SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"İşin Sonu Siyasal İntihar.."

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:54:17
A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya İl Teşkilatı, 7 Haziran'da yapılan genel seçimin ardından ilk İl Danışma Meclisi Toplantısını yaptı.

Malatya Büyükşehir Belediye konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıda konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, "Bu millet, hükümetsiz kalmayacak. Ve inşallah bunun için mücadele edeceğiz. Ama yapmış olduğumuz çalışmalar eğer netice vermezse, biz muhalefet olmaya da, erken seçime gitmeye de, bütün teşkilatlarımızla en hazır parti olduğumuzu herkes bilmelidir. Erken seçim konusunda hiçbir çekincemiz asla söz konusu değil" dedi.

"ERKEN SEÇİM OLDUĞU ANDA EN HAZIR PARTİYİZ"

Çalık, erken seçim olması halinde en hazır parti olduklarını ifade ederek, "7 Haziran seçimlerinin Türkiye için dönüm noktası olduğunu söyledik. Bu dönüm noktası içinde dilimizin dönüğünce neden bu seçim önemlidir, bunu tüm Türkiye'ye anlatmaya gayret ettik. Sayın Başbakanımız başta olmak üzere, tüm ekibiyle Türkiye'yi dolaştık. Bütün köylere, mahallelere, beldelere indik ve ilk kez bu seçim döneminde Başbakanımız 81 ilin 81'ine de hiç ayırt etmeksiniz ulaştı. Hatırlarsanız Malatya'ya 3 saatlik rötarla geldi. Bunların en önemli sebebi şuydu; biz, ülkemizin her vatandaşının oyuna talibiz ve 78 milyon vatandaşımızın hepsinin tek tek oylarına talibiz. Türkiye çok önemli bir karar noktasında ve o karar aşamasında da biz, size geliyoruz her zaman olduğu gibi. Bundan sonrada gelmeye devam edeceğimizi söyledik. Bugün gelmiş olduğumuz noktada 7 Haziran üzerinden 45 günden fazla zaman geçti. Biz, ilk günden itibaren söylediğimiz ilkeli duruşumuzu devam ettiriyoruz. Öncelikle milletten aldığımız mesajın ne olduğunu, tüm kurumlarımızla istişare ettik ve neticesinde bütün organlarımızla yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde de koalisyon görüşmelerimizin yapılması gerektiğini ve milleti hükümetsiz bırakmamak adına en büyük partiden başlamak üzere ziyaretlerimizi yapmaya başladık. Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve HDP ile yapılan görüşmelerin neticelerini sizler ve kamuoyu izledi. CHP, MHP koalisyon kurabileceğimiz partiler diye kamuoyuna deklare ettik. CHP ve MHP ile yapılan görüşmeler devam ediyor. Hükümetsiz bırakmamak adına yapmış olduğumuz çalışmalar olduğunu herkesin çok net bilmesi gerekir. Bu millet, hükümetsiz kalmayacak. Ve inşallah bunun için mücadele edeceğiz. Ama yapmış olduğumuz çalışmalar eğer netice vermezse, biz muhalefet olmaya da, erken seçime gitmeye de, bütün teşkilatlarımızla en hazır parti olduğumuzu herkes bilmelidir. Erken seçim konusunda hiçbir çekincemiz asla söz konusu değil. Kurulduğumuz 14 Ağustos 2001'den itibaren teşkilatların omurgamız olduğunu söyledik. İlk günden yerel seçimlerden, genel seçimlere teşkilatların bize vermiş olduğu destekle tek başına iktidarı, 7 Haziran'da da en büyük parti olma onurunu sizlerle beraber yaşadık. Teşkilatımız sapasağlam ayakta. Erken seçim olduğu anda da en hazır partinin AK Parti olduğunu çok net ifade etmek isterim. Koalisyon görüşmeleri devam ediyor ve nereye geleceğimizi sizlerle birlikte takip edeceğiz. Sayın Başbakanımız ile son yaptığımız toplantıda da, bütün arkadaşlarımızın kanaatini paylaştık. Koalisyon, hükümet, muhalefet ve erken seçim bizim alternatiflerimiz içerisinde ve hiçbir partiye angaje olmadık. Angaje olmadan da devam edeceğiz. Hiçbir siyasi parti mahkum değiliz, hiçbir siyasi partiye mecbur değiliz. Biz sadece milletimizin iradesine mahkum ve mecburuz. Bunun sandığa yansıyan görüntüleriyle vereceğimiz, yapacağımız çalışmalardır. Biz, millete her daim sonuna kadar verdiği kararlara saygı gösterdik, bundan sonrada göstereceğiz" şeklinde konuştu. 

"TÜRKİYE'Yİ KEMİRMEK İSTEYENLERİN BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZE NASIL BOMBALAR KOYDUĞUNU BİLİYORSUNUZ"

Son günlerde Türkiye'de yaşanan olaylara da değinen Çalık, şunları söyledi: "Ramazan Bayramı'nın 4. gününde yaşanılan vaka, Türkiye'yi kaosa götürmek için yapılan saldırıların ilki oldu. Maalesef Şanlıurfa Suruç'ta HDP'li belediyenin bahçesinde bir saldırı yapılıyor, oraya katılan vatandaşlarımızın yaptığı konuşmalar esnasında içeriye bir canlı bomba giriyor. Bir bahçe tasavvur edin, belediye kendi alanını belirlemiş, girişi ve çıkışı belli. Oraya gelen vatandaşların güvenliği için Suruç'a gittiğimizde, hastanelerdeki yaralıları ziyaret ettiğimizde ve oradakilerle yaptığımız konuşmalarda çok net olan hadise şudur; o yere emniyet güçlerinin girmesi istenmiyor. Gösterilen sebep, 'burası tahrik olur, rahatsız olur, biz kendi güvenliğimizi sağlarız' diyorlar. Buna rağmen içeriye canlı bomba girebiliyor ve canlı bombanın yapmış olduğu eylem neticesinde de 32 vatandaşımızı kaybediyoruz. Ve enteresan olan HDP milletvekilleri başta olmak üzere Allah herkesi korusun muhafaza eylesin ama bir tespitte bulunmak adına bunu söylüyorum, HDP'li bir belediyenin kültür merkezinin olduğu yerde Kobani'ye yardım etmek üzere tüm Türkiye'den gelen vatandaşlarımız olduğu söyleniyor. Buna rağmen HDP'li hiçbir yönetici yok. Size çok enteresan gelmiyor mu? Hiçbir milletvekili ya da belediye yetkilisi yok. Çok enteresan bir vaka değil midir? Kimse bunu görmüyor mu? Ve HDP'li yöneticilerin, milletvekillerinin arşa alaya ulaşan yalanları hepimiz tarafından biliniyor. Kobani dahil olmak üzere söylenen cümleler biliniyorken, orada olmamaları çok enteresan. Ve biz 'Kobani'deki kardeşlerimize yardım ediyoruz ve onlara kapılarımızı açıyoruz' dediğimizde de, 'IŞİD terör örgütü' dediğimizde de birilerinin söylemiş olduğu cümleler çok farklıydı. Suruç'ta yaşanan vakada yaralar daha çok tazeyken, daha cenazeler yerden kaldırılmamışken, maalesef Adıyaman'dan şehit haberi geldi. Sayın Başbakanımız ile birlikte şehidimizin cenazesine katıldık. Suruç'ta olayı yapan IŞİD terör örgütü. Aynı gün Adıyaman'da şehidimiz verilirken PKK, ona istinaden yaptığını söylüyor. Kalleşçe, 2 polisimizi ensesinden uyurken vuran PKK, ona istinaden yaptığını söylüyor. Madem siz Suruç'ta yaşanan katliamın intikamını alacaksınız, o zaman masum ve bu ülkenin güvenliği için polis, askerlerden değil, o terör eylemini yapan IŞİD'den almanız gerekir. PKK'nın yapması gereken, 'eğer o gün Suruç'ta bu vaka yaşandı, bunun karşılığını alacağız' diyorsanız, o zaman yapmanız gereken sizin IŞİD terör örgütüyle mücadele etmenizdir. Ama siz ne yapıyorsunuz? Türkiye'nin milli birliğinin ve beraberliğinin ortasına bombayı koyuyorsunuz. Bunu kim yapıyor, PKK yapıyor. Kim yapıyor, IŞİD yapıyor. kim yapıyor, DHKP-C yapıyor. Yüzüne kırmızı maskeleri takarak, eline silahları alarak, savcının başına silah dayayarak, bu ülkenin birliğine kurşun atanlar, DHKP-C'nin terör örgütü olduğunu söyleyemeyen siyasi partiler var. Biz çok net söylüyoruz; IŞİD terör örgütüdür, PKK terör örgütüdür, DHKP-C terör örgütüdür. Ve bunların boyunlarına tasma takanların kim olduğunu da biliyoruz. Bu boyunlarına tasma takılan vatandaşların, insanların Türkiye'yi kemirmek için neler yaptığını da, birliğimize, beraberliğimize nasıl bombalar konulduğunu hepiniz biliyorsunuz."

"İLK KEZ BİR POLİTİKAMIZ OLMUŞTUR"

AKP Malatya Milletvekili Taha Özhan ise, AKP ile birlikte Türkiye'de dış politikanın gündeme geldiğini kaydetti.

Özhan, "Son 13 yılda bizim başlattığımız, sebep olduğumuz, husumete bizim yol açtığımız bir tek alan gösteremezler. Sabah-akşam AK Parti'ye küfür edip, hakaret edip, saldırıp ardından 'AK Parti bize niye böyle davranıyor?, Türkiye bize niye böyle davranıyor?' diyen hasta aktörlerle uğraşıyoruz. Biz iktidara gelene kadar bu ülkede dış politika diye bir başlık yoktu. CHP heyeti ile yapılan görüşmede de gündeme geldi. Dış politika yoktu, olay şeyin ismi dış ilişkilerdi. AK Parti ile birlikte Türkiye dış ilişkilerden, dış politikaya geçmiştir. İlk kez bir politikamız olmuştur. Yerli olmuştur, milli olmuştur ve belli bir çerçevesi olmuştur. Tamda bundan dolayı bitmez, tükenmez bir saldırı dalgasına karşı karşıya kalmışızdır. Ama Allah'ın izniyle bütün bu  kaotik ortama rağmen biz bir şekilde ayakta tutmaya, refahı sürdürmeye, kendi inandığımız şeylerden de taviz vermemeye gayret ettik" diye konuştu.

"TEŞKİLATIMIZI ZİNDE TUTMAK DURUMUNDAYIZ"

Özhan, koalisyon görüşmelerinin sürdüğünü ancak erken bir seçim olması halinde de teşkilatların hazır tutulması gerektiğini ifade ederek, "Şuanda kaotik bir dönem yaşıyoruz. Ama şuandan emin olunmalı ki, Türkiye'ye düşmanlık yapan, özellikle bu son gelişmeler bağlamında Kürtlere düşmanlık yapar. Türkiye'ye düşmanlık yapan, Suriye'deki Kürtlere düşmanlık yapar. Türkiye'ye düşmanlık yapan, Irak'taki Kürtlere düşmanlık yapar. Dönüp dolaşıp Kürt meselesi üzerinden Türkiye'ye kim düşmanlığa niyetlenirse, emin olun bu ayaklarına dolaşır. Özellikle de Kürtlere maliyet olarak yansır. Bu şekilde konuşmak bile bizim zorumuza gidiyor. Ama bir şekilde kendisine 'Kürt siyasi hareketi' diyen, yani Kürt olmanın da patentini kendince nereden alıyorsa aldığını düşünen ama sadece Kürt kardeşlerimizin bir kısmının desteğini arkasına alabilen, vaat ettiği tek şet kaos, kriz ve terör olan bir aktörle karşı karşıyayız. Biz, bu aktörle gerçekten yüzleşmek durumundayız. Bununla yüzleşirken de Doğu ve Güneydoğu'da, bölgemizde Türkler ile Kürtlerin kader ortaklığının ne anlama geldiğinin altını çok net bir şekilde çizerek aktarmak durumundayız. Dolayısıyla bu gelişmelerin akabinde Kürtler diye başlayan cümlelerimizin çok az sayıda olması lazım. Çok daha fazla birliğimize, dirliğimize ehemmiyet göstermemiz gerekiyor. Ve yeniden dönüp o bölgede Güneydoğu'da, Doğu'da gerçekten bu temsili en güçlü hale getirmemiz gerekiyor. Çünkü bu aktörün yani HDP'nin aldığı oy oranına rağmen normalleşmekte zorlanacağını görüyoruz. Millet dedi ki, 'sana barajı da geçirtiyorum, tüm sıkıntılarıyla beraber, bütün baskılarıyla beraber ama senden beklentim de normalleşmen.' Bu aktör bir türlü normalleşemiyor. Bir hastalık var, yalan söyleme hastalığı. Bu hastalığa müptela olanlar sürekli yalan söylerler. Bir yalanı da başka bir yalanla devam ettirirler. Bunun tedavisinin basit bir yolu vardır. Doktora gittiklerinde ilk söyledikleri şu olur; 'size bir güven ortamı hazırlayalım, insanlara güvenin.' Eğer bu güven ortamına da cevap vermezse hasta, iş kontrolden çıkar. Sonucunda intihara kadar gider. HDP, bir yalan söyleme hastalığına tutuldu, uzunca bir zamandır. PKK dediğimiz hareket, zaten dezenformasyonla var olabiliyor. Ama artık sınırı aştı. Demirtaş'ı görüyorsunuz. Yalanın bir sınırı var. Dezenformasyonun da bir sınırı var. Sistematik yalana dönüştü. Millet bu güven ortamını yüzde 13 ile kendilerine sağladı. Dedi ki, 'alın yüzde 13'ü sakin ol, bu kadar yalan söylemeye gerek yok, bu kadar silahların altında ezilmeye gerek yok. Normalleş, ben de rahatlayayım, Türkiye'de rahatlasın.'Ama ortaya çıkan netice tam tersidir. Elinin tersiyle bu opsiyonu itmek için, ne yapması gerekiyorsa maalesef onu yapıyor. İnşallah değişir ama değişmez ise bu işin sonu siyasal intihar. Eğer bu süreç yaşanacaksa, yine bu tahribatı temizleyecek ve tedavi edecek olan AK Parti'dir. Biz, bunun bilinciyle bu koalisyon görüşmelerini neyle sonuçlanırsa sonuçlansın bir erken seçim ihtimaline karşı hazır olmak kaydıyla yeniden kendi bölgemizde, Malatya'da ve etrafında dinç ve hazır bir şekilde teşkilatımızı zinde tutmak durumundayız. Önümüzdeki süreç en hayırlısı neyse o olsun ama erken seçim meselesinin de hiç gündemimizden çıkmadığını, bu ortamda da çıkmayacağını hatırlatmak istiyorum" şeklinde konuştu. 

"CIRCIR BÖCEĞİ GİBİ CIZIR CIZIR EDİYOR"

AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin ise, 7 haziran seçiminde yedi düvele karşı mücadele ettiklerini söyledi. 

Şahin, "Kayıt içerisinde yer alan CHP'si, HDP'si, MHP'si ve bunun dışında kayıt dışı siyaset yapmaya çalışan, bunlara yön vermeye gayret gösteren, bu ülke üzerinde maalesef bu ülkenin güzel insanlarının geleceği için hedefleri olmayıp, almış oldukları görev icabı başta paralel örgüt olmak üzere, DHKP-C'si, PKK'sı irili ufaklı bütün gruplar, AK Parti'ye karşı mücadele ettiler" diye konuştu. 

Çözüm partisi olduklarını dile getiren Şahin, "Bizsiz, hiçbir şey yapma şansları zaten yok. Onlar hep konuşacaklar, bizler icraat yapmaya çalışıyoruz. Bizim ölümüz bile, bunların yüzde 60'lık bir blok diye oluşturdukları, başta Pensilvanya'da dahil hepsinin birden diri olan dönemlerinden daha iyiyiz" diye konuştu. 

Malatya'da 5 milletvekili ile karınca misali harıl harıl çalıştıklarını kaydeden Şahin, "Karınca dünya kadar iş yapar, hizmet yapar hiç kimsenin haberi olmaz. Ama birileri var, bakarsınız özellikle her hizmete engel olmaya çalışır. Birileri kalkmış cırcır böceği gibi cızır cızır edip, duruyor" dedi. 

"BU SIKINTILARI ÇOK KISA SÜREDE ATLATIP, YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"

AKP  Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, "Ülkemizi bir kaosun içerisine sokmaya çalışanlar, anarşiyi, terörü siyasete malzeme edenler, kandan beslenenlere gün doğduğu zamanları yaşıyoruz. Ama bizler biliyoruz ki, milletimiz, sizler güçlüsünüz inşallah bunları çok çabuk atlatacağız. Nice badirelerden geçtik, bu gibi sıkıntıları da çok kısa zamanda atlatıp, yolumuza devam edeceğiz" dedi. 

AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar, seçim sonucunu doğuran onlarca bileşen olduğunu ifade etti. 

Yaşar, bir sonuç aldıklarını ama bu sonucun mağlubiyet olmadığını ancak galibiyet olmadığını kaydetti.

"HEDEF VE AMAÇLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ"

AKP Malatya İl Başkanı Hakan Kahtalı ise, seçimlerden sonra ilk İl Danışma Meclisi Toplantısını yaptıklarını ifade etti. 

Kahtalı, bir seçim sürecini geride bıraktıklarını belirterek, seçim çalışmalarında emeği geçen herkese teşekkür etti. 

Yüzde 41 ile Türkiye'de 10. seçimden birinci parti olarak çıktıklarını anımsatan Kahtalı, 18 milletvekili eksiğiyle tek başına iktidar olma sürecinin ardından koalisyon sürecinin göründüğünü ifade etti. 

Kahtalı, AKP'nin 13 yılda elde etmiş olduğu kazanımların olduğunu belirterek, "Bu kazanımlardan ne bir adım geri atarız ne de hedef ve amaçlarımızdan vazgeçeriz. Bu hedef ve amaçlarımız, ülkemizin geleceği, milletimizin menfaati için oluşacak amaçlar" dedi. 

Koalisyon görüşmelerinin devam ettiğini anımsatan Kahtalı, "Koalisyon görüşmeleri devam ederken, elbette bu olmazsa olmaz şart değil. Ama bununla beraberde şartları zorlayarak, son bir hafta içerisinde ülkemizde bir kaos ortamı oluşturmak için gayret gösteren dış mihraklarla, içteki öğelerin işbirlikçileri ile yapmış oldukları ülkeyi sıkıntıya sokmak için çalıştıkları bir dönemi yaşıyoruz. İnşallah bu çözüm süreci, seçimden öncede bizim defalarca dile getirdiğimiz, bizim için 7 Haziran seçimleri çözüm sürecinin devam etmesi için, ülkedeki milli birlik ve beraberliğin devam etmesi, huzur ortamının devam etmesi için çok önemli olduğunu söyledik. Paralel yapıyla mücadelenin devam etmesi gerektiğini söylemiştik. Sivil bir anayasa yapabilmek için bu desteğin verilmesi gerektiğini söylemiştik. Ama maalesef şartlar bunu getirmedi. Tek başına iktidar kurma yetkisi partimize verilmedi" ifadelerini kullandı. 

"ÜLKE OLARAK ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ"

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır da, ülkenin zor bir süreçten geçtiğini dile getirdi.

Ülkede siyasi ortamın gerildiği bir süreçten geçildiğini kaydeden Çakır, "Bu topraklarda, bu kadar hainin yetiştiğini ve bunların farklı maskeler altında yuvalandığını hep birlikte gördük" dedi. 

Çakır, Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu belirterek, "Güçlü bir yapımız var. Seçim sonuçları ne olursa olsun, AK Parti halen görev başında. Süren ne olursa olsun, birlik ve beraberliğimiz, duruşumuz çok önemli" ifadelerini kullandı. 

Çakır, Malatya Büyükşehir Belediyesi olarak şehrin geleceğine yönelik, 50 yılını planlayan adımlar atarak, yollarına devam ettiklerini de sözlerine ekledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız