SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İşte Vefa Bu..

A- A+ PAYLAŞ

Bir trafik kazası sonucu genç yaşta kaybettiğimiz, işadamı hemşehrimiz Celal Birsen'in ölümünün ardından  "insanlığı, adamlığı, vefası, dostluğu" konuşulurken, adının Gelibolu'da bir caddeye verileceği bildirildi.

 

Memleketi olan Malatya'da, Malatyaspor konusundaki kısır çekişme ve küçük hesaplar yüzünden, "nitelikli insanları Malatya ile ilgili platformlarda görmek istemeyenlerin" destek verdiği "bezdirme, uzaklaştırma" çabaları sonucu görevi bırakmak zorunda kalan Hikmet Tanrıverdi başkanlığındaki yönetimin iki numarası olan Celal Birsen'in ölümünün ardından, bu nitelikli insan için  Gelibolu'dan bir "vefa" haberi geldi.

 

Birsen'in dostu olan Gelibolu Belediye Başkanı Cihat Bingöl, Birsen ailesine yaptığı taziye ziyareti sırasında, Gelibolu'da bir caddeye Celal Birsen'in adının verileceğini ve bu ismin sonsuza kadar yaşatılacağını bildirdi.

 

Bu önemli Malatyalı için, Malatya Belediyesi ile Ticaret ve Sanayi Odası bir başsağlığı mesajı dahi yayınlama nezaketi göstermezken, cenaze töreninde, cami avlusunu "Gelibolu Seni Unutmayacak" afişleriyle donatan Gelibolu Belediyesi'nin bu jestleri, acılı günde Birsen dostları için bir nebze teselli oldu. (İkinci fotoğrafta-www.gelibolum.com)

 

Gelibolu Belediyesi'nin bu yaklaşımının nereden kaynaklandığının öyküsü de, hem Celal Birsen'in hem de Gelibolu Belediye Başkanı Cihat Bingöl'ün yollarının ne zaman, nasıl kesiştiği ve "adamlığın ne olduğu" sorusunun yanıt bulduğu bir öykü.

 

Bunu da, Sabah Gazetesi'nin yazarlarından Yavuz Donat, "Bir Varmış, Bir Yokmuş" başlığıyla yazdı.

 

İşte o yazı..

 

***

"Bir varmış bir yokmuş
Sene 1980... ÇanakkaleGelibolu' da bir akşam vakti.
Otobüs terminalinde "hüngür hüngür ağlayan" bir anne.
Ve yanında "gözü yaşlı kızı."
Oradan geçmekte olan "Halk Bankası Şefi Cihat Bey" sorar:
- Teyzeciğim neden ağlıyorsun?
- Oğlum Celal Gelibolu'da Zincirbozan Kışlası'nda asker... Malatya'dan buraya, onu görmeye geldik... Ama ihtilal oldu... Askerleri kışladan çıkarmıyorlar... Celal'imi görmeden dönüyoruz... Ona ağlıyorum.

Halk Bankası Şefi Cihat Bey "tanıdığı bir Binbaşı'yı" arar.
O gece "anne-oğul-kızkardeş" buluşurlar.
Ağlaşırlar. Banka Şefi Cihat Bey dayanamaz, o da ağlar.

"Anne" sevinç içinde Halk Bankası Şefi Cihat Bey'e der ki:
- Artık sen de benim oğlumsun.
"Asker" Celal, Cihat Bey'in boynuna sarılır:
- Bundan sonra kardeşiz.

Aradan yıllar geçer.
Banka Şefi Cihat Bey "Gelibolu Belediye Başkanı" seçilir... Cihat Bingöl.
"Asker Celal" de terhisten sonra gece gündüz demez çalışır, kazanır ve "Şemsiye Kralı" olur... Celal Birsen.


Cihat Bingöl 10 yıldır Belediye Başkanı.
Gelibolu'da 9 yıldır "Sardalya Festivali" düzenliyor. Festivallerin "ana sponsoru" Celal Birsen. Bir yıl Gelibolu'ya Ebru Gündeş' i getirdi, bir yıl Sibel Can' ı.
İbrahim Tatlıses' i, Petek Dinçöz' ü, Seda Sayan' ı. Gelibolu Festivali süresince "binlerce kişiye şemsiye dağıttı."

Belediye Başkanı'ndan "muhtaçların... Hastaların... Şehit ailelerinin" listesini aldı.
"Onlara yardım etmek istiyorum" diye. Ve yardımı da "kimseye duyurmadı."

Gelibolu'da "bütün bunları... Malatyalı Celal Birsen'in Gelibolu için yaptıklarını" duyunca...
Celal Birsen'den bahsettik. Hemen aradı.
"Uygun zamanımızda" Ankara'ya, ziyaretimize gelecekti.
Uygun zaman "bugünlerdi."


Celal Birsen yağmurlu bir günde, trafik kazasında öldü. Türkiye, önemli bir işadamını kaybetti. Malatya "bir evladını."
Tabii "Gelibolu da."
Huzur içinde yatsın. "

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız