SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Katile 'Affettik' Mektubu

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:35:39
Katile 'Affettik' Mektubu
A- A+ PAYLAŞ

Sierra cinayetinin yankıları hâla devam ediyor. Acıları hâla taze olan Sierra'nın ailesi katil zanlısına bir mektup yazdı. Sierra'nın annesi ve erkek kardeşi, 3 Eylül’de gerçekleşecek duruşmada okunması için Sierra cinayetinin avukatı Ceren Şarman aracılığıyla Laz Ziya lakaplı Ziya Tasalı’ya mektup gönderdi. Gönderilen mektupta; “Sana ‘Seni bağışlıyoruz" denildi.

ABD’den fotoğraf çekmek için İstanbul’a gelen Sarai Sierra, 22 Ocak 2013’te kayboldu, yapılan çalışmalar sonucunda Sierra’nın cesedi 2 Şubat 2013’te Sarayburnu’ndaki surlarda bir dehlizde bulundu. Polisin günler süren araştırması sonucunda katil zanlısı olarak Ziya Tasalı’ya ulaşıldı.

Firar eden Tasalı, 17 Mart 2013’te Hatay’da yakalanıp tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaplan tarafından hazırlanan iddianamede, Tasalı hakkında “canavarca hisle öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “cinsel saldırı ve nitelikli hırsızlık” suçlarından 5 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası istendi.

“HAYATIM BİR DAHA 22 OCAK GECESİ GELEN TELEFONDAN ÖNCESİ GİBİ OLMAYACAK”

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşması 3 Eylül’de görülecek dava öncesi Sarai Sierra’nın annesi Betziada Jimenez ve erkek kardeşi David Jimenez, ayrı iki mektubu ailenin Türkiye’deki Avukatı Ceren Şarman'la paylaştı. Katil zanlısı Tasalı’ya seslenen aile, mahkeme dosyasına da girecek olan mektup yazdı.

Sierra’nın erkek kardeşi David Jimenez, mektubunda şunları yazdı: “Sarai’yi kaybetmek şimdiye dek başıma gelen en büyük sarsıntı. O harika bir kardeş ve hatta daha da iyi bir arkadaştı. Hayatımın geri kalan yılları nasıl geçecek, bilmiyorum. Fakat hayatımın bir daha asla 22 Ocak gecesi gelen telefondan önceki gibi olmayacağını kabullenmek zorundayım. Bu geçtiğimiz aylar bizim için ne kadar zor olsa da, Tanrı bütün bu zaman boyunca bize hep yakın oldu. Bunun, ailemin yaşamını nasıl değiştirdiği hakkında yazmayı sürdürebilirim ama sanırım öyle bir mektup yazmak istemiyorum. Şiddet dolu bir geçmişin mi var yoksa kız kardeşim incittiğin ilk insan mı? Bunu bilmiyorum. Ancak senin için hâla bir umut ve bağışlanma imkanı olduğunu biliyorum. Bu cümleleri yazabilmemin tek nedeni, bizzat benim bol bol bağışlanmış olmamdır. Tanrı, pek çok günah işlemiş olmama rağmen gene de beni bağışladıysa, sana karşı kin beslemem yanlış olacaktır. Belki asla adam öldürmemiş olabilirim ama İsa Mesih şöyle diyor, ‘Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenecek herkes yargılanacaktır.’ Hiç kimse kendisini inciten birine öfkelenmeden bir gün bile geçirmemiştir. Benim de Tanrı’nın önünde günahlarım var ama İsa Mesih sayesinde onun huzurunda bağışlanmış, aklanmış ve suçsuz olarak durabilirim. Bu nedenle Ziya, bil ki sadece Türk mahkemelerinin huzurunda değil, daha önemlisi kutsal ve adil bir Tanrı’nın huzurunda da hüküm giymiş durumdasın."

Bir cinayet işlendiğini belirten David Jimenez, Adaletin yerine geleceğini umut ediyorum. Dua ediyorum ki, eğer bu suçu işleyen kişi sen isen, adalet tam olarak yerini bulsun. Ne eksik ne fazla” ifadelerini kullandı.

“SENİ BAĞIŞLIYORUZ DİYEBİLMEKTEYİZ”

Anne Jimenez’in mektubu ise şöyle: “Bu mektubun okunmasını arzu etmemin nedeni kızımız Sarai Sierra’nın ölümünden bu yana ailemizin içinde bulunduğu durumu ifade etmektir. Bu zaman bizler için hiç kolay olmadı, çok gözyaşı döktük ve halen dökmekteyiz. Sarai sevecen bir anne, bir eş, bir evlat ve David ile Christina’nın kız kardeşleriydi. Ablası Christina, bir daha onu görmeyeceğini hatırlayarak artık Sarai’nin resimlerine dahi bakmıyor. Çünkü onu bizden kopardın. Sarai aklına koyduğunu yapmakta azimli, eğlenceli, şefkatli ve hayat dolu bir kadındı. Çok şükür Tanrı, içinden geçtiğimiz bu karanlık zamanda bize güç verdi ve lütuf gösterdi. Rabbimize ve İsa Mesih’e güveniyoruz. O bağışlayıcıdır. Onun merhameti ve ve sevgisi sayesinde sana ‘Seni bağışlıyoruz’ diyebilmekteyiz."

Adaletin yerini bulacağını belirten anne Jimenez, mektubuna şöyle devam etti: "Sarai’ye karşı işlediğin suçun cezasını çekeceksin. Bilmeni istiyoruz ki, inandığımız Tanrı merhametli ve sevecendir. Onda bağışlanma vardır. Bize gelince, kızımızı bir gün tekrar göreceğimizi biliyoruz. Çünkü bu Rabbimiz ve İsa Mesih’in bize verdiği vaattir ve ben bu vaade dayanarak dimdik duruyorum.”

SİERRA'YI SAVUNMAK İÇİN İKİ AY ÇABALADI

Sierra’nın ailesinin mektubu, ailenin Türkiye’deki avukatı Ceren Şarman’a geldi. Henüz iki yıllık 25 yaşındaki genç avukat Şarman, televizyondan izlediği olayın ardından Amerikan Konsolosluğu’nu arayarak aileye ulaştı. Şarman, süreci şöyle anlattı: “Ailenin avukatı olmadığını öğrendim. Bu süreçte onlara avukat olarak yardımcı olabileceğimi düşündüm. Çok uğraştım ve eşi Steven Sierra’nın telefonunu buldum. Aile önce çok memnun oldu. New York’ta bir senatör araya girdi. Kim olduğumu, nerede okuduğumu sordu. Bilgilerimi istediler. Daha sonra aile bir anda görüşmeyi kesti. Aradan birkaç ay geçti. Mail atarak bu olayın Türkiye’de kapatılmaya çalışıldığını düşündüklerini belirterek bir avukata ihtiyaçları olduğunu söylediler. ‘Bize yardım etmek ister misin’ dediler. Ben de ailenin Türkiye’deki avukatı oldum.

“AİLE PERİŞAN”

Şu an acılı ailenin bulunduğu durumu aktaran Avukat Şarman, ailenin perişan olduğunu şöyle anlattı: “Aile şu anda perişan durumda. Sierra 33 yaşında bir anneydi. Aynı zamanda bir annenin evladıydı. Çocuklarına bu durumu açıklamak çok uzun bir zaman aldı. Bu yüzden aile için çok zor bir durum aile halen kendine gelebilmiş değil. Kiliseye gidiyorlar onun için dua edip gözyaşı döküyorlar.”

AİLE TÜRK POLİSİNE MİNNETTAR

Ailenin olayı aydınlatan Türk polisine minnettar olduğunu dile getiren Şarman, “Türk polisi iğneyle kuyu kazdı adeta bu nedenle Türk polisine teşekkür ediyoruz” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız