SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kabul Edilemez"

A- A+ PAYLAŞ

 
AKP Malatya Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi  Cemal Akın, Fransa Ulusal Meclisi'nde 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını reddetmeyi suç sayan yasa tasarısının kabul edilemez olduğunu söyledi.
 
“Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Türk ve Müslüman düşmanlığı üzerinden seçim kazanma hırsı içine girmiştir” diyen Akın, “Bu ırkçı, ayrımcı, İslam karşıtı tutuma yönelik olarak Başbakanımızın da açıkladığı gibi ilk aşamada tedbirlerimizi aldık. Alınan bu kararlar Başbakanımız tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Fransa’nın bu tutumu devam ettiği sürece, tedbirlerimiz de aşama aşama kararlılıkla uygulanacaktır” ifadelerini kullandı.
 
Akın konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Fransa kendi dışındaki insanlara ve düşüncelere her zaman kapalı kalmıştır. 20’inci yüzyıl içerisinde dökmüş olduğu kanlar hala kurumamıştır. Kuzey Afrika Müslümanlarına soykırım uygulamıştır. Afrika’daki Raunda ve diğer ülkelere soykırım uygulamıştır. Fransa, ulaştığı her yerde soykırım uygulamıştır. 
 
Fransa her zaman kanla kinle soykırımla anılacaktır. Bu psikolojiyle suçlama gayreti içerisindedir. Anadolu kurtuluş hareketinde Fransa’nın işgal ettiği illerimizde bunun acı örneklerini yaşayarak biliyoruz. Tarih boyunca çoğu zaman Fransa bu şekilde düşük yüzüyle kendini göstermiştir. Türk-İslam coğrafyası Fransa’nın düşük yüzüne yabancı değildir. Bütün millet olarak yapılan işin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ifade ediyoruz.” 
 
TÜRK EĞİTİM SEN..
Türk Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı Ekrem Şenol da, Fransa parlamentosunun çıkardığı yasaya tepki gösterdi ve şu açıklamayı yaptı:
 
"Aziz milletimizin şanlı tarihine leke sürme cüretini gösteren kendi tarihlerinden bi haber olan Fransa Hükümetini Türk Eğitim Sen olarak şiddetle ve nefretler kınıyoruz.
Her fırsatta düşünce ve ifade özgürlüğünden bahseden; Türkiye’de askere, sivile, beşikteki bebeğe kurşun sıkan bölücü Pkk terör örgütünün finansmanını sağlayan onları eğiten besleyen Fransa ve emperyalist Avrupa ülkeleri ve ağababaları ABD ve Ermenilerin gölgesi gibi çalışan İsrail nedense Müslüman ülkelerin güçlenmesine özgürleşmesine tahammül edememekteler. Sözde Ermeni soykırımının gerçek olmadığını kanıtlayan Türk tezi ifadelerinin yasaklanması” üzerine kurulan tasarıyı şiddetle reddediyoruz.  Fransız tarihçilerin de çeşitli platformlarda ifade ettiği gibi tarihin, bir parlamentonun politik oylarıyla ve Ermeni lobisiyle değiştirilemeyeceği açıktır.  Şimdilerde Fransız Meclisinin bu son tasarısı ile Fransa’daki hiç kimse, “Türk tarafının bir katliam yapmadığını” iddia dahi edemeyecektir. Fransızların bu kararlarının, İnsan Hakları Sözleşmesinin temelleriyle çeliştiği de açıktır. Buradan Fransa’ya diyoruz ki; bu tip suni ve politik gündemler yaratarak, İnsan haklarına aykırı kanunlar çıkartarak, ne gerçekleri ne de tarihi değiştirebilirsiniz. Türk milleti bu haksızlığın hesabını mutlaka sorar. Pek çok uluslararası tarihçinin de önceden belirttiği gibi savaş halinde Fransız tasarısının aksi olarak o dönemlerde 523 bin Türk ve Müslüman insan hayatını kaybetmiştir. Ayrıca “katliam” yasal bir terim olarak bir suçu tanımlamaktadır. Ne Uluslararası Adalet Divanı ne de Türkiye’deki diğer yetkili mahkemeler, Türkleri bu şekilde suçlayamaz. Yetkili bir mahkemenin kararı olmadan bir suçun, bir millete, bir gruba veya şahsa mâl edilmesinin adı yalandır, iftiradır. Bu nedenle Fransız hükümetini, doğru adım atmaya çağırıyoruz. Ülkemize ve milletimize demokrasi dersi vermeye kalkanların ve sözde Ermeni soykırımı hakkında aleyhimizde karar alan ülkelerin, ellerindeki soykırım kanı daha kurumamıştır. Bu nedenle de böyle bir yasa tasarısını parlamentolarına kadar getirebilme talihsizliğini göstermişlerdir. 
  
Kendini sütten çıkmış ak kaşık sanan Fransızlar ise tarihin karanlık sayfalarına, uzun süreli Afrika Katliamlarıyla geçmiştir. 1954-1962 arasında gerçekleştirilen büyük bağımsızlık savaşında Fransız işgalciler bir buçuk milyon Cezayirliyi hunharca katletmişlerdir. Fransa, bu tarihlerde Gine, Kamerun, Gabon, Çad ve Benin gibi diğer Afrika ülkelerinde de benzer katliamlar gerçekleştirmiştir. Fransa’nın yalnızca Ruanda’da katlettiği insan sayısı 800 bindir. 
 
Bu katliamlar, Ortaçağ'ın karanlık zihniyetiyle değil 20. yüzyılın yani modern çağın felsefesiyle, insan hakları, uluslararası hukuk gibi kavramların bütün dünya kamuoyunun dilinden düşürmediği bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Bu zihniyet; nasıl ki aldığı mahkeme kararı ile dünyanın döndüğü gerçeğini gizleyemediyse, Türklerin Ermenilere soykırım yapmadığı gerçeğini de gizleyemeyecektir. Fransız meclisinden geçen bu kararın parlamentoda da onaylanması durumunda Türk milleti olarak Fransız mallarını almak bir yana sınırlarımızdan bile geçmesine tahammül etmeyeceğiz."
 
BEM-BİR SEN'DEN..
Bem-Bir Sen Malatya Şube Başkanı Hanifi Acar da Fransa'ya şu açıklamayla tepki gösterdi:
 
"Tarih tarihciler tarafından değerlendirilmelidir, Fransız parlamentosu siyasi çıkarları için olmayan ahlaki değerlerini hiçe sayarak kendi kanlı tarihlerini görmezden gelip 1915 de yaşanan sıkıntıları; Cezayir ve birçok Sömürge hegomenyası kurdukları yerlerdeki kanlı katliamlarıyla karıştırmış olmalılar ki; bu ucuz siyasi kararlarıyla Milli şairimizin yıllar önceki dizeleri de anlattığı yüz ve tavırlarını tescillemişlerdir.
Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un yıllar önce yazdığı dizelerinde;

Tükürün Ehl–i Salib’in o hayasız yüzüne

Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün!”

demişti. Bizlerde Milli şairimizin düşünce ve fikir yolunda bu tavır ve tutumu benimseyen herkimse “hayasız yüzüne” tükürmeyi görev ediniyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız