SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İran ve Suriye Türkiye'ye Savaş İlan Etti!

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:36:49
İran ve Suriye Türkiye'ye Savaş İlan Etti!
A- A+ PAYLAŞ
 
Star gazetesi yazarı Sedat Laçiner, Şemdinli'deki PKK saldırılarını ele aldığı yazısında çarpıcı noktalara dikkat çekti.
 
Star gazetesi yazarı Sedat Laçiner, Şemdinli'deki PKK saldırılarını ele aldığı yazısında çarpıcı noktalara dikkat çekti. PKK'nın Şemdinli saldırısının Türkieye'ye PKK üzerinden ilan edilmiş bir savaş olduğunu kaydeden Laçiner, bu savaşın arkasındaki ülkelerin de İran ve Suriye olduğunu ileri sürdü.
 
İşte Sedat Laçiner'in o yazısı...
 
Şemdinli: PKK üzerinden ilan edilmiş bir savaş
 
PKK Şemdinli ve çevresinde zembereğinden boşalmışçasına saldırıyor. Bazen hesap kitapsız, intihar eder gibi saldırıyor... Tüm bu yaşananları sadece PKK ve terör saldırısı olarak görmek ise imkânsız. PKK üzerinden Türkiye’ye karşı ilan edilmiş bir savaş var karşımızda. Hedeflerse belli; ilki Türkiye’yi bölgede durdurmak, ikincisi Türkiye’nin başına da bir ‘bahar’ açmak’, yani kendilerince bir ‘Kürt Baharı’ başlatmak.
 
Eğer PKK Şemdinli, Çukurca, Hakkâri, Yüksekova gibi yerlerde devleti püskürtebilir ve bir tür halk ayaklanması başlatabilirse, hastaneler kapanır, ticaret durur, tüm yaşam PKK denetimine geçerse Kuzey Irak ve Suriye Kürtlerinden sonra Türkiye’nin de nur topu gibi bir otonom bölgesi olur. Böylece hem Türkiye’ye iyi bir ders verilmiş olur, hem de bir daha belini doğrultamayacak olan Türkiye Ortadoğu denkleminin tamamen dışına itilir.
 
Hesap buydu, hala da aynı hesapta ısrar ediliyor... Peki, oyun kurucu kim?
 
Perde arkasındakiler
 
Elbette listenin başında Suriye var. Suriye Türkiye’nin muhaliflere verdiği desteğe PYD ve PKK ile karşılık veriyor. Ancak PKK saldırılarındaki asıl oyun kurucu Suriye değil İran gibi duruyor:
 
İran, ABD çekildikten sonra Irak’tan Lübnan’a kadar geniş bir coğrafyada daha rahat hareket edebiliyor. Tahran Suriye’de Esad’ın çöküşünü ise ölüm-kalım meselesi olarak görüyor. Esad düşerse sıranın kendisine geleceğini biliyor. Tahran Yönetimi ‘İran Baharı’nı yaşamamak için elinden geleni yapıyor.
 
Ne yazık ki İran kendisini korurken Türkiye’yi ateşe atıyor, tüm hesaplarını Türkiye’yi Irak’tan ve Suriye’den uzak tutmak üzerine kuruyor. Irak’ta tamamen İran’ın etki sahasına giren Maliki yönetimi Türkiye’ye düşmanca yaklaşıyor. Suriye’de ise İranlı ve Lübnanlı militanlar rejimi ayakta tutabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu ülkede İran, Türkiye karşıtı bir cephe oluşturmaya çalışıyor.
 
İran, Türkiye’yi bölgeden uzak tutabilmek için ise en çok Kürt Sorunu’na ve PKK’ya güveniyor. Son günlerde Kandil ile Tahran’ın arasından su sızmıyor. PKK son aylarda İran sınırını kendi evi gibi kullanıyor. En son Şemdinli ve Çukurca saldırılarının ucu da aynı yerlere çıkıyor.
 
İşin kötü tarafı Türkiye’de bir ‘PKKistan’ kurma çabası İsrail’in de işine geliyor. Suriye’nin küçük ve zayıf devletçiklerden oluşmasına, Türkiye’nin daha fazla Kürt sorununa batmasına ve Irak’taki Kürt devletinin bağımsız hale gelmesine İsrail sıcak bakıyor. İlginç bir şekilde hem İsrail, hem de İran Kürt kartını kendi lehlerine kullanabilecekleri konusunda güçlü bir özgüvene sahipler.
 
Hangi İran?
 
Mesele bu kadar açık olmasına rağmen İran’ın Türkiye’ye olan ihtiyacı büyük. Milyarlarca dolarlık ticaret İran’ın ayakta kalması için önemli. Ayrıca uluslararası alanda Türkiye’nin ılımlı İran politikası Tahran’ın işine geliyor. İran bu sayede özellikle nükleer meselede ‘oyalama politikası’nı başarılı bir şekilde sürdürebiliyor. Bu nedenle Türkiye konusunda birden fazla İran’la karşı karşıya geliyoruz.
 
Tahran’da bir kanat diplomatik davranıyor, diğer bir kanat ise komşuluk ilişkilerini zedelemeden Türkiye’yi eleştiriyor. Ama üçüncü kanat çok derinlerden gidiyor, neredeyse hiç konuşmuyor, ancak ucu ya Şemdinli’den çıkıyor ya da Suriye’den.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız