SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kendimizi Her Zaman Malatyalı Hissettik"

0
Güncellendi - 2017-12-29 03:40:29
A- A+ PAYLAŞ

  • İsmet İnönü, Ankara'da Malatyalılar tarafından kızı Özden Toker'in de katıldığı toplantıda anıldı

Kurtuluş Savaşımızın muzaffer komutanı, 1. ve 2. İnönü savaşlarının unutulmaz kahramanı, Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın silah ve arkadaşı, eski Cumhurbaşkanı ve Başbakanlardan, Malatya eski milletvekili İsmet İnönü, ölümünün 44'üncü yıldönümü dolayısıyla Ankara Malatyalılar Derneği'nde düzenlenen toplantıyla anıldı.

Ankara-Kızılay Harp-İş Sendikası konferans salonunda düzenlenen ve İsmet Paşa'nın kızı Özden Toker, Ankara'daki Malatya derneklerinin başkan ve üyeleri ile vatandaşların katıldığı toplantının moderatörlüğünü Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Dekanı hemşerimiz Prof. Dr Yalçın Karatepe yaptı.

Konuşmalardan önce konuklara yöresel yemekler, meşrubat ve çay ikramı yapıldı.

Moderatör Prof. Dr. Yalçın Karatepe yaptığı konuşmada; İsmet İnönü’nün demokrat kişiliğini anlatarak; Kurtuluş Savaşı sonrası demokrasinin erdemine inanaların sayısının 80-90 kişiyi geçmediğini, fakat İsmet İnönü’nün, inancı ve gayretleri ile demokrasi aşkının birkaç yıl içerisinde giderek arttığını ve çok partili siyaseti kendi siyasi iktidarı pahasına yönetim şeklimize bir daha çıkmamak üzere uyarladığını anlattı. Prof.Dr. Karatepe, “Demokrasi aşkı, bir daha çıkmamak üzere her vatandaşımızın yüreğinde kök salmıştır.” dedi.

İsmet Paşa'nın kızı Özden İnönü Toker de, 'BABA İNÖNÜ'yü ve aile kökenlerini anlattı. Özden Toker, aile köklerinin Orta Asya’dan Anadoluya geldiğini, dedesinin yedi kardeş olduğunu ve her birisinin ayrı yerlere yerleştiğini, dedesinin ise Malatya’ya gelerek burasını yurt edindiğini, babasının Temelli ailesi ile amca çocukları olduklarını, annesinin Bulgaristan Deliorman’lı olduğunu, iki ailenin bir şekilde karşılaşıp tanışarak babası ile annesinin evlendiklerini söyledi. Toker, babası, annesi, ağabeyleri ve kendisinin her zaman kendilerini Malatya’lı hissettiklerini ve bundan da gurur duyduklarını, sülale lakaplarının “Kürümoğlu” olduğunu ifade etti.

Özden Toker, babası İsmet İnönü’nün zamanın ilkokulu olan Rüştüye mektebinde matematikten sınfta kaldığını, ama kendisini sınıfta bırakan öğretmeni Hayri Bey’e hep dua ettiğini, çünkü onun sayesinde hırslanarak sonraki sınıflarını, Harp Okulu'nu ve Harp Akademisi'ni hep birincilikle bitirdiğini anlattı. Babasının ilkokulda neden sınıfta kaldığını annesine sorduğunda; “Çalışmamış da ondan” cevabını aldığını söyledi.

Konuşmacılardan Tarihçi Prof.Dr Hakkı Uyar ve Prof.Dr. Sina Akşin; İsmet İnönü’nün politikacı ve devlet adamı kişiliğinden bahsederek Lozan’da bağımsızlık için muhteşem direnişini, vatanın bütünlüğü söz konusu olmadıkça şavaşın cinayet ve çılgınlık olduğu bilinci ile Türkiye’yi 2.Dünya Savaşı'na sokmamak için görülmemiş bir politik siyaset güttüğünü anlattılar.

Her iki tarihçi, İsmet Paşa'nın Almanların Ortadoğu petrollerine ulaşmak için ya Kafkaslardan ya da Türkiye üzerinden güneye inmek zorunda olduklarını göz önünde tutup, kutsal emanetleri İstanbul’dan Anadolu'ya nakledip, o devirde başkaca muhkem yer olmadığı için camilerde muhafaza etirdiğini söylediler.

Uyar ve Akşin, Ayrıca Almanların saldırması halinde o zaman 250 bin kişi olan ordunun yarısını kaybedeceğini bildiği için askeri- aç bırakmamak adına ve yine o zaman depolar, silolar olmadığı için tahılı da camilerde depoladığını da belirttiler.

Ertaç ÖNAL, malatyahaber.com- Yeni Malatya Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız