SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kent Bilinç Demektir"

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:47:34
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Tarihi Kentler Birliği (TKB) üyesi yaklaşık 200 kişiden oluşan büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanı ve birliğe destek veren kurum ve kuruluşların temsilcileri, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonu ve ev sahipliğinde Samsun'da buluştu. 

6-8 Eylül tarihleri arasında Samsun Büyükşehir Belediyesi Atakum Sanat Merkezi’nde yapılacak Tarihi Kentler Birliği Samsun Buluşması, açılış konuşmalarıyla başladı. Açılışa Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, TKB Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof.Dr. Metin Sözen, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, TKB’ye üye Büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, AK Parti İl Başkanı Fuat Köktaş da katıldı.

Samsun’un 15 dakikalık tanıtım sinevizyonundan sonra açılış konuşmasını yapan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “UNESCO Dünya Mirası Komisyonu Miras’ın tanımını şöyle yapmaktadır. ‘Miras, geçmişten bize kalanlar, günümüzde birlikte yaşadıklarımız ve gelecek nesillere bıraktıklarımızdır.’ Tarihsel süreç içinde, daha kaliteli bir hayat sağlamak için bizzat insanoğlu tarafından meydana getirilen ve günümüze ulaşan eserler kültürel miras olarak adlandırılmaktadır. Yaklaşık 100 yıl kadar önce şehirleşme süreçlerini tamamlamış olan gelişmiş ülkelerden ayrı olarak, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde son 50 yıldır görülen hızlı kentleşme hareketi sonucunda şehirlerde toplanan nüfus, birçok sorunun yanında, kültürel problemlerle de boğuşmak zorunda kalmıştır. Yerlisi ve yeni gelenleri ile birlikte kentsel alanlarda yaşayan insanlarımızın hızlı kentleşmeden dolayı yaşadıkları şok karşısında ‘buraya nereden geldik, yaşadığımız tecrübe nedir ve gelecekte bizi ne bekliyor’ gibi soruları sıkça sormaya başlamaları, bu tecrübeleri bizden daha önce yaşamış olan gelişmiş ülkelerdekine benzer arayışları ülkemiz için de gündeme getirmiştir” dedi.

Bu tür gelişmelerin Samsun için de geçerli olduğunu belirten Başkan Yılmaz, “1980’li yıllara kadar başta yakın çevresindekiler olmak üzere Doğu Karadeniz illerinden yoğun göç alan Samsun şehri, bu yıllardan itibaren arzulanan gelişme ve kalkınmayı gerçekleştirememiş, bunun sonucu olarak batıdaki şehirlere göç vermeye başlamıştır. Bu süreçte Samsun, bir yandan göç vererek nüfusunu kaybederken, diğer yandan kırsal kesimden gelenlerle nüfusla şehir toplam olarak nüfus miktarını korumuştur. Bu suretle oluşan kozmopolit yapı içinde ortak hareket edebilme ve proje üretebilme kabiliyeti için önemli sosyal ve kültürel çalışmaları yapılması kaçınılmazdır. Samsun Büyükşehir Belediyesi, gelenekleri, örf ve adetleri, zanaat ve el sanatları, doğal mirası, anıtları, mimari eserleri, kültürel ve tarih alanları korumak ve geleceğe taşımak için yaptığı çalışmalarla Samsun’u az önce bahsettiğimiz olumsuz gelişmelerden kurtarmayı ve Samsunluları ortak bir bilinç etrafında toplamayı hedeflemektedir. Samsun her ne kadar tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmışsa da, genellikle bu medeniyetlerin nüfus bölgesi içinde kalmış. Fakat genel olarak onların idari veya önemli sayılabilecek bir merkezi haline gelememiştir. Bu nedenledir ki örneğin Bursa gibi ne bir devlet veya beylik merkezi, ne de Amasya gibi bir şehzadeler şehri olamadığı için kent merkezinde idari ve ticari anlamda büyük anıtsal yapı ve sanat eserlerine rastlanmaz. Yüzlerce yıl egemenliği altında kaldığı Osmanlı döneminde bile büyük vakıf eserleri gibi önemli sayılabilecek binaların inşa edilmemiş olması biraz da bu idari merkez olamama durumu ile ilgilidir. Nitekim bu özelliklerinden dolayı Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar kent, nüfus bakımından da Anadolu’nun küçük merkezlerinden biri durumundadır” diye konuştu.

Kent müzelerinin şehirlerin çeyiz sandığı olduğunun altını çizen Başkan Yılmaz, “Kent Müzeleri bugünkü ve gelecek nesillerin yaşadıkları kenti sevmeleri ve onu sahiplenmelerini sağlayacak en önemli kurumlardan biri olarak görülmektedir. Başka bir ifade ile kent müzeleri, şehri ve o şehrin sakinlerini bilinçlendirmek, onların geçmişi ve geleceği kavramalarına yardımcı olmak, o şehir halkını ve dışarıdan gelen ziyaretçilerin bilgisini arttırmak gibi hedefleri olan kuruluşlardır. Türkiye şehirleri, hızlı kentleşmeye bağlı olarak, geçmişten kalan kendilerine has farklı kültürel özelliklerinden uzaklaşıp, birbirine benzeyerek sıradanlaşmaktadır. Fakat çağdaş dünyada hızla ortaya çıkan kültürel bilinç ve bunun kentlere yansıması sonucu ortaya çıkan kültürel miras kavramı günümüz modern şehirlerini tekrar asli unsurlarına sahip çıkmaya zorlamakta, aynılaşmak istemeyen kentler bu yolla dünyada kendilerine daha saygın bir yer edinmek istemektedirler. Özellikle son 50 yıl içinde hızlı kentleşme ve yoğun göç baskısı altında bulunan Samsun’da da benzer olaylar yaşanmakta, kentsel anlamda olumsuz gelişmelerin önüne geçilerek, modern dünyada çalışmaları ile güzel örnekler sergileyen kentler yakından takip edilerek, bunlar içinde olumlu gördüğümüz çalışmaları Samsun’da uygulamaya koymaktayız. Bunun için öncelikle kentsel dönüşüm projeleri ile yaşanabilir bir kent meydana getirilirken, aralarda giderek yok olmaya yüz tutmuş kültürel zenginlikler tek tek tespit edilerek gün yüzüne çıkarılmakta ve bunların restorasyonları yapılarak çevreleri ile birlikte kentin tarihsel mekanları yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır” şeklinde konuştu.

"KENT BİLİNÇ DEMEKTİR"

Kentlerin bilinç demek olduğunun altını çizen ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, “Bu yola çıktığımızda 20 yaşında bir asistandım. Kent bilinç demektir. Samsun’da 3 tane büyük höyük var. Onlar bir zamanlar buraların en büyük yerleriydi. Tarih kendi içinde geçirdiği zaman dilimindeki uygarlığa kattığıyla ölçülür. İnsan ve çocuk üzerine kurulu bir eğitim kültürden geçmedikçe, kentsel dokulardan büyük bir laboratuar gibi farklı izlenimler alarak büyümediyse Türkiye’nin eğitim politikasında sorun vardır. Kentlerdeki başkanlarımız konuşlarının içerikleri ve bilgileriyle Türkiye’de yeni bir siyasal söylemi getiriyorlar. Siyaset yapan siyasal partilerin bu söylemden çok dersler almaları gerekir. Birbirlerini karalama üzerine kurulmuş karşılıklı konuşlardan çok kentlerden gelen büyük hareketin, siyasal hareketin kültür öncelikli bir Türkiye emelini Türkiye’nin alnında açık, dünya ulusları içersinde paylaşılabilir, elini sıktığımız devletlerinde aklını başından alan bir gücün devleti olduğunu göstermek zorundadır” dedi.

"ÜLKELER DEĞİL, ŞEHİRLER YARIŞIYOR"

Dünyada artık ülkelerin değil, şehirlerin yarıştığını belirten TKB Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ise, şunları söyledi:

“Bundan tam 13 yıl önce tarihi ve kültürü seven bir avuç kamu, özel, yerel yöneticiler bir araya geliyorlar ve yok olmakta olan kültür mirasımızın yok olmasına dur diyecek bir adım adıyorlar. Bugün artık dünyada şunu gayet iyi biliyoruz ki, ülkeler yarışmıyor, şehirler yarışıyor. Bu yarışan şehirler içinde tarihine, kültürüne ve geçmişine sahip çıkan şehirler bir adım öne çıkıyor. Bugün Türkiye’de birçok şehir UNESCO Dünya Kültür Mirasına ya aday ya da girmiş durumda. Bu giren şehirler gerek kültür gerek turizm hamlesiyle şehirlerine kattıkları katma değer ve o şehirlerin gelişiminde oynadıkları rol hepimizin bilgisi dahilindedir. Tarihi Kentler Birliği kuruluşunda görev alan valimiz şuanda Samsun Valisi. Kültür varlığı şehirleri birbirlerine inanılmaz yaklaştırır. Biz bunu bugün yok olmakla yüz tutan Halep şehri ile yaşadık. Ben 2004 yılında ilk belediye başkanı seçildiğimde beni ilk tebrik eden Halep Belediye Başkanıydı. Bizler birbirimize yakın olan 2 şehiriz. Bugün UNESCO Dünya Kültür mirasında aday listesindeyiz. Halep Belediyesi ile kardeş şehir olduk. 2009 yılında dönemin Suriye Başbakanı iki şehrin yakınlaşmasından ötürü bizlere birer devlet nişanı verdi. Zaman geçti maalesef bugün Halep yok olma noktasında. Burnumuzun dibinde büyük bir savaş yaşanıyor. Halep Belediye Başkanı bu savaştan en çok zarar görenlerden birisiydi. Ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Şimdi Gaziantep Büyükşehir Belediyesinde 12 metrekare bir odada çalışmalarını sürdürüyor. 2011 yılındaki Samsun buluşmasında beni Tarihi Kentler Birliği Başkanı olarak seçtiniz. Bende elimden geldiği kadarıyla bu görevi en iyi şekilde götürmeye çalışıyorum. Bugün de benim Samsun’da veda konuşmam oluyor. Çünkü önümüzdeki seçimlerde ben siyasete veda ediyorum. Tekrar aday olmuyorum.”

Kentsel dokunun korunması, tarihi miraslara sahip çıkılması konusunda Türkiye’de önemli bir zihniyet değişikliğinin yaşandığını belirten Samsun Valisi Hüseyin Aksoy da, “Bu değişikliğin yaşanmasında ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in tarihi kentler birliğimizin çok önemli çalışmaları ve katkıları var. Öncesinde biz bu tarihi binalara eski ve kullanılmaz binalar olarak bakıp, ilk fırsatta da bunları yıkma gayreti içersinde oluyorduk. Ama bu süreç ve gelişen bakış açısındaki farklılıklar neticesinde bunların değerlerinin farkına vardık ve korumak, bir takım fonksiyonlar yüklemek ve bizden sonraki kuşaklara aktarmak için aşamaları bütün kentlerimize aşılamaya devam ettik. Samsun’da 2006 yılından beri toplam 43 projeye yaklaşık olarak 10 milyon 615 bin TL kaynak kullanıldı. 23 tane belediyelerimizin projelerine 7.5 milyon TL ve İl Özel İdaresi’nin de 20 projesine 3 milyon TL bir harcama yapıldı. Bu amaçlarla toplanmış kaynaklar, ilgili belediyelerimizce hemen İl Özel İdaresinin hesabına aktarılması gerekiyor. Fakat bu aktarmada maalesef bazı sorunlar yaşıyoruz. Belediyelerimizin de kendilerinde göre bazı gerekçeleri olabilir. Bir takım ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu amaçla toplanmış paraları başka yerlerde kullanabiliyorlar. Yanılmıyorsam Samsun’da bu tarihe kadar 10 milyon TL para harcadık. Belediyelerden şuanda almamız gereken, belediyelerce vatandaşlardan tahsil edilmiş olan yaklaşık bir 10 milyon TL daha var. Eğer biz bu paraları tahsil edersek, bu tarihi mirasın ortaya çıkmasında çok hızlı bir şekilde mesafe alabiliriz” ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız