SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kararı Öğrenip Özgecan'a Gittiler

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:37:42
Kararı Öğrenip Özgecan'a Gittiler
A- A+ PAYLAŞ

Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan davasında karar açıklandı. Mahkeme heyeti, Özgecan’ın katilleri Suphi Altundöken, Fatih Gökçe ve Necmittin Altundöken hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 

Heyet, takdir indirimine yer olmadığına da karar verdi. Aslan ailesi ve avukatları, kararın diğer kadın cinayeti davalarına yönelik emsal niteliği taşıması gerektiğini söyledi. 

Tarsus’ta 11 Şubat 2015 tarihinde bindiği minibüste, şoför Suphi Altundöken tarafından saldırıya uğradıktan sonra öldürülen Özgecan Aslan’ın karar duruşmasıTarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak’ın yürüttüğü duruşmaya Aslan ailesinden amca Yaşasın Aslan katıldı. İkinci duruşmada bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile ifade veren her 3 sanık da üçüncü duruşmada kendi talepleri doğrultusunda mahkeme salonunda hazır bulunduruldu. Duruşmada savcı Mehmet Dilan, esas hakkındaki mütalaayı okudu. Aslan ailesinin avukatı Sevim Küçük, esas hakkındaki mütalaaya bazı noktalar dışında katıldıklarını belirterek, her 3 sanığın da Özgecan’ı öldürmek için birlikte karar verip hareket ettiklerini, müşterek ve asli fail olduklarını söyledi. Suphi Altundöken’in nitelikli cinsel saldırının teşebbüste kaldığı yönündeki savcılık mütalaasına katılmadıklarını ifade eden Küçük, cinsel saldırının gerçekleştiğini savundu. Küçük, “Sanıkların hiçbir pişmanlık belirtisi göstermemeleri, tam tersine şuan serbest bırakılsalar da aynı suçu işleyecekleri kanaatindeyiz bu nedenle takdir indirimi sebeplerinin uygulanmaması gerekmektedir. Keisinlikle iyi hal ve diğer indirim sebeplerinin uygulanmamasını istiyoruz” dedi.

“BUGÜN TARİHE GEÇECEK BİR KARAR VERMENİZİ İSTİYORUM”

Mahkemede söz alan Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan, “11 Şubat 2015 tarihi meleğimizin, canımızın ebediyete uğurlandığı gün. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde asıl sevgiliye kavuştu. Tam 295 gün geçmiş. Bugün 3 Aralık, anne ve babasının evlilik yıldönümüdür. Bugün adaletin tecelli edeceği gündür. Bugün Özgecan’ın huzur bulacağı gündür. Bugün soğukkanlı, alaycı caniler için cezalardan öte bir ceza istiyorum. Bu dava sadece bizim değil, tüm Türkiye’nin, dünyanın davasıdır. Bütün Türkiye bugün bu örnek kararı bekliyor. Bugün bu salonda tarihi bir karar verilecektir. Bugün Türkiye’ye not düşürülmesini tarihe geçmenizi istiyorum. Cezalardan öte bir ceza istiyorum” diye konuştu.

Daha sonra, sanıklara ek savunmaları soruldu.

Cinayet sanıklarından Fatih Gökçe, Aslan ilesinin avukatlarının her 3 sanığı da sapık olarak nitelemeleri üzerine “Ben sapık değilim. Öyle olsam sabıkam olurdu. Ben kadın düşmanı da değilim. Bir kızım var, kız kardeşim var. Arabaya bindiğinde ben hiç ses duymadım. Suphi bana Özgecan’ın öldüğünü söyledi. Ben ona inandım. İnanmasaydım şuan Özgecan burada olurdu” ifadelerini kullandı.

Baba Necmittin Altundöken ise üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek. Kesinlikle herhangi bir ses duymadığını ve Özgecan’ı hiç görmediğini dile getirerek, “Duysam kesinlikle kurtarırdım, engel olurdum. Benim de aynı yaşlarda kızım var. Maktulü kesinlikle görmedim. Görmüş olsam öleceğimi bilsem engel olurdum” şeklinde konuştu.

Cinayetin bir numaralı sanığı Suphi Altındöken de henüz ifade vermeye gitmeden daha jandarmadayken kendisiyle ilgili cinsellik suçlamalarına yönelik haberleri gördüğünü belirterek tepki gösterdi. Özgecan’ın daha evin önündeyken öldüğünü iddia eden Altundöken, bunun otopsi raporundan da çıkabileceğini öne sürdü. Suphi, pişmanlığıyla ilgili ise “Pişmanlığım konusunda yaşadıklarımı anlatsam kimse inanamaz. 10 ay boyunca yaşadıklarımı bir ben bir Allah bilir. Pişmanlığımla ilgili daha fazla konuşmak ve mahkemeyi oyalamak istemiyorum. Savunmamı yaptım. Avukatım da yapacaktır. Vereceğiniz karara saygı duyuyorum” dedi.

Sanıklardan Necmittin Altundöken’in avukatı, müvekkili hakkında beraat isterken, diğer sanıkların avukatları savunmalarını yazılı olarak verdiklerini dile getirdi. Suphi Altundöken’in avukatı da “Öldürme fiilini üçü birlikte yapmışlardır. Müvekkilim zaten her şeyi, Özgecan’ı öldürdüğünü itiraf etmiştir” diye konuştu.

Mahkeme başkanı, 10 dakikalık aranın ardından sanıklara son sözlerini sordu. Fatih Gökçe, Suphi ile arkadaş olduğu içiin büyük pişmanlık duyduğunu söyledi. Baba Necmittin Altundöken ise “Benim için en büyük ceza oğlumun burada olmasıdır, suç işlemesidir” ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı Humhak, daha sonra açıkladığı kararında Suphi Altundöken için ‘fikir birliğinde canavarca hisle kasten adam öldürme suçu’nu işlediğinden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hürriyeti engellemekten 6 yıl, bunun cinsel menfaat amaçlı işlenmiş olması nedeniyle suçun 1 /2 oranında artırılarak 9 yıl hapis cezasına, hak mahrumiyeti uygulanmasına ve cinsel saldırı suçunun işleniş biçimi ve yeri nedeniyle 18 yıl hapis cezasının 1 /2 oranında artırılarak 27 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Fatih Gökçe için de yine kasten adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, nitelikli saldırı suçunu işlediğinden ek olarak 16 yıl, bunun da artırılarak 24 yıla çıkarılmasına karar veren mahkeme heyeti, baba Necmittin Altundöken için ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve hak mahrumiyeti cezası verdi. Mahkeme başkanı Kumhak, sanıklar hakkında pişmanlık göstermedikleri için hafifletici bir neden görülmediğinden takdir indirimine yer olmadığına ve tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme salonunda bulunan avukatlar, kararı alkışladı.

“KARAR KADIN CİNAYETLERİNDE EMSAL NİTELİĞİ TAŞIMALI”

Kararın açıklamasının ardından basın açıklaması yapan ailenin avukatı Sevim Küçük, Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen ve Özgecan’ın amcası Yaşasın Aslan ile kadın platformu üyeleri, kararın yerinde bir karar olduğunu ve diğer kadın cinayeti davalarında emsal niteliği taşıması gerektiğini kaydetti.

ANNE VE BABASI MEZARINA GİTTİ..

Mersin'in Tarsus ilçesinde katledilen Özgecan Aslan cinayetinde, 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesinin ardından Aslan ailesi, kızlarının mezarını ziyaret edip dua etti. 

Tarsus'ta geçen şubat ayında hunharca öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan cinayeti ile ilgili sanıklar Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe üçüncü kez mahkemeye çıktı. Üç sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ayrıca tecavüz ve diğer suçlardan da minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken’e 27, arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası verildi.

Kararın açıklanmasının ardından baba Mehmet Aslan, anne Songül Aslan ve amca Yaşasın Aslan ile yakınları, Özgecan Aslan'ın Mersin Şehir Mezarlığı'ndaki mezarını ziyaret etti. Acılı aile, kızlarının mezarı başında dua ederken, baba Mehmet Aslan, kızının mezarı üzerine yapılan melek figürlü heykeli öptü.

"BU İŞ YASAYLA ÇÖZÜLMEZ"

Mezar ziyaretinin ardından sanıklara verilen cezayı değerlendiren baba Mehmet Aslan, bu kararı beklediklerini, ancak verilen bu kararın kendisini sevindirmediğini söyledi. Toplumda bu konuyla ilgili 'iyi niyetten, iyi halden indirim almaları' gibi sesler çıktığını kaydeden Mehmet Aslan, "Ama ben gerçekten kalben söylüyorum, ben bu sözlerin hiçbirine kulak asmadım. Ben hakikatin eninde sonunda tecelli edeceğini biliyordum. Şimdi kararın bu şekilde çıkmış olması tabi ki, aslında beni sevindirmiyor. Daha sonrasında onlarca Özgecan yine katledildi. Yani Özgecan Yasası'nın çıkmasıyla ilgili olarak siyasi partilerin, devletimizin, milletvekillerinin gereğini yerine getireceklerine hiç şüphem yok. Fakat yine de bu iş yasayla çözülmez. Caydırıcı özelliği olur mu? Evet olur. Ama en büyük yasa Allah'ın yasasıdır" dedi.

"VURMAK YERİNE, ÖLDÜRMEK YERİNE YAŞATMAYI SEÇSELER, DÜNYA CENNETE DÖNÜŞECEK"

İlk ilahi emre uyulmadıktan sonra bu sorunların bitmeyeceğini vurgulayan Mehmet Aslan, şöyle devam etti: 

"Bütün kainat sevgiden halka olmuş. Sevmeyi nasıl başaramıyor insanlar anlamıyorum. İnsanların yaradılışında, fıtratında olan çok muazzam bir güç. Çok basit. Bunu zorlaştıran her insanın içinde bir hain var, bir düşman var. Onunla savaşmak yerine, nefsiyle savaşmak yerine barışmayı tercih etseler, vurmak yerine, öldürmek yerine yaşatmayı ve sevmeyi seçseler, dünya cennete dönüşecek. Ancak bunu yapabilmek çok zor. Basit olan şeyi yapabilmek çok zor. Zor şeylerin peşinden koşmaktan kendimizi unuttuk, sevmeyi unuttuk, güzelliklerimizi unuttuk."

"ANADOLU'DA YAŞAYAN İNSANLAR, DÜNYANIN EN GÜZEL İNSANLARI"

İnsanoğlunun, yer yüzünün en değerli varlığı, kainatın şerefli mahluku ve en şerefli yaratılmışı olduğunu vurgulayan Mehmet Aslan, "Hele Anadolu'da yaşayan insanlar dünyanın en güzel insanları. Bu en güzel insanların nasıl bu hale geldiğini bilim adamları, düşünürler, felsefeciler, gönül insanları elbette ki kendilerince biliyorlardı ama ne hikmetse kimse elini taşın altına koymuyor. Kimse rahatını bozmuyor. Bu ülke için savaşan, bu ülke için mücadele edip, hem bu ülke için hem insanlık için kendi rahatından, kendi varlığından vazgeçenlerden bu millet asla vazgeçmez. Bundan sonrasına bakmamız gerekiyor. Tarih hep tekerrür ediyor. Tarihin tekerrür etmesi her alanda devam ediyor. Zaman çok hızlı akıyor ve zamanın da en büyük yargıç olduğuna inanıyorum. Yarın 296. gün ile yeni bir sayfa açılacak. Güzellikleri görelim, basit yaşayalım, hızlı hayatın temposuyla bir yerlere yetişmekten artık vazgeçelim. İstesek de istemesek de yine de her şey olacağına varıyor" ifadelerini kullandı.

Toplumun, Özgecan'ın bu şekilde ebediyete uğurlanmasından etkilendiğini belirten Aslan, "İnsanlar empati kurdular. Çünkü herkesin çocukları var, yarın bizim de başımıza gelebilir diye korktular. Ama bu korkuları bir çare olmayacak maalesef" diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız