SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İntihar Sayısında Artış

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:49:41
İntihar Sayısında Artış
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Psikiyatri Derneği, Türkiye’de intihar edenlerin sayısının geçtiğimiz yıl 3 bin 225 kayıp ile en yüksek rakama ulaştığını bildirdi. 

Türkiye Psikiyatri Derneği, “10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü”ne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. İntihar edenlerin yüzde 72’sinin erkek yüzde 28’inin kadın olduğunun belirtildiği açıklamada, “Ülkemizde yaklaşık her iki buçuk saatte bir kişi intihar ederek hayatını kaybetmektedir. İntihar edenlerin sayısı geçtiğimiz yıl 3 bin 225 kayıp ile en yüksek rakama ulaştı. Türkiye’de son 20 yılda yaklaşık 40 bin kişi hayatını sonlandırmıştır” ifadelerine yer verildi.

Kadınlarda en yüksek intihar oranının 15-19 yaş grubundaki genç kızlarda görüldüğünün bildirildiği açıklamada, “Genç kızlar üzerindeki ailevi ve sosyal baskının yüksek olması ve psikiyatrik tedavi olanaklarından yararlanamıyor olması bu oranlarda en önemli etkendir. Genç kızlarımız üzerinde gerçekleşen ve yaşamlarını dahi tehdit eden bu baskıyı önlemeye yönelik bilinçlendirme çalışmalarına ihtiyaç vardır” denildi.

Erkeklerde intihar oranlarının ise yaşla beraber sistemli bir artış gösterdiği belirtilerek, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre en üretken yaş aralığı kabul edilen 15-44 arası yaş grubunda intihar, ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye’de de 2012 yılında intihar sonucu hayatını yitirmiş 3 bin 225 kişinin yaklaşık yüzde 60’ı bu yaş grubunda yer almaktadır. Çalışma çağında olan erkeklerin iş ve aile hayatında yaşadıkları zorlanmalar ruh sağlıklarının bozulmasında ve dolayısıyla intihar oranlarında etkili olmaktadır. Bu nedenle iş hayatında ruh sağılığını koruyucu çalışmaların önemi bu verilerle bir kez daha ortaya konmaktadır. 2012’de Erkeklerde intihar oranının en yüksek olduğu grup 75 yaş ve üzeri gruptur. Bu oran artan fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları ile karşı karşıya kalan yaşlı nüfusa sağladığımız sağlık ve bakım olanaklarının ivedilikle iyileştirilmesi gerekliliğine önemli bir veri teşkil etmektedir” ifadesi kullanıldı.

İntihar eden kişilerin büyük bölümünün intihar etmek konusunda bir süre kararsızlıklar yaşadıklarının, yaşamla ölüm düşünceleri arasında gidiş gelişler sırasında intihar edeceklerini çeşitli vesilelerle ima ettiklerinin bildirildiği açıklamaya şöyle devam edildi:

“Dünya Sağlık Örgütü’nün bu yıl intiharla ilgili küresel bilinçlendirme teması ‘olumsuz etiketleme’dir. Ruhsal hastalığı, intihar düşüncesi ya da davranışı olan bireyler hakkında olumsuz tutumlar birçok toplumda halen yaygındır. Etiketlenme veya damgalanma endişesi ile intihar düşünceleri kişiler tarafından gizlenmekte ve sonuçta tedavi başvuruları sınırlı kalmaktadır. Toplumun intihar davranışı konusunda bilgilendirilmesi, “tabu” olmaktan çıkarılması için gerekli çalışmaların yapılması önceliklidir. Etiketlenme endişesi diğer bir yandan intihar bildirimlerinde de yetersizliklere yol açabilmektedir. Oysa her türlü intihar davranışına yönelik bildirim ve kayıt sistemlerinin geliştirilmesi, intihar oranlardaki değişimlerin izlenmesi ve bu değişimlerin sebeplerinin incelenmesi önleyici sağlık stratejilerinin geliştirilebilmesi için gereklidir. 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü, bir önceki yıl kaybettiğimiz insanlarımız için gerçekten yapabileceklerimizi yaptık mı sorusunu sorma ve toplumun her kesiminde bir vicdan muhasebesi yapma olanağını vermektedir. Türkiye Psikiyatri Derneği olarak toplumun her kesimini, konuya duyarlılığın artırılmasına ve intihar eğilimi olan insanımıza etiketleyen değil yardımsever olmaya davet ediyoruz”.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız