SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kadıoğlu Hoca'nın Ardından

A- A+ PAYLAŞ

Bayram Murat ASMA (*)

 

Her ölüm zordur. Zira ayrılıkların en çaresiz ve en dayanılmaz olanı ölümdür. Geride kalanlar için yaşı ne olursa olsun her ölüm erkendir. Malatya Kayısıcılığı’nda derin izler bırakan hemşehirimiz Ziraat Yüksek Mühendisi Ruhi Kadıoğlu Hocamızın geçen hafta vefat haberini alınca büyük üzüntü duydum. Kayısı Dosyasının bu haftaki yazısını Ruhi Hoca’ya ayırmak benim için bir artık görev haline geldi.

 

1935 Yılında Malatya’nın Arapgir ilçesinde doğan Ruhi Kadıoğlu, ilk ve orta öğrenimini Arapgir’de, liseyi Eskişehir’de tamamladı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bağ-Bahçe Bölümü’nden 1960 yılında mezun olduktan kısa bir süre sonra Malatya Kayısı İstasyonuna asistan olarak tayin oldu. Bu kuruluşta önce işletme şefi, sonra müdür muavini ve müdür olarak görev yaptı.

 

İşini seven ve aynı zamanda iyi bir araştırmacı olan Ruhi Kadıoğlu 1964–1971 yılları arasında “Dona Mukavim Geç Çiçek Açan Kayısı Çeşitlerinin Aranması” projesini yürüttü. 1973 yılında FAO tarafından desteklenen projede beş kişilik bir heyet ile İtalya, Fransa ve Almanya’yı kapsayan bir ay süreli teknik gezide meyvecilik konusunda incelemeler yaptı.  

 

Yürütücüsü olduğu “Ülkesel Kayısı Seleksiyon” projesi kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki kayısı üretim alanlarını defalarca dolaşarak seleksiyon ıslah çalışmaları yaptı. Bu bölgede ıslah ettiği kayısı çeşitleri ve daha önceden var olan kayısı çeşitleriyle birlikte Malatya’da ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde “Kayısı Adaptasyon Projelerinin” başlatılmasına öncülük etti. Yine aynı yıllarda “Malatya’daki Bazı Kayısı Çeşitlerinin Anaçlık Özelliklerinin Araştırılması” projesi ile Hacıhaliloğlu kayısı çeşidi için en uygun anaç veya anaçlarının tespit edilmesi konusunda çaba harcadı.

 

1983 Yılında müdürlüğünü yaptığı Malatya Zirai Araştırma İstasyonu’ndan kendi isteği ile ayrılan Kadıoğlu, Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü Bağ–Bahçe Grup Başkanlığı’nda mühendis olarak çalıştı. 1984 Yılında Proje ve Araştırma Dairesi Islah-Şube Müdürlüğü’ne atanan Kadıoğlu, burada sekiz yıl şube müdürü olarak görev yaptı. 1991 Yılında Tarım Bakanlığı Meyve-Bağ Şube Müdürlüğü’ne getirilen Kadıoğlu bu görevinden 1999 yılında kendi isteği ile emekli oldu.  

 

Ruhi Hoca, otuz sekiz yıllık meslek yaşamının yaklaşık yirmi iki yılını Malatya’da kayısı ile ilgili çalışmalara adamıştır. Bu çalışmalar sırasında başta Soğancı, Kadıoğlu, Kabaaşı, Adilcevaz serisi olmak üzere daha birçok kayısı çeşidinin ıslah edilmesi ve koruma altına alınması için yoğun çaba harcamıştır. Ruhi Bey, Malatya’da mühendis, araştırıcı, müdür muavini ve müdür olarak görev yaptığı yirmi iki yıl süresince hoşgörülü ve mütevazı kişiliği, kayısı konusundaki bilgi ve tecrübesiyle haklı bir itibar kazanmıştır. Malatya’da kurutmalık kayısı tarımının yaygınlaştığı 1970’li yıllarda kayısı bahçelerinin modern usullerle kurulması için çok çaba göstermiştir. Meyvecilik tekniklerini kayısı üreticilerine aktaran iyi bir yayımcı olan Kadıoğlu Malatya Kayısıcılığı’nın gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır.

 

Ruhi Hocayla tanışmamız oldukça eski olup geçmişi 1980’li yıllara dayanmaktadır. Malatya Tarım Meslek Lisesi’nde öğrenci iken Ruhi Bey üst sınıfların meyvecilik dersine girerdi. Hocayla tanıştıktan sonra geçen otuz yıllık süreçte kayısı konusunda çok şey paylaştık, çok şey konuştuk. Her 2–3 ayda bir kez Ruhi Hocayı telefonla arar, Malatya Kayısıcılığı’nın geçmişi hakkında sorular sorar, sohbet ederdik. En son Mart 2011’de telefonda Kabaaşı kayısı çeşidinin ıslah öyküsünü konuşmuştuk. Bıkmadan, usanmadan bana kayısının 1960–1980 yılları arasındaki serüvenini, bilinmeyenlerini anlatırdı. Hoca, sadece Malatya Kayısıcılığı’na mı hakimdi? Elbette hayır. Ülkemizin önemli kayısı üretim alanlarından Nevşehir, Mut, Iğdır, Adilcevaz’a defalarca gitmiş, bu bölgelerin kayısılarını incelemiş, bilimsel çalışmalar yapmıştı. Ruhi Hoca, Malatya ve Türkiye Kayısıcılığı ile ilgili günümüzden 50–60 yıl öncesine ait hiçbir yerde bulamayacağım çok özel bilgileri bana anlatmaktan büyük memnuniyet duyduğunu hissederdim. Mesela, Ruhi Bey ile 2008 yılında yapılan bir röportajda kayısı konusundaki bilgilerinin İnönü Üniversitesi tarafından arşivlendiğini Mersin Gazetesi’nden Selahaddin Akkuş beye anlatmış, röportaj 19 Ağustos 2008’de söz konusu gazetede yayınlanmıştı.

 

Ruhi Hoca’ya şu an baskıda olan  “Her Yönüyle Kayısı” kitabında küçük bir sürpriz hazırlamış, Ruhi Beyin 1970’li yıllarda selekte ettiği “Kadıoğlu” kayısı genotipine kitapta yer vermiştim. Gelecek yıllarda yeni geliştirdiğim sofralık ve kurutmalık kayısıları Ruhi Beye gönderip fikrini almayı planlıyordum. Ruhi Hocayla konuşacağımız daha pek çok şey vardı, ancak ecel gelip çatınca yapılacak bir şey, söylenecek söz kalmıyor.

 

Gidenin arkasında konuşmak, yazı yazmak zordur. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ziraat Yüksek Mühendisi Ruhi Kadıoğlu Malatya Kayısıcılığına yaptığı katkılar nedeniyle Malatyalılar tarafından unutulmayacak ve ismi hep rahmetle anılacaktır. Ruhun şad, mekânın cennet olsun hocam...

 

…

 

        22 Nisan’da Ankara’da Yaşamını Yitirdi

      

       76 yıllık yaşamının önemli bir bölümünü Malatya Kayısıcılığı’na adayan Ziraat Yüksek Mühendisi Ruhi Kadıoğlu safra kesesindeki bir şikâyet ile Ankara'da yattığı hastanede 22 Nisan 2011 tarihinde yaşamını yitirdi. 23 Nisan’da Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. 2’si kız, 3 çocuğu olan Ruhi Kadıoğlu’nun eşi Pervin Kadıoğlu da uzun yıllar Malatya Gazi İlköğretim Okulu’nda öğretmen olarak görev yaptı.

______

 

(*) Doç.Dr.,

İnönü Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi

Biyoloji Bölümü Malatya

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız