SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kalahari'de 250 Km.'yi Koşarak Tamamlayacak

0
Güncellendi - 2017-11-02 01:56:38
Kalahari'de 250 Km.'yi Koşarak Tamamlayacak
A- A+ PAYLAŞ

“Takım elbiseli koşucu” olarak tanınan Malatyalı atlet Bilal Gül, Güney Afrika’nın Kalahari Çölü’nde başlayan Kalahari Çölü Ultra Maratonu’nda Türkiye’yi temsil ediyor.

Bilal Gül, dünyada yalnızca 100 kişinin katıldığı ve dünyanın en sıcak 5 çölünden biri olan Güney Afrika’nın Kalahari Çölü’nde düzenlenen maratonda Türkiye’yi temsil ediyor. Bilal Gül, yarışmacıların 250 kilometre koşacağı maratonda her gün farklı takım elbisesi ve Türk bayrağı desenli kravatı ile koşuyor. Bilal Gül, 7 gün sürecek olan yarışın dördüncü gününde mücadelesine devam ediyor. Gül, yarış öncesinde yaptığı açıklamada, “Bir Kistik Fibrozis hastası ve ailesi nasıl tüm zorluklara katlanabiliyor ise ben de kızgın kum çöllerinde tüm zorluklara katlanarak 250 kilometreyi takım elbise ve 15 kilogram sırt çantası ile koşacağım” demişti.

Kalahari Çölü Ultra Maratonu’nun temel özelliği, “kendine yeterlilik yarışı” olarak biliniyor. Yaklaşık 50 derece sıcak hava ve kızgın kumlarda, başta zehirli yılanlar olmak üzere vahşi çöl hayvanları ile de mücadele edilirken, yarışın hiçbir anında içecek ve su bulunmuyor. Sporcunun, 7 günlük süre içinde tüm yiyecek, giyecek, teknik ekipmanları ve içecek suyu yarış boyunca taşıyacağı 15 kilogramlık sırt çantasında bulunuyor. Dışarıdan hiçbir yardım almadan koşulan yarışta, en küçük bir hatada ise sporcu yarıştan men ediliyor.

Takım elbiseli koşucu Bilal Gül’ün hikayesi

1982 Malatya doğumlu Bilal Gül’ün hikayesi, beyaz eşya sektöründe servis işleriyle ilgilenirken 20 yıllık düşmanı olan sigaradan ve fazla kilolarından kurtulmak için hobi amaçlı katıldığı atletizm sporuyla başladı. Katıldığı Çekmeköy 60 kilometre yarışında ilk ultra deneyimini yaşayan sporcu, burada yarışı yarıda bırakan Hüseyin Burgaz ile tanıştı. Bu tanışma her iki sporcu için de yeni bir başlangıç oldu. İlerleyen zamanlarda, arkadaşlıklarını atletizm pistlerinde sürdüren yarışmacılar, maratonlarda birbirlerine verdikleri destekle kilometreleri birlikte kat ederek iyi birer koşucu oldu.

İkili, ilk kez 2016 Mart ayında Antalya Maratonu’nda gelen bir rica üzerine üyesi oldukları bir grubun Türkiye’de ismini duyurmak amacıyla 42 kilometrelik tam maratonu 4 saat 11 dakikada takım elbise ile koştu. Koşunun ardından, ortak bir amaç uğruna yolları kesişen sporcular artık “Takım Elbiseli Koşucular” olarak tanınmaya başladı.

Takım elbiseli koşucuların başarıları

Katıldıkları yarışları ceketlerinin önlerini ilikleyerek takım elbise ile koşan bu iki çılgın Türk, başta İstanbul Maratonu, Haliç Yarı Maratonu olmak üzere; Sapanca Ultra Maratonu, Gelibolu Maratonu, Kapadokya Ultra Maratonu, Erciyes Ultra Sky Trail Dağ Maratonu, Tuz Gölü Yarışı, Frig Ultra Maratonu, İznik Ultra Maratonu, Nashira Ultra Maratonlarını 'Takım Elbiseli Koşucular' markası ile koştu. Edirne’den Yunanistan’a düzenlenen Uluslararası Dostluk Maratonuna da ay yıldızlı kravat ve takım elbiseyle katıldılar.

Koşucular katıldıkları yarışlarda takım elbise ile koşmaları nedeniyle halkın vermiş olduğu yeni kimlikler ile de tanıştı. Bu kimliklerden bazıları ise şunlar:

"Köy geçişlerinde 'kadastro memuru', İzmir’de 'gelini kaçan damat', İstanbul’da 'ünlü birinin koruması', Antalya’da 'sihirbaz', Çanakkale’de 'garson', ülke dışında ise 'ajan'."

Takım elbiseli koşuculardan sosyal sorumluluk projeleri

Kendi işiyle meşgul olan bu iki insan birlikteliklerini artık insanlara atletizm sporunu sevdirmenin yanı sıra faaliyetlerini sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek de sürdürmeye devam etti. Bu sosyal sorumluluk projelerinin ilki, Afyon’un Bayat ilçesinde bulunan bir lisede 20 öğrencinin tüm spor malzemelerinin karşılanması için başlatılan bir kampanya oldu.

Şimdilerde takım elbiseli koşucu Bilal Gül, yoluna yalnız olarak devam ederken, ülkemizde yaklaşık olarak 20 bin civarında Kistik Fibrozis hastası çocukların sorunları için farkındalık oluşturmaya çalışıyor.

Cape Town, iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız