SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"İntihar Etmedi, Öldürüldü!.."

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:14:00
A- A+ PAYLAŞ

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski başkanı Sabri Uzun, aHaber TV'de yayınlanan "Yaz Boz" adlı programda, 2009 yılında intihar ettiği öne sürülen Malatyalı Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın öldürüldüğü iddiasını dile getirdi.

Programda, "Paralel Örgüt"e suçlamalar yönelten, kendisiyle birlikte Oktay'ın da bu yapının hedefi olduğunu öne süren Sabri Uzun, cenazesi doğum yeri olan Hekimhan ilçesinde toprağa verilen Oktay'ın ölümüyle ilgili şu iddialarda bulundu:

">Behçet Oktay'ın 19 Şubat 2009 yılında Hizbullahçı adı altında telefonu dinleniyor. Aynı tarihte benim telefonum da aynı örgüt adı altında dinleniyor. Dinleme kararını veren de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi... 

> Behçet Oktay'ın telefonu 1177 sayı ile dinlemeye alınıyor. Öldürülme tarihi ise 25 Şubat 2009. Arada 6 gün var. 

> Adli raporda görünen izler, sağken eline vura vura ateş etmeye zorlandığını gösteriyor. İntihar eden adamın elinde ekimoz olmaz. Bu da intihar etmediğini ve öldürüldüğünü gösteriyor. 

> Dinlemeyi IMEI numarasından almışlar. Bu, 'SİM kartını değiştiriyor, şahsa ulaşamıyoruz' demektir. Oysa Behçet Oktay, kartını değiştiren bir adam değil. Üstelik telefonu 24 saat açıktı. 

> Behçet Oktay, dinleme yapan insanların görev yaptığı yerin 10 metre yanında kalıyordu. Yani 1 dakika içinde yeri bulunabilirdi. Öldükten sonra telefonu ile ilgili makamlara bilgi veren olmadı. Neden?"

"İNTİHAR MI CİNAYET Mİ?"

Behçet Oktay'ın ölümüyle ilgili olarak odatv.com'da "İntihar mı, Cinayet mi?" başlığıyla yayınlanan bir yazıda da, Malatyalı polis müdürünün ölümüyle ilgili özetle şu iddialara yer verilmişti:

"..Ergenekon dalgalarında gözaltına alınan bazı özel harekatçı polislerle ilgili olarak gündeme getirildi. Onların amiriydi. Bu doğal ilişki nedeniyle basında yıpratıldı. 

Askerle ilişkileri çok iyi olan bir polisti; öyleki TSK’dan üstün cesaret madalyası aldı.

Polis teşkilatındaki cemaat yapılanmasına karşı duruşuyla biliniyordu. 25 Şubat 2009’da başına isabet eden bir kurşunla hayatını kaybetti. O gece arkadaşlarıyla yemek yemiş, içki içmiş, eğlenip eve dönerken, arabasının kara saplanması nedeniyle intihar ettiği iddia edildi.

Olayla ilgili yürütülen soruşturma intihar kararıyla kapatıldı. Ancak ortada birçok soru işareti vardı ve ailesi işin peşini bırakmadı. Soruşturma dosyasını tam sekiz sonra savcılıktan alabildiler. Dosyadaki otopsi raporuyla ilgili Adli Tıp Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Özdemir Kolusay’ın verdiği bilimsel mütâalaya ve kendilerine gönderilen isimsiz bir ihbar mektubundaki ayrıntılı anlatımlara dayanarak yeniden savcılığa başvurdular. Ölümünden yaklaşık bir yıl sonra soruşturma yeniden başlatıldı.

Ortada cevaplandırılması gereken çok ciddi sorular vardı.

1-Behçet Oktay solaktı ama kurşun kafasının sağ tarafından girmişti.

2-Adli Tıp Kurumu’nda yapılan ilk inceleme neden bir buçuk saat gibi kısa sürede tamamlandı? Yeterli inceleme neden yapılmadı?

3-Üst düzey bir emniyet yetkilisi, daha olayla ilgili raporlar hazırlanmadan önce, Behcet Oktay’ın “kara saplanan arabasına kızdığı için” intihar ettiğini söylemişti. O polis bu açıklamayı neye dayanarak yaptı?

4-Olay yerinde park yapılacak çok sayıda ve kuru yer olmasına rağmen, neden karla kaplı bir yere park etti?

5-Tek atışla intihar ettiği iddia ediliyor oysa iki elinde de barut izleri vardı. Bu nasıl olabilirdi?

6-Silah üzerinde neden parmak izi incelemesi yapılmadı?

7-Otopsi raporuna göre sekiz kaburga kemiği ölmeden önce kırılmıştı... Nasıl?

8-Arabasının anahtarı, arabanın dışında bulundu. Arabasının saplandığı kardan kurtulamadığı için intihar ettiği iddia edildi. Oysa çalışmayan bir araba ile bunu yapamazdı. Anahtarlar nasıl arabanın dışına düştü.

9- Prof. Kolusay’ın mütelâalasına göre, kaburgasındaki kırıklar şiddetli ve hedefli bir darbe ile örneğin bir dipçik darbesi ile kırılmış olabilirdi. Behçet Oktay’ın kaburgalarını kim veya kimler kırdı?

10-Sağ tarafında 5-6 ve 7. Kaburgaları kırık bir adamın sağ elini kullanarak silahı kaldırarak kafasına ateş etmesi, ağrılar nedeniyle çok spesifik bir ihtimal... O halde bu nasıl oldu.

11-Bazı kaburga kemiklerinin ölümden, yani kan dolaşımı durduktan sonra oluştuğu da tespit edildi. Bunun kalp masajı sırasında kırılmış olması da mümkün ancak kafasında kurşun yemiş birine kalp masajı yapılamayacağını her acil servis görevlisi bilir. Direksiyona çarpmış olabilir mi?

12-Behçet Oktay’ın cep telefonu dökümleri ilk soruşturmada neden incelenmedi? Basına yansıyan iddialara göre; Ankara Zir Vadisi, Gölbaşı gibi yerlerdebulunan mühimmatların ve bombalarının esas kaynağı ile ilgili olarak askeri yetkililerle görüşmek üzereydi. Bu nedenle öldürülüp intihar süsü verilmiş olabilir mi?

13-Behçet Oktay’ın gittiği iddia edilen sevgilisi olay sırasında Ankara’da bile değildi, Kuşadası’ndaydı. Söz konusu hanım evinde olmadığına göre Behçet Oktay neden Dikmen’deki evine gitti? Birileri mi götürdü? Yoksa birileri oaraya gitmesini sağlayarak tuzağa mı düşürdü?

14-İhbar mektubuna göre, olay yerine gelen polis arabasından inenlerin kürekle olay yerindeki delilleri yok ettiği iddiaları araştırıldı mı?

15-Behçet Oktay’ın ölümüne tanıklık eden Halil Kesici’nin her iki elinde de barut izi bulundu. Bu nasıl olabilir?.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız