SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"İyinin Yanında Olun"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:56:29
A- A+ PAYLAŞ

Milliyetçi Hareket Partisi Malatya Milletvekili Doç. Dr. Şinasi Kazancıoğlu, seçim çalışmaları kapsamında ziyaret ettiği Sarıcıoğlu Mahallesi'nde yaptığı konuşmada, Malatya halkının talep ettiği hizmetlerin gelmesi ve Türkiye'nin millî çıkarlarının korunması ve ülkenin huzur iklimine kavuşması için partisinin TBMM'de güçlü bir şekilde temsil edilmesi gerektiğini vurguladı. Kazancıoğlu, "Cenab-ı Allah, bizlere akıl vererek bizi davranışlarımızdan dolayı sorumlu tutuyor. İslâm alimleri, 'aklın zekatı' kavramına vurgu yapar ve aklın zekatının 'Hem iyi olmak, hem de iyinin yanında bulunmak' şeklinde açıklar. Biz, ülkemiz için dinimizin, ahlakımızın ve hukukumuzun 'iyi' olarak nitelediği değerlerin temsilcisi olduğumuza inanıyoruz ve iyi olana desteğe davet ediyoruz” dedi.

MHP Malatya Milletvekili Adayı Şinasi Kazancıoğlu'nu misafir eden Sarıcıoğlu Mahallesi Muhtarı Şinasi Sucu ise, "Muhtarlıklar demokrasimizin kılcal damarlarıdır ve siyasetten bağımsız olarak faaliyet yürütürler. Bu nedenle, seçime giren ve halkla buluşmak isteyen tüm siyasi partilere kapımız açıktır. Çünkü hepsine eşit mesafedeyiz. Daha önce burada AK Parti adaylarını, CHP adaylarını da misafir ettik. Bugün de Ankara bürokrasisinde önemli görevlerde bulunan ve MHP Malatya Milletvekili adayı Sayın Şinasi Kazancıoğlu'nu misafir ediyoruz" dedi. 

Sarıcıoğlu Mahallesi'nde mahalle sakinleriyle buluştu

MHP Malatya Milletvekili adayı Doç. Dr.Şinasi Kazancıoğlu, Cumartesi günü Sarıcıoğlu Mahallesi'nde mahalle sakinleriyle buluşarak, 1 Kasım seçimlerine yönelik görüşlerini anlattı, halktan MHP'nin başarısı için destek istedi. Sarıcıoğlu Mahallesi Muhtarı Şinasi Sucu ve mahalle sakinleri tarafından karşılanan Şinasi Kazancıoğlu burada yaptığı konuşmada, iyi ve erdemli olan insanların şehir ve ülke yönetiminde söz sahibi olmasının önemine değindi.

Kazancıoğlu şunları söyledi:“Belediye başkanlığı seçimi kampanyası sırasında çok sık karşılaştığımız bir durum vardı. Gittiğim birçok yerde "Şinasi bey sen, yöneticilik becerisi bakımından, ahlaki bakımdan, tecrübe bakımından çok iyisin ama kazanamazsın". Ben de "Sevgili kardeşim, sen benim kazanıp kazanmayacağımın hesabını şimdiden yapma. Sen bana madem 'Çok iyisin' diyorsun, öyleyse sen oyunla iyinin yanında ol, gerisi kolay. Kazanmak kolay, sen yeter ki, dinen, ahlaken, hukuken iyinin yanında ol. Sen yeter ki doğru istikamette ilerleyenlerle aynı safta ol" diyordum.  Çünkü dinimiz de, ahlakımız da, hukuk da, 'Kim iyi ise' onun yanında olmayı emrediyor. En iyisi ben isem, sahip olduğumuz ahlak benim yanımda olmanız gerektiğini söylüyor.

Bakın, Cenab-ı  Allah diyor ki "Hem iyi olacaksın, hem de iyinin yanında olacaksın". Yine evrensel hukuk da diyor ki, "Hem iyi olacaksın hem de iyinin yanında olacaksın." Hem dinen, hem ahlaken, hem de hukuken iyi olmak ve iyinin yanında olmak zorundayız.”

"Aklın zekatı iyinin yanında olmak, iyi olanı desteklemektir"

Allah bize sağlık vermiş. Sağlığımızın zekatı sağlıklı bedenimizle Allah yolunda hayırlı işler yaparak verilmiş olur. Varlığımızın zekatı ise yoksula, muhtaç olana şov yapmadan yardım elimizi uzatmaktır.  Cenab-ı Allah herkese sağlık vermemiş, herkese maddi zenginlik vermemiş. Ama Yüce Allah'ın herkese verdiği bir şey var: Zengin-fakir demeden, siyah-beyaz demeden hepimize akıl-fikir vermiş. Doğuşumuzdan itibaren bizimle birlikte gelişen bir aklımız, fikrimiz var. Bundan dolayı da, sağlığımızın ve varlığımızın olduğu gibi aklın zekatı da var. Aklın zekatı var. İmam-ı Maturidi ve Malatyalı hemşehrimiz, büyük mutasavvıf Niyazî-i Mısrî aklın zekatının diğer zekatlardan çok daha önemli olduğunu söyler. Allah akıl vererek bizi sorumlu kılıyor. Bu sorumluluğumuzun gereği olarak ahirette, o büyük hesap gününde Allah'ın bize bahşettiği bu büyük nimetin hesabını vereceğiz. Yani aklımızı doğru işler için kullandık mı? Aklımızı hayırlı işler yolunda, salih ameller için seferber ettik mi?  Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'in birçok ayetinde "Hiç akletmez misiniz?" diye bizlere hitap eder...

Öbür türlü düşünürsen ticari hukuka, ticari matematiğe giriyor. Kar zarar hesabına giriyor. Dinde, ahlakta, hukukta ticari matematik, kâr - zarar hesabı yapılır mı?

"Malatya'nın bu defa sorgulayacağına ve halkımızın bu defa bana referans olacağına inanıyorum"

Onun için ben Malatya'nın bu defa gerçekten sorgulayacağına inanıyorum. 1 Kasım'da yapılacak seçimde vereceğiniz destekle bana referans olacağınıza gönülden inanıyorum. Şayet sizin desteğinizle ben bu şerefli görevi üstlendiğimde Ankara'da sorunlarınızı bizzat ve yerinde takip edecek bir kardeşiniz olacak. Ankara'da hiç çekinmeden, rahatlıkla başvuracağınız bir kapınız olacak. O kapı sizin için ardına kadar açık olacak.

"Geçmişimi araştırın, bir yanlışımı bulursanız destek vermeyin"

Geçmişimi araştırın, Allah nasip etti, devletin çok önemli kademelerinde görev yaptım. Araştırın, yanlış bir işim, devletime, milletime karşı doğru olmayan bir hareketim, ahlakî olmayan bir davranışım varsa yanımda olmayın. Fakat bunlar yoksa -ki yoktur- bana referans olun ki Malatya’mıza, bu güzel ülkemize hizmet edelim hep birlikte.

"AKP Malatya'da dayatmacı bir sistem kurdu"

AKP’nin Malatya'da halkın değil, belirli ve birkaç grubun çıkarlarına hizmet etmek üzere dayatmacı bir sistem kurduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Şinasi Kazancıoğlu, "Malatya'da ticaret bir grubun elinde, idari sistem birilerinin elinde, siyaset yine bir grubun elinde. Halkı dışlayarak, toplumu yok sayarak siyaset yapılabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi?” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız