SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İnsani Koridorun Kapısı Türkiye mi Olacak?

A- A+ PAYLAŞ
 
Reuters'tan çarpıcı iddia!
 
Fransa’nın geçtiğimiz hafta gündeme getirdiği Suriye’ye insani koridor kurulması önerisi üzerinde tartışmalar sürüyor. Reuters haber ajansının Simon Cameron-Moore imzalı haberinde, Türkiye'nin "koridorun kapısı" olarak görüldüğü iddia edildi.
 
Ajansın, olası bir koridorun başlangıç noktasının, ülkelerindeki olaylardan kaçıp Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin kamplarının da bulunduğu Hatay olabileceği belirtilen haberinde, Ankara'nın teklifin neleri kapsadığı konusunda hala net bir görüş sahibi olmadığının altı çizildi.
 
"DURUM DAHA KÖTÜYE GİDERSE B PLANIMIZ VAR"
Cameron-Moore'un konuştuğu bir Türk yetkili, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe’nin geçen hafta düzenlediği Türkiye ziyareti sırasında yapılan görüşmelere atıfla, “Fransızlarla birçok seçeneği değerlendirdik. Eğer durum kontrolden çıkarsa, daha kötüye giderse ne yaparız? Elbette bazı B planlarımız var ama henüz o noktada değiliz” dedi.
 
Yetkili, “Durumun Suriye’de şiddetin kontrolden çıkmasına, bir darbe olmasına, kontrolden çıkan bir iç savaş yaşanmasına bağlı. Ortada birçok seçenek ve senaryoyu değiştirebilecek birçok şey var” diye konuştu.
 
Fransa’nın insani koridor planının temelini Suriye’nin Türkiye ya da Lübnan gibi bir komşusu aracılığıyla, hatta bir havaalanı ya da liman üzerinden erişim sağlanması oluşturuyor.
 
SURİYE'NİN ONAYI GEREKİYOR, ŞAM HENÜZ "HAYIR" DEMEDİ
Uluslararası Kızılay Örgütü gibi yardım kurumlarının zarar gören nüfus merkezlerine yardım malzemesi ve tıbbi malzeme sağlaması, silahsız gözlemcilerin de Suriyeli yetkililerin müdahale etmemesini sağlaması öngörülüyor.
 
Ancak böyle bir planın uygulamaya konabilmesi için Suriye’nin onayı gerekiyor.
 
Arap Birliği ve Batılı güçlerin Şam’ı ikna çalışmalarıyla ilgili konuşan bir diplomat, “Şimdiye kadar hayır demediler. Dolayısıyla Suriye’yi ikna etme ihtimalimiz olabilir” dedi.
 
Batılı diplomat, “Olayı insani boyutta tuttuğumuz sürece, Suriye gibi ülkelerin sivillere yönelik yardımı reddetmesi daha zor” dedi.
 
"SURİYE ONAYLAMAZSA TEK YOL GÜÇ KULLANMAK"
Suriye’nin onayı olmazsa, insani koridorları kurmanın tek yolu güç kullanmak olacak. Böyle bir durumda da operasyonun BM kararıyla desteklenmiş olması en ideal senaryo.
 
Eski bir üst düzey diplomat olan Hollandalı Suriye uzmanı Nikolaos van Dam, “Bence Suriye içinde böyle bir insani koridor kurmaya çalışmak tehlikeli ya da zor olur. Suriye’nin bunu kabul edeceğini zannetmiyorum” dedi.
 
Türkiye’nin Suriye sınırında böyle bir faaliyet gerçekleştirmenin zorluğuna da dikkat çeken van Dam, “Suriyeliler sınırda devriye geziyor. Burası çok hassas bir bölge” dedi.
 
"SURİYE SINIR GÜCÜNÜ KUVVETLENDİRDİ"
Türkiye’nin Kuzey Irak sınırında gerçekleştirdiği operasyonların da hatırlatıldığı haberde, van Dam, “Suriye, Kuzey Irak değildir. Burada kontrol Suriyelilerde” dedi.
 
Dahası Suriye ordusu, sekiz ay önce ülkedeki gösterilerin başlamasının ardından ve binlerce Suriyelinin Türkiye’ye akın etmesiyle, kuzey sınırındaki varlığını güçlendirmişti. Gözleme kulelerine asker gönderilirken, sınırı gören tepelerde çitler kuruldu. Askerler, sınırdaki “muhalif yatağı” olarak görülen Sünni köylerine baskınlar düzenledi.
 
Suriye’deki şehirlerin çoğunluğunun ülkenin batısında olması da Hatay’ın adının öne çıkmasında önemli bir etken.
 
Kurulacak bir koridorun Lazkiye üzerinden doğrudan güneye inmek yerine Halep’ten geçmesi stratejik olarak daha mantıklı. Koridorun buradan sonra Hama-Rastan-Humus ekseninde devam etmesi söz konusu. Ancak bu şehirlerin Lübnan sınırına yakınlığı soru işaretleri yaratıyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız