SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kalori Hesabından Sıkılana 'Doz Diyet'

A- A+ PAYLAŞ

Beslenme ve diyet uzmanı Nermin Akdeniz, kilo vermek isteyen, ancak kalori hesabından sıkılanların, daha basit ve akılda kalıcı bir sistem olan “Doz diyet”i uygulayabileceklerini bildirdi.

Ota Poliklinik beslenme ve diyet uzmanı Akdeniz, son yıllarda her yaştaki kişide kilo problemi görüldüğünü, fazla kilolardan kurtulmak isteyenlerin çeşitli diyet programlarına başvurduklarını söyledi. Bu programların kimi zaman istenilen sonucu vermediğini kaydeden Akdeniz, “Kilo vermek isteyenlerin karşılaştığı en önemli zorluklardan biri kalori hesabı yapmaktır. Hastaların çoğu bu nedenle sıkılıp diyet yapmaktan vazgeçiyor. En doğrusu hastalara kilo verirken kolaylıkla uygulayabilecekleri menü seçenekleri sunmaktır” diye konuştu.

Doz diyet sisteminde, hastaların öncelikle vücut analizi ve sağlık durumlarına göre almaları gereken günlük doz miktarının belirlendiğini anlatan Akdeniz, diyet programının kişiye özel hazırlandığını belirtti. Bu program hazırlanırken diyet yapacak kişinin beslenme alışkanlıkları, su içme sıklığı, iş yaşamının göz önüne alındığını ifade eden Akdeniz, “Diyet reçetesi mutlaka kişiye özel olmalıdır. Birinde başarılı olan diyet bir başkası için uygun olmayabilir. Program yapılırken diyet yapacak kişinin yaşam tarzı kökünden değiştirilmemelidir. Aksi halde hasta bunu uygulamaktan kaçınır” dedi.

Doz diyet programında, her türlü besinin protein, yağ ve karbonhidrat miktarlarına göre doz değerlerinin hem pişmiş hem de çiğ olarak bu kişilere öğretildiğini anlatan Akdeniz, “Böylece kişi gün boyu tükettiği tüm yiyeceklerin doz değerlerini bilip diyetisyenlerce kendisi için belirlenen limiti aşmayacak şekilde ve özgürce diyetine devam edebilir. Diyetine sadık kalan hastanın kilo vermesi kolaylaşır, kilo verdikçe de motivasyonu yükselir ve kendini daha mutlu hisseder” şeklinde konuştu.

Hamburger bile var

Bu sistemde hastaların almaları gereken günlük doz miktarını aşmamak kaydıyla kebap, hamburger hatta tatlı bile yiyebildiğini kaydeden Akdeniz, “Diyet denince kişilerin aklına aç kalmak geliyor. Oysa bu sistemde böyle bir şey söz konusu değil. Hastalar canları çekerse sütlü tatlı, simit, etli dolma bile yiyebilir. Ama bu tür besinlerin doz miktarı yüksek olduğu için o gün içinde kalan doz miktarını buna göre ayarlamaları gerekir” diye konuştu.

Hastaların bu diyeti tatildeyken bile kolaylıkla uygulayabileceklerini belirten Akdeniz, “Tatilde diyet programı uygulamak zordur. Hastalara tatilde de uygulayabilecekleri doz diyet menüleri önermek gerekir” dedi. Hızlı kilo vermenin sağlık açısından büyük zararları olduğunu, bunun ani ölümlere yol açabildiğini vurgulayan Akdeniz, şu uyarıları dile getirdi:

“Doğru bir diyet programı kişilere doğru beslenme alışkanlığı kazandırmalıdır. Kilo sorunu olanların sık kilo alıp vermesi hem beden hem de ruh sağlığı açısından son derece zararlıdır. Doğru beslenme alışkanlığı kazanılırsa böyle bir durumla karşılaşılmaz.”

Akdeniz, doz diyet programının 1-4 ay arasında uygulanmasıyla kadınların 3.5-4, erkeklerin ise 5-6 kilo vermelerinin mümkün olduğunu kaydederek, bunun hastanın kilosuna göre değiştiğini, yüksek kiloya sahip kişilerin ilk zamanlarda daha hızlı kilo verebildiklerini belirtti.

Hastaların ilk hafta sonunda diyetin takibi açısından kontrol edilmesinde yarar bulunduğunu ifade eden Akdeniz, “Gerekirse diyet programı yeniden düzenlenmelidir. Hastanın talepleri bu düzenlemede dikkate alınabilir. Ama tansiyon sorunu olan bir hastaya sağlığı olumsuz etkileyen bir menü önerilmemelidir” ifadesini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız