SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kayısıda Yeni Hedef AB Tescili

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:34:20
Kayısıda Yeni Hedef AB Tescili
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen “Coğrafik İşaretler: Türkiye İçin Bir Fırsat mı?” konulu konferansta konuşan Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, ‘Coğrafik İşaret’ işaret uygulamasının yöresel ürünlerin en önemli hukuki güvencesi ve zırhı olduğunu belirterek “Malatya ile özdeşleşmiş kayısının da hukuki koruma garantisi Coğrafi İşaret tescil belgesine sahip olmasıdır” dedi.  

Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Türkiye’de coğrafik işaret uygulamasının yöresel ürünlerin korunmasındaki öneminin ve sağladığı kazanımların henüz yeterince anlaşılmadığını belirterek, İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın Malatya Kayısısı için coğrafik işaret alınması sürecinde kayısı dünyasının bileşenleri ile önemli çalışmalar yaptığını belirterek bu yoldaki çalışmalarının Malatya Kayısısı’nın hukuki haklarının korunması alanında  büyük öneme sahip olduğunu kaydetti. 

Konferansı organize eden İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma ise, kayısının coğrafik işaret tescilinin 2001 yılında yapıldığını hatırlatarak, bundan sonraki hedeflerinin kayısının Avrupa Birliği Komisyonu  nezdinde coğrafik işaret tescilinin yapılması olduğunu söyledi. Prof. Dr. Asma, “Kayısının AB Komisyonu nezdinde coğrafik işaretle tescil edilmesi yolundaki çabalarımızın en büyük destekçisi ise çok değerli hocamız Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu olacaktır. Sayın hocamızın Avrupa’daki saygınlığı bize bu konuda güç verecektir” dedi. 

Konferansa yoğun ilgi

İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen “Coğrafik İşaretler: Türkiye İçin Bir Fırsat mı?” konulu konferans İnönü Üniversitesi Hoca Ahmet Yesevi Konferans Salonu’nda yapıldı. 

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi, Yöresel Ürünler ve Coğrafik İşaretler Türkiye Araştırma Ağı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı konferansı Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Mehmet Alpaslan, Fen-Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji Genetik Bölüm Başkanı Hikmet Geçkil, akademisyenler, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Gürsel Özbey, TARSİM Bölge Müdür Yardımcısı Bünyamin Kadak, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, Valilik Basın Yayın Müdürü İbrahim Halil Çelik ve çok sayıda üniversite öğrencisi takip etti. 

Konferansın açılış konuşmasını İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma yaptı. Ziraat Fakültesi olarak sadece bilimsel araştırma ve eğitim faaliyetleri ile yetinmediklerini, Türkiye’nin tarımsal üretimine katkı yapan kişi ve kurumların uzun yıllara dayanan deneyimini Malatya’ya taşıma gayreti içinde olduklarını belirten Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma “Değerli hocamız Sayın Yavuz Tekelioğlu çok özel bir insan. 15 yılını Türkiye ve dünya çapında yöresel ürünlerin coğrafik işaretleri konusunda bilimsel çalışma ve faaliyetlere harcadı. Bu alanda uluslararası saygınlığa sahip bir bilim adamı. Böylesine değerli bir bilim adamını İnönü Üniversitesi’nde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. 

Türkiye’nin tarımsal alanda çok zengin ve çeşitlilik arz eden bir potansiyele sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Malatya Kayısısı’nın bu zenginliğin en önemli parçası olduğuna dikkat çekerek “Malatya Kayısısı için 2001 yılında coğrafik işaret (menşe) alındı. Malatya’nın kayısıdan sonra coğrafik işaret alan ikinci ürünü Arapgir Köhnü Üzümü’dür. Ancak Yeşilyurt Dalbastı Kirazı, Pütürge Ağva Dutu, Hekimhan Cevizi, Yama Dağı Alıcı ve Akçadağ Armudu için de coğrafik işaret almak yolunda çalışmalar yapılmalıdır. Biz Ziraat Fakültesi olarak bu konuda üstümüze düşen her görevi yapıyoruz, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Malatya’da tarımsal alanda faaliyet gösteren tüm kurumlarla bu konuda işbirliği içinde çalışmaya özel bir önem veriyoruz” diye konuştu. 

Malatya’nın bundan sonraki asıl hedefinin Malatya Kayısısı’nın Avrupa Birliği (AB) nezdinde coğrafik işaret alması olması gerektiğine vurgu yapan Bayram Murat Asma daha sonra şöyle konuştu:  “Avrupa’da 2000’i aşkın coğrafik işaretli yöresel ürün bulunuyor. Bu ürünlerin yıllık piyasa cirosu ise 30 milyar Euro değerindedir. Fakat burada en çarpıcı unsur, 30 milyar değerindeki cironun en az 10 milyar Euro’luk bölümünün bu ürünlerin sahip olduğu coğrafik işaretler sayesinde kazandığı değer, güven ve kalite algısı sayesinde oluşmuş olmasıdır. Bu çok önemli kazanım da gösteriyor ki, özellikle yöresel tarım ürünlerimizin Türkiye içinde ve AB nezdinde coğrafik işaretlerle tescil edilmiş olması hem üretici hem tüketici hem de bu ürünlerin piyasa aktörleri bakımından ürünlerin kalitesi ve hukuksal hakları korunması aynı zamanda büyük bir ekonomik değer üretmektedir”.

‘Coğrafik tescil yöresel ürünlerin kalite ve hukuk güvencesidir’

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın açış konuşmasından sonra konferansa geçildi. 

Konuşmasına uzun süredir Malatya’ya gelmeyi arzu ettiğini ancak bugüne kadar nasip olmadığını belirterek başlayan Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, “Ancak bugün öyle bir şey nasip oldu ki çok mutlu oldum. Ben bugün bu konferans için Malatya’dayım, kızım Tuluhan Tekelioğlu da Malatya Film Festivali için Malatya’ya geldi. Çok güzel bir tesadüf oldu. Ailecek buradayız yani” dedi. 

Coğrafi işaretlerin, belirli bir yöreden kaynaklanan ya da belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle bu yöre ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretler olduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, “Coğrafik işaret, özellikle tarım ve gıda alanında resmi kalite garantisi, hukuki güvence anlamına gelir. Aynı zamanda fikri mülkiyet hakkı da oluşturur” diye konuştu. 

Coğrafik işaret taşıyan yöresel ürünlerin haksız rekabeti önlediğini, niş pazarlar oluşturduğunu ve kırsal kalkınmaya hız kazandıran unsurlar içerdiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Coğrafik işaretler temel olarak 3’e ayrılır. Birincisi, menşe işaretidir. Eğer ürünün yetiştirilme, işlenme, piyasaya sürülmesi için hazırlanması, yani tüm süreç aynı coğrafi alanda oluyorsa bu ürünler için menşe işareti verilir. İkincisi Mahreç işaretidir. Bu işaret ise, en az bir özelliği bir coğrafi alana ait ise o ürüne verilir. Mesela, Mersin Cezeryesi'nin hammaddesi Ankara’nın Beyşehir ilçesinden gelir. Çünkü en iyi havuçlar Beyşehir’de yetiştirilir. Fakat cezerye konusundaki ‘Know How’ yani bu ürünü yapabilme bilgisi Mersin’de gelişmiştir. Bir başka örnek Çorum Leblebisi için verilebilir. Çorum leblebinin en kaliteli ve en güzel yapıldığı yerdir ama hammadesi olan nohut Konya’nın Yunak ilçesinde üretilir. Üçüncü işaret ise, Geleneksel Ürün Koruma Belgesi’ olarak verilir”.

“Coğrafik işarete gereken önem verilmezse İran, Malatya kayısını İran kayısı diye pazarlarlar"

Bu anlamda Malatya Kayısısı’nın coğrafik işaret almış olmasının kayısının ekonomik değerinin büyütülmesi, yeni pazarlar bulunması, kayısının özgünlüğünün korunması, kalite ve hukuki güvence sağlanması açısından çok olumlu bir gelişme olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, “2009 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki bir toplantıda tanıştığımız ve o günden bu yana sıkı bir diyalog içinde olduğumuz için bizi Malatya’ya davet eden, değerli hocamız, İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın Malatya Kayısısı için coğrafik işaret alınması sürecinde kayısı dünyasının bileşenleri ile önemli çalışmalar yaptığını biliyorum. Bu yoldaki çalışmalarının Malatya Kayısısı’nın hukuki haklarının korunması alanında yaptığı ekonomik, ticari ve hukuki değer çok büyüktür” dedi. 

Türkiye’de birçok şehir ve ilçenin yetiştirdiği tarımsal ürün ile ünlendiğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, “Malatya Kayısısı da Malatya ile özdeşleşmiş çok değerli bir ürün. Şayet Malatya Kayısısı’nın coğrafik işareti doğru bir şekilde kullanılmazsa İran Malatya kayısısını satın alır ve dünyaya İran kaysısı diye pazarlar. Siz de bir şey yapamazsınız” diye konuştu. 

‘17 yıldır yasa çıkmadı’

Türkiye’nin coğrafik işaretlerin anlam ve önemini henüz yeterince kavrayamadığını belirten Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, bu alandaki yasal mevzuatın 1995 yılında Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’ye dayandığını hatırlatarak, “Türkiye’de bugüne kadar coğrafik işaretli tescil sayısı 172. Bunların yaklaşık % 70’i ise tarımsal ürün, gıda ve yemek konusunda. Oysa Türkiye çok zengin bir iklim ve bitki örtüsüne sahip. Coğrafik işaret alabilecek yüzlerce yöresel ürünümüz var. Ama tescil süreci bir hayli uzun sürüyor. Mesela Safranbolu Lokumu için 2006’da yapılan başvuru henüz sonuçlandırılmadı. Avrupa Birliği de Gaziantep baklavasının tescilini 2009’dan bu yana sonuçlandırmadı. Gaziantep baklavası ile ilgili son itiraz tarihi 8 Kasım olmasına ve bu Avrupa resmi Gazetesi’nde yayınlanmasına rağmen hala somut bir gelişme olmadı. Biz konferansımızın başlığını ‘Coğrafik İşaretler: Türkiye İçin Fırsat mı?’ uygun gördük. Evet gerçekten büyük fırsat. Çünkü ürünün ekonomik değerini, hukuksal haklarını, kalite güvencesini sağlayan bir resmi uygulamadır. Yöresel ürünün arkasına devletin güvencesini alması ve devletin gücüyle dünya sahnesine çıkması demektir” ifadelerini kullandı. 

Konferansın sonunda İnönü Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Alpaslan tarafından Prof. Dr.  Yavuz Tekelioğlu’na plaket verildi.

HABER-FOTO: Güler Hazar- yenimalatya.com.tr

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız