SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İptal Edilen Hangi Plan?

0
Güncellendi - 2015-12-27 22:49:10
İptal Edilen Hangi Plan?
A- A+ PAYLAŞ

Malatya İdare Mahkemesi'nce, A.K. adlı vatandaşın Malatya Belediyesi aleyhine açtığı davada verilen ve Karakavak bölgesini kapsayan imar uygulaması ile ilgili iptal kararının, 53 bin dönümlük tüm alanı mı, yoksa şuyulandırma yapılan 12 bin dönümlük alanı mı kapsadığı yolunda belirsizlik olduğu öne sürülüyor. Bu belirsizliğin, bölgede yapılan ve yapılmakta olan binlerce konut ve işyerinin durumunu tartışmalı hale getireceği belirtiliyor.

İdari mahkemenin verdiği iptal kararı, teknik uzmanlar ve belediye yöneticileri arasında tartışma konusu oldu. Tecde ve Çilesiz Mahallelerinin bazı bölgelerini de içeren toplam 53 bin 670 dönümlük alanı kapsayan Karakavak Bölgesi revize imar planla ilgili Malatya İdare Mahkemesi'nin iptal kararında; “İmar Kanununun 18.Maddesi uyarınca yapılacak imar uygulamasının (Şuyulandırma) yürürlükteki imar planına dayanılarak yapılacağı ve yürürlükteki imar planı hukuka aykırı ise hukuka aykırı olan imar planına dayanılarak yapılan uygulamanın da hukuka aykırı olduğu açıktır...Mülkiyet dokusunun birleştirilip büyütülmesi gerçekçi bir plan kararı değildir...Bölgeye, revizyon imar planı kararı ile getirilen Emsal:1.50 Hmax:serbest yapılaşma nizamı yüksek katlı blokların oluşmasını amaçlamaktadır. Modern, düzenli ve yaşanabilir kent mekanları sadece yapılaşma nizamını değiştirmekle oluşturulamaz.”deniliyor.

Mahkemenin bu kararını, belediye bünyesinde çalışanlar da dahil birçok teknik uzman, “Mahkeme, bölgede yapılan revize imar planı ile bu plana bağlı olarak yapılan uygulamaları iptal etmiştir” diye yorumlarken, büyükşehir belediyesi yöneticileri ise “Hayır. Mahkeme sadece Karakavak Mahallesinde yapılan ve 12 bin 628 dönümü kapsayan uygulamayı iptal etti. Tüm bölgeyi değil” yorumunu getiriyorlar.

Malatya İdare Mahkemesi'nin iptal kararında, "..07.06. 2011 Tarih ve 3764 Sayılı Encümen kararı ile yapılan parselasyon işleminin ve dayanağı imar planın iptali’  olarak kabul edilmesi nedeniyle bilirkişi heyetinden parselasyon işleminin dayanağı olan imar planının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve imar mevzuatına uygun olup-olmadığı konusunda ek rapor alınmasına karar verildiği ve bu ara karar uyarınca hazırlanan ek raporun 29.06.2012 günü dosyasına konulduğu görülmüştür.” İfadeleri ile Malatya Belediyesi tarafından hazırlanan ve aralarında Tecde ve Çilesiz Mahallelerinin bazı bölgelerini kapsayan Karakavak Bölgesini Revize İmar Planının şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve mevzuata uygun olup olmadığı yönünde bilirkişi heyetinin ek raporuna vurgu yapılmıştı.

Ek Raporda özetle; “Revizyon öncesi imar planında, davacının parselinin de içinde bulunduğu alan ve yakın çevresi genelde konut alanı olarak planlanmış, konut adalarındaki yapı nizamı ise ayrık, ikiz ve blok olarak düzenlenmiştir. Ancak bölge genelinde yapılan revizyon imar planıyla farklı bir planlama kararı getirilmiştir.

İmar planları süreklilik arz etmelidir. Revizyon imar planlarının amacı, önceki imar planlarının aksayan yönlerini düzeltmek olmalıdır. Yıllardır oluşturulan kent mekanları, kentin kaynakları kullanılarak inşa edilen altyapılar, ruhsatlı olarak inşa edilen yapılar yok sayılamaz. İmar planlarının bir amacı da kent insanını mutlu kılmak ve sosyal ilişkilerini güçlendirmektir. Yukarıda sayılan bu gerçeklerin topyekün yok sayılması, bölgesine uyum sağlamayan ve gerçekçi olmayan plan kararlarının getirilmesi kent sakinlerini mutsuz edeceği, 

Az katlı yapılardan oluşan kent mekanlarında yaşayan insanlar arasındaki sosyal ve kültürel bağlar çok güçlü olduğu, anne ile sokakta oynayan çocuk arasındaki ilişkinin sürekli olduğu, ve kesintiye uğramayacağı, hayatı birlikte yaşayacağı, bireyin kentte yalnız olmadığı,  Oysa ketlerde inşa edilen yüksek katlı apartmanlarda birey ve beraberinde aile yalnızlaştığı, sosyal ilişkilerin koptuğu, kültürel faaliyetlerden uzaklaştığı, toplum yapımıza uymayan davranışlar sergilendiği, revizyon imar planı yapılırken yukarıda bahsi geçen hususların göz önünde bulundurulması gerektiği, bununla birlikte revizyon imar planı çalışmalarında Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin   14. maddesinde belirtilen hususlarında dikkate alınması gerektiği, bu nedenle revizyon imar planları hazırlanmadan önce, arazi üzerinde gerekli olan analitik çalışmalar yapılması gerektiği, bu çalışmaların; yerleşim alanı ile ilgili özellikler, mülkiyet yapısı, arazi kullanımı, altyapı ve kent karakterinin tespiti olduğu, bunlar yapıldıktan sonra da imar planlarına altlık teşkil edecek olan sentez paftasının hazırlanması gerektiği,

revizyon imar planı yapılan bu bölgede revizyondan önce yıllardır yürürlükte olan imar planı çerçevesinde imar uygulamaları yapıldığı, yapılan bu uygulamalarla imar parselleri oluşturulduğu ve mülkiyet dokusu şekillendiği, oluşan bu kent dokusuna uygun olarak altyapı hizmetleri getirildiği, davalı idare tarafından, kentsel kaynaklar kullanılarak yerleşime uygun kent mekanı oluşturulduğu, davacı tarafından kendi imar parseli üzerine, plan kararlarına uygun olarak ikiz yapı nizamında üç katlı olarak bir yapı inşa edildiği, bölgeye revizyon imar planı kararı ile getirilen Emsal:1.50 Hmax:serbest yapılaşma nizamı yüksek katlı blokların oluşmasını amaçladığını, modern, düzenli ve yaşanabilir kent mekanları sadece yapılaşma nizamını değiştirmekle oluşturulamayacağını, yine plan kararı ile1800 m2’lik imar parseli büyüklük şartının, bölgedeki mülkiyet dokusu ile çelişmektiğini, ayrık ve ikiz yapı nizamına uygun olarak şekillenmiş mülkiyet dokusunun birleştirilip büyütülmesinin gerçekçi bir plan kararı olmadığını, bu nedenle revizyondan önceki imar planı kararlarına göre yapılan imar uygulamalarıyla oluşturulmuş ve yer yer buna göre yapılaşması gerçekleşmiş imar parsellerinde asgari büyüklük şartı getirilmeden planlama yapılması daha uygun olduğu,  aksi halde getirilen bu asgari parsel büyüklük şartı nedeniyle parsellerin çok hissedarlı olacağı (davacı parselinde olduğu gibi) ve bu durumun da parsellerin kullanılmasını çok zorlaştıracağı, 

davaya konu olan bölgede revizyon imar planı yapıldıktan sonra ek’teki haritada görüldüğü üzere bazı kısımlarda yine plan tadilatı yapılarak revizyon öncesi plan kararlarına dönüş yapıldığı, bunun da sebebi yukarıda da bahsedildiği gibi mülkiyet yapısı, arazi kullanım durumu ve altyapının mevcut hali olduğu, bu nedenle bu kısımlarda 1800 m2 parsel büyüklük şartının kaldırıldığı, yapı nizamının değiştirildiği, bu durumun dava konusu bölgede yeterince  analiz yapılmadan revizyon imar planı yapıldığını gösterdiğini, 

davacı parselinin bulunduğu imar adası ve çevresindeki imar adalarının  parsel büyüklüğü, üzerindeki yapılar, ruhsat durumu itibariyle revizyondan sonra tadilat yapılan bölgelerle benzerlik arz ettiğini, dolayısıyla bu alanlar için revizyonda getirilen 1800 m2 parsel büyüklük şartının ve yapılaşma nizamının mevcutta oluşmuş kent dokusuna uygun olmadığı, davacı yapısının da içinde bulunduğu imar uygulaması yapılan bölgeye ait revizyon imar planında; mevcuttaki plan kararlarının topyekün yok sayıldığı, oluşmuş kent dokusuna uygun plan karalarının getirilmediği, altyapının ve mülkiyet yapısının yok sayıldığı, ruhsatlı yapının korunmadığı, bölge insanının sosyal ve kültürel yapısına uygun olmayan yapılaşma tipi ve parsel büyüklük şartı getirildiği, bu nedenle yapılan revizyon imar planının, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararı ve imar mevzuatına uygun olmadığı kanaati hasıl olmuştur.” Yönünde görüş bildirmiştir” ifadelerinden sonra; “Dayanağı imar planı, hukuka aykırı olduğu için Karakavak Mahallesi 260 ada 6 Parselin bulunduğu alanda İmar Kanununun 18. Maddesi uyarınca yapılan parselasyon planı ve dağıtım cetvelinin onaylanmasına dair encümen kararının hukuka aykırı hale geldiği tespit edilmiştir.

Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemlerin iptaline, oy birliği ile karar verildi." deniliyor.

HABER: Yaşar KARAASLAN, Malatya Söz Gazetesi-

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız