SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Karafatmalar Dolaşıyordu"

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:19:10
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim daha önceki Başbakanlık makamımızın hali belliydi. İnanır mısınız ben göreve geldiğimde, lavaboda ıslak zemin diye bir şey yoktu, muşambalar vardı. Yerlerde karafatmalar dolaşıyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na böyle bir makam yakışır mı” dedi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber’in ortak canlı yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Millete doğruları anlatmak için meydanlara indiğini kaydeden Erdoğan, “İlk meydanlara çıkan ben değilim. Rahmetli Özal da çıktı meydana. Özal meydanlara indi. O zamanki malum gazete Özal için, ‘Tam taraf’ dedi. Meydana çıkmak bizim en doğal hakkımız. Niye çıkmayım ben meydana? Muhalefet her zaman taraflı olduğumu söyleyecek zaten. Çünkü onların Tayyip Erdoğan’dan mutlu olmaları mümkün değil ki? Bizim atacağımız her imza onları rahatsız edecektir” diye konuştu.

“GÖREVE GELDİĞİMDE, BAŞBAKANLIK MAKAMINDA KARAFATMALAR DOLAŞIYORDU”

Erdoğan, muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yapımıyla ilgili yönelttiği eleştirilere, “Yapılan bina, külliye benim şahsıma mı ait? Burası Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Çankaya da şuanda Başbakanlık makamı oldu. Bizim daha önceki Başbakanlık makamımızın hali belliydi. İnanır mısınız ben göreve geldiğimde, lavaboda ıslak zemin diye bir şey yoktu, muşambalar vardı. Yerlerde karafatmalar dolaşıyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na böyle bir makam yakışır mı? Siz bir misafiriniz gelse, ‘Elimi yıkayacağım’ dese onu oraya mı sokacaksınız? Onu oraya soktuğunuz zaman, o karafatmaların dolaştığını gördüğünde, bunu dünyaya reklam ederse, bunun bedelini, bunun faturasını acaba millet olarak biz nasıl ödeyeceğiz? Hiçbir zaman temsilde israf olmaz. Biz sokakta Yargıtay’la Başbakanlık arasında caddede merasim yapıyorduk. Yağmur olduğu zaman zaten merasim yapamıyorsunuz. Orta Asya’da mesela Kazakistan’a gidiyorsunuz; kapalı bölümde merasimleri yapabiliyorsunuz. Çin’e git; öyle. Değişik ülkelerde aynı şeyi görüyorsunuz. Bizim böyle bir imkanımız yoktu. Şuanda Başbakanlık’ta en azından kendisine ait bir serbest alanı var. Biz burada şimdi kapalı alanda törenimizi yapar hale geldik. Bu, göğsünüzü gere gere, artık bir güçlü bir Türkiye olduğunu gösteriyor. Ben faniyim, öleceğim, yarın ben olmayacağım; bir başka arkadaşımız gelecek, Cumhurbaşkanı olarak bu görevi ifa edecek. Bunun için de ikide bir ‘Kaçak saray, kaçak saray’ demekle hiçbir şey kazanamazlar. Biz bu sarayda, bu külliyede, bu ülkenin vatandaşı herkesi, temsil noktasında olanları ağırlıyoruz, ağırlamaya da devam edeceğiz. Burası Türk Milleti’nin sarayıdır” diye cevap verdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun performansını çok başarılı bulduğunu ifade eden Erdoğan, Davutoğlu’nun sadece seçim meydanlarında değil, diğer programlarında da başarılı olduğunu dile getirdi.

“DEPREM İÇİN TOPLANAN PARALARI BİLE MEMURLARA ÖDEMEK DURUMUNDA KALDILAR”

“Önceki hükümetler döneminde, özellikle Düzce, Bolu, Sakarya, Kocaeli depremlerinde hükümetler o depremin altında kaldı” diyen Erdoğan, “Dayanamadılar, millet onları 5 yıllığına iktidar yaptı, 3 buçuk yılda erken seçime gitmek zorunda kaldılar. Çünkü IMF’den aldıkları paralar değil, deprem için toplanan paraları bile memurlara ödemek durumunda kaldılar. Benzeri 1993’te de yaşandı. Ziraat Bankası’na talimat verildi ‘Memur maaşlarını ödemeyin’ diye. Bu ülkede bunlar da yaşandı” ifadelerini kullandı.

“BU TIR’LAR BAYIRBUCAK TÜRKMENLERİ’NE GİDİYOR”

Paralel yapıyla mücadele ve MİT TIR’ları konusunda konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bizim burada bir hedefimiz var. Adalet burada yerini bulacak. Hukuk içerisinde, yasalar neyi emrediyorsa, bunun gereği ne ise bu olacak. Burada casusluk var, ajanlık var ne ararsanız bunun içinde var. Çünkü bu tırlar MİT TIR’larıdır. Sen MİT TIR’larını arayamazsın. Böyle bir yetkin yok, müsaadeyi alacaksın. Bu TIR’lar Bayırbucak Türkmenleri’ne gidiyor. Bayırbucak Türkleri benim soydaşım. Biz bunlara yardımı götürmeyeceğiz de nereye götüreceğiz. Biz bunlara insani yardım da götürürüz, lojistik yardım da götürürüz, hepsini götürürüz. Bu işin canlı şahidi MHP’de üst düzey yöneticiliklere gelmiş olan Sayın Şandır’dır. Bizzat bana teşekkürü vardır. O da Bayırbucak Türkmenleri’yle çok ilgilenen bir insandı. Biz bunu yapmak durumundayız. Bu bizim insani, vicdani görevimizdir. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Onlara eğit-donat noktasında büyük destek veriyoruz. Onlara veriyoruz, Araplar’a veriyoruz. Çünkü oradaki tehdit, yarın bize yansıyacak. Ama bu topraklarda engelleme yapılabilirse, o zaman Türkiye daha da rahatlayacaktır. Biz bunun için güvenli bölge diyoruz. Bunlar için uçuşa yasaklı bölge diyoruz. Ama bunların koalisyon güçleri içerisinde aktif rol alabilmeleri için gerek Bayırbucak Türkmenleri’nin gerek Araplar’ın gerekse hakikaten Türkiye ile iyi münasebetler içerisinde olan Kürt kardeşlerimizin, oradaki müşterek hareketi, inanıyorum ki Türkiye Suriye arasındaki sıkıntıların asgariye düşmesini getirecektir. Ama PYD ile müşterek hareket eden PKK, bu noktada Türkiye için her an bir sıkıntı unsurudur. Bunu da Kobani’de yaşadık. Ama biz bütün bunlara rağmen Kobani’den kaçan bütün Kobanili kardeşlerimize topraklarımızı açtık ve 200 bini aşkın Kürt kardeşimizi Türkiye’de ağırladık. Daha sonra orayı kurtarabilmek için gerek özgür Suriye ordusuna, gerekse peşmergelere topraklarımızdan geçiş imkanı verdik. Bu olmasaydı Kobani kurtulamazdı. Bizim genlerimizde, değer yargılarımızın içerisinde insanı bu şekilde ölüme terk etmek söz konusu değildir.”

“BUNLAR, KİRLİ BİR ALGI OPERASYONUNU PARALEL YAPIYLA BERABER YÜRÜTÜYORLAR”

MİT TIR’larıyla ilgili yapılan haberler hakkında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Burada bir defa Türkiye’yi karalamak var. Bunların bütün dertleri, ‘Türkiye’yi acaba biz nasıl uluslararası mahkemelere götürebiliriz.’ Bundan sonrası yargıdadır. Benim açtığım dava da var; suç duyurusunda bulundum. Çünkü bunlar, kirli bir algı operasyonunu paralel yapıyla beraber yürütüyorlar. Paralel yapı aynı şeyleri daha önce yayımladı. Buralardan bir şey çıkar mı çıkmaz mı? Yaptığı iş bu. Özellikle söylemek istiyorum; mesela casusluk davaları olmuştur. Bunlardan bir tanesi meşhur WikiLeaks olayı. Bu olayda mesela, ABD ordu mensuplarından biri binlerce devlet sırrı içeren belgeyi Julian Assange’ye sızdırdı. Casusluk ve düşmana yardım suçlaması ile bu ordu mensubu kişi, 2013 yılında 35 yıl hapis cezası aldı. Tabi Assange ise 2012 yılından beri Ekvator’un Londra Büyükelçiliği’nde sığınmacı olarak yaşıyor. 168 yıl basılan ve dünyanın en eski gazetelerinden biri olan News of The World, Kraliyet mensuplarının da dahil olduğu yaklaşık 7 bin kişinin telefonlarını illegal bir şekilde dinlettiği için 2011 yılında kapatıldı. Gazete patronu, dönemin İngiltere Başbakanı’na ve İşçi Partisi milletvekillerine soruşturma açılmaması için baskıda bulundu. Olaya karışanlar mahkemede yargılandı. Bu kadar açık net deliller var ortada. Bunlar oluyor ama bizde böyle bir şey olduğu zaman hemen bunlar kıyameti koparıyor. Bunlar da yargılanacak. Çünkü bu ülkede ajanlık yapan, casusluk yapan ve ülkemizin aleyhine bu tür algı operasyonlarını düzenleyenler, dünyanın neresinde yaparsanız yapın bu suçtur. Türkiye’de de yapıldığına göre suçtur. Tabii bunun nihai kararını yargı verecektir. Ama biz şu anda bir suç duyurusunda bulunduk, takipçisiyiz” şeklinde konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız