Türköz, Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Cafer Mum, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Yrd. Doç. Dr. Serap Taşdemir, yaptığı konuşmada, “İnönü’nün yaşam öyküsü, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk elli yıllık tarihinin öyküsüdür. Kuruluşundan İnönü’nün yaşama veda ettiği 25 Aralık 1973’e kadar geçen elli yıllık zaman dilimi içerisinde Türkiye Cumhuriyeti’ni ilgilendiren hiçbir olay yoktur ki, İnönü içinde bulunmasın.” dedi.

Taşdemir, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:

“-İnönü, bir Osmanlı bürokratı olarak başlayan kariyerini, Milli Mücadele Dönemi’nde en önemli görevleri üstlenen bir asker ve devlet adamı olarak sürdürdü. Ateşkes ve barış görüşmeleri sırasında bu vasıflarına bir de diplomatlık eklendi..

-Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 29 Ekim 1923 tarihinden CHP’nin o zamana kadar tek parti olarak sürdürdüğü iktidarını, Demokrat Parti’ye devrettiği 14 Mayıs 1950’ye kadar geçen sürede İnönü, gerek devlet kademelerinde gerekse dönemin tek partisi CHP içinde en üst düzey görevleri üstlenen devlet adamıdır. Bu uzun zaman diliminde, kısa süreli bazı dönemler dışarıda tutulursa, İnönü ya Başbakan ya Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda ya CHP Genel Başkan Vekili veya CHP Genel Başkanıdır..  

-İsmet İnönü ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı ile ilgili döneme ışık tutan eserlerden biri, bu iki insanın uzun yıllar yanında olmuş ve yaşadıklarını kaleme almış Falih Rıfkı’dır. Falih Rıfkı, Çankaya kitabında ‘Basit bir metotla fıkralar ve hatıralar içinde sindire sindire anlatmak!.. Benim yaptığım, bu dağınık anlatım içinde Atatürk ve İnönü dostluğu konusundaki bilgileri bir araya getirerek bütünleştirmektir.’ derken, Falih Rıfkı’ya göre, Mustafa Kemal'in İsmet Paşa ile yakından tanışması, Ahmet İzzet Paşa'nın yerine Şarktaki ordunun kumandanı olduğu vakit (1916 yılı), İsmet Bey'i Kurmay Başkanı olarak bulmasından sonradır. “

Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Serap Taşdemir konuşmasının devamında, Kafkas Cephesi’ndeki bir yılın sonunda Mustafa Kemal’in, İsmet İnönü’nün siciline “Ciddi, faal, gayet fatin ve yüksek fikirli. Doğru ve tereddütsüz karar sahibi. Pek mükemmel bir ahlâka sahip. Orduda ve memlekette kendisinden büyük hizmetler beklenir.” ifadeleriyle not düştüğünü aktardı.

İsmet İnönü’nün Milli Mücadele Dönemi’nin ardından bir devlet adamı, bir asker; ateşkes ve barış görüşmelerinde ise bir diplomat olarak dikkat çektiği vurgulanan konferansta; onun, Büyük Taarruz sonrasında Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından ateşkes görüşmelerinde bulunmak üzere Mudanya’ya gönderildiği ve Lozan’a gitmesi için de o dönem bakan olan Yusuf Kemal Bey’in istifa ederek, kendi yerine İsmet Paşa’yı tavsiye ettiği bilgisine de yer verildi.

Lozan ile ilgili düşüncelerini aktaran Taşdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Lozan, güçlü olanla haklı olanın karşılaşmasıdır ve ilk kriz, ilk dakikada ortaya çıkmıştır: Salonda her ülkenin heyet başkanı için büyük koltuklar hazırlanmışken İsmet Paşa’ya sıradan bir koltuk ayrılmıştır. Paşa bunun nedenini sorduğunda: Büyük koltuk bulamadık, demişlerdir. ‘Zararı Yok’ demiştir Paşa: ‘Bulduğunuz zaman gelirim…’ Birkaç dakika sonra koltuk bulunmuştur. Lozan’da çektiklerimi tasavvur etseydim gitmemekte ısrar ederdim, diyen İsmet İnönü,  Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından birçok meşakkatli görev için seçilmiştir. Çünkü Harap, yoksul, temelinden çatısına kadar yeni baştan, maddeten ve manen inşa edilecek o günkü Türkiye'nin, gecelerini gündüzlerine katan, yılmaz ve yorulmaz faaliyet adamlarına ihtiyacı vardır.’’

Taşdemir, konuşmasının sonunda, Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya adlı eserinin hem Türkiye'de hem de dünyada büyük ilgi görmüş bir eser olduğunu, bu eserin hâlen temel kaynaklar arasında sayıldığını ifade edip dinleyicilere teşekkür etti.

Yrd. Doç. Dr. Serap Taşdemir’in konuşması bittikten sonra, salondakilere İnönü Belgeseli seyrettirildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız