SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kan Donduran İfadeler..

0
Güncellendi - 2015-12-28 01:47:03
Kan Donduran İfadeler..
A- A+ PAYLAŞ

Hekimhan İlçesi Basak Mahallesi (köyü)'nde, 1.5 yıl önce 3 kişinin pompalı tüfekle öldürülmesi, 2 kişinin de yaralanması olayının sanığı Ali Kaya (fotoğraftaki), mahkemede cinayetleri soğukkanlı bir şekilde anlatırken, o gece köyde daha fazla kişiyi öldürmeyi planladığını itiraf etti. Sanık ile olayda yakınlarını kaybeden, yaralananlar ve dehşeti yaşayanların "Dehşet Gecesi" ile ilgili anlattıkları adeta kan dondurdu.

Hekimhan ilçesinin Basak'ta, 17 Kasım 2013 Pazar saat 01.00 sıralarında, köyde çiftçilik yaptığı belirtilen 47 yaşındaki Ali Kaya bazı evlerin kapı ve pencerelerine vurup çıkanlara pompalı tüfekle ateş açmıştı. Saldırı sonucu bekar olduğu bildirilen 38 yaşındaki Tamam (Tamo) Arayıcı adlı kadın ile köy düğünlerinde zurnacılık yapan 36 yaşındaki Murat Sarıkaya ile bu şahsın ablası olan  53 yaşındaki Fadime Çalışkan ölmüştü. Olay da Bessey Arayıcı (55) ve Nazım Hikmet Arayıcı (37) yaralanmıştı.

10 GÜN SONRA YAKALANMIŞTI 

Katil zanlısı Ali Kaya olaydan 10 gün sonra saklanmış olduğu babasının evinde 26 Kasım 2013 Jandarma ekiplerince girdiği çatışma sonrasında teslim olmuş, ancak elinden ve bacağından yaralanmıştı. Katil zanlısı Ali Kaya, hastanede yapılan tedavisinin ardından  tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Cinayetlerle ilgili olarak yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından dava Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılarak duruşma yapıldı.

Katil zanlısı Ali Kaya, mahkeme heyeti önünde olayı anlatarak, kendisi hakkında köydeki ve olayda öldürdüğü Tamo adlı kadına cinsel saldırıda bulunduğuna dair komplo kurulduğunu öne sürerek, bundan dolayı 2 ay cezaevinde kaldığını, köydeki kişilere karşı bu olaydan dolayı husumet beslediğini söyledi.

"GEBERDİ GİTTİ!.."

Olay gecesini anlatan katil zanlısı Ali Kaya, “O gece bir miktar alkol almıştım. Evdeki otomatik av tüfeğini alarak Murat Sarıkaya’nın evine gittim. Kaç kez ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Ancak 3-4 el ateş etmiş olabilirim. Murat geberdi gitti.  Murat’ı öldürdükten sonra Murat’ın kardeşi olan Fadime Çalışkan’ın evine gittim. Kapının camını tıkladım, içerde ışık yandı, kapıya doğru yanaştığını görünce kapının cam kısmına doğru hatırlamadığım sayıda ateş ettim. İsabet etti mi, öldü mü, yaralandı mı diye bakmadan oradan ayrılıp Tamo’un evine gittim. Camı tıkladım, içeriden ışık geldiğini görür görmez içeriye doğru hatırlayamadığım sayıda ateş ettim. Tamo’nun evine ateş ettikten sonra oradan ayrılıp bu kez Hüseyin Arayıcı’nın evine gittim, yine camı tıkladım, içeriden ışık yanar yanmaz içeri doğru yeni hatırlamadığım sayıda ateş ettim. Oradan ayrıldıktan sonra Nazım Hikmet Arayıcı’nın evine gittim, onların da evlerini camını tıkladım, aynı şekilde ışık yanar yanmaz içeri doğru hatırlamadığım sayıda ateş ettim. Buradan da ayrıldıktan sonra Ali Ceylan’ın evine gittim, evin camına vurdum, daha sonra aynı şekilde içeri doğru ateş etim. Oradan ayrılırken evin kapısının açıldığını fark edince  dönüp bu kez kapıya ateş ettim” dedi.

“AYI İÇİN AÇILAN ÇUKURDA SAKLANDIM”

Olaydan sonra nasıl gizlendiğini de anlatan katil zanlısı Ali Kaya, “Evlere ateş ettikten sonra kendi evimin bahçesinde daha önce açılmış olan çukura gidip gizlendim. Bu çukuru babam ayılara tuzak kurmak amacı ile açmıştı. Gidip bu çukurda gizlendim. Üstümü dallarla, yapraklarla kapattım. 3 gün bu çukurda gizlendim. Hiçbir şey yiyip içmedim. Hiç kimse bana yiyecek ya da başka bir yardımda bulunmadı. 3 gün boyunca beni aradılar, ancak orada olduğumu fark etmediler. Ara sıra dışarı çıktığım oldu. Daha sonra bu çukurdan ayrılıp rahmetli olan babama ait olan ve kimsenin oturmadığı boş eve gittim. 4-5 gün kadar bu evde gizlendim. Yiyecek lazım olduğu zaman gizlice kendi evime gidip gerekli malzemeleri alıp tekrar baba evinde gizlendim. Daha sonra evin etrafında insan sesleri duydum. Jandarma gelmiş, evin bir kapısına yanaştılar. Ben uyarı amaçlı ateş ettim. Daha sonra kaçamayacağımı anladım, önce intihar etmek istedim, fakat beceremedim. Kendi elime isabet ettirdim. Jandarma tarafından yapılan ateşte bacağımdan yaralandım” ifadeleri ile olaydan sonra nasıl saklandığını anlattı. 

Mağdur avukatlarından Yasemin Hamamcı’nın sorusu üzerine katil zanlısı Ali Kaya, “O akşam ben sadece evdeki 3-4  av tüfeğimden otomatik olanın aldım, yanıma ve ceplerime çok sayıda fişek  koydum. Bu şekilde gidip evlere ateş ettim” dedi.

“KÖYÜMÜZDE BUGÜNE KADAR  AYI SALDIRISI OLMAMIŞTIR”

Olayda öldürülen Fadime Çalışkan’ın eşi Sadık Çalışkan verdiği ifadesinde, “Olay tarihinde ben Ankara’daydım. Olay yeri incelemesinde  sanık eşimi vurduktan sonra sırası ile birkaç eve daha saldırı yaptıktan sonra tekrar eve dönmüş. Kan lekesi olan ayakkabıları ile bizim eve gelmiş, eşimin ölüp ölmediğini kontrol etmiş. Sanık saklandığı çukuru rahmetli babası zamanında ayılara tuzak kurmak için açıldığını söylemiş ise de bu doğru değildir. Köyümüzde bugüne kadar böyle bir ayı saldırısı olmamıştır. Bu çukurun planlı bir şekilde işlemeyi düşündüğü cinayetlerden ötürü saklanmak için kendisi tarafından açıldığı kanaatindeyim” dedi.

“CAMI KIRDI İÇERİYE ATEŞ AÇTI”

Olayda  saldırıya uğrayanlardan Hüseyin Arayıcı ise vermiş olduğu ifadesinde, “Olay gecesi eşim Bessey ile birlikte yatarken dışarıdan birisi cama vurdu ve kırdı. Pencere kendiliğinden açıldı, içeriye doğru sanık 2 el ateş açtı. Cama yakın tarafta eşim Bessey yatıyordu, ona isabet geldi, ben kendimi çekyattan aşağıya attım. Sanığın dediği gibi önce biz ışığı açıp o ateş etmiş değildir. Işığı sonrasında açtık” dedi.

“GÖĞSÜMÜ ONA DOĞRU YÖNELTİP ‘BENİ DE VUR’ DİYE BAĞIRDIM”

Olayda öldürülen Murat Sarıkaya ve Fadime Çalışkan’ın annesi olan Tamam Sarıkaya, “Olay günü erken bir saatte oğlum ile aynı odada yattık. Geç bir saatte dışarıda belirli, belirsiz birkaç kişinin konuştuğunu işitir gibi oldum. Sonrasında evin toprak damı üzerinde birilerinin tepindiğini fark ettim. Uyku sarhoşluğu ile ilk başta deprem oluyor gibi hissettim. Oğlumu uyandırdım. Bana korkmamamı söyledi. Bu şahıslar önce evin dışında bulunan elektrik şartelini indirmişler. Sonra evin içindeki şarjlı gece lambasına doğru ateş ettiler, sonra evin içerisine doğru çok sayıda ateş yapıldı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bir yere gizlenmeye çalıştık. Oğlum bana vurulduğunu söyledi. Ben eşarbım ile yaralı bölgesine tampon yapmaya çalıştım. Oğlum telefon ile jandarmayı aradı. Görüştüğü rütbeli yakınlarda olduklarını, metin olmasını söyledi. Ancak atışlar devam ediyordu. Oğlum bir ara bana kaçıp gitmemi söyledi. Ben camın önüne gittiğimde sanık ile göz göze geldim. Bir anlık cesaret ile göğsümü ona doğru yöneltip ‘Beni de vur’ diye bağırdığımı hatırlıyorum, sonrasını hatırlamıyorum, bayılmışım. Oğlum kan kaybından öldü. Diğer kızımı da sanık öldürmüştür. Jandarma yetişmese idi daha öldürmeyi düşündüğü birçok isim varmış. Ben sanığın bu işi tek başına yapmadığını düşünüyorum” ifadelerini kaydetti.

“YÜZYÜZE GELDİK ATEŞ AÇTI”

Olayda yaralan Bessey Arayıcı ise, “O gün eşim ile yatarken, önce cama bir cisim ile vuruldu. Ben ne oluyor deyip perdeyi aralamak istedim. Sanık ile yüz yüze geldik, 2 el ateş etti, ben yaralandım. Eşim kendisini yataktan aşağıya attı, beni de çekip uzaklaştırmak istedi” ifadelerini aktardı.

“KAPIYI AÇTIĞIMI FARK EDİNCE GERİ DÖNEREK ATEŞ AÇTI”

Olayda evi saldırıya uğrayan Ali Ceylan ise olay anı ile ilgili olarak şunları söyledi: “Evime doğru çok sayıda ateş yapıldı ve ben bu seslere uyandım. İlk başta ne olduğunu anlayamadım. Kendimi korumaya çalıştım. Birçok atıştan sonra atışlar durunca kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda sanığın orada uzaklaşmakta olduğunu gördüm. Benim kapıyı açtığımı fark edince bu kez tekrar geri döndü, tüfeğini doğrultarak ateş etti. Ben kapının arkasına siper aldım. Kapıya yüklendi içeri girmeye çalıştı. Ben kapının arkasında kendimi korumaya çalıştım.”

“NAMLUYU CAMDAN UZATIP ATEŞ AÇTI”

Olayda hedef olanlardan Nazım Hikmet Arayıcı  da olay anını şöyle anlattı: “Sanık benim ablamın kocasıdır. Olay gecesi ben ve eşim, bir odada yatıyorduk. Annem ve 2 çocuğum diğer odada yatıyordu. Geç bir saatte önce cam sesi duyduk, pencereyi aralayıp baktığımda sanığı gördüm. Camı kırdığı yerden tüfeğin namlusunu içeri uzattı, sıkmaya başladı. Tam 4 el ateş etti. Bunlardan birisi benim omuz bölgeme geldi, yaralandım.”dedi

“BANA CİNSEL SALDIRI GİRİŞİMİNDE BULUNDU”

Olayda evleri saldırıya uğrayan Hatice Arayıcı ise, “Eşim Nazım Hikmet Arayıcı’nın uykusu biraz derindir. Cam tıklatılınca eşim uyanmadı, ben uyandım. Hatta ilk silah sesi geldiğinde eşim hala uyuyordu. İlk silah sesinden sonra eşim uyandı. Sonra birkaç kez daha ateş edildi. 3. ateşte eşim vuruldu. Ben ‘eşim vuruldu’ diye bağırdım, feryat ettim. ‘Eşim öldü, bari çocuklarımı kurtarayım’ diye düşünüp çocuklarımın ve kayınvalidemin olduğu odaya yöneldiğim sırada bu kez bana doğru ateş eti ancak isabet etmedi. Sanık Ali Kaya, birçok kez bana cinsel saldırı girişiminde bulundu. Bugüne kadar ondan şikayetçi olamamıştım. Çünkü eşim ile onun karısı kardeştir. Ancak olalar bu noktaya kadar geldi şikayetçiyim” diye konuştu.

“SAKLANDIĞI YERDE MÜHİMMAT VE PORNOGRAFİK YAYIN BULDUK”

Duruşmada dinlenen ve Hekimhan İlçe Jandarma Komutanlığında görev yapan Uzman Çavuş Serdar Töremiş ise verdiği ifadesinde, sanığı gizlendiği evde bulduklarında, sanığın jandarma personeline ateşle karşılık verdiğini ve bu olay esnasında görevli bir başka uzman çavuşun 2 metrelik yerden aşağıya atladığını söyledi. Uzman Çavuş Serdar Töremiş, “Şahıs teslim olmayarak bize direndi. Şahısı teslim aldıktan sonra o yerde yaptığımız incelemede çok sayıda mühimmat, gıda, yaşam malzemesi ve pornografik yayın bulduk.  Tutanağımızda bunları belirttik."dedi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız